Türkiye Ýnsan Haklarý ve Eþitlik Kurumu (TÝHEK) koordinasyonunda, "Ýnsan Haklarý Perspektifinden Covid-19'a Karþý Aþý Uygulamalarý Çalýþtayý" Ýstanbul Üniversitesi'nin rektörlük binasýnda düzenlendi. Aþý uygulamalarýnýn hukuki boyutlarýnýn ele alýndýðý çalýþtayýn ilk oturumuna Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Recep Öztürk, Ýzmir Ekonomi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dr. Öðretim Görevlisi Mine Kasapoðlu Turhan ve Ýstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dr. Öðretim Üyesi Ýzzet Mert Ertan katýldý. Çalýþtayda konuþan Prof. Dr. Recep Öztürk aþý karþýtlýðýna iliþkin, geçmiþten bu yana ölümcül hastalýklara tek çarenin aþý olduðunu söyledi.
Her aþýnýn deðiþik yan etkilere sahip olduðunu vurgulayan Prof. Dr. Recep Öztürk "Milyonda bir ama çok öldürücü bir etkiye sahip olan anafilaksi olan bir kiþiye bütün tedbirler alýnarak hastane koþullarýnda aþý yapýlmalýdýr. Kýsa ve orta sürede ortaya çýkan alerjiler, aþý uygulama bölgesindeki belirtiler, trombotik olaylar, miyokardit olarak ortaya çýkýyor. 2 ay içinde ortaya çýkan geç alerjiler ise, polio çocuk felci aþýlarýndan sonra ise nadiren çocuk felci oluþmuþtur. Ancak bu çok az sayýda gerçekleþen bir olay. Ancak herhangi bir hastalýk geçirme durumunda yan etki görme oraný en az 17 kat fazla. Covid-19, grip, hepatit B ve kýzamýk aþýlarýnýn her biri deðiþik yan etkilere sahip. Ancak aþýlarýn gösterdiði yan etkiler, daha önce bir hastalýk geçirme durumuna baðlý. Hastalýk geçirirsek en az 5, 10 - 100 kat daha fazla yan etki yaþarýz. Ek komplikasyonlar hariç" dedi.
Aþý karþýtlýðýnýn çok hýzlý yayýldýðýna dikkat çeken Prof. Dr. Öztürk, "Aþý karþýtlýðý eskiden beri varlýðýný sürdürüyor. Ama ilk gerçek karþýtlýk bir yalana dayanýyor. 'Aþýlar otizm yapar' gibi olumsuz söylemlerle karþýlaþýyoruz. Bugün aþý karþýtlýðý nedeniyle neredeyse her ülkede aþýyla önlenebilir ölümlerde önemli bir artýþ var" diye konuþtu. "Aþý sayesinde desteklerle yürüyen çocuklar, kýzamýktan, difteriden ölen vakalar görmüyoruz" diyen Öztürk, "Yoðun bakýmlar artýk çocuk felciyle dolu deðil" ifadelerini kullandý.
Pandemi sürecinde kurallara uyma durumunda 2022 yýlýnda bir sonuç alýnabileceðini belirten Öztürk, "2021 yýlýnýn sonuna kadar pandemi sürecinden Türkiye de dahil olmak üzere tüm dünya etkilenecek. Henüz kullanýma giren spesifik bir antiviral yok. Yaygýn baðýþýklamaya raðmen maske ve mesafe tedbirlerine devam etmek durumundayýz. Ancak þu anda toplumda kiþisel koruma önlemleri çok azaldý" diye konuþtu.
Kovid-19 pandemisi ile mücadelenin bir insan haklarý yükümlülüðü olduðuna dikkat çeken Dr. Öðretim Üyesi Ýzzet Mert Ertan ise, "Aþýlamayý ne kadar uzatýrsak farklý mutasyonlarla o kadar karþýlaþacaðýz. Bir insan haklarý hukuku önlemi olarak, bu önlemin etkinliði azaltýlacak. Aþýlama önleminin etkili olabilmesi için hem aþýlamanýn zorunlu tutulmasý ve hem de aþýlama durumuna iliþkin belgelerin zorunlu olmasý ve kamunun bu önleme iliþkin olarak etkili ve yeterli biçimde bilgilendirilmiþ olmasý gerekmektedir" ifadelerini kullandý.