Sunucu Ece Erken'in eşi Şafak Mahmutyazıcıoğlu 27 Ocak'ta Bakırköy'de uğradığı silahlı saldırı sonucu öldürüldü. Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü'nce olaya karışan şüphelilerin tespitine yönelik yapılan çalışmalarda, olayın failleri olan Kadir Yasak ve Ali Yasak da aralarında bulunduğu 11 şüpheli 29 Ocak'ta yakalandı. Devam eden soruşturmada, şüphelilere yardım ve yataklık yaparak kaçmalarına imkan sağlayan 6 kişi daha yakalandı. Şüphelilerin ev ve işyerlerinde yapılan aralamalarda 3 ruhsatsız tabanca ele geçirildi. Ayrıca cinayette kullanıldığı düşünülen ruhsatsız tabanca, yapılan kamera çalışmaları sonucunda Yeşilköy Sahili kayalıklarının altında gizlenmiş halde kedi maması poşeti içerisinde bulundu. Ruhsatsız tabancanın yapılan balistik incelemesinde Şafak Mahmutyazıcıoğlu cinayetinde kullanıldığı belirlendi. Avukat Şafak Mahmutyazıcıoğlu'nun öldürülmesiyle ilgili Bakırköy Adliyesi'ne getirilen 16 şüpheli tutuklanma talebiyle Sulh Ceza Hakimliği'ne sevk edildi. Kovid-19 testi pozitif çıkan 1 şüphelinin ise karantinaya alındığı öğrenildi. Şüphelilerden Kadir Yasak, Ali Yasak, Abdulkadir Kara, Burak Otcuoğlu, Fatih Okan Kodak, Gökhan Karakan, Kerem Öztürk ve Uğur Can Bilge suçları işlediklerine dair kuvvetli suç şüphesini haklı kılan delillerin bulunması, adli kontrol tedbirlerinin yetersiz kalacağı gerekçeleriyle tutuklandı. Diğer 8 şüpheli ise haklarında yurt dışına çıkış yasağı ve kolluk birimine imza atma şeklinde adli kontrol tedbiri uygulandı.
12 gün boyunca Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü'nde gözaltına bulunan Ali Yasak'ın ifadesinde, "26 Ocak 2022 tarihinde öğle saatlerinde benim İngiltere'den 15 yıllık 2 okul arkadaşım eşleriyle birlikte Türkiye'ye hem iş hem de beni ziyaret etmek amacıyla geldiler. Onlar kendi gruplarından birinin doğum gününü kutlayacaklarmış o yüzden ben onları evime akşam yemeği yemek için davet ettim. Ancak bu iptal oldu aradan 3-4 saat sonra bana doğum günü organizasyonun iptal olduğunu söylediler. Bana eşlerimizle birlikte yemeğe çıkalım dediler. Ben kendilerine Arnavutköy Bebek'te bulunan balıkçıda yer ayarladım. Ben onlara siz geçin, eşime geç haber verdiğim için eşimin hazırlanması geç olur, onu alıp geleceğim dedim. Daha sonra belirtilen yere gittim ve akşam yemeği yedikten sonra saat 23:30 gibi saatin geç olması sebebi ve yol yorgunluğu olduklarından dolayı kalkmak istediler. Ben burada yemek esnasında arkadaşlarımla tanıştırmak için kardeşim Kadir Yasak'ı aradım ve yanıma çağırdım. O da bildiğim kadarıyla yola çıkmıştı. Ancak misafirlerim kalkınca Kadir'i aradım geri dön Yeşilköy'de otururuz dedim. Eşimi eve bıraktım. Daha sonra bizim sürekli olarak gittiğimiz Yeşilköy'de bulunan nargileciye gittim. Ancak burada Kadiri göremeyince aradım ve nerede olduğunu sordum. O da bana balıkçılar çarşısının yanında bulunan tekelin yanında olduğunu ve arkadaşı Okan Kodak'ı gördüğünü söyleyerek, beni yanına çağırdı. Buradan beraber gideriz dedi. Daha sonra ben belirtilen yere gittiğimde kapıda Seccad Y. İsimli şahsı gördüm. Bana Cunda Balık isimli yeri gösterdi. Seccad Y. bana kardeşimin balıkçıda oturduğunu birileriyle konuştuğunu ve problem olabileceğini söyleyerek git bir bak dedi" ifadelerini kullandığı öğrenildi.
Ali Yasak içeri girdiğinde kardeşi Kadir Yasak ve Şafak Mahmutyazıcıoğlu arasında hararetli bir konuşma olduğunu belirterek şu şekilde ifadesine devam ettiği belirtildi: "Ben içeri girdim, kardeşimin olduğu masaya oturdum. Masada Şafak Mahmutyazıcıoğlu, kardeşim, daha sonra medyadan öğrendiğim Serkan D. Vardı. Kendimi tanıttım. Şafak'a Kadir'in ağabeyi olduğumu söyledim. Aralarında hararetli bir konuşma vardı. Ben konuya vakıf değildim araya girdim. Kendisine Şafak Abi olarak hitap ettim. Aranızda bir sorun varsa sakince çözelim dedim. Görüşmede Şafak, Kadir'e hakaretler ediyordu. Ben en son duyduğum kadarıyla Kadir Şafak'a hitaben Şafak Abi sen benim arkamdan böyle böyle küfür mü ediyorsun, ailemize varacak kadar şeklinde hitaplarda bulundu. Bunun üzerine Şafak daha çok şiddetli konuşmaya başladı ve Kadir'e sesini yükseltmeye, ağır hakaretler ile küfretmeye başladı. Her ne kadar araya girmeye çalışsam da ilk anda başarılı olamadım. Şafak'ın Kadir'e küfür ederek parmak salladığını gördüm. O arada Kadir, Şafak'a 'bana hakaret, küfür etme' dedi. Ondan sonra Şafak ayağa kalkıp Kadir'in üstüne saldıracak gibi gittiğinde ben hala iki tarafı sakinleştirmeye çalışıyordum. Şafak'ı kolundan Kadir'i elimle dur işareti yaparak aralarına girdim. İkisi arasında masa vardı. Ben Şafak'ı tutmaya çalıştığım esnada silah patladı ve döndüğümde Kadir'in elinde silah gördüm. Şafak vuruldu ve yere düştü. Kadir ilk anda bir el ateş etti. Daha sonra Şafak yerdeyken başka bir şahsa daha bir el ateş ettiğini gördüm. Ben bu süreçte Şafak'ı dışarıya çıkartıp ambulansı çağırmak istedim. Şafak kilolu olduğu için taşıyamadım. Ve sürükleyerek dışarıya çıkarmaya çalıştım. Buradaki amacım, ilk olarak Kadir ile Şafak'ı birbirinden uzaklaştırmak, dışarıya çıkardıktan sonra vale kulübesine haber verip, Şafak için 20-30 metre ileride bulunan taksi durağından araç çağırmalarını isteyecektim. Daha sonra Kadir, Şafak'ı dışarıya çıkaracağım kapının oraya gelerek rasgele 2 el daha ateş etti. Bu mermilerden biri bana da gelebilirdi. Hayatımda daha önce hiçbir çatışmanın içerisinde bulunmadım. İnsanlar ambulansı aramaya başlayınca Şafak Mahmutyazıcıoğlu'nu çekmeyi, tam kapının önünde bırakıp. Kadir'den silahı aldım ve oradan beraber uzaklaştık"
Cinayetten sonra sabaha kadar sokakta gezdiklerini söyleyen Ali Yasak'ın, "Daha sonra Kadir ile olay gecesi Yeşilyurt civarında sokaklarda gezdik. Sabah 9 gibi arkadaşım Batuhan A.'yı aradım ve 'dün gece Kadir bazı olaylar yaptı, kavga etti, işe gitmediysen gel beni dondurmacının ilerisinden al' dedim. Batuhan gelerek beni aldı. Batuhan'ın Yeşilköy mahallesinde bulunan ancak tam adresini bilmediğim evine gittik. Kadir bu esnada halen sokaklarda geziyordu. Daha sonra medyadan konuyu duydum ve Şafak'ın vefat ettiğini öğrendim. Olay silahı bendeydi. Ben Batuhan'a kendimi kötü hissettiğimi ve hava almak istediğimi söyledim, o da bana her zaman kedileri beslediğini, kendisiyle dışarıya çıkabileceğini söyledi. Kedi maması alarak Batuhan ile dışarıya çıkarak sahile gittik. Bana silahı gömmek için boş poşet lazımdı. Ancak Batuhan'ın haberi olmadığı için ben Batuhan'a bütün kedileri beslettim ve boş mama poşetini alıp, kayalıklara doğru ilerledim. Silahı belimden çıkartıp, poşete koyup kayalıkların arasında gömdüm. Batuhan'ın bundan haberi yoktu. Yakalandığım gün kendi rızamla kimse benden bir şey talep etmeden bu silahı kendim teslim ettim. Daha sonra Batuhan'ın evine tekrar döndük. Mehmet Sedat S.'yi aradım, olayı anlatmadan gidip Kadir'i dondurmacının çevresinden almasını söyledim. Ve Batuhan'ın evine birlikte gelmelerini söyledim. Bu bizim sık sık yaptığımız aktivitelerden biridir. Daha sonra Mehmet Sedat S. Ve Kadir geldiler. Batuhan'ın 16:00 gibi toplantısı olduğu için çıkması gerekiyordu. O yüzden Kadir ile ben, Mehmet'in Büyükçekmece'deki tam olarak adresini hatırlamadığım evine gitmek istediğimizi ve aç olduğumuzu belirttim. Bu ana kadar halen Mehmet'in haberi yoktu. Daha sonra Kadir'i bu eve bırakıp alışveriş yapmak için Mehmet ile çıktık. Sonrasında eve dönerek yemek yaptık. Akşam saat 19:00-20:00 gibi Abdülkadir'i, Mehmet Sedat'ın telefonunda arayarak çağırdık, çünkü benim üzerimde telefon yoktu. Telefonu olay gecesi sabahında Batuhan'ın evinde unutmuştum. Abdülkadir geldi, Mehmet Sedat'ın evinde sıkıldık, daraldık. Gürpınar konaklarına Mehmet Sedat, ben, Abdülkadir ve Kadir ile birlikte Abdülkadir'in akrabası olan daha önce hiç tanımadığım Mehmet A'nın evine gittik. Bu aşamaya kadar halen Mehmet Sedat ve Abdülkadir olayı bilmiyordu. Mehmet A, Abdülkadir K ve Mehmet Sedat öğlen 11:00-12:00 gibi evi terk ettiler. Biz Kadir ile yalnız kaldık. Biz olayı söylemedik ancak bu evde istenmediğimizi hissetmiştik. Belki bu esnada olayı öğrenmiş olabilirler ancak ben hiçbir şey söylemedim. Açıkçası olay ile ilgili bilgilerinin olabileceğini düşünmüyordum. İşleri olması sebebiyle evden çıkmışlardı. Evdeyken onlar çıkmadan önce kavga ettiğimi ve başımın belada olduğunu söylemiştim. Sonrasında polisler bizi yakalandı. Zaten ben bir gün sonra teslim olacaktım. Teslim olmamdaki sebep daha önce böyle bir durumda bulunmadım, ne yapacağımız bilemedim. Medya baskısından dolayı ürktüm, biraz vakit geçirip medya baskısı azalınca teslim olmak istemiştim" ifadelerini kullandığı öğrenildi.
Hakimin güvenlik kamerası görüntülerini hatırlatarak "Kadir'in yerde yatan maktule bakar vaziyette olduğu, kardeşinin eylemini engellemek amacıyla fiziki olarak kardeşine yakın olması nedeni ile kardeşini tutabilecek iken neden tutmadığı ve bu sırada maktulü tutmaya devam ettiğini" sorusuna ise Ali Yasak'ın "Olay kolluk ifademde belirttiğim gibi ani şekilde gerçekleşti. Olayın şoku ile bende tam olarak ne yaptığımı bilemedim. Aklıma gelen ilk şeyi yaptım. Amacım maktulün daha fazla zarar görmesini engellemekti. Başka bir niyetim yoktu. Kendisini sürükleyerek onun yaralanmasına ve ölümüne neden olacağımı düşünmedim" dediği belirtildi.