Trabzon'un Maçka ilçesinde 11 Ağustos 2017'de teröristlerin şehit ettiği Eren Bülbül ve Astsubay Kıdemli Başçavuş Ferhat Gedik'in öyküsünü anlatan filmin galasına katılan anne Ayşe Bülbül, "Son bölümde çeşme başında sırt üstü Eren'in vurulup düşmesiyle gözlerinin açık kalması, ben orda ne olduğunu anlamadım, hayattan koptum, ben orada Eren'i gerçekten gördüm." dedi.
Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nde yapılan TRT Ortak Yapımı "İyi ki Varsın Eren: Kesişme" filminin galasına katıldıktan sonra Maçka ilçesinin Köprüyanı Mahallesi'ndeki evine dönen anne Bülbül, film ile ilgili izlenimlerini, AA muhabiri ile paylaştı.
Bülbül, filmi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile birlikte izlediklerini ifade ederek, "Yavrumun filminin galasını izledim ama bir anne olarak hayatımızı izledim. Eren, kıpır kıpır bir çocuktu. Hele o Eren'i oynayan küçük oyuncular, aynı Eren'i görmüş gibi oldum." diye konuştu.
Ayşe Bülbül, filmi izlerken kendisinin ve şehit Gedik'in eşi Cemile Gedik'in çok duygulandığını, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın da onlarla birlikte gözyaşı döktüğünü anlattı.
"Cumhurbaşkanımızla aynı sırada oturduk." diyen Bülbül, şöyle devam etti:
"Şehidimiz Ferhat Gedik'in eşi bir yanında ben de Eren'in annesi olarak diğer yanında oturduk bizim döktüğümüz gözyaşını Cumhurbaşkanımız da aynı şekilde döktü. Biz ne kadar ağladıysak o bizden çok ağladı. Biz yine sağa sola döndük yaşımızı sildik ama o önündeki masadan peçete alarak gözyaşlarını sildi. Bizim hayatımızı izleyip de Cumhurbaşkanımızın üzüldüğünü görünce acım bir ise orada ikiye katlandı. Orada Cumhurbaşkanımızla birlikte bizimle birlikte ne insanlar gözyaşı döktü. Ne bakanlarımız, milletvekillerimiz, belediye başkanlarımız aynı benim gibi gözyaşı döktü ama ben bir anneydim daha kötü oldum."
Anne Bülbül, filimden etkilendiği bölümleri aktararak, şunları söyledi:
"Filmde bütün bölümleri başından sonuna kadar izlediğim için kötü oldum. Hala kendimde değilim. Kendi dengemi sağlayamıyorum. Evladımın 1 Ocak doğum günü. Emrah abisini arayıp Eren'e pasta yaptırıp getir, üzerine de not yazdır dedim. Ben evladımın 4 yıldır doğum gününü kutluyorum. Kardeşleri alıyorlar pastayı ortalarına yemiyorlar. Hiçbir tanesi dokunmuyor pastaya. 13 tane evladımın birini vatana şehit verdim. Büyüttüğüm evladımdan gururluyum, onun yapmış olduğundan gururluyum. Eren, bugün yaşasaydı 20 yaşını dolduracaktı, öyle bir evladın annesi olduğum için gururluyum. Emeğim helali hoş olsun ben ona hakkımı helal ediyorum, o acaba bana evlatlık hakkını helal edecek mi?"
Kendisini en çok etkileyen bölümün, oğlunun yevmiye aldıktan sonra markete gittiği sahne olduğunu ifade eden Bülbül, "Beni en çok etkileyen bölüm benim yavrumun yevmiye aldıktan sonra markete gidiyor, aldığı makarnaları kardeşlerine getirdiği bölüm ve son bölümde çeşme başında sırt üstü Eren'in vurulup düşmesiyle gözlerinin açık kalması. Ben orada ne olduğumu anlamadım, hayattan koptum, ben orada Eren'i gerçekten gördüm. O kadar üzüldüm o kadar üzüldüm. Acaba Eren'im evladımın ölümüne sebep olanlarda bir lokma üzüldüler mi?" diye konuştu.
Bülbül, "Bir çocuğu sadece doğurmak, orada köy şartlarında büyütmek, hiçbir anne ve babanın tercihi olamaz. Ben onları çok yokluk içinde büyüttüm. Eşimi kaybedene kadar çok mutlu, dört dörtlük bir aileydik, huzuruyduk, ne zaman ki eşimi kaybettim, bir yıl sonra Eren'imi şehit verdim, benim dünyam başıma yıkıldı." ifadelerini kullandı.
Anne Bülbül, filmde emeği geçen yapımcı Mustafa Uslu ve ekibi başta olmak üzere herkese teşekkür ederek, "Acı acıdır ama Eren'in ardından benim için en değerli ve kıymetli çekilen bu film oldu." dedi.