Terörist baþýnýn Kenya'da paketlenip Türkiye'ye getirilmesinin üzerinden 23 yýl geçti
ABONE OL

AA muhabirinin derlediði bilgilere göre, teröristbaþý Öcalan, 12 Eylül 1980 darbesinden kýsa süre önce Türkiye'den ayrýlarak Suriye'ye yerleþti.

Terör örgütü PKK'nýn etki alanýný Irak'ýn kuzeyine taþýmasýnýn ardýndan yapýlan ikinci sözde kongrede Öcalan'ýn silahlý talimat eylem talimatýnýn ardýndan PKK'nýn kanlý eylemleri Siirt'in Eruh ve Hakkari'nin Þemdinli ilçelerinde baþladý.

Türkiye'de yaþayan ve özellikle kýrsal kesimdeki Kürt vatandaþlarý silah ve baskýlarla hedef alan terör örgütü, Doðu ve Güneydoðu Anadolu'da yaþayan vatandaþlarýn haklarýný silahla engellemeye çalýþtý.

Öcalan'ýn, "DEP'e (Demokrasi Partisi) oy vermeyenin tavuðunu bile öldürün." sözünün ardýndan 1987'de Türkiye, PKK'nýn katliamlarýyla sarsýldý.

Bölücü örgüt PKK mensuplarýnýn masumlara yönelik saldýrýlarýnýn ardýndan terör örgütünün elebaþý Öcalan "bebek katili" olarak anýlmaya baþlandý.

Öcalan'ýn emriyle düzenlenen kanlý katliamlar 90'lý yýllarda da devam etti.

- ÖCALAN'IN SIÐINACAK ÜLKE ARAYIÞLARI

Öcalan, PKK'nýn silahlý ve siyasi faaliyetlerini, 1998 sonbaharýna kadar fiilen Suriye'den yürüttü.

Türkiye Cumhuriyeti hükümeti, Öcalan'ý topraklarýnda barýndýrmamasý konusunda Þam'a baský yaptý.

Hafýz Esed yönetimindeki Suriye'nin PKK'ya desteði ve Türkiye'ye yönelik söylemleri, iki ülke arasýnda uzun süredir devam eden krizin derinleþmesine neden oldu.

Ýki ülke arasýndaki kriz, Türkiye'den yapýlan açýklamalarla yeni bir boyut kazandý ve teröristbaþýnýn Türkiye'ye getirilmesi için düðmeye basýldý.

Krizin derinleþtiði 1998'de dönemin Kara Kuvvetleri Komutaný Orgeneral Atilla Ateþ, bazý komþularýnýn Türkiye'nin iyi niyetini ve yakýnlýðýný yanlýþ deðerlendirdiklerini belirterek, "Apo denilen eþkýyayý kendi ülkelerinde barýndýrýp onu destekleyerek, Türkiye'yi terör belasýna bulaþtýrmýþlardýr. Türk milleti artýk bu konuda göstereceði iyi niyetin sonuna gelmiþtir." ifadeleriyle yeni dönemin ilk sinyallerini verdi.

Suriye'nin tutumuna Türkiye'nin tepkisi sadece Orgeneral Ateþ ile sýnýrlý kalmadý. Dönemin Cumhurbaþkaný Süleyman Demirel'in yaptýðý bir konuþmadaki, "Tüm uyarýlarýmýza ve barýþçý açýlýmlarýmýza raðmen hasmane tutumundan vazgeçmeyen Suriye'ye karþý mukabelede bulunma hakkýmýzý saklý tuttuðumuzu ve sabrýmýzýn taþmak üzere olduðunu bir kere daha dünyaya ilan ediyorum." sözlerinin ardýndan Hafýz Esed'in kararýyla 9 Ekim 1998'de Öcalan sýnýr dýþý edildi.

Terörist Öcalan, önce Yunanistan'a gitti, Atina'nýn iltica talebini kabul etmemesi üzerine Rusya'ya sýðýndý.

Moskova ile temasa geçen Ankara, bölücü terör örgütü PKK'nýn baþýndaki ismin teslim edilmesini istedi ama beklediði yanýtý alamadý.

Öcalan, Rusya Parlamentosundan sýðýnma hakký elde etti ancak diplomatik baskýlara dayanamayan Rusya, Öcalan'ý Ýtalya'ya gönderdi.

Ýtalyan makamlarý, Türkiye'ye iade edilmeyeceði garantisi vererek PKK elebaþýnýn iltica iþlemlerini baþlattý ancak sahte pasaport taþýmaktan dolayý onu tutukladý.

Ýtalya'da o dönem Adalet Bakanlýðý Müsteþarlýðý görevinde bulunan Franco Carleone, "Ýtalyan hükümeti, ölüm cezasýyla karþý karþýya olan birini iade edemez" açýklamasýyla Türkiye'nin tepkisini çekti.

Ýtalya'da çýkarýldýðý mahkemede, terörist eylemleri dolayýsýyla piþmanlýk duyduðunu söyleyen Öcalan'a, Ýtalyan hakimlerce, "Saðlýk durumu ve kaçamayacaðý yönündeki kanaatler" doðrultusunda ev hapsi verildi.

Öcalan'ýn burada bir villaya yerleþtirilmesi ve iade edilmemesi üzerine Türkiye'de Ýtalya'ya karþý tepkiler arttý. Bir boykot kampanyasýna dönüþen tepki dolayýsýyla çok sayýda vatandaþ, Ankara'daki büyükelçilik önüne gelerek Ýtalya'nýn tutumunu protesto etti.

Ýtalya'da da barýnamayan Öcalan tekrar 16 Ocak 1999'da Rusya'ya gitti. Burada kendisine 10 gün süre tanýnan teröristbaþý, 29 Ocak 1999'da özel uçakla tekrar Yunanistan'a geçti. Öcalan, 31 Ocak'ta Hollanda ve Belarus'a gitmek istese de bu ülkelerden iniþ izni alamadý.

Öcalan, 2 Þubat 1999'da Yunanistan'dan ayrýlarak gittiði Kenya'da Yunanistan'ýn Nairobi Büyükelçiliði rezidansýna götürüldü.

- MÝT HAREKETE GEÇTÝ

Öcalan'ýn, Kenya'dan Hollanda'ya gitmek istediðine iliþkin istihbaratýn ardýndan MÝT harekete geçti. Bu doðrultuda iþ insaný Cavit Çaðlar'ýn uçaðý kiralandý ancak Çaðlar'a operasyona iliþkin bilgi verilmedi.

Yunanistan'ýn Öcalan için ayarladýðý uçaða benzemesi için boyanarak kuyruk iþareti konulan uçak, hazýrlýklarýn ardýndan Türkiye'den ayrýldý. Pilotlara Mýsýr'a gideceði yönünde bilgi verilen uçakta 2 pilot haricinde MÝT personeli bulunuyordu.

Türkmenistan uçaðý þeklinde iþlemleri yapýlan uçaktaki yolcu bilgilerinde ise "muz tüccarlarý" ifadesi kullanýldý.

Ayný tip ve ayný renk uçaðýn Hollanda'dan Kenya'ya gidecek olmasý sebebiyle kiralanan uçak için Mýsýr ve Uganda'ya gideceði þeklinde rota çizildi. Uçak, muz tüccarý gibi davranan yolcularýyla 10 gün Uganda'da bekledi.

- "LAZAROS MAVROS"UN TÜRKÝYE'DE BÝTEN YOLCULUÐU

"Lazaros Mavros" adýna düzenlenmiþ Kýbrýs Rum Kesimi pasaportu taþýyan Öcalan'ýn yakalanmasý için 15 Þubat 1999'da harekete geçildi.

Hollanda'dan Öcalan'ý almak için gelen uçak henüz havadayken operasyona giden Türk uçaðý, Nairobi Havalimaný'na indi.

Bir süredir Yunanistan'ýn Nairobi Büyükelçiliðinde kalan Öcalan, Hollanda'ya gidecek uçaða binmek üzere korumalarýyla buradan ayrýldý.

Havalimanýna giden yol güzergahýnda görev yapan Kenya polisi, Öcalan'ýn bulunduðu aracýn geçmesinin ardýndan yolu kesti. Öcalan'ýn konvoyundaki diðer araçlarýn baþka yola yönlendirilmesi, operasyon ekibine zaman kazandýrdý.

Nairobi Havalimaný'na geldiðinde bineceði uçaðýn, Hollanda'dan kendisi için gönderildiðini zanneden Öcalan'ýn Türkiye'ye getirilme yolculuðu uçaða adým atmasýyla baþladý.

Öcalan'ý getiren konvoy ise havalimanýna ancak uçak kalktýktan sonra giriþ yapabildi.

Teröristbaþý Öcalan, uçaða alýnmasýnýn ardýndan kelepçelendi ve gözleri baðlandý. Uçaðýn havalanmasýnýn ardýndan gözleri açýlan Öcalan'ýn ilk duyduðu söz, "Abdullah Öcalan, memlekete hoþ geldin." oldu.

Türkiye'ye yönelen uçaðýn hedefinde Bandýrma'daki askeri üs vardý. Sis nedeniyle iniþ yapamayan uçak sisin daðýlmasý için beklerken yakýt ikmali gerekliliði doðdu. Bu nedenle uçak, Atatürk Havalimaný'na inerek burada kapýlarýný açmadan yakýt ikmali yaptý ve daha sonra sis daðýlýnca tekrar Bandýrma'daki üsse doðru hareket etti.

Öcalan'ýn Suriye'den sýnýr dýþý edilmesiyle baþlayan kaçýþ yolculuðu, 16 Þubat 1999'da sabah 03.00 sularýnda Bandýrma'da sona erdi.

- ÖCALAN TÜRKÝYE'DE

Dönemin Baþbakaný Bülent Ecevit, baþarýlý operasyonun ardýndan sabah saatlerinde Baþbakanlýk Resmi Konutu'nda Jandarma Genel Komutaný Orgeneral Rasim Betir, Genelkurmay Harekat Baþkaný ve Baþbakanlýk Askeri Danýþmaný Korgeneral Yaþar Büyükanýt ve MÝT Müsteþarý Þenkal Atasagun ile bir araya geldi.

Basýna da Ecevit'in saat 11.00'de basýn toplantýsý düzenleyeceði duyurusu yapýldý. Ecevit, beraberindeki MÝT Müsteþarý Atasagun ile Baþbakanlýk Merkez Binasý'na geldi.

Bakanlar Kurulu salonunda "Deðerli gazeteci arkadaþlarým, sizlere ve aziz yurttaþlarýma bir haberim var." ifadeleriyle açýklamasýna baþlayan Ecevit, "Bu sabaha karþý saat 03.00'ten itibaren bölücü terör örgütü PKK'nýn baþý Abdullah Öcalan Türkiye'dedir." dedi.

Operasyona iliþkin bazý bilgileri de paylaþan Ecevit, operasyonu sadece 10 yetkilinin bildiðini, hiçbir sýzma olmadýðýný söyledi. Operasyonun Genelkurmay ile MÝT'in tam bir uyum içinde çalýþmasý sayesinde baþarýldýðýný belirten Ecevit, tebriklerini iletti.

- TERÖRÝST ELEBAÞI ÖCALAN'IN YARGILANMASI

Öcalan'ýn yargýlanmasýna 31 Mayýs 1999'da Ýmralý Adasý'nda kurulan özel mahkemede baþlandý, dava dokuz duruþmada tamamlandý. Davayý, Ankara 2 No'lu Devlet Güvenlik Mahkemesi yürüttü.

Türk Ceza Kanunu'nun "vatana ihanet" suçunu düzenleyen 125. Maddesine göre Öcalan hakkýnda idam cezasý verildi.

Dönemin DSP-ANAP-MHP hükümetinin kararýyla, Türkiye'nin Avrupa Birliði'ne uyum yasalarý gereði idam cezasýnýn kaldýrmasý üzerine Öcalan hakkýndaki idam hükmü, "aðýrlaþtýrýlmýþ müebbet" hapse çevrildi.

Mahkemenin gerekçeli kararýnda, "Öcalan'ýn, eylemlerinin þiddeti, yoðunluðu ve sürekliliði ve içinde bebek, çocuk, ihtiyar ve kadýnlarýn da bulunduðu binlerce insanýn öldürülmüþ olmasý ve ülke genelinde ciddi tehlike oluþturmasý nedeniyle cezai sorumluluðu azaltan maddelerden yararlanmasýnýn uygun görülmediði" açýklandý.