28 Þubat 1997'de yapýlan MGK toplantýsý sonucu sözde 'irtica'ya karþý baþlayan ordu ve bürokrasi merkezli harekât, Refah Partisi (RP) Genel Baþkaný ve Baþbakan Necmettin Erbakan'ýn istifasýna ve Refah-Yol hükümetini daðýlmasýna yol açmýþtý.
Aralýk 1995'te yapýlan genel seçimler sonucunda sandýktan lider olarak çýkan 'Milli Görüþ' hareketi lideri Erbakan, kendisinin baþbakan, Tansu Çiller'in ise baþbakan yardýmcýsý olduðu Refah-Yol hükümetini kurmuþtu.
Uzun müzakereler sonucunda kurulan koalisyon hükümeti, vesayetçileri rahatsýz etmiþti.
Hükümetin kurulmasýyla her geçen gün sözde 'irtica korkularýný' tetikleyecek yeni olaylar gündeme getiriliyordu.
Ordu ve medya el ele vererek, "darbeye zemin hazýrlamak" için birçok kurgu habere imza atýyor, "laiklik" ve "irtica" hezeyanlarý manþetlerden düþmüyordu.
Medya patronu Aydýn Doðan, Ertuðrul Özkök gibi gazeteciler üzerinden 'irtica' propagandasýnýn medya ayaðýný yürütüyordu.
Bir de üzerine, Müslüm Gündüz ve Fadime Þahin gibi isimlerle tertiplenen oyunlar eklenince, ordu içindeki darbeci klik hükümete, özellikle de Baþbakan Erbakan'a daha çok baský yaptý.
Dönemin Cumhurbaþkaný Süleyman Demirel, Erbakan'a rejim konusundaki endiþelerini dile getiriyor, Refah-Yol hükümetine mecliste gensoru önergeleri veriliyordu.
ÝFTAR YEMEÐÝ VE KUDÜS GECESÝ TARTIÞMALARI
11 Ocak 1997'de Erbakan'ýn karýldýðý bir iftar programý, basýn tarafýndan 'laiklik elden gidiyor' baþlýklarýyla manþetlere taþýndý.
Ýftar yemeðinin tartýþmalarý henüz son bulmamýþtý ki, 30 Ocak 1997'de Ankara'nýn Sincan ilçesinde 'Kudüs Gecesi' düzenlendi.
Refah Parti'li Sincan Belediye Baþkaný Bekir Yýldýz'ýn düzenlediði geceye katýlan Ýran'ýn Ankara Büyükelçisi Muhammed Rýza Bagheri bir konuþma yaptý. Buna, gecede sergilenen gösteriler de eklenince o dönem sýkça dile getirilen rejim tartýþmalarý alevlendi.
Kudüs Gecesi'nin ertesi günü ise, üniversitelerde baþörtüsünü serbest býrakan kararname imzaya açýldý.
2 Þubat 1997'de yargý organlarý harekete geçti. Hem Ankara Cumhuriyet Baþsavcýlýðý hem de Devlet Güvenlik Mahkemesi Baþsavcýlýðý 'Kudüs Gecesi' için ayrý ayrý soruþturma baþlattý.
SÖZDE TATBÝKAT, ÖZDE GÖZDAÐI
Hükümetin kurulmasýnýn üzerinden 7 ay geçmiþti ki 4 Þubat günü 15 tank ve 20 zýrhlý araçtan oluþan konvoyun Ankara'nýn Sincan ilçesinden geçmesi askerin darbe uyarýsý olarak algýlandý.
Bu geliþmeler üzerine Sincan Belediye Baþkaný görevden uzaklaþtýrdý. Belediye Baþkaný Bekir Yýldýz ile 9 arkadaþý "halký kin ve düþmanlýða tahrik" iddiasýyla tutuklandý.
Ýran Büyükelçisi Bagheri ise Kudüs Gecesi'ndeki konuþmalarýnýn ardýndan artan tepkiler üzerine ülkesine dönmek zorunda kaldý.
Kudüs Gecesi'nden 4 gün sonra Ýçiþleri Bakanlýðýna bir yazý gönderen dönemin Cumhurbaþkaný Demirel, "Belediyelerdeki köktendinci kadrolaþmanýn derhal incelenmesi"ni istedi. Bunun üzerine Ýçiþleri Bakaný Meral Akþener, valiliklere gönderdiði yazýda "Cumhurbaþkaný'na bilgi verilmek üzere" konunun araþtýrýlmasý talimatýný verdi.
Baþbakan Erbakan, 21 Þubat 1997'de Cumhurbaþkaný Demirel ile yaptýðý görüþme sonrasýnda "Türkiye'nin rejim meselesi yok." açýklamasý yaptý.
Ayný gün, Washington'da Türk-ABD Konseyi kapanýþ balosunda konuþan dönemin Genelkurmay Ýkinci Baþkaný Orgeneral Çevik Bir, yýllarca zihinlerden silinmeyecek "Sincan'da demokrasiye balans ayarý yaptýk." dedi.
BAÞÖRTÜSÜ YASAKLARI
12 Eylül 1980 Askeri Darbesi'nin ardýndan çýkarýlan ve yaklaþýk 31 yýldýr yürürlükte kalan 'kamuda kýlýk kýyafet yönetmeliði' nedeniyle kadýnlar, kamu kurumlarýnda baþörtüleriyle çalýþamýyordu.
Ama bazý üniversitelerde senato kararlarýnda aksi belirtilmediði sürece öðrenciler baþý kapalý bir þekilde derslere girebiliyordu.
15 Eylül 1997'de YÖK baþkanlýðýnýn bir genelgesi ile türbanlý öðrencilerin okullara alýnmasý tamamýyla yasaklandý.
MGK bildirisinden yalnýzca 5 gün önce dönemin Ýstanbul Üniversitesi Rektörü, baþörtüsünü yasaklayan 23 Þubat 1998 tarihli genelgeyi yayýmladý. Ýstanbul Üniversitesi ile baþlayan yasaklar kýsa sürede bütün üniversitelere yayýldý.
Baþý kapalý bir þekilde eðitimine devam eden öðrenciler bu kararlarýn ardýndan ya baþörtüsünü çýkartacaklardý ya da eðitimlerini yarýda kesmek zorunda kalacaklardý.
Bu kararlarla binlerce kadýnýn eðitim hayatý sona erdi. Eðitimine devam etmek isteyenler ise, ikna odalarýndaki baskýyla baþýný açmaya zorlandý.
28 ÞUBAT 1997 MGK TOPLANTISI
Tartýþmalarýn en yoðun döneminde, Cumhurbaþkaný Demirel'in 26 Þubat'ta Baþbakan Erbakan'a "rejim konusunda endiþelerini" dile getiren bir mektup gönderdiði otaya çýktý.
Yaþanan tüm bu geliþmelerin ýþýðýnda, 28 Þubat 1997'de Milli Güvenlik Kurulu (MGK), Cumhurbaþkaný Demirel'in baþkanlýðýnda toplandý. MGK tarihinin en uzun toplantýlarýndan biri olan, Türkiye'ye siyasal ve sosyal anlamda yeni bir istikamet çizen bu toplantý, 8 saat 45 dakika sürdü. Çankaya Köþkü'nde saat 15.10'da baþlayan toplantý, saat 23.55'te sona erdi.
Toplantý sonrasýnda yayýmlanan 4 maddelik MGK bildirisinde özetle "Cumhuriyet ve rejim aleyhtarý yýkýcý ve bölücü gruplarýn, laik ve anti-laik ayrýmý ile demokratik ve sosyal hukuk devletini güçsüzleþtirmeye yeltendiklerinin müþahede edildiði" belirtilerek "Anayasa ve Cumhuriyet yasalarýnýn uygulanmasýndan asla taviz verilmeyeceði" vurgulandý.
ERBAKAN'A ÝMZA BASKISI
MGK bildirisinin yayýmlanmasýnýn ardýndan, 1 Mart 1997'de askerlerin MGK toplantýsýna getirerek hükümetten yapýlmasýný istediði 20 madde ortaya çýktý. Bu taleplerin arasýnda, "Temel eðitimin 8 yýla çýkmasý, imam hatip okullarýnýn meslek okullarýna dönüþtürülmesi, irticai faaliyetlere karýþtýklarý için TSK'daki görevlerine son verilen askerlerin belediyelerde istihdam edilmesinin önüne geçilmesi" de vardý.
Erbakan, bu 20 maddedeki bazý ifadeleri kabul etmeyerek kararlarý imzalamadý. 3 Mart'ta DYP'nin bazý önde gelen isimleri, hükümetten çekilme çaðrýsýnda bulundu. Çiller, Baþbakanlýk'ta bir araya geldiði Erbakan'ý "MGK kararlarýný imzalamasý" konusunda iknaya çalýþtý. Bu süreçte bir basýn toplantýsý düzenleyen Erbakan, yeni hükümet arayýþlarýna tepki göstererek "Hükümet TBMM'de kurulur, MGK'de kurulmaz" ifadelerini kullandý.
Baþbakan Yardýmcýsý Çiller, DYP Grup Toplantýsý'nda yaptýðý konuþmada, MGK kararlarýna direnilmemesini istedi. Bundan sonra DYP'de "hükümetten çekilelim" sesleri yükselmeye baþladý.
Dönemin DYP Milletvekili ve Ýçiþleri Bakaný Meral Akþener, katýldýðý bir televizyon programýnda, 28 Þubat kararlarýndaki imzasýný gururla savunup, "MGK kararlarýnýn uygulanmasý gerektiðine gönülden inanýyorum." ifadelerini kullandý.
Anayasa Mahkemesinin kuruluþ yýl dönümünde konuþan Cumhurbaþkaný Demirel, "Kimse laik Cumhuriyet'e alternatif aramaya kalkýþmasýn." ifadelerini kullandý. Demirel, 22 Nisan'daki bir baþka konuþmasýnda ise Türkiye'nin içinde bulunduðu krizden çýkýþ yolunu "seçim" olarak gösterdi.
MGK, 26 Nisan'da toplandý ve 28 Þubat'ta alýnan kararlarýn ne kadar uygulandýðýný belirleyebilmek için "Ýzleme Komitesi" kurulmasý ve bu komitenin her ay MGK'ye rapor sunmasý kararlaþtýrýldý.
Dönemin Yargýtay Cumhuriyet Baþsavcýsý Vural Savaþ, 21 Mayýs 1997'de "Anayasa'nýn laiklik ilkesine aykýrý eylemlerin odaðý haline geldiði açýklýkla anlaþýldýðý" gerekçesiyle RP'nin sürekli kapatýlmasý istemiyle dava açtý.
FETÖ ELEBAÞI GÜLEN'DEN DARBECÝLERE ÖVGÜ
Fetullahçý Terör Örgütü (FETÖ), 28 Þubat sürecinde de aktif rol oynamýþ ve dönemin antidemokratik uygulamalarýnýn destekçisi olmuþtu.
Sürecin mimarlarý için "demokrat" diyecek kadar ileri giden Gülen, katýldýðý bir televizyon programýnda, "Askerlerimiz bir yönüyle yaptýklarý bazý þeylerden ötürü bazý çevrelerce, belki antidemokratik davranýyor sayýlabilirler. Ama onlar, konumlarýnýn gereðini, anayasanýn kendilerine verdiði þeyleri yerine getiriyorlar. Hatta dahasý, ben zannediyorum, onlar, bazý sivil kesimlerden daha demokrat." demiþti.
'BATI ÇALIÞMA GRUBU'
Genelkurmay Baþkanlýðý bünyesinde 11 Haziran'da sözde irticaya karþý 'Batý Çalýþma Grubu' oluþturuldu.
18 Haziran'da Baþbakan Necmettin Erbakan ile yardýmcýsý Tansu Çiller, "giderek artan toplumsal gerginlik nedeniyle hükümetin nasýl devam edeceði" konusundaki görüþmelerinde uzlaþtýlar. Baþbakanlýðý Çiller devralacak, BBP hükümete girecek ve erken seçim yapýlacaktý. Bu anlaþmadan sonra Erbakan ayný gün hükümetin istifasýný Cumhurbaþkaný Demirel'e sundu.
Erbakan, Demirel ile görüþmesinde RP, DYP ve BBP'nin anlaþtýðýný, Bakanlar Kurulu ve hükümet programýnýn hazýr olduðunu bildirdi ve hükümeti kurma görevinin Çiller'e verilmesini istedi.
Cumhurbaþkaný Demirel ertesi gün muhalefet lideri Mesut Yýlmaz, Bülent Ecevit, Deniz Baykal ve Hüsamettin Cindoruk ile görüþtü, ardýndan da hükümeti kurma görevini ANAP Genel Baþkaný Yýlmaz'a verdi. Yýlmaz'ýn görevlendirilmesine RP, DYP ve BBP liderleri tepki göstererek Demirel'i eleþtirdi.
ERBAKAN'A SÝYASET YASAÐI
Demirel baþkanlýðýnda 25 Haziran'da gerçekleþen MGK toplantýsý, Erbakan'ýn katýldýðý son MGK toplantýsý oldu. 30 Haziran'da 55. Cumhuriyet Hükümeti, ANAP Genel Baþkaný Mesut Yýlmaz'ýn baþbakanlýðýnda kuruldu.
ANAP-DSP ve DTP ortaklýðýyla kurulan hükümette DSP lideri Bülent Ecevit Baþbakan Yardýmcýsý olarak görev aldý.
Anayasa Mahkemesi, RP'yi 16 Ocak 1998'de "demokratik ve laik Cumhuriyet ilkelerine aykýrý davranarak, devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüðü ve millet egemenliði ilkelerini çiðnediði ve irticai faaliyetlerin odaðý olduðu" gerekçesiyle kapattý. Genel Baþkan Necmettin Erbakan ile Þevket Kazan, Ahmet Tekdal, Þevki Yýlmaz, Hasan Hüseyin Ceylan, Ýbrahim Halil Çelik'in milletvekillikleri düþürüldü ve 5 yýl siyaset yasaðý getirildi.
22 Þubat 1998'de kararýn Resmi Gazete'de yayýmlanmasýyla RP'nin 14 yýl süren siyasi süreci sona erdi.
FAÝLLERE CEZA YAÐDI
Recep Tayyip Erdoðan liderliðinde, 14 Aðustos 2001 tarihinde kurulan Adalet ve Kalkýnma Partisi, 3 Kasým 2002 genel seçim yarýþýný, tek baþýna iktidar olarak kazanmýþtý.
Türkiye hýzlý bir iyileþme sürecine girerek demokrasiyi tekrar güçlendirdi.
Ýlerleyen yýllarda Anayasa'daki deðiþikliklerle 28 Þubat darbecilerinin yargýlanmalarýnýn önü açýldý. Ülke genelinde 28 Þubat'ýn sorumlularý hakkýnda birçok suç duyurusunda bulunuldu. Ankara Cumhuriyet Baþsavcýlýðýnca baþlatýlan soruþturmayla birleþtirilen suç duyurularýnýn ardýndan ilk operasyon, 12 Nisan 2012'de düzenlendi.
Ankara 5. Aðýr Ceza Mahkemesi, aralarýnda dönemin Genelkurmay Baþkaný emekli Orgeneral Ýsmail Hakký Karadayý, Genelkurmay 2. Baþkaný emekli Orgeneral Çevik Bir, Genelkurmay Harekat Baþkaný emekli Orgeneral Çetin Doðan ve eski YÖK Baþkaný Prof. Dr. Kemal Gürüz'ün de bulunduðu 21 sanýðý müebbet hapis cezasýna çarptýrdý. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Ceza Dairesi, mahkemenin hükmünü hukuka uygun buldu.
Operasyonlar sonucu dönemin Genelkurmay 2. Baþkaný emekli Orgeneral Çevik Bir, Genelkurmay Ýstihbarat ve ÝKK Daire Baþkaný emekli Orgeneral Fevzi Türkeri, Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreteri emekli Orgeneral Ýlhan Kýlýç, Genelkurmay Harekat Baþkaný emekli Orgeneral Çetin Doðan, Hava Kuvvetleri Komutaný emekli Orgeneral Ahmet Çörekçi, Kara Kuvvetleri Komutaný emekli Orgeneral Hikmet Köksal, Jandarma Genel Komutaný emekli Orgeneral Teoman Koman ile eski YÖK Baþkaný Kemal Gürüz'ün de arasýnda bulunduðu birçok kiþi 28 Þubat'ýn faili olarak tutuklandý.
Star Gazetesi