Türkiye'den ABD'ye peş peşe sert tepkiler! ''Liderlerimize yönelik asılsız ithamlarda bulunmak yerine...''
ABONE OL

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ned Price'ın Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yönelik sözlerine ilişkin açıklamada bulundu.

Türk halkının mazlumun yanında olmayı tarih boyunca insani bir sorumluluk olarak gördüğünü vurgulayan Kalın, İsrail Filistin halkını zorla evlerinden çıkartıp sivilleri hatta bebekleri katlederken Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bu vahşete sessiz kalmasının düşünülemeyeceğini belirtti.

"İsrail'in hiçbir değer ve sınır tanımayan savaş suçlarına ve insan hakları ihlallerine dur demek yerine ABD yönetimi, mazlumun hakkını savunan Cumhurbaşkanı'mıza yönelik haksız ithamlarla meşgul olmaktadır." değerlendirmesinde bulunan Kalın, şunları kaydetti:

"Cumhurbaşkanı'mızın mazlum Filistin halkının yanında olmasını ve İsrail'in hukuk ve insanlık dışı tavırlarına ayna tutmasını ABD'nin antisemitizm ile bağdaştırması trajikomik bir yaklaşımdır. ABD görmese de vicdan sahibi herkes Filistin'de yaşanan vahşetin farkındadır. İsrail'in yapmış olduğu katliamlar antisemitizm yaftasıyla örtülemez. ABD Dışişleri Bakanlığının gerçeklikle hiçbir ilişkisi olmayan söz konusu açıklamasını kınıyor ve reddediyoruz. Sayın Cumhurbaşkanı'mızın gerek Yahudi soykırımı konusunda gerekse Türkiye'deki Musevi cemaatinin haklarının korunması konusunda gösterdiği hassasiyet ortadadır. Bunun en büyük şahidi Türkiye'deki Musevi cemaati temsilcileridir. Cumhurbaşkanı'mızın haklı duruşuna mesnetsiz ithamlar ile karşılık vermek yerine ABD'yi Filistin konusundaki adil olmayan tutumunu muhasebe etmeye davet ediyoruz."

CUMHURBAŞKANLIĞI İLETİŞİM BAŞKANI FAHRETTİN ALTUN TEPKİ

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun sosyal medya hesabından ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ned Price'a tepki gösterdi.

Altun, "ABD'nin Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın İsrail'in Filistinli sivillere yönelik şiddetine ilişkin sözleri hakkındaki açıklaması kesinlikle kabul edilemez. Çocukların öldürülmesini kınayacak cesareti ve nezaketi olmayanların kimseye ahlaki ders verecek duruşu yoktur." dedi.

"KORKAKÇA BİR İFADEDİR"

Altun sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada şu ifadeleri yer verdi:

Cesur ve açık sözlü liderimizin alçakça bir anti-semitizm suçlamasıyla mücadelesini lekeleme girişimi dehşet vericidir. Uluslararası alanda dikkati İsrail'in insanlığa karşı işlediği suçlardan başka yöne çevirmek korkakça bir ifadedir.

Ne zaman haklı bir eleştiri yapılsa, İsrail ve müttefikleri, odağını işgal, şiddet, insanlığa karşı suçlardan uzaklaştırmak için anti-semitizm diye haykırıyor. Bu yorucu ama bizi zalimlere seslenmekten alıkoymayacak.

Şu anki ABD yönetiminin sessizliği, suça ortaklığı ve hatta "meşru müdafaa" kisvesi altında İsrail'in eylemlerini desteklemesi savunulamaz. Liderimiz Erdoğan'ı anti-semitizm ile ilişkilendirmeye çalışmak, suçluluk duygusunun açık bir belirtisidir.

ÇELİK'TEN ABD'YE KINAMA

ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ned Price'ın ifadelerine tepki gösteren AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik "ABD Dışişleri Bakanlığı'nın Sn Cumhurbaşkanımızı hedef almasını şiddetle kınıyoruz. Cumhurbaşkanımızı anti-semitizmle suçlamak mantıksız ve doğru olmayan bir yaklaşımdır. Bu Cumhurbaşkanımız hakkında söylenmiş bir yalandır." ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın anti-semitizme karşı çok güçlü mesajlar verdiğini ve vermeye devam edeceğini belirten AK Parti Sözcüsü Çelik, "Anti-semitizmi ve İslam düşmanlığını mücadele edilmesi gereken nefret suçlarının başına koymaktadır. Netenyahu hükümetinin zulmüne destek verenlerin kendi vicdan açıklarını Cumhurbaşkanımız hakkında yalan söyleyerek kapatması mümkün değildir." dedi.

Çelik, "ABD Dışişleri bu açıklamasıyla, Sn Cumhurbaşkanımızın Yahudilere karşı sözler sarf ettiği şeklinde yalan bir beyanda bulunmuştur. Bu tavır ABD'nin İsrail'e verdiği orantısız ve haksız desteğin sonuçlarıyla yüzleşmekten kaçtığını ortaya koymuştur." ifadelerini kullandı.

"HADLERİNE DEĞİLDİR"

Filistin'de çocukları ve sivil mazlumları katledenlere duyulan tepkinin her bakımdan haklı olduğunun ve insanlık gereği altını çizen Çelik, "Bu noktada susanların bize laf söylemeye hakları olmadığı gibi çarpıtma yapmaları hadlerine değildir.

Cumhurbaşkanımızın Filistinlileri katledenlere karşı olmasının Musevi karşıtlığı olmadığını izah etme gereği bile duymuyoruz. Ama Filistinlileri katledenlere karşı çıkmayı anti-semitizm olarak yaftalayanların Filistin düşmanı olmadıklarını izah etmeleri gerekir." dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ve AK Parti'nin "anti-semitizm"e karşı olduğunu ifade eden Çelik şu ifadeleri kullandı:

"'Holokost' felaketinin bizim dönemimizde müfredata girmiş olması bile başlı başına Sn Cumhurbaşkanımızın ve partimizin "anti-semitizm"e karşı olduğunun güçlü bir göstergesidir.

Filistinli çocukların katledilmesine "İsrail'in kendisini savunma" hakkı diyerek destek veren ABD sözcüleri, çatışmayı sonlandırma çabalarından bahsederek Cumhurbaşkanımızı kendi görüşlerine katılmaya davet ediyor...

Dünyanın vicdanı olan insanlar tüm ülkelerin başkentlerinde Cumhurbaşkanımızın görüşleriyle aynı şekilde İsrail zulmünü protesto ediyor. Cumhurbaşkanımızı eleştirenlerin asıl kendi görüşlerinden vazgeçmeleri gerekiyor."

Öte yandan ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Price, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın İsrail'in Filistin'e saldırılarına yönelik ifadelerinin anti-semitist olduğunu öne sürmüştü.

Price, "ABD Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Yahudi halkına karşı sahip olduğu Antisemitist söylemlerini şiddetle kınıyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı ve diğer Türk liderleri şiddeti daha fazla kışkırtabilecek sözlerden kaçınmaya çağırıyoruz" ifadelerini kullanmıştı.

DIŞİŞLERİ: İTHAMLARI BÜTÜNÜYLE REDDEDİYORUZ

Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan yazılı açıklamada, ABD Dışişleri Bakanlığı'nın Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yönelik ithamlarının bütünüyle reddedildiği vurgulandı.

Bakanlık tarafından yapılan yazılı açıklama yer alan ifadeler şöyle:

"Sayın Cumhurbaşkanımızın ifade ettiği hususların hedefi Yahudiler değil, günlerdir Filistin'e yönelik olarak ayrım gözetmeksizin sürdürdüğü saldırılarla, büyük bölümünü çocuk, kadın ve gençlerin teşkil ettiği çok sayıda masum Filistinlinin hayatını kaybetmesine neden olan İsrail Hükümetidir. Öte yandan, Sayın Cumhurbaşkanımız İsrail'in eski bir Başbakanının ifadelerini hatırlatmıştır.

Tüm inançlara saygı duyan ve farklı din ve inanç gruplarının barış içinde birarada yaşama kültürüne sahip bulunan toplumumuzda Antisemitizm hiçbir zaman melce bulmamıştır. Ülkemiz toprakları, yüzyıllardır önce engizisyondan, İkinci Dünya Savaşı sırasında ise Holokost'tan kaçan çok sayıda Yahudiye vatan olmuştur. Cesur Türk diplomatları Holokost sırasında yüzlerce Yahudinin kurtarılmasına yardımcı olmuştur. Yahudi kökenli vatandaşlarımız bu topraklarda yüzyıllardır barış ve huzur içinde, herhangi bir ayrımcılığa maruz kalmadan yaşamaktadır.

Türkiye Antisemitizmi ilk defa insan hakları ihlali olarak tanımlayan BM İnsan Hakları Konseyi kararının ana sunucuları arasında yer almaktadır. Antisemitizmin bizzat Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından müteaddit kereler insanlığa karşı bir suç olarak nitelendirilip telin edildiği de hatırlanmalıdır.

Öte yandan, Antisemitizm kavramı, mevcut İsrail Yönetimi'nin Filistin halkına yönelik sürdürdüğü saldırılarının yanısıra, işgal altındaki topraklarda sistematik şekilde yürüttüğü etnik, dini ve kültürel temizlik politikaları eleştiriden muaf tutmak ve bu alanda İsrail Yönetimi'ne dokunulmazlık sağlamak amacıyla istismar edilmemelidir.

İsrail'e dokunulmazlık sağlamaya yönelik girişimlerin hangi vahim boyutlara ulaştığı son olarak, uluslararası barış ve güvenliğin muhafazasından sorumlu bulunan BM Güvenlik Konseyi'nin, bir üye ülkenin engellemesi nedeniyle, İsrail-Filistin ihtilafı gibi önemli bir konuda devre dışı bırakılmasıyla görülmüştür.

Sayın Cumhurbaşkanımıza yönelik haksız ithamların ve BM Güvenlik Konseyi'nde İsrail'e uluslararası dokunulmazlık sağlama girişimlerinin kaynağının aynı olması elbette tesadüf değildir.

Öte yandan, tarihi açıdan tartışmalı bir nitelik taşıyan, hakkında hiçbir somut bilgi, belge ve kanıt bulunmayan 1915 olaylarını siyasi ve popülist sebeplerle "soykırım" olarak nitelendiren ABD Yönetimi'nin, tüm dünyanın gözü önünde cereyan eden İsrail saldırılarına arka çıkması, ciddi bir çelişki teşkil etmekte olup, Sayın Cumhurbaşkanımız bu çelişkiye de dikkat çekmiştir.

Hukuk temelli dünya düzeni ve uluslararası hukukun üstünlüğü söylemleriyle iktidara gelen ABD Yönetimi'nin halihazırda izlediği politikalar, esasen sözkonusu söylemlerle de çelişmektedir.

ABD Yönetimi'ni, liderlerimize yönelik haksız ve asılsız ithamlarda bulunmak yerine, İsrail'in sivil halka yönelik saldırılarının durdurulması için çaba sarfetmeye davet ediyoruz. BM Güvenlik Konseyi'ndeki vetonun kaldırılması bu alanda atılabilecek önemli bir ilk adım olacaktır."