'Ukrayna'nın ulusal güvenliği, Karadeniz'in ve Doğu Avrupa'nın güvenliği anlamına gelir'
ABONE OL

Ukrayna'nın yaşadığı ulusal güvenlik sorununun lokal bir sorun olarak algılanmaması gerektiğini ve uluslararası toplumun bu hususa duyarsız kalması halinde, gelecekte maliyeti ağır sonuçlar doğuracağını vurgulayan Hikmet Eren, "Ukrayna'nın ulusal güvenliği, aynı zamanda Karadeniz'in ve Doğu Avrupa'nın güvenliği anlamına gelmektedir. Bugün Ukrayna'nın yaşadığı sorunlar, yarın otoriter ve uluslararası hukuk tanımaz devletler tarafından pek çok ülkenin egemenlik haklarının görmezden gelinmesine, toprak bütünlüğünün tehlikeye girmesine ve uluslararası barış ve istikrarın kökten bozulmasına yol açacaktır" dedi.

"TOPRAK BÜTÜNLÜĞÜ KORUNMALIDIR"

16 Mart 2014 tarihinde Rusya Federasyonu'nun Kırım'ı yasadışı olarak ilhak etmesiyle başlayan sürece de değinen Hikmet Eren, "Kırım'ın emperyalist emellerle ve bölgesel hırslarla 21'inci yüzyıl dünyasına yakışmayan bir şekilde Rusya tarafından işgal edilmesine maalesef dünya sessiz kaldı. Rusya'nın Kırım'da Kırım Tatar Türklerine uyguladığı baskı ve insan hakları ihlalleri her geçen gün artarak devam etmekte ve Türk dünyasını tarifi mümkün olmayan bir üzüntüye sevk etmektedir. Rusya'nın akıl almaz bu tutumu, Avrasya coğrafyasında devam ettiği müddetçe, önümüzdeki süreçte birçok ülkenin egemenlik hakları çiğnenecektir" ifadelerini kullandı.

Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulunun, uluslararası hukuk kuralları gereği yeniden Ukrayna'ya destek vermesi gerektiğini belirten Hikmet Eren, "Hâlihazırdaki krizin yönetilebilmesi için en büyük sermaye, tansiyonun düşürülmesi hususunda tüm diplomatik kanallar açık tutulmalı, aklıselim bir tutum sergilenmeli ve Ukrayna'nın toprak bütünlüğü korunmalıdır" dedi.