Organ nakli konusunda son yýllarda gerçekleþtirilen tanýtým ve farkýndalýk çalýþmalarýna raðmen baðýþ sayýsý organ bekleyen insanlarýn sayýsýna göre halen çok düþük seviyelerde. Türkiye'de vefat eden kiþilerden organ baðýþý sayýsýnýn yetersizliði nedeniyle canlý vericiden nakillerle açýðýn kapatýlmaya çalýþýldýðýný söyleyen Yeditepe Üniversitesi Koþuyolu Hastanesi Nefroloji uzmaný Doç. Dr. Ali Bakan, "Organ naklinin geliþmiþ olduðu ülkeler ile aramýzda bir kýyaslama yapmak gerekirse arada ortalama 10-15 kat fark bulunmakta. Katolik bir toplum olmasýna raðmen Ýspanya'da oranlar 1 milyon kiþi baþýna 35-40 arasýdýr. Yine diðer Avrupa ülkelerinde ve Amerika da oranlar 1 milyonda 25'in üstünde seyrediyor. Ülkemizde 30 bine yakýn hasta organ nakli bekliyor ve her yýl bu rakama 4000-5000 yeni hasta ilave oluyor. Ancak her yýl 4 bin ile 5 bin kiþiye nakil yapýlabiliyor. Organ baðýþýnýn önündeki ön önemli engel ise organ baðýþýna dair asýlsýz bilgilerin, ön yargýlarýn ve yanlýþ dini inançlar" diye konuþtu.
Avrupa Ýlaç Kalite ve Saðlýk Hizmetleri Direktörlüðü (EDQM) ile Küresel Organ Baðýþý ve Nakli Gözlemevi (GODT)'nin birlikte hazýrladýðý 2017 tarihli rapora göre tüm dünyada toplamda 128 bin 234 organ nakli gerçekleþti. Dünyada vefaten organ nakli oranlarýnýn toplam organ nakillerinin yüzde 80'i oluþturduðunu ancak Türkiye'de tam tersine canlý vericiden organ naklinin yüzde 80'lerin üstünde olduðunu ifade eden Doç. Dr. Ali Bakan, "Ülkemizde vefaten naklin az olmasýnýn en önemli nedeni bilgi eksikliðidir. Vefat eden bir yakýnýnýn organlarýný baðýþlamayý düþünen bir aile kiþinin bedensel bütünlüðünün tamamen bozulacaðý endiþesini taþýyor. Ýnsanlarda 'organ baðýþý yaparsam günah iþler miyim?' düþüncesi var. Dini bilgi yetersizliði veya önyargýlardan kaynaklý çekinceler de az deðil. Bazen 'organ baðýþýnda bulunmak ister misiniz?' diye sorduðumuz ailelerin konuyu önce bir din adamýna danýþmak istediklerini görüyoruz. Ülkemizde organ baðýþýnýn artmasý için diyanet iþleri baþkanlýðýnýn bu konu üzerinde ýsrarla durmasý gerekmektedir. Ýllerde ve ilçelerdeki din görevlileri ve müftülerin olumlu destekleri ile artýþ hýzý daha da artacaktýr" diye konuþtu.
Yoðun bakým ortamýnda nakil için elveriþli, beyin ölümü tespit edilen donör sayýsý ortalama yýlda bin 250 kiþidir. Bunun da yalnýzca yüzde 40'ýnýn organlarýný baðýþladýðýný belirten Doç. Dr. Ali Bakan, vefaten organ baðýþý yapanlarýn nüfusumuza oranýnýn 1 milyon kiþide 7 kiþiye denk geldiðini de sözlerine ekledi.
Dünyada organ baðýþý ile ilgili dört yöntemin olduðunu vurgulayan Doç. Dr. Ali Bakan, bu yöntemlerin baðýþý yapacak kiþinin kendi rýzasý ile organ baðýþý yapmaya hazýr olmadýðý durumlarda devreye girdiklerini de aktardý. "Bu düzenlemeler her ülkede farklýlýk gösteriyor. Ülkemizde 18 yaþýný doldurmuþ, akli dengesi yerinde olan herkes kendi rýzasýyla organ baðýþýnda bulunabilir. Ancak dünya geneli hýzla, 18 yaþýndan büyük her birey, saðlýklýyken organ baðýþçýsý olduklarýna itiraz etmemiþlerse, 'organ baðýþçýsý olarak kabul edilir' anlayýþý olan, 'Organ Baðýþý Sisteminde Belçika Modeli' uygulamasýna yöneliyor" diye konuþan Yeditepe Üniversitesi Koþuyolu Hastanesi Nefroloji Uzmaný Doç. Dr. Bakan, ülkemizde vefaten baðýþlarýn artmasý için baðýþ yöntemlerinde yasal deðiþikliðe giderek Belçika modeline geçmemizin çözüm olabileceðini vurguladý.
Bir kiþinin tüm organlarýný baðýþladýðýnda sekiz kiþiye hayat verebileceðini aktaran Doç. Dr. Bakan, 2 bini çocuk olmak üzere 30 bine yakýn insanýn nakil beklediðine dikkat çekerek, "Tüm yurttaþlar fedakârlýkta bulunmalý, elini taþýn altýna koymalý. Lütfen yaþarken organýnýzý baðýþlayýn" dedi.