Venezuela'da Guaido'nun fýrsatçýlýðýný destekleyen ABD'nin birçok darbede parmaðý var
ABONE OL
 ABD Baþkaný Trump’ýn Venezuela’da düzenlenen hükûmet karþýtý gösterileri fýrsat bilerek kendisini “geçici devlet baþkaný” ilan eden Ulusal Meclis Baþkaný Guaido’yu tanýdýðýný açýklamasý, ABD’nin Güney Amerika ülkelerinde geçmiþten bugüne yaþanan darbe ve darbe giriþimlerindeki parmaðýný akýllara getirdi.
 
Venezuela’da düzenlenen hükûmet karþýtý gösterileri fýrsata çeviren Venezuela Ulusal Meclis Baþkaný Juan Guaido’nun kendisini “geçici devlet baþkaný” ilan etmesinin ardýndan, baþta ABD olmak üzere birçok ülkeden kendisine destek açýklamasý geldi.
 
Venezuela Ulusal Güvenlik Bakaný Vladimir Padrino ise, silahlý kuvvetlerin, kendisini "geçici devlet baþkaný" ilan ederek yemin eden Ulusal Meclis Baþkaný Juan Guaido'nun baþkanlýðýný kabul etmeyeceðini açýkladý.
 
ABD Baþkan Yardýmcýsý Mike Pence’in Venezuela Devlet Baþkaný Nicolas Maduro hükûmeti karþýtlarýna destek verdiðinin açýklamasýnýn akabinde ABD Baþkaný Donald Trump’ýn Venezuela Ulusal Meclis Baþkaný Juan Guaido’yu ülkenin “geçici devlet baþkaný” olarak tanýdýðýný açýklamasý, ABD’nin Güney Amerika ülkelerinde geçmiþten bugüne gerçekleþen darbelere ve darbe giriþimlerine verdiði desteði akýllara getirdi.
 
Arjantin
 
Demokratik yollarla baþa gelen Isabel Peron, 1976 yýlýnda yýlýnda General Jorge Rafael Videla’nýn önderliðinde gerçekleþen darbe ile iktidardan indirildi.
 
Yaklaþýk 30 bin kiþinin kaybolduðu, toplu infazlarýn gerçekleþtirildiði, insan haklarý ihlâllerinin zirve yaptýðý, iþkence ve tecavüzlerin yaþandýðý ve siyasi tutuklularýn bir bir kaybolduðu bu dönemde, darbe ve darbe sonrasý tesis edilen otoriter rejim, ABD hükûmetinden destek gördü.
 
Dönemin ABD Baþkaný Richard Nixon’ýn bir dönem Ulusal Güvenlik Danýþmanlýðýný, bir dönem ise Dýþiþleri Bakanlýðýný yürüten Henry Kissinger, darbeci Videla yönetimine bir dizi ziyaret gerçekleþtirdi.
 
Amerikan CNN kanalýnýn 2002 yýlýnda elde ettiði belgelere göre, Ýspanyol yargýç Baltasar Garzon, Henry Kissinger’in Güney Amerika’da gerçekleþen darbelerin birincil tanýðý olduðunu düþünüyordu.
 
Brezilya
 
Brezilya Devlet Baþkaný Sosyal Demokrat Joao Goulart, 31 Mart 1964 tarihinde ABD destekli General Olimpia Mourao tarafýndan görevden indirildi.
 
George Washington Üniversitesi tarafýndan yýllýk olarak yayýmlanan Ulusal Güvenlik Arþivi raporlarýna göre, dönemin ABD Baþkaný John F. Kennedy’nin “Brezilya'nýn baþka bir Küba olmasýný engellemek” için desteklenen darbe sonrasý ülke, kýtadaki eþitsizlik ve aþýrý yoksulluðun en kötü örneklerinin yaþandýðý ABD destekli saðcý neoliberal otoriter hükûmetlerin kontrolünde yönetildi.
 
Þili
 
Sosyalist Salvador Allende’nin 1970 yýlýnda demokratik seçimlerle baþa gelmesinin ardýndan, dönemin ABD Baþkaný Richard Nixon tarafýndan ekonomik savaþ ilan edilen ülkede, 1973 yýlýnda General Augusto Pinochet önderliðinde ABD'nin Merkezi Ýstihbarat Teþkilatý’nýn (CIA) dâhil olduðu bir darbe meydana geldi.
 
BBC’de yer alan habere göre, 1973-1990 arasýnda Pinochet liderliðinde iþ baþýnda bulunan askerî rejim, 3 binden fazla muhalifi öldürürken, çok daha fazlasýnýn da iþkenceden geçirilip sürgüne gönderilmesine yol açtý.
 
El Salvador
 
El Salvador’da “United Fruit Company” gibi güçlü Amerikan þirketlerinin çýkarlarýnýn kontrolü altýnda olan oligarþik ve anti-demokratik hükûmetlere karþý Þili halkýnýn iktidarý demokratik olarak alma çabalarý, ABD'nin müdahaleleriyle sýk sýk engellendi.
 
Ülkede demokrasi tekrar inþa edildiðinde, ABD’yi ve neoliberal politikalarý onaylayan muhafazakâr ARENA hükûmetleri dört dönem ülkenin yönetiminde kaldý.
 
William Maloney ve Werner Baer’in “Latin Amerika'da neoliberalizm ve gelir daðýlýmý” isimli kitabýnda yer alan bilgiye göre; ABD destekli muhafazakâr hükûmetler dönemi yoksulluk, yolsuzluk ve gelir daðýlýmý eþitsizliðindeki artýþýn yaþandýðý dönemler oldu.
 
El Salvador'da demokratik olarak seçilen ilk sol liderler ise 2009'da Farabundo Martí Ulusal Kurtuluþ Cephesi adayý Mauricio Funes ve 2014'te Salvador Sánchez Cerén oldu.
 
Sánchez Cerén 2014’ten beri El Salvador’un baþýnda bulunuyor.
 
Guatemala
 
Guatemala’nýn solcu Devlet Baþkaný Jacobo Árbenz ve ABD arasýndaki iliþkiler, Amerikan þirketi United Fruit Company'nin varlýklarýný tehdit eden toprak reformlarýný Guatemala’da hayata geçirmeye baþlamasýyla bozuldu.
 
1954 yýlýnda gerçekleþtirilen ABD destekli darbe ile Árbenz’in devrilmesi sonrasý Guatemala, ABD destekli saðcý otoriter hükûmetlerin kontrolü altýna girdi.
 
ABD’nin önde gelen gazetelerinden New York Times’ta yer alan habere göre, Orta Amerika ülkelerinde komünizmin yayýlmasýný önlemeyi amaçlayan dönemin ABD Baþkaný Ronald Reagan, Honduras’ta soykýrým iþlemekle suçlanan Guatemala’nýn aþýrý saðcý diktatörü Efraín Ríos Montt ile 1982 yýlýnda görüþmüþ, rejime açýkça destek vermiþti.
 
Nikaragua
 
Amerikan yanlýsý otoriter lider Anastasio Somoza Debayle'nin devrilmesiyle sonuçlanan Sandinista Devrimi'nden sonra Nikaragua, ABD destekli aþýrý saðcý kontra gerilla saldýrýlarýyla karþý karþýya kaldý.
 
Panama
 
Panama’nýn fiili lideri olan solcu Omar Torrijos’un 1981 yýlýnda meydana gelen bir uçak kazasý sýrasýnda ani ölümü, Panamalý istihbarat þefi Manuel Noriega ile iþ birliði içinde olan ABD'li ajanlara baðlandý. John Perkins’in “Bir Ekonomik Tetikçinin Ýtiraflarý” kitabýna göre, Torrijos’un ölümünün arkasýndaki sebep, Torrijo’nun Japon iþ adamlarý ile Panama Kanalý’ný geniþletme konusunda ABD’li þirketlerinin dýþlandýðý müzakerelerdi.
 
Torrijos’un ölümünün ardýndan CIA ile iþ birliði içinde olan Noriega, silahlý kuvvetlerin komutaný ve ayný zamanda Panama’nýn resmi olmayan lideri oldu.
 
Voice Of America (VOA) sitesinde yer alan bilgilere göre, ABD ile Noriega’nýn arasý 1985’te muhalif bir politikacýnýn öldürülmesi ve Noriega’nýn Latin Amerikalý uyuþturucu kaçakçýlarýna yardýmý üzerine bozuldu.
 
Aralýk 1989’da dönemin ABD Baþkaný George H.W. Bush tarafýndan Panama’yý iþgal emri verildi ve Noriega yakalanarak Miami’ye getirildi.
 
Uruguay
 
150 yýllýk saðcý hükûmetler döneminin ardýndan 1973 yýlýnda gerçekleþtirilen ABD destekli darbe ile beraber Uruguay’da 1973-1985 yýllarý arasýnda hüküm sürecek sivil-askeri diktatörlük baþladý.
 
ABD destekli sivil-askeri diktatörlük döneminde, sendika liderleri ve siyasi muhalifler tutuklandý, öldürüldü veya sürgün edildi. Ýnsan haklarý ihlallerinin had safhaya çýktýðý bu dönemin ardýndan, 1984 yýlýnda ülke tekrar demokrasiye dönerek genel seçimler yapýldý.
 
2009 yýlýnda düzenlenen Uruguay’da devlet baþkanlýðý seçimlerini ise, 12 yýlýný hapiste geçirmiþ eski bir gerilla olan olan solcu Jose Mujica kazandý.
 
ABD müdahalesi, yalnýzca Güney Amerika’yla sýnýrlý kalmadý
 
Son dönemde Venezuela’da yaþanan geliþmeler, ABD’nin özellikle Güney Amerika ülkeleri ve diðer bölgelerde geçmiþten bugüne yaþanan darbe ve darbe giriþimlerindeki rolünü tekrar akýllara getirdi.
 
Washington Post’ta yer alan bilgiye göre sadece 1947 ve 1989 arasýnda diðer ülkelerin hükûmetlerini 72 kez deðiþtirmeye çalýþan ABD’nin desteklediði bir dizi darbe veya darbe giriþimi ise þöyle:
 
Suriye (1949), Mýsýr (1952), Ýran (1953), Endonezya (1957–1959), Suriye (1956-1957), Kongo (1960), Laos (1960), Türkiye (1960), Dominik Cumhuriyeti (1961), Güney Vietnam (1963), Irak (1963), Endonezya (1965–1967), Yunanistan (1967), Bolivya (1971), Türkiye (1971), Türkiye (1980/12 Eylül Darbesi), Haiti (1991), Irak (1994–2000), Türkiye (28 Þubat 1997), Mýsýr (2013), Ukrayna (2014), Türkiye (2016/15 Temmuz Darbe Giriþimi)