Cinayet 2 Aralık 2011 günü merkez Yüreğir İlçesi Ulubatlı Hasan Mahallesi'nde meydana geldi. İddiaya göre, işsiz ve alkolik sara hastası Seydullah Güneri, nüfus cüzdanını kaybeden diyaliz hastası annesi Gülizar'ı döverek ayağını kırdı. Öfkesi dinmeyen Güneri, annesinin çığlığı üzerine odasından çıkarak “Yeter artık” diye bağıran kız kardeşi Hatice, döverek kolunu kırdı.
Ablasının yardım çığlıklarını duyan Sezai Güneri, ağabeyine engel olmak istedi ancak, ağabeyinin saldırısına uğradı. Sezai Güneri, mutfaktan aldığı bıçakla ağabeyini 36 yerinden bıçaklayarak öldürdü. Olaydan sonra tutuklanan ağabey katili Güneri, Adana 2'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıyla yargılandı. Güneri, polisteki ifadesinde, "15 yıl önce babamın kalp krizinden ölümüne de kendisi neden olmuştu. Pislik temizlendi ama şimdi bana, anneme ve ablama ne olacak?" dedi
Cinayet öncesini de anlatan Güneri, “Diyaliz hastası annemin nüfus cüzdanı kaybolmuştu. Ablam bulmaya çalışıyordu. Ben de annemi götüreceğim motosikletimle ilgileniyordum. Ablam Hatice'nin (Yetiş Sezai) sesi üzerine eve girdiğimde annem yerde yatıyordu. Ablam ise boğazına bıçak dayayan ağabeyime 'yapma' diye yalvarıyordu. Ağabeyime yapmaması için yalvardım. Ablamın üzerinden kaldırmak için çekiştirdim. Daha sonra ağabeyim ablamı bırakıp elindeki bıçakla küfür ederek (Zaten seni bekliyordum) diyerek üzerime saldırdı. Bıçağı salladı. İşaret parmağım ve sağ kulağımdan yaralandım. Bunun üzerine mutfaktan bıçak aldım. Bıçağı korkutmak için salladım. Bir kez omzuna bıçakla vurduğumu hatırlıyorum. Sonrasında kaç kez vurduğumu hatırlamıyorum. Olayın şokunu halen üzerimden atamadım. Çok üzgünüm. Olayı kendimi ve ailemi kurtarmak amacı ile gerçekleştirdim. Zor durumda kaldığım için bu olay meydana geldi” diye konuştu.
Ağabeyi tarafından boğazı kesilerek öldürülmek istenirken kardeşi tarafından kurtarılan Hatice Güneri de katil zanlısı kardeşi için tanıklık yaptı. Ölen ağabeyinin evde huzursuzluk yaratması ve kendilerini dövmesi nedeniyle sırf evden kurtulmak için kendisinin 16 yaşında, diğer kız kardeşlerinin de kendisi gibi küçük yaşta evlendiklerini belirten Güneri, "Ben evliliğimi yürütemeyip tekrar baba evine döndüm. Bu yüzden bana ve anneme şiddetleri arttı. Kendisi son derece kıskançtı, çok basit meseleleri sorun yapıp bizi döverdi. Eğer kardeşim olmasaydı, ağabeyim beni öldürmüş olacaktı. Onun sayesinde yaşıyorum. Vicdanınızın sesini dinleyin" dedi.
Olay günü annesinin annesinin kimliğinin kaybolması üzerine ağabeyinin küfür edip, kavga çıkardığını, annesini dövüp, kendisinin de bıçakla boğazını kesmeye çalıştığını belirten Anne Gülizar Güneri ise, sanık oğlunun ve kızının anlattıklarını doğrulayarak, " Önce beni duvara çarptı. Ayağım kırıldı. Sonra da kız kardeşini bıçakla kesmeye çalışıyordu. Küçük oğlum Sezayi'yi 'Yetiş kızı öldürecek' diye ben çağırdım. Daha sonraki olayları görmedim" dedi. Mahkeme heyeti, Güneri'ye, ağabeyini meşru müdafaa sınırları içinde öldürdüğü gerekçesiyle tahliye edip ceza vermedi. Karar üzerine abla Hatice ve anne Gülizar sevinçten ağladı. Abla Hatice, “Çok şükür kardeşim serbest kaldı. Adalet yerini buldu” dedi.