Endometriozis (çikolata kisti), toplumda ortalama 10 kadından 1'ini etkiliyor. Üreme çağının başlamasından itibaren çikolata kisti görülebildiğini anlatan Yeditepe Üniversitesi Hastaneleri Kadın Hastalıkları Doğum, Tüp Bebek Uzmanı Prof. Dr. Erkut Attar önemli uyarılarda bulundu. Hastalığın özellikle genç kızlarda adet ağrıları şeklinde bulgu verdiğini hatırlatan Prof. Dr. Erkut Attar, "İlerleyen yaşlarda benzer şekilde adet döneminde ve ilişki sırasında ağrı ve kasık ağrıları şeklinde şikâyetlere neden olur. Çikolata kisti östrojene bağlı bir hastalık olduğu için yaygın olarak üreme çağında görülmekle birlikte nadiren de olsa menopoza giren kadınlarda da ortaya çıkabilir. Çikolata kistleri kısırlığın en önemli nedenlerinden biri olduğu için bu sorunun görüldüğü kadınların yüzde 30'unda kısırlık ortaya çıkar" dedi.
Çikolata kistlerinin tedavi yaklaşımının bebek sahibi olabilmek ve ağrıyı tedavi etmek adına iki farklı şekilde olduğunu anlatan Prof. Dr. Erkut Attar, "Bebek sahibi olmak isteyen ve yumurtalık rezervi iyi olan kadınlarda bir süre beklemeyi tercih ederiz. Çünkü bu hastaların kendi kendine gebe kalma olasılığı her zaman vardır. Bununla birlikte erken evre çikolata kistlerinde aşılama tedavisinin de yararı var. Eğer buradan bir sonuç alınamazsa da tüp bebek tedavisi uygulanır" diye konuştu. Attar, çikolata kistlerinin vücudun her yerinde görülebileceğini; ameliyat kesilerinin içinde, akciğerler ve hatta beyinde dahi bulunabileceğini de sözlerine ekledi.
Kistin oluşumunu önlemede adet kanamalarını azaltmanın ya da durdurmanın önemli olduğunu söyleyen Prof. Dr. Attar şöyle devam etti: "Kontrol etmede doğum kontrol hapları çok yararlı. Bununla birlikte egzersiz yapma, beslenme şeklini düzenleme gibi yaşam tarzı değişiklikleri de endometriozisi önlemede oldukça önem taşır. Düzenli egzersiz yapan kadınlarda çikolata kistinin daha az görüldüğünü biliyoruz."
Endometriozisin ortaya çıkmasında genetik faktörlerin de etkili olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Erkut Attar, özellikle birinci derece yakınlarında endometriozis hikâyesi olan kadınlarda görülme olasılığının yüksek olduğunu ve bu nedenle farkındalığın artırılması gerektiğini hatırlattı.
"Yumurtalık kapasitesi ya da rezervleri düşük hastalarda, yumurtalık rezervlerine zarar verebileceği için cerrahiden kaçınmak gerekli. Bu hastalarda, eğer kadın henüz evli değilse ve çocuk sahibi olmayı düşünüyorsa yumurta dondurmayı öneririz. Hasta evli ve bebek istiyor fakat aynı zamanda yumurtalık rezervleri düşükse zaman kaybetmeden önce tüp bebek tedavisi sonra da cerrahi alternatifini sunarız. Çikolata kisti iki taraflı ise ve hasta gebe kalmadan ya da yumurtaları toplanmadan çıkartılırsa, kadının doğurganlığı çok ağır şekilde zarar görebilir. Bu nedenle cerrahi birdenbire değil, hastanın rezervlerini kontrol edilerek çok dikkatli şekilde yapılmalı. Bu aşamadan sonra da hastanın tıbbi tedavisinin devam etmesi ve sürekli izlenmesi gerekiyor. Çünkü cerrahiden sonra hiçbir tedavi ve kontrol yapılmayan hastalarda 24 ay içerisinde ağrı ve çikolata kistinin tekrarlama olasılığı oldukça yüksek olduğu unutulmamalı."