Hava þartlarýndan doðrudan ve ilk etkilenen organ olan cilde yaz ve kýþ dönemleri mevsim geçiþlerinde dengeyi ayarlamak için daha dikkat etmek gerektiðini ifade eden Ýstanbul Arel Üniversitesi Týp Fakültesi Deri ve Zührevi Hastalýklar Anabilim Dalý Öðretim Üyesi Prof. Dr. Ayþe Serap Karadað, "Yaz aylarýnda güneþin deri üzerinde yoðun etkileri görülür. Kýzarýklýk, kuruluk, lekelenme, kýrýþýklýkta artýþ ve kaþýntý en sýk karþýlaþtýðýmýz sorunlardýr. Özellikle lekeye yatkýn, rozaseli, hassas ve alerjik ciltler için yaz mevsimine geçiþlerde ve güneþin yoðun olduðu dönemlerde özel dikkat gerekmektedir. UV'ye yoðun maruziyet sonrasý yaz aylarýnýn baþlarýnda derinin dýþ tabakasýnda kalýnlaþma ve iç tabakalarýnda kolajen ve elastik liflerde incelme meydana gelmekte ve korunmayan ciltlerde yýllar içinde deri yaþlanmasý hýzlanmaktadýr." dedi.
Karadað, "Yaz aylarýnda maruz kaldýðýmýz güneþ ve ýsý nedeniyle özellikle rozase (gül hastalýðý) ve leke (melazma) hastalarýmýzýn daha dikkatli olmasý gerekmektedir. Aþýrý sýcak ve soðuk maruziyeti hassas ve kýzarýk ciltlerde þikâyetlerde artýþ yapmaktadýr. Havalarýn ýsýnmasýyla birlikte güneþten iyi korunmak gerekmektedir. Yaz aylarýna geçiþte soðuk olan hava aniden ýsýnmaya baþlamakta, bu durum kuru ciltleri rahatlatmakta ve egzama sýklýðý azalmaktadýr." ifadelerini kullandý.
Hassas, alerjiye ve kýzarýklýða yakýn ve kuru ciltler mevsim geçiþlerinden daha fazla etkilenmekte olduðunu söyleyerek devam eden Karadað, "Cilt bakýmýnda önemli olan sade bir rutin oluþturmak ve bu rutine devam edebilmektir. Deride rutinimizin baþlýca basamaklarý temizlemek, nemlendirmek ve güneþten korumaktýr. 30'lu yaþlardan sonra antiaging etkisi olan retinollü ürünler, AHA/BHA denilen asitler rutine eklenmelidir. Bu standart bakým cilt C vitamini, hyaluronik asit ve niasinamid gibi serumlarla desteklenebilir. Ama olmazsa olmazlarýmýz günde 2 kez temizleme, nemlendirme ve yaz-kýþ güneþten korumadýr" þeklinde konuþtu.
Prof. Dr. Ayþe Serap Karadað, güneþten koruyucularýn sadece yazýn deðil ultraviyole (UV) indeksi takip edilerek her mevsim kullanýlmasý gerektiðini vurguladý. UV Ýndeksi (UVI), güneþin yaydýðý ve dünyanýn atmosferine nüfuz eden ve güneþ yanýðýna yol açan UV radyasyonu ölçen uluslararasý standart ölçektir. UV ýþýnlarý karlý ve açýk havalarda da cildi etkilemektedir. Cep telefonlarýndaki hava durumu aplikasyonlarýndan UVI kontrol edilebilir.
Karadað, UVI deðeri ne kadar yüksekse güneþ ýþýnlarýnýn cilde ve gözlere vereceði zararýn da o kadar büyük olduðunu ve hasarýn daha kýsa zamanda gerçekleþeceðini belirterek, "UVI 2'nin altýndaysa UV'nin zarar vermesi beklenmez. UVI 2-8 arasýndaysa güneþten çok iyi korunarak dýþarý çýkýlmalýdýr. UVI 8'in üzerindeyse mümkünse dýþarý çýkýlmamalýdýr" açýklamalarýnda bulundu.
Güneþten koruyucu kremlerde 30 faktör üzerinde olmasýnýn genellikle yeterli olduðunu belirten Karadað, "30 faktörün güneþten koruyucu özelliði yüzde 95 ise 50 faktörün koruyuculuðu yüzde 97'dir. Yüzde 100 koruyan bir güneþten koruyucu olmasa da 30 faktörden sonrasýnda koruma oranlarý çok deðiþmemektedir. Çok açýk tenli olanlar veya güneþ hassasiyeti ile seyreden hastalýðý olanlarda 50 faktör koruma olmasý önemlidir. Karadað, "Tamamen koruyan bir güneþ kremi yoktur. Güneþten koruyucuya ilaveten þapka, gözlük ve giysi ile güneþten korunmalýdýr "ifadelerinde bulundu .
Güneþin UVA, UVB ve görünür ýþýklarýnýn insan derisini etkilediðini söyleyen Karadað, "UVB baþlýca güneþ yanýklarýndan ve deri tümörlerinden sorumluyken UVA deri yaþlanmasý ve lekelenmelerden sorumludur. Lekelerin artmasýnda UVA'nýn yaný sýra görünür ýþýk da katkýda bulunmaktadýr. Görünür ýþýðýn en büyük kaynaðý gün ýþýðý olsa da elektronik araçlar, televizyon, bilgisayar ekraný ve LED lambalar da görünür ýþýk yaymaktadýr. Bu nedenle lekeye yatkýn ciltlerde evde de güneþten koruyucu sürülmelidir. Lekeli hastalarda güneþten koruyucu geniþ spektrumlu olmalý ve titanyum, demir oksit ve çinko oksit içeren tinted (renkli) formlar tercih edilmelidir" dedi.
Güneþten koruyucu olarak kimyasal veya fiziksel filtreler kullanýldýðýný aktaran Karadað," Faktör sayýsýnýn artmasý çok zararlý olmasa da faktörü artýrmak için daha fazla kimyasal kullanýlmakta ve bu da deride gereksiz kimyasal maruziyetine neden olabilmektedir. Fiziksel filtreler ile kimyasal maruziyeti daha azdýr, deri direkt olarak UV ýþýnlarýný yansýtýr ve UV'nin vücuda girmesi engellenir. Gebelerde ve küçük çocuklarda fiziksel filtreler tercih edilmelidir" diye konuþtu.
Cildi korumak için rutin önerilerde bulunan Karadað, "Cilt tipinize uygun nemlendiricileri kullanýn. Özellikle soðuk havalarda cilt kuruluðu artmakta nemlenmeyen ciltlerde egzama geliþimi kolaylaþmakta, cilt kuruyup kaþýntýlý hale gelmektedir. Yaðlý ciltlerde de yaðsýz (komedojenik olmayan) gözenekleri týkamayan nemlendiriciler kullanýp derinin bariyeri korunmalýdýr. Kuruyan yaðlý cilt daha çok yaðlanarak bariyerini korumaya çalýþmaktadýr." dedi.
Cilde uygun, deri pH'sý ile uyumlu temizleyicilerle cildimizi temizlememizi vurgulayan Karadað, "Sabunlarýn pH'sý deriye uygun olmayýp deriyi daha fazla kurutur. Deri pH'sý 4.5-5.5, sabunlarýnki ise 8.5-9 arasýndadýr, bu yüksek pH derinin asidik yapýsýný bozarak doðal mikrobiyom dengesini de bozmaktadýr. Kuru ciltler sabunla daha fazla kuruyarak egzema geliþimi kolaylaþmaktadýr. Yaðlý ciltlerde de sabunlar cildi çok kurutarak bariyer tabakasýný bozmakta ve deri daha fazla yaðlanmaktadýr. Bu nedenle deri tipine uygun dermatolojik olarak test edilmiþ sabun içermeyen dermokozmetik temizleyiciler tercih edilmelidir" ifadelerini kullandý.
Prof. Dr. Ayþe Serap Karadað, günlük rutinin bir parçasý olan güneþten koruyucu kremlerin, geçiþ dönemlerinde cildimizin en önemli kalkanlarýndan biri olduðunu söyleyerek devam etti; "Normal ciltlerde normal güneþten koruyucular kullanýlabilirken hassas- kuru-yaðlý-pigmentli ciltlerde deri tipine uygun koruyucu seçilmelidir."
Karadað, son olarak, mevsim geçiþlerinde hastalarýn günlük rutinlerine ilaveten bazý uygulamalar yapýlarak cildin kalitesinin artýrýlmakta ve cildin sorununa göre rahatlatýcý iþlemler yapýlabileceðini söyleyerek, "Özellikle kuru ve nemsiz ciltlerde uygulanan nem aþýsý, gençlik aþýsý dediðimiz mezoterapi uygulamalarý ve kiþinin kendi kanýndan elde ettiðimiz PRP (plateletten zengin plazma) iþlemleri ile cilt kalitesi artýrýlabilmekte ve kolajen uyarýmý yapýlmaktadýr. Yaðlý ciltlerde uyguladýðýmýz karbon peeling uygulamasý ile yaðlanma giderilmekte, sivilceler ve izleri azalmakta, ayrýca cilt tonu eþitlemesi ve gözenek sýkýlaþtýrmasý yapýlabilmektedir. Yine altýn iðne ve lazer uygulamalarýmýz da ciltte kolajen uyarýmý yapan, gözenekleri sýkýlaþtýran ve cilt gençleþtiren en baþarýlý uygulamalardandýr. Bu uygulamalardan fraksiyonel lazer ve kimyasal peeling gibi daha yoðun uygulamalarýn güneþli olmayan mevsimlerde yapýldýðýný da belirtmekte fayda var" dedi.