Bir tek biz doğurmadık, bu kadar abartmayalım
ABONE OL
Berna Mutlu Aytekin’in yazdığı Bir Anne Kolay Yetişmiyor bugüne dek okuduğum en eğlenceli annelik rehberi. Yazarın doğum öncesi ve sonrası deneyimleri neticesinde kaleme aldığı kitabı, mutlu annelik ezberlerine, saadet klişelerine meydan okuyor.   
 
l Hep okuduk “Nasıl ideal anne olabilirim?” sorusunun cevabına gerçekten çok çalıştık. Ama uygulayamadık çoğunlukla maalesef sizin de vurguladığınız gibi. Kitabınız bu itirafla aslında çok şey vaad ediyor. Nasıl bir gaye ile yazdınız, diğer annelik rehberlerinden hangi yönleriyle ayrılıyor çalışmanız?
 
Uzun yıllardır hayatımı sosyal ağlarda ve blogumda paylaşıyorum. Eskiden hayat ile sosyal ağlar arasında böyle bir uçurum yoktu. Yaşadığımızı yazardık. Okuyucu gerçek olduğunu bilirdi. Günümüzde sosyal ağlarda asla elde edemeyeceğimiz ve kıskanacağımız gösterişli bir dünya paylaşılıyor bizimle.  İdealize edilen durumlar var. Çok kesin çizgiler var. Halbuki her çocuk farklı, her anne farklı. İdeal olanı tutturmaya çalışmak büyük stres yaratıyor. Bir anne için stres büyük tuzak. Ben de tuzağa çok düştüm. Tuzağa düştükçe kendimi daha da yetersiz görmeye başladım. Kitapta yer alan Yetersiz Annelik yazımda bu tuzaklardan bahsetmiştim. Biliyorum ki benim gibi bir çok kadın da bu yetersizlik hissini yaşıyor. Çocuğum olana kadar mükemmeliyetçi bir kadındım. Elimden geleni yaptığım halde yine de hayatımın gerisi üzerinde hakimiyetimin olmadığını fark ettiğim an bir aydınlanma yaşadım.  Bu aydınlanma çerçevesinde en iyisini yapmayı sonuna kadar zorladım. Olmuyorsa da “olduğu kadar, olmadığı kader” mottosuyla halen annelik serüvenime devam ediyorum.  Bu tür bir anneye dönüşme sürecimin hikayesi Bir Anne Kolay Yetişmiyor’u oluşturdu. 
 
l Etrafımda gördüğüm her kadın artık modern yöntemlerle çocuk yetiştirme gayretinde. Geleneksel anne modeli neden bu kadar ötekileştirildi?
 
Aslında her anne çocuğu için en iyisini yapma derdinde. Kendimizden ve çocukla olan ilişkimizden tek beklentimiz bu. Lakin dünya reklam ile doldu. Hatta reklamı kimin sunduğu bile göz ardı ediliyor. En çok hangisi bize sunuluyorsa onu benimseme dönemindeyiz. Demek ki doğrusu buymuş diyoruz. Geleneksel annelik modelinde doğru bulduğum çok şey var, modern annelik öğretileri de çok enteresan. Her iki modelde de hepsini doğru saymak “Kime göre neye göre doğru?” dedirtiyor bana. Bazen de sadece havalı bir isim koyup sizi mutlaka bu tekniği bilmeniz için yönlendiren uzmanlar çıkıyor karşınıza. Reklama kanıp gidiyorsunuz. Bu durumu hamile iken gittiğim bir eğitimde görüp şaşırmıştım. İlk eğitimimdi. Bize yeni doğan bebekte rutin oluşturmayı anlatacaklardı. Güvenli bağlama konuşacaktık.  Birden kendimizi nasıl kundak yapılır bunu öğrenirken bulduk. Sonra uzman kişiden çocuğun kulağına hışhış deyip, poposuna da pışpış yaparsak uyuyacağını öğrendik. Ne büyük bir aydınlanma! Anneme dönüp eğitimi anlattığımda “Boşuna karnı burnunda hamile halinle, şu yağmur çamurda onca yolu gitmişsin kızım. Ben sana kundak yapmayı öğretirdim hem de bedavaya” demişti. Eşimle hala onca yolu ne amaçla gittiğimizi ama karşılığında ne bulduğumuzu hatırlayıp güleriz. 
 
l Siz bu iki anne modeli arasında en temelde nasıl farklılıklar görüyorsunuz?
 
Çoğu zaman annelik modellerinin sadece ismi değişiyor. İçeriğe odaklanmak gerekiyor. Her an kendi çocuğu için en iyisini bilir. İçgüdülerine güvenip kendi ile baş başa kalabilsin yeter. İçimizdeki sesi susturan o dış sese bir dur diyebilmek doğru anneliğe giden tek yol.  Geleneksel annelik de modern annelik de iki ayrı uç. Sizin kendi şartlarınıza göre yapabileceğiniz annelik nasıl? Sizin yapmak istediğiniz annelik nasıl? Çocuğunuzun mizacı nelere izin veriyor? Tercih ettiğiniz, kafanıza koyduğunuz metotlar ile onun ihtiyaçlarını karşılayabiliyor musunuz? Asıl bunlara odaklanmak lazım. 
 
l Bebek anne için nedir, ne olmalıdır?
 
“Bebek anne için nedir, ne olmalıdır?” sorusu için bilirkişi olmak istemem. Sadece kendi oğlum için ve kendi anneliğim için bir cevabım olabilir. Benim için oğlum sevdiğim, seçtiğim adam ile benim bir parçamız. Bizden bir kopya. Biz bir ağaç isek o bizim gün geçtikçe daha da uzayan, çiçek açan dallarımız.  Bana ulaşan güneş ile, dallarımdan salgılanan öz su ile büyüyen ve zamanı gelince kendi toprağına düşerek orada kök salmaya başlayacak bir tohum.  Onu büyütmek için elimden geldiğince en iyi koşulları sağlamayı düşünüyorum. Elimden gelmeyen çok şey olacağının farkındayım.  Bunların bebeğimin çok umrunda olmayacağını da biliyorum. O sadece ona kendini iyi hissettirecek, hep yanında olacak, anlayacak bir anneye ihtiyaç duyuyor. Ama ben bir Türk annesiyim. Hayalimde her şeyin kusursuzu var. Uzun, ince, epey de karanlık bir yolda yürüyorum gündüz gece. 
 
l Annelerde sağlıklı düşünememe tam olarak bebeği kucağına aldığı an başlıyor demişsiniz. Annelik irrasyonel bir durum, sanırım kafa karışıklığı orada başlıyor. Ne dersiniz?
 
Düşündüğünüz zaman akıl dışı bir durum. İçinizde bir canlının büyümesi de akıl dışı. Hatta sadece anne sütü verdiğim bir canlının su bile içmeden hızla büyümesine gün be gün şahit olmuş olmam da çok akıl dışı. Annenin değişen öncelikleri, onu süper bir kahramana dönüştüren erken alarm sistemi, onca uykusuzluğa rağmen ayakta durabilen bir makineye dönüşmesi de irrasyonel. Ama oluyor. Her anne böyle bir süreçten geçiyor. 
 
l “Kucağına alınca dünyanın en mutlu insanı olacaksın” ifadesini duymayanımız yok. Mutsuz olmadık evet, şükrettik ama “en mutlu” şiddetinde bir durum da olmadığını deneyimledik. Tersini söylemenin anneliğimize halel getireceğini düşündüğümüzden mi hala bunu tekrarlayıp duruyoruz?
 
Toplum bizi emzirmenin de çocuk sahibi olmanın da eşsiz bir duygu olduğu konusunda dolduruyor. Büyük beklentiler ile doğuma girip sonra hayal kırıklıklarımızı kaldıracak yer bulamıyoruz. Belki de eve döndüğümüzde o doğum odasındaki gibi ayaklarımızı tüylü terlikler saracak, başımızda kırmızı bir kurdele olacak sanıyoruz. Hep bir el üstünde tutulma bekliyoruz hayattan. Doğum fotoğraflarındaki gibi pürüzsüz ciltler, bebeğin mışıl mışıl uyuduğu, anne ve babasının onu nasıl tutacağını bildiği bir hayat bizi bekliyor sanıyoruz. Sonra da içimizi neden bir mutluluk kaplamadı, ama öyle olması lazımdı diye diye ağlıyoruz. Yetersizlik hissi yükleniyor. Hiç üzülmemiş, hiç hüsrana uğramamış gibi mutlu taklidi yapıyoruz. Depresyonumuzu gülümsemelerin arkasına saklıyoruz. Çünkü elalem ne der? Çünkü her anne doğumdan üç saat sonra kameraların karşısına geçmiş İngiliz Kraliyet ailesi mensubu gibi olmak zorunda. Çünkü bir tek biz doğurmadık. Bu kadar abartmayalım. 
 
l Elalemle baş etme yöntemleri... Bir annenin Türkiye’de –dünyada nasıl bilmiyorum ama-  mutlaka donanımlı olması gereken bir mesele. Anneliğimiz neden bu kadar çok konuşuluyor, eleştiriliyor?
 
Sadece ülkemize has olduğunu düşündüğüm konulardan biri de bu. Herkes her şeyi sizden daha iyi bilir. Eğitimini almış olmanız dahi bir şeyi değiştirmez. Bugün bir avukata hukuk öğretmeye çalışılıyor. NASA’da çalışan bir Türk Mühendise uzay ve kara delikler ile ilgili bir ders vermeye çalışanı bile gördü bu gözler. “Ben fikrimi şurada söyleyeyim de gideyim” özgürlüğünün yanlış anlaşılmasının bir yansıması bu durum. NASA’nın faaliyetlerinin yanında dünyanın en kolay şeyi olan çocuk büyütme ile ilgili de elbet herkesin bir fikri olacaktı. Bir Anne Kolay Yetişmiyor içinde en sevdiğim bölüm taktiklerimi paylaştığım bu elalemle baş etme yöntemleri bölümü oldu. 
 
l Doktor “Emzirme meselesini bu kadar düşünme” derken siz öyle düşüncelere dalıyorsunuz ki emzirme üzerine kariyer yapıyorsunuz… Kitabın en ilginç kısımlarından biri de bu. Annelerin sık karşılaştığı bir sorun emzirme devamlılığının sağlanması. Çözümü de gayet basitmiş. Bu alanda yeni çalışmalarınız var mı?
 
Aslında emzirme sürecinde çoğu nedenle bebek emzirmeyi bırakabiliyor. Bunun nedeni bazen konsantrasyon eksikliği olabiliyor. Diğer nedenleri elemek gerekiyor. Emzirme kolyesi ile durumu çözebildik. Emzirme kolyesi yurtdışında üretilen bir ürün ama benim yaptığım şekilde, hassasiyet ile yapılmıyor. Emzirme kolyeleri sadece bebeği memeye döndürmek için değil diş kaşıma, el becerisi geliştirme amaçlarıyla da kullanılıyor. Ben de bu ürüne ebeveynlerin hayatını kolaylaştıracak eklentiler yapmayı planlıyorum.