Dörtlemenin Hava’sı başka
ABONE OL
“Kirli havada kıtlık başlar,
Böyledir esirgeyen göklerin kanunu.
Havanın kanunu göklere yazılıdır.
Kaldır başını bak göklere.
Oku!”
 
Buket Uzuner, Hava romanı ile dünyadaki sahte haber ve hava kirliliğine odaklanıyor.  21.yüzyıl edebiyatına, insan, hayvan, çocuk, kadın, çevre hakları savunucusu kadın gazeteci Defne Kaman karakteriyle farklı bir bakış sunan Uzuner, daha önce Su, Toprak romanlarında, Türklerin kadim Şamanlık geleneğindeki tabiat-insan değerlerini anlatmıştı. Yazar, “Tabiat Dörtlemesi”ne Hava ile devam ederek Çağdaş Türk Edebiyatı’na yeni bir soluk getiriyor.
“Tabiat Dörtlemesi”ni kadim Şamanlık geleneğindeki “su”, “toprak”, “hava” ve “ateş” unsurlarından yola çıkarak oluşturan Buket Uzuner, tarihi mirasla günümüz yaşantısının nasıl şekillendirilebileceğinin altını çiziyor.
 
AYNI GÖKYÜZÜ, AYNI HAVA
 
Roman, kadın gazeteci Defne Kaman’ın Kayseri’ye geldiği gün dünyanın ilk tıp okullarından birini yaptıran Selçuklu kadın sultanı Gevher Nesibe’nin şehrin merkezindeki büstünün gizemli bir şekilde ortadan kaybolmasıyla başlıyor. Serinin önceki kitaplarında olduğu gibi Hava’da da duruşma sabahı kaybolan Defne Kaman ve peşinden onu aramaya koyulan arkadaşları etrafında gelişen olaylar çerçevesinde okur, kendini soluksuz bir maceranın içerisinde buluyor.
 
Anadolu’nun kültürü her ne kadar derin diyaloglara ve karakterlerin özü itibariyle yaşamlarına sirayet etmişse de bir o kadar Yüz Yıl Savaşları’ndan Antik Yunan’a, Rus Klasiklerinden Çağdaş Türk Edebiyatı’na bir bakış sunan Buket Uzuner, dünyadaki bütün mirasın bir zamanlar aynı gökyüzü altında gerçekleştiğini ve bu mirasın yine bütün insanlığın mirası olduğunu vurguluyor. Bir bakıma okur, Yüz Yıl Savaşları’ndaki Jeanne D’Arc’ı ve onun mirasını içselleştirirken birden Shakespeare’in sonelerinden Nazım Hikmet’in dizelerine doğru bir dünyanın kapısını aralıyor.