Gönlümüzün kuþ dili
ABONE OL

Ýnsanýn hayatýnda bazý kitaplar vardýr. Sizi baþka biri yapar. Dünyanýzý baþka bir dünyayla deðiþtirir. Filozofun dediði gibi; bütün kitaplarýn ötesine sizi götüremeyen bir kitap nedir ki! Ýmdi elimde geniþletilmiþ ve gözden geçirilmiþ yeni baskýsý taze taze gelmiþ bir kitap var. Ýlk baskýsýndan yenisine, uzun zamandýr elimde, gönlümde, kýsacasý iç dünyamda benimle birlikte yaþayan, nefes alan bir kitap. Ýþitin Ey Yarenler. Yunus Emre’nin bazý þiirlerinin yorumu diyebiliriz bu kitaba çok kabaca. Ama aslýnda Yunus’dan öncesini ve sonrasýný içeren, baþlangýcý ve sonu olmayan bir yorumlar kitabý. Bir çaðdaþ þerh. Bugünün dilinde Yunus üzerinden kâmil insanýn evrensel niteliklerini canlandýrýyor, tahayyüllerden taþýrýyor, hayata taþýyor. Varlýðýn seyr-ü süluk rehberi bir bakýma; tabiri caizse... Kitabýn yazarý Mustafa Tatcý. Gazete yazýlarýmda tevhid sosyolojisi üzerine düþüneyazdýðým pek çok yazýmda Yunus’un dizelerinde berraklaþan ‘biz’ anlayýþýný anlamaya çalýþýrken kaynak olarak kullandýðým, esinlendiðim, öðrendiðim hep bu kitap oldu. Diyebilirim ki, okumakla bitmeyen bu kitabýn içinde soluk alýp vermek ayný zamanda Muhammedî hakikati temsil eden pek çok zatýn sesini iþitmek, onlarla bir arada olmak, hepsini dimaðýnda birleþtirmek demek. Elbet her birimiz kendi kabýmýz uyarýnca...

ANLAÞILMADAN ANLATILAN BÝLGE

Yunus Emre, siyasetçilerimizden toplum bilimcilere, felsefecilerimizden sosyologlara, tarihçilerden bilim adamlarýna... Her daim herkesin alýntý yaptýðý, biraz ‘maneviyat sosu’ gerektiðinde ilk baþvurduðu Mevlana ile birlikte vazgeçilmez bir isim. O kadar ki, ona ait olmayan þiirler bile sözgelimi sosyal medyada onun adýyla kullanýlabiliyor. Misal; bu ülkede otonom bir yapý içinde yer aldýðý ortaya çýkan kimi savcýlar tarafýndan kendi davalarýnýn sesi olmak üzere alakasýz dizelerin umursamazca Yunus’a atfedilebildiðine tanýðým. Yunus Emre’nin bize aslýnda ne dediðini anlayabilme oranýmýz arttýkça insanlýða, hakikate, Rabbimize bakýþýmýz da ‘yerli yerine’ oturacaktýr diye düþünüyorum. Yani Yunus’u bildikçe kendimizi bilme yolculuðunda çok önemli adýmlar atmýþ olacaðýz. Hak ile bâtýl arasýnda daha net ayrýmlar yapabileceðiz kuþkusuz. Ýster sosyal medyada, ister hayatta. Ýþitin Ey Yarenler’in arka kapaðýndaki cümlelerden birkaçýný buraya almam isabetli olacaktýr: “Ýslam’ýn derinliðini ve Türkçe’nin inceliðini anlamak isteyenler, bitip tükenmek bilmeyen kaynak sularýna benzeyen Yunus’un çeþmesinden kana kana içmek durumundadýr. Yunus’u anlamak için onun ayak izine basarak yürümek gerekir. Baþka düþüncelerin, baþka inançlarýn dar penceresinden bakarak anlamaya çalýþmak ise aslýnda Yunus’u anlamamak demektir (...) Yunus Emre’nin aslýnda ne kadar anlaþýlmadan anlatýldýðýný ortaya koyan bu çalýþma ‘benim dilim kuþdilidir’ diyen Yunus’un remizlerinin dünyasýna açýlan yepyeni bir ufuktur.” Bu yaklaþýmýn ne anlama geldiðini yorumlayabilmek sahiden de bu kitabýn sayfalarý gönlümüzde açýldýkça geniþleyen ufuk misali, Yunus’a bizzat diðer Yunus’lardan bakmayý bize mümkün kýlacaktýr. Þunu kast ediyorum: Ýlk insandan bugüne ve kýyamete dek hakikat yolculuðunda her birimizin fýtrî zorunluluk olarak er geç içinden geçeceðimiz bir aþk þahitliði var. Aþk hepimize farz; Hemedani’nin dediði gibi. Dolayýsýyla mürþidi Tapduk Emre’nin rehberliðinde seyr ü sulük’unu gerçekleþtiren Yunus gibi her biri bir silsileye baðlý diðer Allah dostlarýnýn bize býraktýðý canlý sözler de evrensel ve ilahi nitelikleriyle Yunus sözüdür bir bakýma. Bir’dir hepsi. Týpký Niyazi Mýsri’nin bir dizesindeki gibi: “Niyazi’nin dilinden Yunus durur söyleyen.”

YUNUS’UN AYAK ÝZÝNDEN…

Bu eserde Yunus Emre’yi anlatýrken sözleriyle, dizeleriyle, metinleriyle, menkýbeleriyle metne giren, Yunus’un sesine yanký olan Niyazi Mýsri’den Hallac-ý Mansur’a, Ýbn Arabi’den Süleyman Çelebi’ye, Bayezid-i Bistami’den Ýsmail Hakký Bursevi’ye, Kastamonulu Muslihiddin Vahyi’den, Safranbolulu Mehmed Elin Efendi’ye, Eskiþehirli Mehmed Sadýk Halveti’den Üsküdarlý Nasuhi Efendi’ye, Edirneli Neþati’den Eþrefoðlu Rumi’ye, Hacý Bayram-ý Veli’den Fuzuli’ye, Mevlana’dan Þeyh Galib’e, Vahab Ümmi’den Ýbrahim Has’a, Üftade hazretlerinden Aziz Mahmud Hüdai’ye, Yakupzade Mustafa Efendi’den Osman Kemali Efendi’ye Anadolu’yu mayalayan nice Allah dostu bize kitap sayfalarýndan bazen usulca bazen bir anda açýlan mânâya aþk ile eþlik ediyorlar. Her biri Yunus’un temsil ettiði hakikatte ‘bir’ olmak suretiyle... Bu kitaptaki yorumlarý okurken hep Yunus’un ayak izine basarak onun dizelerinin ötesine geçen bir metnin içinde olduðumu hissediyorum. Ben onu okurken, onun beni yazmakta olduðunu seziyorum. Tatcý Hoca, Yunus’un þiirlerini þerh ederken hepimizin kendi izimize basarak yürümemiz gereken o fýtrî aþk yolculuðun izini düþürüyor çünkü tanýklýðýmýza. Bütün bu sýrlarý kendi vücudumuzda bulabilmenin ipuçlarýný býrakýyor satýr aralarýna. Kitabýn son bölümünde Tatcý’nýn çeþitli mecralarda yayýnlanan Yunus üzerine son derece zihin ve ufuk açýcý söyleþilerle metin kendi kemâline eriyor. Bizlere düþen her ele alýþýmýzda bambaþka anlam katmanlarýnýn açýldýðý bu kitabý okumanýn bitimsiz olduðunu bilmek. Ve döne döne okumayý zevk edinmek. Acizane. Yunus’un kitapta þerh edilen þiirlerinden birinin ilk dizelerini paylaþarak sonlandýrayým yazýmý. “Benem ol aþk bahrisi denizler hayrân bana / Deryâ benim katremdir zerreler ummân bana / Kâf Daðý zerrem deðil ay u güneþ bana kul / Aslým Hak’dýr þek deðil nâm oldu insan bana...” Ýþitin Ey Yarenler / Yunus Emre yorumlarý Mustafa Tatcý H Yayýnlarý