Hayır diyebilenlerin hikayesi
ABONE OL

Hayır dizisi yaptıklarıyla, düşünceleriyle dünyanın daha yaşanılır kılınmasına katkıda bulunan tarihsel figürlerin hayatlarını anlatan bir dizi. Fransız Actes Sud Yayınevi’nin dizisi bu ay Türkçe olarak da yayınlandı. “Hayır Diyebilenlerin Hikayesi” sloganıyla okuyucuya sunulan dizinin ilk beş kitabı; Nimrod’un Aimé Césaire-Aşağılanmaya Hayır, Elsa Solal’ın Olympe de Gouges-Kadınlara Ayrımcılığa Hayır, Anne Blanchard’ın Rosa Luxemburg-Sınırlara Hayır, Chantal Portillo’nun Gandhi-Şiddete Hayır,  Raphael Jerusalmy’nin Denis Diderot-Cehalete Hayır’ı oldu. 

ŞİİRLE, ŞİDDETLE KARŞIYIZ

Cehalete Hayır-Denis Diderot; romanlardaki gibi yaşantı süren, gençliğinde burjuva ahlakının dayattığı yasaklara ve döneminin din adamlarının öğretilerine karşı çıkan, herkesin ulaşabileceği özgür bilgi kaynağı yaratma arzusu içinde olan Aydınlanmanın en önemli karakterlerinden birini, eğlenceli ve şiirsel bir şekilde keşfetmemizi sağlanıyor. Şiddete Hayır-Gandhi; şiddetsiz direnişiyle Martin Luther King, Nelson Mandela gibi tarihsel figürlere örnek olmuş, doğum günü olan 2 Ekim, BM Genel Kurulu tarafından Dünya Şiddete Hayır günü ilan edilen Gandhi’nin ayrımcılığa, eşitsizliğe, bağımsızlık karşıtlığına adanmış yaşamını etkileyici bir biçimde gözler önüne seriyor. Sınırlara Hayır- Rosa Luxemburg tek ideali sömürünün olmadığı bir dünya kurabilmek olan Rosa Luxemburg’un Polonya’da başlayan serüvenine tanık oluyoruz. Kadınlara Ayrımcılığa Hayır-Olympe de Gouges; Gouges’un Fransız Devrimi sırasında hem özgür bir kadın olarak yaşama hakkını hem de diğer kadınların haklarını savunurken giriştiği mücadeleyi okuyoruz. Aşağılanmaya Hayır- Aimé Césaire’da ise 1930’ların Paris’inde arkadaşlarıyla siyahi hareketini başlatan, edebi eserlerinde depolitik mücadelesinde de sömürgeci reflekslere karşı savaşan ve siyahilerin onurunu koruyan Martiniqueli genç şair Aimé Césaire’ın ağzından Fransa’nın eski kolonilerinde yaşayan halkların katlandıkları aşağılanmaları ve çektikleri acıları dinliyoruz.  

Kendi alanlarında, yaşam koşullarında yenilikçiliğe, tabuları yıkmaya, insanların özgürleşmesine kendisini vakfeden bu reformist ve aykırı insanların hayat hikayeleri geçmişe ışık tutarken geleceğe dair de atılması gereken adımları bizlerle paylaşıyor.