Hizmet’ten Paralel Yapı’ya nasıl geldik?
ABONE OL

Türkiye, 17 Aralık’ta yepyeni bir darbe tipiyle tanıştı. Yargı darbenin bir ayağı olmak yerine darbenin bilfiil uygulayıcısı konumundaydı. Üstüne üstlük darbe yolsuzluk gibi kimsenin itiraz edemeyeceği bir konu üzerinden gerçekleştiriliyordu. İşin paradoksu ise darbenin arkasındaki paralel yapının 17 Aralık öncesinde Hizmet Hareketi adıyla Türkiye'nin dünyadaki gurur kaynağı olmasıydı. Sözkonusu darbe girişimi Hükümetin müdahalesiyle ancak durdurulabildi. AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Yasin Aktay, Neye Himmet Neye Hizmet kitabıyla Hizmet Hareketi’nin Davos çıkışıyla birlikte başlayan değişim sürecini ele aldı. Hizmet Hareketi nasıl paralel yapıya dönüşmüştü? Yarım asrı aşan mücadelesini, kazanımlarını yerle bir etmeyi ne için göze almıştı? Bu değişimi ancak paralel yapıyı ve Türkiye’nin son on yıllık siyasetini iyi okuyarak anlamak mümkündü. Aktay, bu değişimin sosyolojik, siyasi, ekonomik, hatta psikolojik nedenlerini okuyucular için araladı.

28 ŞUBAT’TAN FARKSIZ

Aktay, 17 Aralık operasyonuyla noktalanan sürecin siyasi izlerini 2009’da Erdoğan’ın Davos çıkışına kadar sürüyor. Çünkü bu tarihten itibaren dünyada Türkiye’den nefret eden geniş bir kitle oluşuyor. Askeri darbelerin kodlarını bilen Türkiye siyaseti ve toplumu Aktay’a göre bu kez “Alışıldık darbelerin alışılmadık sahnelerini” yaşıyor. Kitap’a göre bu sahneler ve oyuncular sık sık değişiyor; fakat planlayıcıları ve amaçları sahnenin arkasında olduğu gibi duruyor. Bir bakıyorsunuz Mavi Marmara ile hükümet iç politikada sıkıştırılıyor, bir yandan Oslo görüşmeleri sızdırılarak barış umutları balon oluyor, Gezi olaylarıyla toplum kutuplaştırılıyor, Alevi sorunu kaşınıyor, devlet sırları sızdırılarak itibar kaybı yaşatılıyor. Aktay, 17 Aralık operasyonunu Sarıkız, Ayışığı, Balyoz, 27 Nisan e-muhtırası, 7 Şubat operasyonu ve Gezi olaylarının hizasına koyarken “Postmodern darbe  28 Şubat’tan da ne bir eksik ne bir fazla” diyor.

Neye Himmet Neye Hizmet

Yasin Aktay

Tezkire Yayınları