Kralın yolculuğu
ABONE OL
Vazgeçmek, susmak, bakmak, aramak, aşık olmak… Saray kurallarına ve yemek kurallarına kadar pek çok eylem, kralın bu yolculuğuyla yeniden keşfedildi. “Arkasında krallığı, önünde tanımadığı bir dünya yer alıyordu.” Tüm bunlar olurken kral, başından geçenleri bir deftere kaydederek bir seyyahın günlüğüne dönüştürür kitapta. Bir kralın başka bir kralı mihenk taşı gibi görmesi mümkün müdür? Belki de mümkündür.Yeniden kendini sorgulamak ve ayna olacak kişiyi bulabilmek kendini tanımlamadır Soğuk Taht.
Bütün yolların birbirine benzediğini ve yola çıktığı zamandan daha karışık bir kafayla yönünü bulmaya çalışan kral, en sonunda krallığına geri dönmeye karar verir. Fakat çok sonra dönebildiği krallığını, bir kum yığını şeklinde bulur. Şehrin kapısı bir tahta kurdu tarafından yokedilmiştir. Her şeyini kaybettiğini farkeder. Böylece atalarından kalan miras sonlanmış olur. Çaresizce yolculuğu boyunca tuttuğu defterine “son” yazmak zorunda kalır.
İletişim kurmak değişik yollarla olabilir. Bir hayvanla anlaşmak, çoğu kez bir insana meramını anlatmaktan kolaydır. “Konuşurken karşımızdakinin yüzünü görmenin hiçbir bilimsel açıklaması yoktur. Çünkü köpeğime ıslık çaldığım, kedime ‘Pisipisi’ dediğim zaman beni görmedikleri halde koşarak gelirler. Neden insanlar daha fazlasını ister?” Kral kendi yüzünü aynada seçmeye çalışırken, halka bakarak sağlıklı karar veremeyebilir. Bu da onun konumunun getirdiği bir zorluktur. Kaldı ki erdemli olmak, insan kalmak kralken daha da güç bir eylemdir.
BU ÖYKÜLER BİR KRALA DAİR
“Ve nihayet Kral, yeni bir şehre vardı.” cümlesiyle başlayan öykülerin hepsi bir krala dairdir.
“Bir kralın yüzünü görmek, insanların yüzünü görmek gibi değildir. Ayrıca başka bir kral onunla konuşurken nereye bakacağını bilemediğinden aptal bir duruma düşebilir. Erdemin gereğidir bunlar.” Bütün arayışını tamamlamaya çalışan gezginler, seri hareket etmelidir ki yerinde saymasınlar. “Yavaş yavaş gidenler ancak yürüyüş yapmış olurlar. Ama uzaklaşanlar, hızlı koşabilenlerdir.” der yazar Soğuk Taht’ta. Kararlı bir tutum sergilemek bizi amacımıza doğru hızla yaklaşmamızı sağlar. “İnsan aradığı şeyi bulana kadar uzaklaşma isteğinden vazgeçmemelidir.”
Aşka dair ise, kralın aldığı not manidardır: “O kadar çabuk başlar ve biter ki, insan bazen başını yakalayamaz, bazen sonunu kaçırır. Akıllıysa ikisini birden kaçırır.”
Karabatak, Hece, Varlık, Türk Edebiyatı ve Mühür dergilerinde öykülerini keyifle okuduğumuz Naime Erkovan, 1977 Bayburt doğumlu bir öykücümüzdür. Çocukluğu Berlin’de geçen Erkovan’ın 2011 yılında çıkan ilk öykü kitabı; “Beşinci Düğme”den başka çeviri eserlere de imza attığını biliyoruz. En dikkate değer çevirilerinden biri de Kafka’dan “Seçme Hikayeleri” yine Şule Yayınları arasında yer aldı.

SOĞUK TAHT.
NAİME ERKOVAN. ÖYKÜ.
ŞULE YAYINLARI.