Destan gönüller destan hikayeler
Halk kültürü ve folkloru alanında zengin bir birikime sahip yazar Şerif Aydemir’in destansı hikayeler anlattığı ‘Çiçekten Harman Olmaz’ adlı yapıtının besin kaynağı Anadolu sevdası.
Çiçekten harman olmaz, Yâr derde derman olmaz, Darılmış güle bülbül, Gelip dalına konmaz… Adını bu içli Malatya türküsünden alan ‘Çiçekten Harman Olmaz’, Şerif Aydemir’in yeni çıkan hikaye kitabının adı. Kitapta üç hikâye yer alıyor. Bu uzun hikayelerin merkezinde ise sevda var. Kitabın yayıncısı Ötüken, daha önce de Aydemir’in Mendilim Sende Kalsın adlı kitabını okur ile buluşturmuştu. Benim gibi fazla öykü ile haşir neşir olmayan biri bile elinden bırakmadı, defalarca okudu her iki kitabı da.
Sabahattin Ali öyküleri lezzetinde iki yayın. Temayı köy olarak alırsak Sait Faik Abasıyanık’a rahmet okutur her ikisi de. Öylesine çarpıcı, dikkat çekici yerel hikayeler. Adeta Hemingway’in, Tanpınar’ın, Kemal Tahir’in, Nurettin Topçu’nun, Cemil Meriç’in, Tarık Buğra’nın, Oğuz Atay’ın, Necatigil’in, Cemal Süreyya’nın ve Selim İleri’nin gömleğinden çıkmış öyküler tümü de. Her okunuşunda ayrı bir keyif yansıtıyor. Sıcak üslup, sağlıklı tespit ve zengin kelime ve kültür birikimiyle Anadolu sanki bir yumakta toplanmış, iplik sarıldıkça büyüyor, kabarıyor. Şerif Aydemir bir şehir öyküsüne karşılık, her iki kitabında da Elazığ köylerini anlatıyor. Belki Elazizlilerin bile unuttuğu kelimeleri, deyişleri bulup getirmiş sözlük sofrasına, lügatimize yeniden kazandırmış: merek, ağıl, kom, çark, kutlu kelam, gül serinliği, işlik, kiziri, toynak, bezekli eyer, kiramen katibi, tarla pıtrağı, dabaz, perverde, börtmüş vs. Müthiş gözlem gücünü ve sosyoloji bilgisini de katmış yazdıklarına. O Anadolu insanını çok iyi tanıyor. Şiirli bir dili var. Tercihini romandan yana kullanan benim gibi mürekkep yalamışlara öyküyü öyle bir sevdirmiş ki, her kitabı en az üç defa okudum, yine de o serinliği içimde duymak, idrakimize giydirilmiş deli gömleğini çıkarmak için, sil baştan yeniden okuyacağım.
