Karabük Üniversitesinden (KBÜ) yapýlan açýklamaya göre, antik kentte Kültür ve Turizm Bakanlýðýnýn "Geleceðe Miras Projesi" kapsamýnda KBÜ Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öðretim Üyesi Doç. Dr. Ersin Çelikbaþ'ýn baþkanlýðýnda kazý ve restorasyon çalýþmalarý devam ediyor.
Kiliselerin tabanýnda, birçok hayvanýn tasvir edildiði mozaiklerle ünlenen ve bu nedenle "Karadeniz'in Zeugmasý" þeklinde adlandýrýlan antik kentte, þimdiye kadar iki hamam, iki kilise, bir savunma yapýsý, kaya mezarlarý, tiyatro, bir kemerli ve kubbeli yapý, anýtsal kültik niþ (duvar içinde oyuk), sur, villa, diðer anýtsal binalar ile bazý kült (kutsal) alanlarý gibi yapýlar bulundu.
Kazýlarda son olarak 5. yüzyýla ait arbalet tipinde fibula ile 2. yüzyýla ait "Nehir Tanrýsý" betimi yer alan sikkeye rastlandý.
- "BU YIL ÖNEMLÝ BULUNTULARA ULAÞILDI"
Açýklamada görüþlerine yer verilen Doç. Dr. Ersin Çelikbaþ, kazýlarýn güney nekropol ve "SDJ-3" olarak adlandýrýlan iki noktada yoðunlaþtýðýný, bu yýl önemli buluntulara ulaþýldýðýný belirtti.
Güney nekropoldeki mezarlarda Roma dönemine ait ölü gömme geleneklerine dair veriler elde edildiðini bildiren Çelikbaþ, þöyle devam etti:
"Bunlardan en dikkati çekici olaný, Roma döneminde Hadrianopolis'te basýlmýþ bir sikke. Bu sikkede, Hadrianopolis'e ait olduðunu gösteren bir etnikonun yaný sýra Nehir Tanrýsý betimi yer alýyor ve altýnda 'Kezios' yazýsý bulunuyor. Bu yazýt, antik dönemde Eskipazar Çayý'nýn adýnýn Kezios olduðunu göstermesi açýsýndan çok deðerli bir bilgi sunuyor. Bu bilgi literatürde olmayan bir bilgi. Mezarýn içerisinde bu sikkenin ortaya çýkmasý da bunun bir Charon (mitolojide ölülerin kayýkçýsý) sikkesi olarak mezar içerisinde býrakýldýðýný da gösteriyor. Demek ki Hadrianopolis'te 2. yüzyýlda da yine Roma Ýmparatorluðu'nda Charon geleneðinin devam ettiðini de bu þekilde görmüþ olduk."
Çelikbaþ, güney nekropolünde bulunan sikkenin milattan sonra 2. yüzyýla, diðer buluntularýn 5. yüzyýla ait olduðu bilgisini paylaþarak, "Güney nekropolünde ölü gömme geleneði yaklaþýk 300 yýl kesintisiz þekilde devam etmiþ." ifadesini kullandý.
Kaya mezarlarýndan oluþan bir alanda bu tip mezarlarýn içerisinde ölü kültüne ait buluntularýn ortaya çýkmasýnýn önemli olduðuna dikkati çeken Çelikbaþ, þunlarý kaydetti:
"Güney Paflagonya bölgesinde þu anda nekropol kazýsý yapýlan tek antik kent Hadrianopolis. Hadrianopolis'te de bu mezarlarýn içerisinde bu þekilde o dönemin hem kültürünü, sanatýný hem de dini inanýþý yansýtan buluntularýn da ortaya çýkmasý gerçekten bizi hem þaþýrttý hem de sevindirdi. Fibulalar antik dönemde sadece kumaþlarýn uçlarýný birbirine tutturmak için deðil, ayrýca estetik anlamda da kullanýlan objelerdir. Dolayýsýyla bunun bir taký objesi, aksesuar olarak da kullanýldýðýný söyleyebiliriz.
Bu sikkenin ya da arbalet tipindeki bu fibulanýn burada çýkmýþ olmasýyla artýk Hadrianopolis'in Roma Ýmparatorluðunun Güney Paflagonya'daki bir karargahý olduðuna eminiz. Yani Hadrianopolis, Güney Paflagonya'daki Roma Ýmparatorluðunun bir karargahý, bir askeri üssü niteliðindeydi. Buradaki bu mezarlarda bu eserlerin ortaya çýkmasý, askeri cenazelerin de buraya defnedildiðini bize iþaret etmektedir."