Mehmet Akif Ersoy, vefatının 84. yılında anılıyor! Mehmet Akif Ersoy eserleri nelerdir?
ABONE OL

Mehmet Akif Ersoy eserleri nelerdir? Türk edebiyatında ve Milli Mücadele yıllarında oynadığı rol ile tarihte önemli bir yere sahip olan Mehmet Akif Ersoy, vefatının 84. yılında anılıyor. İstiklal Marşı'nın yazarı ünlü şair, Miili Mütareke döneminde kurtuluş hareketine destek verdi. Şiirlerinin toplu olarak yer aldığı 7 kitaplık eserine “İstiklal Marşı”nı koymayarak bu eserini Türk Milleti'ne armağan etmişti. İşte Mehmet Akif Ersoy eserleri

MEHMET AKİF ERSOY KİMDİR?

İstanbul'da doğdu, 27 Aralık 1936'da aynı kentte öldü. Bir medrese hocası olan babası doğumuna ebced hesabıyla tarih düşerek ona 'Rağıyf' adını vermiş, ancak bu yapma kelime anlaşılmadığı için çevresi onu 'Âkif' diye çağırmıştır. Babası Arnavutluk'un Şuşise köyündendir, annesi ise aslen Buharalı'dır.

20 Aralık 1873’te İstanbul’da doğan Mehmet Akif Ersoy’un babası Fatih Medresesi müderrislerinden Mehmet Tahir Efendi, Osmanlı Devleti’ne bağlı Arnavutluk’un İpek kazasına bağlı Şuşise Köyü’nden İstanbul’a gelmişti. Ersoy’un annesi Emine Cemile Hanım ise Buharalı Mehmet Efendi’nin kızı olarak Samsun’da doğmuştu. Akif dışında bir de Nuriye adında bir kızları bulunuyordu.

Mehmet Akif, İstanbul’da Fatih’in Sarıgüzel semtinin Nasuh Mahallesi’nde doğdu. Çocukluğu Osmanlı Devleti’nin “hasta adam” olarak nitelendirildiği döneme denk geldi. 1878 yılında, Akif 4 yaşındayken Fatih’te Emir Buhari Mahalle Mektebi’ne başladı. Burada iki yıl eğitim gördükten sonra Fatih İbtidaisi’ne geçti. Aynı yıl babası ona Arapça dersleri vermeye başladı.

Babasının yazın Emin Paşa’nın çocuklarına ders vermesi sebebiyle Emin Paşa’nın çocukları ile arkadaşlık kurdu. Mehmet Akif, 1882 yılında ilköğretimini tamamlayarak Fatih Merkez Rüştiyesi’ne başladı. Ayrıca Fatih Camii’nde Esad Dede’nin İran Edebiyatı derslerine katılıyordu. Lise eğitiminde Mülkiye’nin İdadi bölümünde başladıktan sonra yüksek kısmına geçti. Kısa bir süre sonra evlerinin yanması ve babasının vefatı sebebiyle okula devam edemeyip sivil veterinerlik okulu olan Baytar Mektebi’ne geçti. Şiirle ilgisi bu dönemde başlayan Mehmet Akif, ilk şiirlerini bu dönemde yazmaya başladı.

BİRİNCİLİKLE MEZUN OLDU

22 Aralık 1893 tarihinde birincilik ile mezun olmasından sonra Orman ve Ma’adin ve Ziraat Nezare’Baytar Müfettiş Muavini olarak tayin edildi. 1895 yılında ilk eseri olan 7 beyitlik gazeli “Kur’an’a Hitab”, Servet-i Fünun Gazetesi’nde yayınlandı. 4 yıl boyunca Rumeli, Anadolu ve Arabistan’da görev yaptı. Bu seyahatler Mehmet Akif’in düşünce ve yazın hayatını çok etkiledi.

1 Eylül 1898’de 25 yaşında iken Tophane-i Amire veznedarı Mehmet Emin Bey’in kızı İsmet Hanım ile evlendi. Aynı yıllarda Maarif Dergisi’nde ve Resimli Gazete’de şiir yazıları ve Arapça, Farsça ve Fransızca’dan yaptığı çevirilen yayınlandı. 1906 yılında Halkalı Ziraat Mektebi’ne Kitabet-i Resmiye Muallimi ve 1907’de Çiftlik Makinist Okulu’na Türkçe öğretmeni olarak atandı. Ardından bir yıl sonra II. Meşrutiyet’in ilan edildiği dönem İstanbul’da Umur-i Baytariye Dairesi Müdür Muavinliği’ne getirildi. 1908-1910 yılları arasında “Sırat’ı Müstakim” dergisinde yazdığı dönem en ünlü şiirleri “Küfe” ve “Seyfi Baba” yayınlandı.

KURTULUŞ HAREKETİNE DESTEK VERDİ, GÖREVDEN ALINDI

Kısa bir süre sonra Darülfünun Edebiyat-ı Umumiye müderrisliğine tayin edilen Mehmet Akif, uzun süre bu kadroda kaldı. 1913’te İttihat ve Terakki Cemiyeti’ne girdi. I. Dünya Savaşı sırasında bu cemiyete bağlı bir örgüt olan Teşkilat-ı Mahsusa aracılığıyla Almanya’daki Müslüman tutsakların durumunu incelemek üzere Berlin’e gönderildi. Ardından Arabistan ve Lübnan’a gitmiş ve burada batı-doğu ayrımına şahit oldu. İstanbul’a döndükten sonra Darül-Hikmet-i İslamiye’nin başkatipliğine atandı. Miili Mütareke döneminde kurtuluş hareketine destek verdi. Balıkesir’de yaptığı konuşmadan dolayı İstanbul’daki görevinden alındı. Ankara Hükümeti’nin kurulmasından sonra Burdur Milletvekili olarak meclise girdi.

500 LİRAYI KABUL ETMEDİ, ORDUYA VERDİ

O sırada Maarif Vekili Hamdullah Suphi’nin desteği ile İstiklal Marşı için açılan yarışmaya giren Mehmet Akif Ersoy, 724 şiir arasından yarışmayı kazandı. 18 Mart 1921’de kabul edilen şiir, 1924 yılında Osman Zeki Üngör tarafından bestelenerek “Türkiye Cumhuriyeti’nin Milli Marşı” olarak ilan edildi. Mehmet Akif Ersoy yarışmadan kazandığı 500 lirayı kabul etmeyerek Türk Ordusu’na armağan etti.

EDİRNEKAPI ŞEHİTLİĞİ’NE DEFNEDİLDİ

Sakarya Zaferi’nden sonra İstanbul’a geldi ancak İslami uyanışçı düşünürlerden olan Mehmet Akif Ersoy, Cumhuriyet’in laik düzeninin oturması sebebiyle Mısır’a gitti. 1936 yılına kadar Mısır’da Türk Dili ve Edebiyatı dersleri verdi.

Siroz’a yakalanması üzerine 1935’te Lübnan’a, 1936’da Antakya’ya gitti. Hastalığının ilerlemesi üzerine ülkesine döndü ve 27 Aralık 1936’da İstanbul’da vefat etti. Mezarı Edirnekapı Şehitliği’nde bulunmaktadır.

İSTİKLAL MARŞI’NI TÜRK MİLLETİ’NE ARMAĞAN ETTİ

Mehmet Akif Ersoy’un en önemli eseri olan “Safahat”, 7 kitaptan oluşmaktadır. 1911 yılında yazdığı birinci bölümde osmanlı toplumunun meşrutiyet dönemini; 1912 yılında yazdığı “Süleymaniye Kürsüsünde” adlı ikinci kitapta, Osmanlı aydınlarını işlemiştir. 1913’de Safahat’ın üçüncü bölümü olan “Halkın Sesleri”ni ve 1914 yılında dördüncü bölüm “Fatih Kürsüsünde”yi yazdı. Ardından 1917 tarihli “Hatıralar” ve I. Dünya Savaşı hakkında görüşlerinin yer aldığı 1924 tarihli “Asım”ı yazdı. Son ve 7. bölüm olan “Gölgeler”i 1933 yılında yazdı. Şiirlerinin toplu olarak yer aldığı 7 kitaplık eserine “İstiklal Marşı”nı koymayarak bu eserini Türk Milleti’ne armağan etmişti.

Başlangıcı 1911 olan “Safahat”, 1933 yılında tamamlandı. Özmer Ziya Doğrul, Mehmet Akif Ersoy’un kitaplarına almadığı şiirlerini de ekleyerek eseri, 1943 yılında tekrar yayımladı. Ardından 1987 yılında M. Ertuğrul Düzdağ, eseri önceki baskıları arasındaki farkı gösteren yeni bir basımını yaptı. “Kur’an’dan Ayet ve Hadisler” ve “Mehmet Akif Ersoy’un Makaleleri” adlı çalışmaları da ölümünden sonra yayımlanmıştır.

MEHMET AKİF ERSOY ESERLERİ

Şairin Safahat adı altında toplanan şiirleri 8 kitaptan oluşmuştur. Şair, İstiklâl Marşı’nı Safahat’a koymamıştır. Nedenini ise şöyle açıklar: “Çünkü ben onu milletimin kalbine gömdüm”.

Safahat (1911) – 44 manzume içerir. Siyasal olaylar, mistik duygular, dünyevi görevlerden bahsedilir.

Süleymaniye Kürsüsünde (1912) – Süleymaniye Camisi’ne giden iki kişinin söyleşileri ile başlar, kürsüde Seyyah Abdürreşit İbrahim’in konuşturulduğu uzun bir bölümle devam eder.

Hakkın Sesleri (1913) – Topluma İslami mesajı yaymaya çalışan on manzumedir.

Fatih Kürsüsünde (1914) – Fatih Camisi’ne giden iki kişinin söyleşileri ile başlar, vaizin uzun konuşması ile devam eder.

Hatıralar (1917) – Âkif’in gezdiği yerdeki izlenimleri ve toplumsal felaketler karşısında Allah’a yakarışını içerir.

Asım (1924) – Hocazade ile Köse İmam arasındaki konuşmalar şeklinde tasarlanmış tek parça eserdir.

Gölgeler (1933) – 1918-1933 arasında yazılmış 41 adet manzumeyi içerir. Her biri, yazıldıkları dönemin izlerini taşır.

Safahat (Toplu Basım) (ilki 1943) – 6 Safahatını bir araya getirir.

Mehmet Akif Ersoy'un ölümünün 75. ve İstiklal Marşı'nın Kabulünün 90. Yılı olması nedeniyle 2011 yılı T.C. Başbakanlığı tarafından “Mehmet Akif Ersoy Yılı” olarak ilan edilmiştir. Yıl boyunca yapılacak çalışmaların sorumluluğu Kültür ve Turizm Bakanlığı’na verilmiştir.

En güzel Mehmet Akif Ersoy şiirleri

BAŞKAN ERDOĞAN, MEHMET AKİF ERSOY'UN VEFAT YILDÖNÜMÜ İÇİN MESAJ YAYIMLADI

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 27 Aralık Mehmet Akif Ersoy’un vefat yıldönümü nedeniyle mesaj yayımladı. Erdoğan'ın mesajında, "Kurtuluş Savaşımızın manifestosu ve milli irade beyanımız olan İstiklal Marşımızın şairi merhum Mehmet Akif Ersoy, aziz milletimizin gönlünde müstesna bir yere sahiptir.

Mütefekkir, münevver ve edip kişiliğiyle Mehmet Akif Ersoy, Türk milletinin istiklal ve istikbal mücadelesinde şehir şehir dolaşarak Anadolu’da bağımsızlık ateşinin alevlenmesine katkı vermiştir. Onun birlik, beraberlik, bağımsızlık ve vatan tutkusunu tasvir ettiği eserleri, milli şuurun beslendiği önemli kaynaklarımız arasında yer almaya devam etmektedir. Milli şairimizin "Girmeden tefrika bir millete düşman giremez / Toplu vurdukça yürekler onu top sindiremez" mısraları birliğimizi, beraberliğimizi, kardeşliğimizi korumanın ne kadar önemli olduğunun en veciz ifadeleri haline gelmiştir. Milli ve manevi değerlere bağlılığını İstiklal Marşı’nda ve diğer kıymetli eserlerinde tecessüm ettiren Mehmet Akif Ersoy’un bu mirasını gelecek nesillere aktarmayı, onun düşünce ve ideallerini yaşatmayı önemli vazifelerimizden biri olarak görüyoruz. Millî Mücadelemizin İstiklal Marşımızda karşılığını bulan irade, inanç ve kararlılığına her zaman ve koşulda sahip çıkmak için var gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz. Bu vesileyle, milli iradenin tecelligahı Türkiye Büyük Millet Meclisimizin İstiklal Marşı’nın kabulünün 100. yılı olan 2021’in "İstiklal Marşı Yılı" olması yönündeki kararını takdir ve tebrik ediyorum. Ebediyete irtihalinin yıl dönümünde Milli Şairimiz Mehmet Akif Ersoy’a Allah’tan rahmet diliyor, kendisini hürmet ve minnetle yâd ediyorum."