O filmde Hz. Muhammed'in sureti gösterildi mi?
ABONE OL

Hazreti Muhammed'in suretinin gösterilip gösterilmeyeceği tartışmalarına yol açan "Muhammed Allah'ın Rasulüdür" filminin tanıtımı yapıldı.

Orijinal ismi "Muhammedun Resulullah" olan İran yapımı filmin yönetmeni Mecid Mecidi, İslam Peygamberi'nin Kutlu Doğumu ve Vahdet Haftası münasebetiyle yakında galası yapılacak filmin tanıtımı toplantısında basın mensuplarının sorularını cevapladı.

Cennetin Çocukları, Cennetin Rengi, Baran ve Serçelerin Şarkısı gibi filmlere imza atan dünyaca ünlü İranlı yönetmen Mecidi, AA muhabirine yaptığı açıklamada, film hakkında çok erken eleştiriler yapıldığını ön yargıların yersiz olduğunu söyledi.

-"Peygamberin sureti yok"

Filmle ilgili "Hazreti Muhammed'in yüzünün gösterilip gösterilmediği" konusunun, en çok tartışılan konu olduğunu belirten ve bu konuda İslam dünyasındaki hassasiyet için teşekkür eden Mecidi, "Filmde Peygamberimizin sureti gösterilmedi" dedi.

Mecidi, İslam dünyasındaki tepki ve hassasiyetleri bir yere kadar anlayışla karşıladığını, fakat asılsız ve insafsız değerlendirmelerin de rahatsız edici olduğunu, bütün bunları merak ve duyarlılıkla ele aldığını dile getirerek, şöyle devam etti:

"İki yıl süren filmin hazırlık aşamasında geniş araştırmalar yaptık. Konunun uzmanları olan Şii ve Sünni alimlerle muhtelif ülkelerde görüş alış verişinde bulunduk. Bu konudaki hassasiyetleri biliyoruz. Öncelikle, hiç bir şekilde ihtilafa yol açacak bir dönem seçilmedi. Şii ve Sünniler arasında görüş birliğinin olduğu zaman dilimi, filmin konusu olarak seçildi."

İslam Peygamberinin yüceliği ve kişiliğine dair duyarlılığı memnuniyet ve anlayışla karşıladığını belirten ünlü yönetmen, bu hassasiyet ve duyarlılığın sadece yüzünü gösterme konusunda değil, bütün alanlarda olması gerektiğini ifade etti.

Mecidi, "Sadece yüzünün gösterilmesi konusundaki hassasiyet yeterli değildir. Onun şahsına, inanç ve değerlerine yapılan hakaret ve saldırılar karşısında da hassasiyet göstermek lazım gelir" diye konuştu.

-İslam dünyasına "birlikte çalışma" çağrısı

Mecidi, şunları söyledi:

"İslam adına şiddet uygulayanlar ve adam öldürenlere karşı da tepkimizi ve hassasiyetimiz göstermeliyiz. İslam düşmanlarının değerlerimize karşı saldırılar ve hakaretlerine karşı da duyarlı olmalıyız. Batının bu saldırgan ve hakaret içeren siyasetlerine kültür ve sanatla cevap vermeliyiz. Günümüzün en etkili alanı sinemadır. İslam dünyasına sesleniyorum. Gelin birlikte çalışalım. Bu alanda yatırım yapalım."

-Filmin Batı dünyasına ve Müslümanlara mesajı

Mecidi, Hazreti Muhammed'in çocukluk dönemi üzerinde yoğunlaşan filmin ana temasının, "o çağın insanlarının yeni bir din ve toplumsal değişime duydukları ihtiyaç olduğunu" belirterek, şunları ifade etti:

"Filmin konusu çok önemli. Şii ve Sünni tarihçiler tarafından kabul edilen hadiseler çerçevesinde, Hazreti Muhammed'in çocukluk ve gençlik döneminin ele alındığı tarih kesiti, sosyolojik değişim açısından çok hassas bir dönemdir."

Filmin, İslam dünyasının ortak bir malı ve Müslümanlar için vahdet unsuru olmasına önem gösterildiğine işaret eden Mecidi, "İslam tarihinde, dayanağı olmayan bir dizi rivayetler var. Biz, Müslümanlar arasında vahdete katkı sağlayacak, ihtilaflara yol açmayacak bir dönemi, yani Peygamberimizin çocukluk dönemini seçtik. O dönemi anlatmak suretiyle insanlık aleminin İslami değerlere olan ihtiyacını vurgulamak istedik. Yani o dönemi anlatarak, bu günün Batı dünyasının İslami değerlere olan ihtiyacına dikkati çekmeye çalıştık" dedi.

-İslam Peygamberine vefasızlık

Mecidi, Batı dünyasının Hazreti İsa ve Hazreti Musa hakkında bir çok film yaptığını hatırlatarak, "Budistler Buda hakkında yaklaşık 45 film çektiler. Biz Müslümanlar ise 40 yıl önce Mustafa Akkad'ın çektiği filmden başka Peygamberimizin hayatı hakkında bir film yapmadık. Müslümanlar, Peygamberlerine bundan çok daha fazla vefalı olmalıdırlar" dedi.

Mecidi, sözlerine şöyle tamamladı:

"Genel İslam tarihi konusunda bazı diziler ve filmler yapıldı. Bu filmler bölgesel ve zayıf nitelikli olduğu için hiç bir zaman uluslararası alanda söz sahibi olamadı. Ben bu çalışmaları önemsiyorum ve saygıyla karşılıyorum. Bununla birlikte kaygıları da saygıyla karşılıyorum. Kaygıları değerli hassasiyet olarak görüyorum. Ama bazı çevrelerin neden endişe ettiklerini de merak ediyorum. Ehl-i Sünne'tin duyarlılığı kadar, Şiiler de duyarlı bu konuda. Dolayısıyla endişeler ve kaygılar ortaksa neden endişe ediliyor. Bu konuda çalışma yapılması gerekirken, her gün asılsız iddialarda bulunuluyor. İnsafsız açıklamalar yapılıyor. Henüz filmi görmeden insafsız yazılar kaleme alıp, asılsız eleştirilerde bulunuyorlar. Burada bütün islam dünyasına, özellikle islam alimlerine filmi izlemeleri davetinde bulunuyorum. Özellikle el-Ezher alimlerine çağrım da bu yönde. Öncelikle filmi izlesinler. Ardından oturup konuşalım. Yeni projeler üzerinde çalışalım."

Mecidi, filmin hazırlık aşaması, çekimleri ve montajının tamamlanmasının 7 yıl sürdüğünü sözlerine ekledi.

Filmin galasının Şubat ayında Uluslararası Fecr Film Festivali'nde yapılması bekleniyor.