-Yeri geldiğinde susmayı bilen bir toplum muyuz?
Güzel ve etkili susmayı beceremiyoruz. Oturup beklerseniz sabretmeyi öğrenirsiniz. Sabırla oturmak için güzel bir susuş gereklidir. Tarih birçok susan adama tanık olmuştur ama inanın yüzde sekseni sloganiktir. Öyle çok susmuş adam tanırım ki gürültüden yanında oturamam. Bir hırs vardır içlerinde. Yalnız kalmış bir deha, değeri anlaşılmamış aziz, yenik ama gururlu bir komutandır onlar.
-Güzel susmak nedir öyleyse?
Haddini bilmektir. Sosyal medyaya bakın hele! Cahillerin yüzyılında yaşıyoruz. Herkes alim olmuş. Geçen aylarda Facebook sayfamda bir nokta koyup çekildim. Aman Allah’ım! O noktanın ne anlama geldiği hakkında 8000 kişi birbiriyle kavga etti. Oysa ben o noktayı kazayla koymuştum! İnsanlar diyalog küpü, beyinlerinin içi tımarhane. Bir kelime olsun hemen döktürelim diye bekliyorlar.
-İnsanlar sosyal medyada niçin bu kadar çok konuşup yazıyorlar?
Küçük adamlar bu yüzyılda bir şans yakaladı. Şöhret! Televizyonlarda kadın programları sayesinde köyünde kız kaçıran insanları, tavuğunu kaybetmiş adamları haftalarca konuşturuyorlar, bizler de izlemek zorunda kalıyoruz. İnternet sayesinde bütün sıradan küçük adamlar kişisel fotoğraflarını, fikirlerini yayınlıyorlar. Herkes her şeyi bildiğini sanıyor.
-Siz niçin rahatsız oluyorsunuz bundan, bırakın konuşsun insanlar...
Ben gıcık bir adam değilim. Yani herkes susunca da hadi konuşun diye bir kitap yazacağımı sanmayın. İnternette atılan cümleler, twitler kuş pisliği gibi. Hikmetli bir söze rastlamıyoruz. Üstümüz başımız, yüreğimiz, beynimiz, hafızamız kuş pislikleri altında lekeleniyor. Ay’a çıkmış adamların iki fotoğrafı var ama bahçesinde fındık toplayan Fadime’nin binlerce fotoğrafı yayınlanmış Facebook’ta, bu çılgınlık, megalomanlık, histeri, gösteriş, pazarlama nereye kadar gidecek söyleyeyim mi?
-E lütfen...
Hepimiz odalarımızda, bürolarımızda küçük tanrılar olana kadar sürecek. İnsanlar sosyal medyada kendi bedenlerinin heykelini yontuyor, amentülerini yazıyorlar. Bir gün herkes sırasıyla tanrı olduğunu tweet atacak binlerce insan durumu beğenecek ve arkasında diğerleri tanrılıklarını ilan edecek.
-Susmanın hikmetlerini uzun uzun idrak edeceğiz. Son olarak kitabın özünü anlatmak isterseniz neler söylemek isterdiniz?
Konuşan milyonlarca cahilin arasında susmak en zor erdem, belki de keramet. Boş lafın para ettiği bir çağda susmanın maliyeti büyük. Ağzımızı kapatıp halimizle konuşamaz olduk insanlarla. Susmak denen ilahi iletişimi konuşmakla basitleştirdik. Oysa; anlamlı hareketlerin, yiğit tavırların, hakka hizmetin söze ihtiyacı yoktur. Susmak ömrü uzatıyor. Büyük fikirlerimizi kendimize saklayıp sabredersek geveze değil evliya oluruz. Bu şansı niçin ıskalayalım değil mi ama!
İroninin sivri dilli yazarı
Daha önce İçinizdeki Öküze Oha Deyin, Yılgın Türkler, Öğle Namazına Nasıl Kalkılır ve Mavi Marmara Risalesi gibi çok satan kitaplara imza atan Bülent Akyürek’in “Güzel Susma Sanatı” adlı kitabı C4Kitap’tan çıktı. Akyürek, modern hayata dair eleştirileri, toplumsal özeleştirileri ve ironik yaklaşımlarıyla tanınıyor.