Ülkenin güzel insanları ve Erdem Bayazıt’a dair
ABONE OL

Adil Erdem Bayazıt, 1976’da Ankara’da yayımlanan edebiyat dergisi Mavera’nın hem kurucu hem de yönlendirici şairlerinden birisi idi. Türk edebiyatında Büyük Doğu, Diriliş ve Edebiyat dergilerinin kendisinden önce temsil ettiği çizgiyi sürdürmek isteyen bu dergi ayrıca kurucularının ve ana yazı kadrosundaki isimlerden büyük çoğunluğunun Maraşlı olmasıyla da hatırlanır.

Erdem Bayazıt, Edebiyat ve Mavera dergilerinde yetmişli yılların genel toplumsal karakteriyle de örtüşen bir biçimde sesin, duyguyu toplumsal bir silah olarak öne çıkardığı şiirleriyle dikkati çekmişti. Onun kimi dizelerinin slogan olarak duvarlara yazıldığını bizim kuşak ve öncesi hatırlayacaktır. “Sana, Bana, Vatanıma, Ülkemin İnsanlarına Dair” gibi şiirlerinin uzun zaman; bugün bile, dillerde dolaştığını görüyoruz. Hem topluma hem bireyin iç dünyasına yönelen, gür sesi ve naif duyguyu karakterize eden Erdem Bayazıt şiiri, edebiyatımızda kendisine özgü bir yer edinmiştir. Bütün bunları bana düşündüren şey, bugünlerde okuduğum, yeni çıkmış bir kitap oldu.

Sezai Karakoç’tan Turgut Özal’a...

Kültür ve edebiyat ortamlarında nasıl sıkı bir şekilde yoğrulduğunu otuz yıldan fazla bir zamandır yakından bildiğim, izlediğim Hüseyin Yorulmaz, son yıllarda roman tadında okunan biyografiler yayımlıyor. Geçen yıl yayımlanan Bir Neslin Öncüsü Celal Hoca (2011) kitabıyla, kolektif hafızanın epey gerilere ittiği bir âlimi Celaleddin Ökten’i dikkatlere sunmuş idi.

Bu eser ise yalnızca Erdem Bayazıt’la da sınırlı kalmamış; Sezai Karakoç’tan Turgut Özal’a kadar, onunla irtibatı olan tarihsel-kültürel pek çok ismi de Bayazıt odağından aktarıyor. Böylece, bir neslin ağabeyinin hayat öyküsü eşliğinde,  ellilerden bugüne, yaklaşık yarım asırdan fazla süren bir dönemin panoraması da çizilmiş oluyor.

MAVERA’DAN BİR ŞAİR

Bir Neslin Ağabeyi Erdem Bayazıt kitabı, ünlü şairi içinden geçilen dönemlerin, tanıkların, belgelerin ışığında kuşatıcı bir portre ile tanıtıyor.