Yalnızlık Ölümden Çok!
ABONE OL
“Her hikaye bir yerden başlamalı,” diyen Onur Orhan, ilk romanının merkezine okurunu yanı 'siz'i almış. Roman boyunca geçmişten tamamen kopmuş bir 'an' oluşturabilir miyiz ya da kurguladığımız hayatların içinde ne kadar 'kendimiz' olabiliriz sorusu peşimizi bırakmıyor. Yalnızlık Ölümden Çok, alışılmış bir aşk romanından fazlasını sunuyor.

Yalnızlık... köksüzlük ama bir o kadar da umuda dair bir söylem taşıyan romanda olaylar bir baba-oğulun hesaplaşması etrafında şekilleniyor. Her bireyin hayatını kapanmayan yaraları üzerinden sürdürdüğünü duru bir dille anlatan Onur Orhan, 1975 yılında İstanbul’da doğmuş. Hukuk lisansını yarıda bıraktıktan sonra aynı üniversitenin gazetecilik bölümünden mezun olan yazar, romanıyla edebiyat dünyasında kalıcı bir iz bırakacağının müjdesini veriyor.

Gerçekler iyidir ama...

“Torpidonun küçük lambası ellerimi aydınlatıyor ve yüzük parmağımdaki izi görüyorum. Filiz ve çocuklar... Resimleri gözlerimi dolduruyor, sonra Bay Z tepeme bir şimşek gönderiyor, sonra bir takvimin yaprakları süratle dönüyor ve bankadaki param günden güne eriyor. Her şeyin iç içe girdiği bu dünyada bir kapı aralanıyor, Mira o kapının aralığından başını uzatıyor. Bu güzel hayalden kaçmam gerektiğine inanıyor ama bunu yapamayacağımı seziyorum.
Ve ben, ‘Gerçekler iyidir ama yalanlar daha da iyidir!’ diyorum.”