Oyuncu Nurdan Albamya Ýnce, 24 TV'de Star Gazetesi Yazarý Esra Elönü'nün sunumuyla yayýnlayan "24 TV Arafta Sorular" programýnda dikkat çeken açýklamalarda bulundu.
Oyunlarýna belediye baþkaný ve yüksek mertebelerdeki insanlarýn da gelmesini isteyen Oyuncu Nurdan Albamya Ýnce, 'Beklediðimiz insanlarýn desteði gelmeyince bu durum çok yaralýyor. Ýnsanlar anlatmadýðýmýz þeyleri nasýl bilsinler ve destek versinler. Ben sahnede maksimum kaç kiþiye ulaþabilirim? Salon kaç kiþilik kapasitedeyse. Bu da 300 kiþi oluyor genellikle. Mesleðimi icra ederek, oyunculuk yaparak bir þeyleri anlatmak dünyanýn en güzel þeyi. Ben bu oyunlarý yaptým, bir kitlem var diyerek býrakmadým. Tiyatroda yüksek lisans yapayým dedim, sonra doktora yaparým dedim. Bu alanda kendimi çok geliþtirmem gerekiyor dedim. Þuradan vurabilirlerdi beni; 'Ne kadar eðitim almýþ ki, ne yapýyor?' gibi bir þey söyleyebilirlerdi. Hayýr dedim ve en iyisi olayým ki tüm o yollarý kapatayým. Tabii yine enaniyetten Allah'a sýðýnýrým, en iyisi deðilim tabii ki, iyi olmaya çalýþmaya çalýþýyorum, benim mesleðim bu ve bizim de televizyonda olmamýz gerekiyor, dizilerde olmamýz gerekiyor, bu alanlarýn açýlmasý gerekiyor. Benim düþüncemde olmayan insanlarýn taþý beni hiç acýtmýyor. Dostun taþý acýtýyor. Beklediðimiz insanlarýn desteði gelmeyince bu durum çok yaralýyor. 'Kadýn, tek baþýna, bir þey yapmaya çalýþýyor, ne kadar yapabilir, ne yapabilir ki?' diye söyleyenlere oyunumuza gelin diyorum. Bazýlarý gelmiyor, gelenler de oyundan sonra ya özür diliyor ya da helallik istiyor. Benim derdimi ancak benim oyunuma gelerek anlayabilirsiniz. Ben istiyorum ki belediye baþkanlarý gelsin, yüksek mertebelerde insanlar gelsin, izlesinler ve desinler ki; 'Bir þeyler yapýyorlar bu arkadaþlar.' Ýzlemeden anlayamazlar ama ben çok inanýyorum ki izlediklerinde hayatlarýnda hiçbir þey eskisi gibi olmayacak. Bizim de hayatýmýzda hiçbir þey eskisi gibi deðil.' dedi.
Oyuncu Albamya, "'Biz onlardan daha çok aðlýyoruz diyebilirim. Gazze halký, 'Bu Allah'tan geldi kanýmýzýn son damlasýna kadar savaþmak zorundayýz.' diyor. Süreç çok uzadý. Geçtiðimiz günlerde bir ablamýz 'Ümmeti Allah'a þikâyet edeceðim.' dedi. O zamana kadar aðýzlarýndan böyle bir þey hiç duymamýþtým. Hep 'Kanýmýzýn son damlasýna kadar savaþa devam, biz yine Zeytin Daðý'ndan özgür Gazze'yi izlemeye devam edeceðiz, Gazze sokaklarýnda özgürce dolaþmaya devam edeceðiz.' Sözlerini duyuyordum. Benim oyunumda da ümmeti Allah'a þikâyet ettiðim bir tiradým vardýr. Ben tirada baþladýðýmda seyirci benimle beraber dökülür. Çok üzüldüm, o kadar korktum, o kadar kötü oldum ki. Ya þikâyet ederse, tabii ki edecek ne yapacaðýz? Nasýl bunun hesabýný vereceðiz? Tüylerim diken diken oldu. Ama yine de böyle bir adanmýþlýk, böyle bir inanmýþlýk dünya üzerinde yok. Çok yakýn bir ablamýz var Ankara'da. Gazze'den ama kendisi rahatsýz olduðu için burada tedavi görüyor. Onunla sürekli konuþuyoruz. Ýki cümlesinden biri çocuklarýnýn, eþinin canýný umursamadýðý, sadece Allah bize güç kuvvet verdikçe elimizden geldiðince savaþacaðýz demesi. Oradakilerin ölümden korkmamasý, kalplerinde nasýl bir iman var? Nasýl bir vatan aþký var? Bu insanlar bizi Rabbimize þikâyet ederlerse vay halimize.' ifadelerini kullandý.