Yeşiltaş: 3 ilimizde yaşananlar Türk Milleti'ne yakıştırılabilecek bir davranış değil
ABONE OL

24 TV'nin her bölümü merakla beklenen programı Arafta Sorular'ın bu haftaki konuğu, ASBÜ Öğr. Üy. Prof. Dr. Murat Yeşiltaş oldu.

"TÜRKİYE'NİN, SMO'NUN KONTROL ETTİĞİ GÜVENLİ BÖLGELERE GERİ GÖNDERDİĞİ SURİYELİ SAYISI 600 BİNE ULAŞTI"

'Türkiye'nin, hükümetin ve Sayın Cumhurbaşkanımızın tercih ettiği yol net bir şekilde anlatılıyor. 'Esed ile görüşeceğiz, iktidara gelip iki yıl içinde Suriyeli sığınmacı sorununu çözeceğiz.' diyorlar. Bu son derece temelden yoksun bir yaklaşım. İnsanları, toplumu kandırıyorlar. Bu sayıda bir rakamla böyle bir politika uygularsanız çuvallarsınız. İkinci olarak sert bir şekilde Esed ile görüşmenin yapılamaz olduğunu söylemek yanlıştır. Mevcut rakamı ele aldığınızda güvenli bölgeye gönderilmesi şartıyla ne kadarı gidebilir diye bakılmalı. Şu anda Türkiye'nin, SMO'nun kontrol ettiği güvenli bölgelere gönüllü bir şekilde geri gönderdiği Suriyeli sığınmacı sayısı 600 bin civarına ulaştı. Bu önemli bir rakam. Sağlıklı bir süreç olmasını pekiştirmek için güvenli bölgelerdeki gündelik hayat, ekonomi, güvenlik pekiştirilmeli. İnsanlar kaldığı yerden devam edecek şekilde güvenli hale getirmeniz lazım. PKK, DEAŞ, YPG teröründen uzak kalacak devamlı bir ortam oluşturulması lazım.

"İRAN AÇIK BİR ŞEKİLDE SURİYE'DE BİR DEMOGRAFİK DEĞİŞİM POLİTİKASI İZLİYOR"

"İran açık bir şekilde Suriye'de bir demografik değişim politikası izliyor. Suriye'yi ikinci Lübnan yapmaya çalışıyor. Şam da Rusya da bundan rahatsız. Arapların Esed'i sandalyeye yeniden oturtmasının şartı İran ile arasında mesafe koymasıydı. Ama Esed bunu tercih etmedi. Çözüm Suriye'de kendi içinde normalleşmeyi sağlamak. Türkiye toprak bütünlüğüne saygı duyduğunu söyledi. Türkiye'nin orada kalmak ya da askerlerini orada tutmak gibi bir derdi yok.'

'SURİYE MESELESİ ÇOK KOMPLİKE BİR MESELE"

'Anadolu Osmanlı'nın adeta büzüşmüş halidir. Türkler gerek mübadeleyle gerek bir takım sorunlarla 1980'lerde, 1990'larda Batı ve Kafkaslardan balkanlardaki savaşlardan sonra Anadolu topraklarına gelmişler. Dolayısıyla tarihsel pratiği var. Türkiye'de bir arada yaşamanın tarihsel pratiği Avrupa'nın hiçbir ülkesinde olmadığı kadar var. Suriye meselesi çok komplike bir mesele. Kayseri'de, Ankara'da ve Antep'te yaşananların Türk milletine ve Müslümanların geneline yakıştırılabilecek bir davranış olduğunu düşünmüyorum. Toplumun önemli bir kısmı ve çoğunluğunun bu davranışları tasvip edeceğini asla düşünmüyorum. Kayseri'de yaşanan olayın arkasında bu olaya sebebiyet veren kişilere baktığımız zaman onlar olaylara karışmışlar dolayısıyla bunlar toplumun geneline tasvip edilebilecek davranış kalıpları değil. Türkiye Cumhuriyeti'nin bunu garanti etmesi gerekiyor.'