'Necip Fazýl Fikir Araþtýrma Ödülü' sahibi Mustafa Özel: Necip Fazýl hâlâ ‘takvimdeki deniz'dir
ABONE OL

Mustafa Özel, týpký soyadý gibi özel bir yazar, bir düþünce insaný. Türkiye'de belki de kimsenin yapmadýðýný yaptý; iktisat ve edebiyat düþüncesini ayný örste döverek bir kývama getirdi, bu konularda ufuk açýcý, yetkin eserler verdi. Romanbilimle uðraþýyor Özel. Romancýnýn modern çaðýn þamaný olduðunu düþünüyor. Þaman, yani karanlýkta gören adam... Bu dilbâzýn kehânet (ve bazen kerâmet) dolu sözlerini, tarihçi ve sosyologlarýn kýlý kýrk yaran araþtýrma ve analizlerinden daha deðerli buluyor. Onun gözünde iktisatçý ve ilatiyatçýlar, modern çaðýn uyum ustalarý, romancýlar ve þairler ise baþýmýza gerçekte ne gelmiþ olduðunu hissettirip, bizi adaletsiz bir dünyada dik durmaya çaðýran insanlardýr.

Akþam Gazetesi'nden Bedir Acar, bu yýl Fikir-Araþtýrma dalýnda Necip Fazýl Ödülü'ne layýk görülen Özel ile Üstad'ýn Türkiye düþüncesine etkilerini ve roman bilim kitaplarý üzerine konuþtu.

■ Necip Fazýl ismi sizin dünyanýzda nasýl bir yere tekabül ediyor?

Necip Fazýl lise yýllarýmýn Battal Gazi'siydi. Malatya yerine Aðrý'dan yola çýkar, önce yerli "sahte kahramanlarý" bir bir tepeler, sonra diyâr-ý küfre yelken açardýk. Baþta Çile olmak üzere çoðu þiirlerini Karaköse'nin çamur deryasý caddelerinde saatlerce arkadaþlarýma ezberden okur, onlarý da Bizans tekfurlarýna karþý savaþa hazýrlardým! Ülkü Ocaðý duvar gazetesine Üstad'dan (ve Sezai Karakoç'tan) mülhem yazýlar yazar, çaktýrýlmadan indirildiðini görünce de küplere binerdim. Baþkanýmýz Tekin Küçükali, "Mustafa, dinci þairleri býrak artýk, biz dindar ama milliyetçiyiz!" deyince, ocaðý terk ettim. Ve çok deðil, iki yýl sonra Ýstanbul'da, uðruna ilk mücadele karargâhýmý terk ettiðim üstadýmýn "Ülkücü" olduðunu görünce, hayatýmýn ikinci þokunu yaþadým. (Ýlk þok, 73 seçimlerinde biz gençler 'muhafazakâr' Erbakan'a çalýþýrken, baðlandýðým Þeyh efendinin 'liberal' Feyzioðlu için oy toplamasýydý!)

■ Üstad'ýn en çok hangi yönü size etkiliyordu?

Necip Fazýl için, yazarlýk hayatýmýn ilk yýllarýnda Mustafa Kutlu ile yaptýðýmýz söyleþide söylediklerimin, ne yazýk ki, hiçbir kulaða ulaþmadýðýný gördüm. Ýlave edebileceðim baþka ne olabilir? Ýþte gençlik çaðýndaki tespit ve temennilerim: "Okumaya Necip Fazýl'ýn kitaplarýyla baþladým. Ýdeolocya Örgüsü'nün birçok bölümlerini, Çöle Ýnen Nur'un mukaddimesini ezberlediðimi hatýrlýyorum. Necip Fazýl verdiði cevaplarla deðil, sorduðu sorularla ve soruþ üslubuyla önemliydi. Tabiatýyla bir ilim adamý deðildi üstad, cesur ve kývrak bir fikriyatçý idi. 'Yerli' bir fikriyatçý. Gerçi ondan önce Yahya Kemal 'eve dönmüþtü' ama rindâne bir dönüþtü bu. Yahya Kemal ve þakirtleri 'kaymak' peþindeydiler, oysa Necip Fazýl 'has ekmek' istiyordu. Ne var ki, 'yerlilik' tek baþýna has ekmek piþirmeye yetmiyordu. Ekmekler bozulmuþtu ve bozulmanýn mahiyetini kavramak için Batý düþüncesini fethetmek gerekiyordu. Hazýrlýðý yoktu Üstad'ýn, sabrý da. Gene de 1960-80 nesli Müslümanlýk, Batý ve 'yerlilik' bilincini büyük ölçüde Necip Fazýl'a borçludur. Ne yazýk ki bu meftuniyet umumiyetle hamasî bir baðlýlýk þekline büründü, Üstad'ýn sorduðu suallere onu aþacak (ve ruhunu þâd edecek) cevaplar verilemedi. Necip Fazýl hâlâ 'takvimdeki deniz'dir. Uzaktan seyredilmiþ, hayranlýk ve baðlýlýk gösterilmiþ, fakat fikir hayatýmýzýn içine verimli bir tarzda sokulamamýþtýr." (Dergâh, Ocak 1994.) Necip Fazýl, muhafazakâr insanýmýza 'Batýcý' muktedirler karþýsýnda baþýný dik tutmayý öðretti. Fakat aþýrý öfkesi, Namýk Kemal'den Halid Ziya'ya, Halide Edib'den Tanpýnar'a kadar birçok önemli fikir ve sanat insanýmýzýn görüþ ve katkýlarýný doðru deðerlendirmemizi de imkânsýzlaþtýrdý. Hepsini ötekileþtirdik. Öfkemiz haklý, hükmümüz hatalýydý!

■ Necip Fazýl Fikir Ödülü'nün size tevdi edilmesi hakkýnda neler söylersiniz?

Bu sualin muhatabý benden ziyade kýymetli jüri üyeleridir. Ben sadece nelerle meþgul olduðuma açýklýk getirebilirim: Romanbilimle uðraþýyorum. Romancýnýn modern çaðýn þamaný olduðunu düþünüyorum. Þaman, karanlýkta gören adam. Bu dilbâzýn kehânet (ve bazen kerâmet) dolu sözlerini, tarihçi ve sosyologlarýn kýlý kýrk yaran araþtýrma ve analizlerinden daha deðerli buluyorum. Ýktisatçý ve ilahiyatçýlar, modern çaðýn uyum ustalarýdýr: Bizi, yaþadýklarýmýza intibak ettirmeye çalýþýrlar. Þair ve romancýlar ise, baþýmýza gerçekte ne gelmiþ olduðunu hissettirip, bizi adaletsiz bir dünyada dik durmaya çaðýrýrlar.

■ Bu çerçevede, okumaya niyetlenmiþ fakat belki henüz okuyamamýþ olanlara eserlerinizi konularýna göre özetleyebilir miyiz?

Þu ana kadar beþ kitap yazdým, diðer beþi de yolda. Roman Diliyle Ýktisat, modernliðin/kapitalizmin (Marx ile Weber'in söylemlerinin aksine) büyüden arýnma deðil, kâðýt para üzerinden derin bir büyülenme olduðunu anlatmaya çalýþýyor. Hareket noktasý, Faust. Bu büyük þiir-romanda, sadece (kesin bilgi ve mutlak haz karþýlýðýnda) ruhunu þeytana satan modern bireyin trajedisi deðil; (kâðýt para karþýlýðýnda) ruhunu þeytana satan modern devletin de mel'aneti sergileniyor. Goethe, kâðýt paranýn "para deðil, simya" olduðunu dile getiriyor; emeksiz deðer yaratmanýn ve sorumsuz hükümdarýn borcunu yoksul halkýn sýrtýna yüklemenin þeytanî bir enstrümaný. Roman Diliyle Siyaset'te, "yarý millet, yarý ulus" oluþumuzun acýlarýný dillendirmeye çalýþtým. Slogana dönüþen ana fikrim: Unutarak ulus, hatýrlayarak millet oluruz!

Roman Diliyle Ýþ hayatý, hilfül fudul (erdem birliði) ve Medine Pazarý ruhunu canlandýrma iddiasýyla yola koyulan dindar iþ adamlarýmýzla Ahmet Midhat Efendi, Thomas Mann, Kemal Tahir, Orhan Pamuk, Adalet Aðaoðlu gibi romancýlar üzerinden bir nevi hesaplaþmadýr. Özeti, Tolstoy'un Kýsa Ýncil'indeki ana mesajýdýr: "Kutsal Kitabý ancak dindar insan anlayabilir. Dindar, yani zenginliðin bozmadýðý insan!"

Romanperver Ýktisatçý ise bu kitaplarý yazma sürecinde benimle yapýlan söyleþilerden oluþuyor. Roman Diliyle Emperyalizm, Afrika ve Türk romaný üzerinden, emperyalizme karþý mücadelemizin neden ve nasýl "itaatkâr bir direniþ"e dönüþtüðünü dillendiriyor. Ele aldýðým romanlarýn baþoyuncularý insanlardan ziyade "beyaz okullar" (yabancý kolejler). Çocuklarýmýz orada "iyi bina yapmayý, besili olmayý ve haksýzken de yenmeyi" öðreniyorlar! Böylece Batýlý sömürgecileri ve Necip Fazýl'ýn "karþýlarýnda baþýmýzý dik tutmayý öðrettiði" yerli muktedirleri yeniyoruz, onlara dönüþerek!.. Þiirsiz ve romansýz, bu "alçalarak yükselmenin" anlayamayýz sebebini. "Aðlayýn, su yükselsin. / Belki kurtulur gemi!"

■ Yeni kitaplar hangileri olacak?

Bir kýsmýný yarýladýðým müstakbel mektuplarým diyelim onlara: Roman Diliyle Finans, Roman Diliyle Çocuk, Roman Diliyle Tarih, Roman Diliyle Hukuk ve Roman Diliyle Din.

Allah utandýrmasýn...

Âmîn, teþekkür ederim

PORTRE
Mustafa Özel Aðrý'da doðdu (1956), Aðrý Lisesi (1974) ve Boðaziçi Üniversitesi (Ýktisat, 1980) mezunudur. Marmara Üniversitesi'nden yüksek lisans ve doktora dereceleri aldý (Ýktisat Tarihi, 1999). Bankacýlýk, dýþ ticaret ve sanayi sektörlerinde yönetici ve danýþman olarak çalýþtý. Kapitalizm ve Din (Aðaç, 1993), Amerikan Yüzyýlýnýn Sonu (Ýz, 1993), Ýstikbal Köklerdedir (Ýz, 1996), Müslüman ve Ekonomi (Ýz, 1997), Roman Diliyle Ýktisat (Küre, 2018), Roman Diliyle Siyaset (Küre, 2018), Romanperver Ýktisatçý (Küre, 2019), Roman Diliyle Ýþ Hayatý (Küre, 2019), Roman Diliyle Emperyalizm (Küre, 2022) yayýnlanmýþ kitaplarýndan sadece bazýlarý.
  • Mustafa Özel
  • Necip Fazýl Fikir Ödülü
  • Necip Fazýl Ödülleri