Tarihi insanlýk kadar eski olan Ýstanbul, birçok medeniyete ev sahipliði yaptý. Dört bir yaný surlarla çevrili olan bu eþsiz güzellikteki þehir sayýsýz kereler kuþatýlmýþsa da kendini kimseye teslim etmedi.
Ancak Doðu Roma Ýmparatorluðu’nun baþkenti olduðu sýrada, Osmanlý’nýn 7. Padiþahý Sultan Mehmet þehri kuþatýr. Ýmparator, bir mektup göndererek, kuþatmanýn kaldýrýlmasý halinde padiþahýn belirleyeceði miktarda vergi vereceðini ve surlara kadar bütün topraklarýn Osmanlý’ya geçeceðini bildirir. Henüz 21 yaþýndaki padiþah elçilere “Efendinize söyleyin, direnmeyi býrakýp þehri teslim etsin. Bunu yaparsa Mora’nýn hakimiyetini kendisine ihsan edeceðiz. Razý olmazsa þehre zorla gireceðiz. Biz Sultan Murad Han oðlu Mehmet Han olarak peygamber müjdesi peþindeyiz” cevabýný verir.
564 yýl önce, 29 Mayýs 1453 Salý günü, Sultan Mehmet ve ordusu 52 gün süren kuþatma sonunda þehre girdi. Sultan Mehmet, Türk askerlerinin kale burçlarý dâhil, þehrin her tarafýndan göklere yükselen tekbir ve ezan sesleri arasýnda, nihayet Ayasofya’ya geldi.
KOSTANTÝN DÜÞTÜ
Osmanlý ordusu þehre girince yerli halký þaþkýnlýk ve periþanlýk sarmýþtý. Bilinçsizce saða-sola koþuþturanlar, kaçýp kurtulmak için limanlardaki gemilere binmeye çalýþanlar, surlarýn üzerinden atlayarak intihar edenler bile vardý. Fakat halkýn büyük bir kýsmý, kurtuluþun en büyük kiliseye sýðýnmakla gerçekleþeceðine inandýðýndan Ayasofya’ya doluþmuþtu. 1400 yýllýk muhteþem mabedin önüne gelince atýndan inen genç Fatih, sýkýca kapanan kapýlarý asker marifetiyle açtýrdý. Padiþah kadýn, erkek, çoluk-çocuk binlerce kiþinin içeriye doluþmuþ olduðunu gördü. Halk ve papazlar, aðlayarak yerlere kapandýlar. Padiþah, karþýsýnda eðilen kalabalýðýn önünde bulunan Ortodoks patriðine ve halka, “Kalkýnýz! Ben Sultan Mehmet; sana, emsallerine ve bütün halka söylüyorum ki; bugünden itibaren artýk ne hayatýnýz ve ne de hürriyetiniz hususunda benim gazabýmdan korkmayýnýz!” diye meþhur fermanýný buyurdu. Daha sonra Ayasofya’da dile getirdiði ‘bütün sanat ve ticaret erbabý ile halkýn, can, mal, din ve mezheb yönünden hür olduklarýný ilan eden’ konuþmasýný yazýya döküp mühür bastý.
SULTANIN FETÝH GANÝMETÝ
Artýk Ayasofya Camii olarak anýlacak olan tarihi yapý, fethin en büyük niþaný ve Fâtih Sultan Mehmet’in fetih ganimetiydi. Fâtih, fetihten sonra kendisine sunulan Bizans servet ve hazinelerinin hepsini reddetmiþ; ganimet olarak Ayasofya ile birlikte yedi kiliseyi kabul etmeye razý olmuþtu.
KÝLÝSEDEN CAMÝYE DÖNÜÞ
Fâtih Sultan Mehmet, muhteþem mabedin, üç günde, Cuma gününe kadar, camiye dönüþtürülmesini emretti. Önce Hristiyanlýða ait kutsal eþyalar dýþarý çýkarýldý. Mihrap, minber gibi eklemeler hazýrlanýp tamamlandý. 1 Haziran Cuma günü erkan-ý devletle Ayasofya’ya gelen Fâtih, ilk Cuma namazýný kýldý. Minbere çýkan Hoca Akþemseddin de hutbe okudu.
KIYAMETE KADAR KALACAK
Fethin timsali olan Ayasofya’yý, kýyamete kadar cami olmasý þartýyla vakfeden Sultan Fatih, caminin vakfiyesine þu duasýný da eklemeyi ihmal etmedi: Benim bu mabedim, dünya durdukça cami olarak kalacaktýr. Her kim benim bu mabedimi camilikten çýkarýp baþka bir þeye çevirirse; Allah’ýn, meleklerin ve bütün insanlarýn lâneti onun üzerine olsun! Onlar, hiç hafiflemeyen bir azabýn içinde kalsýnlar! Öyle ki, yüzlerine bakan ve kendilerine þefaat eden hiç kimse bulunmasýn!.. Fâtih, ganimet olarak kendisine baðýþlanan Ayasofya’yý tadil ve tamir ettirip, güneybatý köþesine ahþap minare yaptýrdý. Ayasofya’nýn tapusunu üzerine kaydettirdi. Tam 481 boyunca ezanlar, kametler, tekbirler, Kur’an tilavetleri kubbesinde çýnlayýp durdu…
ARTIK BÝR ÝSLAM ÞEHRÝ
Fâtih Sultan Mehmet, büyük Roma’nýn en büyük kilisesini camiye çevirerek, Kostantin’in artýk bir Ýslâm þehri olduðunu bütün dünyaya ilân etti. Ancak Ayasofya Camii 27 Aðustos 1934’te, müzeye çevrilmek üzere ibadete kapatýldý. Ýçindeki Ýslâm niþaneleri kaldýrýldý. Etrafýndaki medreseler yýkýldý. Hatta ünlü hattat Kazasker Mustafa Ýzzet Efendi’nin eseri ‘Allah Celle Celalühü’, “Muhammed Aleyhisselam” ve dört halifenin isimlerinin yazýlý bulunduðu 7,5 m. çapýndaki levhalar, çýkarýlmak için yerlerinden sökülmüþ ise de mabedin hiçbir kapýsýndan sýðmayýnca tekrar yerlerine asýldý. Son yýllarda Ýstanbul’daki Küçük Ayasofya, Ýznik Ayasofya, Vize Ayasofya ve Trabzon Ayasofya ibadete açýldý. Sýra Büyük Ayasofya’ya geldi.
ÝBADETE AÇILSIN (MI?)
Üç yýl kadar önce FETÖ, yayýn organlarýyla “Ayasofya ibadete açýlsýn” diye yoðun bir kampanya baþlatarak hükümetin üzerinde baský kurmaya çalýþtý. Gazeteler, televizyonlar hep bu konuyu iþledi. Siyasetçilerin ve tarihçilerin desteðini isteyerek alýþýk olduklarý üzere bir taþla çok kuþ vurmaya çalýþtýlar. Fakat daha sonra öncelikli hedeflerinin Ayasofya’yý ibadete açacak ihtimalleri ortadan kaldýrmak olduðu anlaþýldý. Ayasofya davasýný sahiplenir görünerek ‘Ayasofya camiye dönüþtü’ yaygarasýyla Hýristiyan kamuoyunun Türkiye’ye ve hükümete yönelik tepkisini çekmek istedikleri ortaya döküldü.
Yaptýklarý iþte o kadar baþarýlý oldular ki bugün bile samimi Müslümanlar “Ayasofya ibadete açýlsýn” demekten çekinir oldu. Ýþin ucunda zaten dört bir koldan “Türkiye’ye saldýrýya geçen Batý karþýsýnda ülkemizi daha da zor bir duruma düþürmeye çalýþmakla suçlanmak” da var, “Kripto” yaftasý yemek de... Yine de her türlü tehlikeyi göze alarak, Türkiye’nin egemenlik meselesi haline getirilen Ayasofya’nýn ibadete açýlmasýný, bu milletin Fatih’in bedduasýndan kurtulmasýný istediðimi belirtmeliyim. Recep Tayyip Erdoðan’ýn halkýn seçtiði ilk Cumhurbaþkaný olmasýnýn ardýndan, Ýngiliz dayatmasý parlamenter yönetim sisteminin halk iradesiyle kaldýrýlýp, Cumhurbaþkanlýðý sistemine geçtiðimiz bir dönemde, bunun çok þýk bir hareket olacaðý kanaatindeyim. “2019 seçimleri öncesi Türk ve Ýslam dünyasýnýn manevi baþkenti olan Ýstanbul’un Batý hegemonyasýndan kurtuluþunun bir sembolü olarak Ayasofya ibadete açýlsýn” duasý hep dilimizde, gönlümüzde…
SON FORMÜL KARANLIK IÞIK
Bu sýralar Ankara kulislerinde Ayasofya’nýn ibadete açýlmasý için bir takým formüller üzerinde çalýþýldýðý konuþuluyor. Ayasofya’nýn beþ vakit ibadete açýk olacaðý, ayný zamanda günün belli zamanlarýnda da turistlerin ziyaret edebileceði bir yöntem geliþtirildi. Mabetteki ikon, insan figürleri, mozaik ve fresklerin ibadete engel olmamasý için namaz saatlerinde bu tarihi eserlerin siyah ýþýkla karartýlmasý gündemde. Böylece hem Müslümanlar hem de Hýristiyanlar için önem arz eden 2 bin yýllýk bu tarihi yapýnýn statüsü, her iki tarafý da memnun edecek bir çözüme kavuþmuþ olacak.