Beyne elektromanyetik kurþun
ABONE OL

TELEGRAM BÝLÝM KURGU DEÐÝL GERÇEK

- Son yýllarda ‘Telegram’ ve ‘Telegram iþkencesi’ gibi ifadeleri sýklýkla iþitiyoruz fakat ne olduðu da pek bilinen bir mesele deðil. Telegram kavramý nasýl doðdu ve ne anlama geliyor?

Telegram kelimesi, bilindiði üzere Salih Mirzabeyoðlu ile maruf. Literatüre bu kelimenin giriþi de, 2003 senesinde Salih Mirzabeyoðlu tarafýnda kaleme alýnan ve alt baþlýðý ‘Zihin Kontrolü’ olan Telegram adlý esere dayanýyor. Mirzabeyoðlu, Kartal F-Tipi Cezaevinde kaldýðý hücresinde, kendisine ‘elektronik taciz’ yapan kiþilerin, yaptýklarý iþi isimlendirirken ‘Telegram’ denildiðini ifade ediyor. Yani bu tabir, ilk baþta telegramcýlar tarafýndan kullanýlýyor. Mirzabeyoðlu, kendisini sürekli taciz edenlerin kullandýðý bu kelimeyi yakalayýp verimlendiriyor ve ‘Zihin Kontrolü’ genel baþlýðý altýnda sýralanan teknikler arasýnda -özellikle Ýngilizcede- muhtelif tâbirlerle anýlan bu operasyonu böylelikle isimlendirerek deþifre ve teþhir ediyor.  

DEVLET SIRRI KAPSAMINDAKÝ CÝHAZ

- Peki, telegram ve telegram iþkencesi nedir?

Telegram, kabaca tarif etmek gerekirse, Ýngilizce literatürde ‘öldürücü olmayan elektromanyetik silâhlar’ arasýnda gösterilmekle beraber, yol açtýðý tesirler bakýmýndan ölümcül potansiyel taþýyor. Bu aslýnda bir zihin kontrol tekniði, ama telkine deðil, fiziki olarak, duyularý manipüle etmeye ve zihin okumaya kadar gidiyor. Tarihteki hiçbir iþkence þeklinin ulaþamayacaðý en yoðun bir taciz boyutunu da içeriyor. Dünyada ve ülkemizde ise ‘zihin kontrolü’ olarak isimlendiriliyor. Ne var ki ‘zihin kontrolü’ kavramý, içine propaganda, basýn, hipnoz, þuuraltý mesajlarý, eðitim, siyaset, reklamlar, NLP, þartlandýrma, ilaç ve uyuþturucu gibi birbirinden çok farklý ‘kontrol ve yönlendirme’ araç ve metotlarýnýn da sokulabileceði çok geniþ bir alanýn üst baþlýðý birbirine karýþtýrýlýyor. Zira yeryüzündeki bütün iktidar ve sermaye odaklarý, muhtelif telkin ve tesir vasýtalarý kullanýrlar. Telegram ile kastedilen ise, devlet sýrrý kapsamýnda olduðu için niteliði henüz tam olarak deþifre edilememiþ, elbette akademik literatüre de yeterince aksettirilmemiþ ileri teknoloji eseri olan bir ‘cihaz’ veya ‘cihazlar bütünü’ marifetiyle uygulanan, diðer yöntemlerden farklý bir teknik. Kesintisiz 365 gün ve 24 saat süren, insaný uykusunda ve en mahrem zamanlarýnda bile tacizi sürdüren, insan aklýna gelebilecek en þeytanî icat.

- Telegram’ý diðer zihin kontrol tekniklerinden ayýran hususiyeti nedir?

Bütün zihin kontrol tekniklerinin müþterek özelliði, hedef alýnan kiþiyi bir þeye ikna etmektir. Birbirlerinden ayrýldýklarý nokta ise ikna etmekte kullandýklarý metottur. Meselâ hipnozda, hedef alýnan kiþi, odaklanmasý saðlanarak bütün dýþ faktörlerden tecrit edilir ve telkin vasýtasýyla ikna edilir. Telegram’ý tüm bunlardan farklý kýlan hususiyetiyse, birden fazla Zihin Kontrol tekniðinin bir cihaz marifetiyle eþ zamanlý olarak hedefe karþý kullanýlmasý þeklinde tarif edilebilir. Burada ne kastettiðimizin anlaþýlmasý için telegram cihazýnýn marifetlerinden de bahsetmemiz gerekiyor. 

- Bahsedelim öyleyse buyurun.  

Telegram, hedef kiþiyle doðrudan kurulan sesli-sessiz, görüntülü-görüntüsüz iletiþim, empoze edilebilen duygular ve bedenin korku, heyecan, üzüntü, endiþe gibi anlardaki tansiyonunu, kalp ritmini, solunum hýzýný sun’i bir biçimde kontrol edebilmesiyle, bilinen zihin kontrol teknikleri arasýnda telkini en güçlü þekilde iletendir. Bunun yaný sýra hedef alýnan kiþinin kendisine yönelik bir kontrol giriþimi olduðunu fark etmesi de son derece güçtür. Telegram, kimyevi aracý kullanmadan doðrudan zihne müdahale eder. Buna biz zihin okuma da diyebiliriz. Zaten en büyük iþkence aracý denilmesinin sebebi de budur.  

- Peki bu nasýl bir cihaz ki, böylesi marifetler sergileyebiliyor? 

Aslýna bakacak olursanýz, insan sinir sistemindeki elektirikî aktivitenin deþifre edilmesi neticesinde ortaya çýkmýþ bir tekniktir. Meselâ görme hadisesini ele alalým. Göz, gördüðü görüntüyü, ýþýk yansýmalarýný, beynin tanýyacaðý þekilde kodlayarak sinyaller hâlinde ilgili sinirlerden beyne ileten organ. Bir bakýma dekoder. Beyinde, gözden gelen sinyallerin alýndýðý bölgeye, týpký gözden geliyormuþ gibi kodlanmýþ sinyaller verilirse ne olur? Gözden baðýmsýz görme hadisesi gerçekleþir. Bütün duyu organlarýnda geçekleþen idrakin de benzer þekilde beyne aktarýldýðýný hesaba katacak olursak, bütün idrak kuvvetlerinin pekâlâ manipüle edilebileceði rahatlýkla anlaþýlýr. Bugün beyne cihazlar ekleyerek herhangi bir engeli olanlarý tedavi etme noktasýnda insanlarý þaþýrtan geliþmeler var. Bu çalýþmalar 1970’lerde yapýlanlarýn kýyýya vurmuþ hali. Yeni bilgisayar tekniklerini kullanmalarý dýþýnda yenilikleri yok. Bilhassa büyük istihbarat servislerine vereceði bir hizmet kalmadýðýndan, yerine daha iyisi konduðundan piyasaya sürülüyorlar. Aslýnda bu II. Dünya Savaþý sonrasýnda yaþanan bir çok tecrübede tekrarlanmýþtýr: Yenilikler ilk önce, özellikle de ABD tarafýndan askeri sahada kullanýlýr, birkaç gömlek üstü bulununca piyasaya verilirdi. Bu hakikat bugün de ayný. Meselâ, gözünü kaybetmiþ hastalarýn kamera ve ilgili sinir sistemine baðlanan implantlarla yeniden görmeye baþladýðýna dair pek çok haber çýktý. Telegram teknolojisinin temel farký bu iþi kablosuz olarak gerçekleþtirebiliyor olmasý. Týp ilminde görme mesesini çözmekte kullanýlan kablolu tekniðin daha 1969 senesinde zaten bilindiði ve uygulandýðýný varsayacak olursak, telegram tekniðinin bugün izhar edilmiþ teknolojiden ne kadar ileri olduðunu varýn siz hesap edin.

- Yani Telegram cihazýnýn temel marifeti sinir sistemi üzerinden beynin manipülasyonu, doðru mu?

Beynin dýþ dünyayý idrak etmek ve vücudu iþletmekte kullandýðý iki ana sistem var. Bunlardan birincisi sinir sistemi. Sinir sistemi üzerinden kontrol edilebilen bir diðer sistem endokrinin manipüle edilmesi. Telegram cihazý sinir sisteminin merkezinde kurduðu hâkimiyet vesilesiyle hormon salgýlanmasý sürecine de müdahil olabilir. Bilhassa telkine açýk hâle gelinmesinde hormonal denge, sinir sisteminden daha önemli bir mevkidedir.

- Ya Telegram iþkencesi?

Telegram sinsi bir þekilde, âdeta insanýn kendi ‘iç sesi’ gibi hedef kiþiye sokulmayý ve bu þekilde kontrol altýna almayý amaçlayan bir teknik. Ne var ki deþifre olduðu takdirde, operatörleri tarafýndan son derece acýmasýz bir iþkence âletine de dönüþebilir. Bu cihazýn bir insanýn zihnine musallat olmayý marifet sayacak kadar insanlýk haysiyetinden nasipsiz birinin elinde olduðunu düþünün. Rüyamýzda bile sevdiklerimizin baþýna bir þey geldiðinde nasýl uyanýyoruz. Hem de bunun bir rüya olduðunun þuurunda olduðumuz hâlde. Bir de bunun sistemli þekilde bir iþkence vesilesi olarak kullanýldýðýný düþünün. Hele bir de sevdiklerinizden haber alamadýðýnýz cezaevi þartlarýnda...

Telegram literatürde öldürücü olmayan elektromanyetik silah olarak geçse de sonuçlarý itibariyle ölümcül potansiyele sahip. 

Tekniðin babasý Prof. Jose Delgado 1960’larda telegramla bir boðayý yönetebildiðini basýna ilan etmiþti. 

Týpta 1969’larda adý geçen tekniðin bugün izhar edilmiþ teknolojiden ne kadar ileri olduðunu varýn siz hesap edin. 

MÝRZABEYOÐLU HALA ÝÞKENCEDEN KURTULAMADI 

- Peki bu cihazýn baz istasyonu gibi bir menzili yok mu?  

Cihazýn ne gibi marifetleri olduðunu, cihazýn uygulandýðý kiþinin, yani Salih Mirzabeyoðlu’nun anlattýklarýndan biliyoruz. Bunun dýþýnda cihazýn nasýl çalýþtýðý ile alâkalý söylediklerimiz tahminlerden öteye gitmiyor. Sadece beynin ürettiði dalgalarýn frekanslarýyla ayný boyda olduðunu, her beynin ürettiði dalgalarýn frekanslarý farklý olduðundan, cihazdan çýkan dalgalarýn, o insanýn beyin dalgalarýna ayarlandýðýnda, bir nevi telefon gibi, sadece o insana tesir ettiðini biliyoruz. Moskova’daki Popov Radyo Elektronik Enstitüsü’nden Prof. Dr. Ippolit M. Kogan, 1966-1967 yýllarýnda yapýlan denemelerden çýkartýlan sonuçlara göre, zirveleri arasýnda 25-1000 kilometre mesafe bulunan uzun elektromanyetik dalgalarýn, insan düþüncelerini çok uzaklara kadar ulaþtýrabileceðini söylemiþtir. Kogan, Kaliforniya Üniversitesi’nin ‘Altýncý His’ raporunda, ‘elektromanyetik alan vasýtasý ile telepatinin çok uzaklara kadar ulaþtýrýlabileceði anlaþýlmýþtýr’ der. Kogan’ýn sonuçlarýný Kaliforniya Üniversitesi Týbbî Psikoloji Profesörü Dr. Thelma Moss da yakalamýþtýr. Kogan’a göre, insan vücudu, çok uzun mesafeler arasýnda telepati için gerekli olan elektriðin 4-5 mislini üretir. Bu bilgiden yola çýkacak olursak, telegram alýcýsýnýn hedef kiþi peþinde dolaþtýrýlmasýna gerek olmadýðýný söyleyebiliriz. Eðer, telepati için gerekli olan elektriðin 4-5 mislini insan vücudu üretebiliyorsa, pekâlâ bir cihaz da insan vücudunun ürettiðinden binlerce kat elektrik tüketerek bu iþi yapabilir.  

- Telegram gibi bir cihaz var ve devlet yahut gizli servisler bunu kullanabiliyorsa neden hedef Salih Mirzabeyoðlu?

Mirzabeyoðlu, bütün Ýslâm aleminde yankýsýný bulacak bir fikrin, bir fikriyatýn, yani Büyük Doðu’nun bayraktarlýðýný yapýyor. ‘Göz hasmýný tanýr’ diye bir tabir vardýr. Ýþte Mirzabeyoðlu, Ýslam’ý yeni þartlara tatbik edecek bir vasýta sistem geliþtirdiði ve hayatta olduðu için de sözlerinin manipüle edilmesi, fikriyâtýnýn abese edilmesi mümkün olmadýðýndan hedef. Salih Mirzabeyoðlu, Büyük Doðu ideolocyasýna sistemli bir þekilde baðlanmýþ bir ideolog. Ayný zamanda ideallerini gerçekleþtirmenin kavgasýný veren bir aksiyoner. Dolayýsýyla Salih Mirzabeyoðlu’nun hedef seçilmesi, bilhassa Ýslâm’a düþmanlýk eden bir güruh için aslýna bakacak olursanýz tam isabet. Öncesinde, daha 1991’de cezaevi ve iþkence fasýllarý baþlamýþtý Mirzabeyoðlu için. Akabinde 1998’de, yargýlayanlarýn kendi ifadeleriyle hiçbir isbatlanmýþ suçu yok iken idama mahkum edilmiþti. Bu bile dediklerimizi isbata yeter; Telegram bunlardan ayrý düþünülmemelidir.

- Konjonktüre baktýðýnýzda da ayný fikirde misiniz?

Elbette. Amerika ve Yahudi müþterekliðinde ortaya konulan Büyük Ortadoðu Projesi’nin amacý Ýslâm’ý tahrif ederek, Müslümanlarý global sistemin bir unsuru hâline getirebilmek. Bu misyonun sembol kiþisi Fetullah Gülen. Projenin Ýslâm’ý hedef alan kýsmýnýn alt baþlýðý ise ‘Ilýmlý Ýslâm.’ Batýcý Kemalizmin karþýsýna dikilen Üstad Necip Fazýl idi. Kemalizm ömrünü tamamlayýp ýskartaya çýkarýlmak istendiðinde, A.B.D.-Yahudi müþterekliðinde yerine konan FETÖ’cülük, yani ýlýmlý Ýslam idi. Bu saldýrýya daha en baþýndan, 1986’dan itibaren karþý koyan isim Mirzabeyoðlu idi. Bedel ödemekten korkmayan, sindirilemeyen, satýn alýnamayan, pazarlýksýz bir þekilde Ýslâm diyen biri var karþýlarýnda. Mutlaka tasfiye edilmesi gereken ama bunun karikatürize edilerek yapýlamasý gereken biri. Onlar açýsýndan büyük bir baþ belâsý, bizim içinse lütuf. Sadece böylesi bir projenin gerçekleþmesi önünde mani teþkil ettiði için bile Mirzabeyoðlu’nun hedef alýnmasýndan daha tabiî ne olabilir? Büyük Ortadoðu Projesine karþý çýktýðý için bugün Türkiye’deki iktidarýn baþýna gelenler az mý? Týpký Necip Fazýl ve Mütefekkir Salih Mirzabeyoðlu’nun formüle ettiði gibi Batý’nýn ikiyüzlülüðünü her fýrsatta suratlarýna vuran, milletlerarasý hukuku sonuna kadar Türkiye ve diðer mazlum ülkeler lehine iþletmeye çalýþan, devletin can damarýný milletin ruh köküne baðlayarak yeniden ayaða kaldýrmaya kalkan Cumhurbaþkaný Erdoðan’ýn baþýna gelenler? Senelerce bu ülkede “Dini karýþtýrmayýn dendi” durdu. Bugün geldiðimiz noktada Ýsrail ile aramýzdaki kavganýn temel sebebini din teþkil ediyor. Demek ki iþ bir yerde dönüp dolaþýp dinde düðümleniyor. Bizdeki kimi kafalar kendi adlarýna her ne kadar dini siyaset, ekonomi ve hayattan tecrit etmeye kalktýlarsa da, düþmanýmýz, dinine sarýlmýþ vaziyette dininin siyaseti gereði bizi tepelemek için fýrsat kolluyor. Görüldüðü üzere, mevcut konjonktüre bakmak bile selim akýl sahibi herkes için Salih Mirzabeyoðlu’nun niçin Telegram’ýn hedefi olduðunu anlamasý için kâfi.

- Salih Mirzabeyoðlu’na uygulanan Telegram Ýþkencesi tahliyesi sonrasýnda da devam ediyor mu?

Devam ediyor. Zaten tutuklu olduðu dönemde mahkemeye çýkartýlmak üzere cezaevinden çýkmýþ, hattâ bir keresinde Ýstanbul’a da gelmiþti. O zamandan biliyorduk ki, kendisine uygulanan Telegram iþkencesi yolda ve mahkeme esnasýnda da sürdürülmüþtü. Bu bilgiye dayanarak tahliye olduktan sonra da süreceði kanaati bizde hâsýl olmuþtu. Ne yazýk ki öyle de oldu.