Çorbada Tuzun Olsun Derneði 7’den 70’e her yaþtan gönüllünün bir araya gelerek ayakta tuttuðu insani yardým çalýþmalarý yapan bir sivil toplum örgütü. Dernek Baþkaný Ahmet Türker, “Ýþimizi, Akut’un mantýðý gibi düþünebilirsiniz, onlar nasýl fiziksel afetlerde enkazlarýn altýndan birilerini çýkarmaya çalýþýyorsa, biz de gönüllülerimizle her akþam çorba daðýtýrken sosyal ve manevi enkazlarýn altýnda kalan insanlarý kurtarmaya çalýþýyoruz.” diyor. Dernek uzun süredir yürüttüðü yardým faaliyetlerini yeni projeleriyle taçlandýrýyor.
ÇORBADA TUZUN OLSUN NASIL BÜYÜDÜ?
Basýn, Medya ve Ýletiþim Sorumlusu Hamdi Koçoðlu, 4,5 yýl önce Eyüp bölgesindeki bir evsize çorba verilmesiyle baþlayan hikâyenin dernekleþme sürecini paylaþtý. Koçoðlu: “Çorbada Tuzun Olsun büyüme sürecinde, belirli kriterlerden asla ödün vermedi. Gönüllülük esasýna göre faaliyet yürüten kadrolarla çalýþtýk. Sosyal sorumluluk bilincinden hiç kopmadýk ve evsizlerin haklarýný ön planda tuttuk. Sosyal medyanýn gücünü olumlu yönde kullanarak, binlerce insanýn gýda daðýtým faaliyetlerimizde gönüllü olmasýný saðladýk. Üniversitelerdeki örgütlenmemiz, onlarca þirketin ve medya kurumunun destek vermesi, toplumda farkýndalýk oluþturmamýzý saðladý. Herkese Ýstanbul’da evsizlik sorunu ile mücadele ediliyor bilgisini yaymayý baþardýk.”
Ahmet Türker, evsizliðin sadece ekonomik sebeple ortaya çýkmadýðýný sosyal travma ve sokaða düþtükten sonra edinilen baðýmlýlýklardan da kaynaklandýðýný söylüyor.
GÖNÜLLÜLÜK DEDÝÐÝN GÜNÜBÝRLÝK OLMAMALI
Türker, AR-GE çalýþmalarýný yürüttükleri Geri Kazaným Projelerine deðinerek, “Þu an program dahilinde pilot çalýþma olarak bir arkadaþýmýzý baðýmlýlýklarýndan kurtardýk, sosyal travma evresini geçti ve bir yerde barýnabiliyor. Bir oda tutmasýna, o odanýn içinin yerleþtirilmesinde yardým ettik. Daha sonra iþe baþladý, iliþkimizi sürdürüyoruz, Topluma adapte olduktan sonra derneðimizde gönüllü olarak çalýþacak.” diyor.
Proje kapsamýnda geri kazaným için gelen evsiz ve bu süreçte destekte bulunan tüm kiþi ve kurumlarla sözleþme imzalayacaklarýný söyleyen Türker, “Sokakta yaþayan dezavantajlý grup genelde baðýmlýdýr. Siz baðýmlý birini topluma adapte edemezsiniz. Bu nedenle bireyin önce kendini hazýr hissedip bunu istemesi gerekir. Biz bu aþamada konuyu sözleþme ile güvence altýna alacaðýz. Çünkü insanlar gönüllü yürütülen projelerin devamlýlýðýný saðlayamýyor. Gönüllülük, sürdürülebilir olursa karþýlýk bulur. Bir insanýn hayatýna dokunup sonra onu býrakmak yapýlacak en büyük kötülüklerden. Biz de sözleþmelerle bunun önüne geçmeyi hedefliyoruz. Sürece dahil olan kurumlar nedensiz olarak çekildiklerinde saðlamakta söz verdikleri hizmetin karþýlýðýný derneðimize ödeyecekler biz de yarým kalan süreci baþka biriyle tamamlayacaðýz. Baðýmlýlýktan kurtulup, doktoru tarafýndan barýnma ve çalýþmasý uygun görülenlere ev ve iþ için yardým aþamasýna geçeceðiz. Üç ay süre ile masraflarýný karþýlayýp ekonomik iliþkilere dahil olma sürecinin tamamlanmasýný bekleyeceðiz. Çünkü kötü alýþkanlýklardan yeni kurtulmuþ birinin eline denetimsiz bir para vermek tüm çabayý çöpe atabilir. Bu süreçler aþamalý olarak devam edecek ve evsiz, toplum çarklarýna dahil olma serüvenini tamamlayacak.” þeklinde konuþtu.
Devleti suçlamak yersiz sen de elini taþýn altýna koy!
Ahmet Türker, sivil toplum örgütlerinin, üçüncü sektörü oluþturduðunu söylüyor. Türker: Ýnsanlar evsizlik ve baðýmlýlýk için devlet ve özel sektörü suçluyor. Oysa devletin görevi kanunlarý çýkarmak, bunlarýn denetimini yapmak ve olaðan kaynaklarý oluþturmak için size koþullarý inþa etmek. Özel þirketlerin görevi fon oluþturmak. Biz ise fon oluþturan ve kanunlarý çýkarýp denetimini yapan kiþilerde farkýndalýk oluþturup onlarla birlikte çözüm üretebilmek için varýz. Üniversitesi öðrencisi Buse Yavuz, derneðin Ýnsani Yardým Koordinatörü. Yavuz, “Derneðin görünen yüzü çorba daðýtýmý fakat ihtiyaçlarý olan kýyafet, hijyen malzemesi gibi yardýmlarda da bulunuyoruz. Kýþýn mont, battaniye, çorap, ayakkabý gibi ihtiyaçlarý oluyor. Biz bu ihtiyaçlarý baðýþlar yoluyla saðlýyoruz fakat tam da bu noktada altýný çizmek istediðim bir durum var. Evsizleri eskici gibi görmemek lazým, insanlar baðýþ yaparken bunu göz ardý etmesin. Evsizleri topluma geri kazandýrmak için sponsor ve baðýþçýlara ihtiyacýmýz var. Gýda, saðlýk, giyim, hastane ve lojistik firmalarýndan iþbirlikçiler bekliyoruz” dedi.
Kapýmýz ve kalbimiz sonuna kadar açýk, bekleriz...
Oyuncu Yeþim Ceren Bozoðlu, derneðe gönül verenlerden. Derneðin Türkiye’de ciddi boyutta olan evsizlik sorununa dikkat çektiðini ifade ediyor.
Bozoðlu, “Ýstanbul’un soðuðunda gece vakti bir evsiz kardeþimizi karlar altýnda gördüðümde çok etkilenmiþ, o gece sosyal medyaya bir kar fotoðrafý koyup ‘Keþke evsiz kardeþlerimiz için çalýþan bir dernek olsa’ yazmýþtým. Allah duamý duymuþ olacak ki kýsa süre sonra derneðimle tanýþtým. Burayla kurduðum bað benim için çok kýymetli. Dernekte hiçbir þekilde dil, din, ýrk, sýnýfsal statü gözetilmemesi, herkesin eþit oluþu beni çok etkiledi. Ýlk daðýtýma geldiðimde punk bir arkadaþ, çarþaflý bir kardeþimiz, bir profesör ve bir ev hanýmýyla çorba paketlemesindeydik. Bu gönül birliði muhteþem bir hal” diyor. Fiili olarak çorba daðýtýmýna da katýlan Bozoðlu, etkilendiði olayý þöyle anlatýyor: “Bir evsiz kardeþimiz hasta ve iki gündür birþey yememiþ olmasýna raðmen, uzatýlan ikinci kase çorbayý reddedip, ‘Baþkasýnýn hakký o, ben alamam’ demiþti. Tok gözlülük nedir sorusuna ders niyetine okutulabilecek bir durum. Daðýtýma çýkan insanýn hayatý deðiþiyor, þükrü artýyor. En önemlisi eften püften þeylere þikayet etmeye utanýr hale geliyorsun. O yüzden herkesin yaþamasý gereken bir deneyim bence.”
Kimlik, vatandaþ olmanýn ilk basamaðý
“Yaþadýklarý sosyal travmalar, iliþki bozukluklularý nedeniyle kendini toplumdan izole etmiþ evsizlerin en büyük sorunlarýndan biri ‘kimliksiz’ yaþamak zorunda olmak. Kimlik taþýmak bir insanýn vatandaþ olarak yaþamaya baþlamasý, topluma adapte olmasýnýn ilk adýmýdýr. Birey kimlik çýkarmak için baþvurduðunda devlet ikamet ve birinci derece yakýn soruyor. Bu noktada evsizler birinci derece yakýnlarýný tanýyorlarsa bile hiçbir þekilde görüþmek istemeyerek, kimliksiz yaþamayý tercih ediyorlar.” diyen Türker þunlarý söyledi: “Devletin ikamet ve birinci derece yakýn istemeden evsizleri kimliklendirme yoluna gitmesi gerekiyor. Evsizlerin kimlik taþýmaya baþlamasý vatandaþ olarak sistemin içine dahil olmasý anlamýna geliyor. Bu da toplumun denetimi açýsýndan çok önemli.”