2012’de vefat eden Mesnevihan Hafýz Halid Hacýmuliç’in hayatýný anlatan bir makale yazmak için yola çýkan Mikail Türker Bal, çalýþmasýný geniþleterek Mesnevihan adýyla bir kitaba dönüþtürdü. Mesnevihan’ý yazarken Saraybosna’da Gazi Ýsa Beð’in vakfiyesi olan Saraybosna Mevlevihanesi’nin kuruluþundan günümüze kadar geçirdiði evrelerle ilgili de araþtýrmalar yapan Bal, Bosna’da tekkeler kapandýktan sonra Mevleviliðin Mesnevihanlýk geleneði sayesinde devam edebildiðine dikkat çekiyor.
Osmanlý’nýn Balkanlar’dan çekiliþi ile Mevlevî tekkelerinde faaliyetler kesintiye uðramýþ. Cumhuriyet sonrasý Türkiye’de tekke ve zaviyelerin kapatýlmasý ile yeni þeyh atanamayan bu yapýlar bir bir kapanmýþ. Ancak Bosna’daki Mesnevi okumalarý Mevleviliðin devamlýlýðýný saðlamýþ. Bosna’da Mevleviliðin dünü ve bugününe dair merak ettiklerimizi Mikail Türker Bal ile konuþtuk.
Mevlevîlik Balkanlara kimin eliyle hangi dönemde gitmiþ?
Anadolu Selçuklu Devleti’nin yýkýlýþ dönemine tekabül eden bir dönemde yaþayan Mevlana Celaleddin Rûmî’nin düþüncelerinin öncülüðünde kurulan Mevlevîlik, Anadolu’ya yayýldýðý gibi Balkanlar bölgesinde de etki alaný oluþturmuþ. Balkanlara derviþlerin Selçuklu döneminden beri gittiði görülüyor. Fakat Mevlevîlik bu coðrafyaya geç gelen bir tarikat. Üsküp ve Saraybosna Mevlevîhanelerini yaptýran Gazi Ýsa Bey öncü kabul edilebilir. Fatih Sultan Mehmet’in Bosna Hersek’i fethi sýrasýnda þehit olan, Nakþî derviþi ayný zamanda Mesnevîhan olduklarý düþünülen Aynî Dede ve Þemsî Dede gibi isimler de öncü sayýlabilir.
Balkan ülkelerinde tespit edilebilen kaç Mevlevihane var?
Osmanlý Devleti’nin bölgeden çekiliþine kadar birçok þehirde Mevlevî tekkesi yer alýyordu. Bazý þehir veya kasabalarda ise faaliyetler ev ve konaklarda yapýldýðýndan kayýtlara geçmemiþ. Günümüzde bunlardan ayakta kalabilen Filibe Mevlevîhanesi restoran olarak kullanýlýyor. Çoðu yýkýlmýþ maalesef.
Mevlevîliðin neden Balkanlarda bu kadar karþýlýk buldu sizce?
Diðer bütün tarikatlar gibi Mevlevîliðin de bu kadar raðbet görmesinin nedeni Hz. Mevlana’nýn eseri Mesnevi sayesinde. Anadolu’da olduðu gibi Balkanlarda da büyükþehirlerde kurumlarýna rastladýðýmýz bu tarikat sayesinde entelektüel bir kültür ortamý tesis edilmiþ.
Sosyalist rejimlerin uzunca dönem hakim olduðu bu coðrafyada Mevlevîlik bundan nasýl etkilenmiþ?
Osmanlý’nýn çekiliþi ile bölgede yer alan Mevlevî tekkeleri kýsa zamanda faaliyetlerini durdurmak zorunda kalmýþ. Bunun nedenlerinden bazýlarý; göç ile Türk ve Müslüman kimliðini kaybeden þehirlerde tekkelerin müritsiz kalmasý. Daha sonra Türkiye’de tekke ve zaviyelerin kapatýlmasý kanunu ile bu bölgedeki diðer tekkeler gibi Mevlevîhanelerin de merkez tekke ile irtibatýnýn kesilmesi ve yapýlarýn þeyhsiz kalmasý. Bunlarla birlikte yeni devlet düzeninde bu yapýlara yer olmamasý ve inançlara yapýlan baský bu kültürün ve kurumlarýnýn yok olmasýný beraberinde getirmiþ.
Balkanlarda en bilinen Mevlevî dergâhlarý hangileri?
En bilinen derken en faal olanlarýndan bahsedebiliriz. Mesela Saraybosna Mevlevîhanesi bir zaviye olarak kurulup zamanla külliyeye dönüþmüþ. Vakýflarý ve hizmeti olan büyük bir yapý imiþ. Girit, Selanik, Üsküp, Macaristan-Peç’te yer alan Mevlevîhaneler de Mevlevîlik için önemli merkezler.
Ancak Osmanlý toprak bütünlüðü kayboldukça bu yapýlar da tarihin karanlýðýna gömüldü. Bugün, Yugoslavya döneminde yýkýlarak üzerinden þehirlerarasý yol geçirilen Saraybosna Gazi Ýsa Bey Mevlevîhanesi Sarý Tabya’nýn altýnda yeni yerinde yeniden Türklerin eli ile TÝKA sayesinde ihya edildi. Burasý ayný zamanda faaliyetine devam eden Balkanlardaki tek Mevlevîhane.
Türkiye’deki Mevlevîlikten farklýlýklarý var mý?
Balkanlardan Osmanlý’nýn çekiliþi ile Mevlevî tekkelerinde tarikat faaliyetleri durmak zorunda kalmýþ. Özellikle Türkiye’de tekke ve zaviyelerin kapatýlmasý ile yeni þeyh atanamayan bu yapýlar bir bir kapanmýþ. Ancak Bosna Hersek topraklarýnda bambaþka bir durum zuhur ediyor. Bir tarikat olarak varlýðýný sürdüremeyen Mevlevîlik, Balkanlardaki diðer þehirlerde olduðu gibi varlýðýný tamamen kaybetmeyip bir dinî tezahür olarak varlýðýný sürdürüyor. Bu durumun oluþmasýnda Mesnevî’ye önem veren ulemanýn emeði büyük. Reis’ül Ulema Cemaleddin Çauþeviç Ýstanbul’da medresede eðitim görürken bir yandan da Galata Mevlevîhanesi’nde Muhammed Esad Dede’den Mesnevihanlýk eðitimi ve icazeti almýþ. Memleketine geri döndüðünde Mesnevîhan olarak ders yapmýþ. Daha sonra yerine geçen Hacý Muyaga Merhemiç Efendi, Feyzullah Hacibayriç, Hacý Hafýz Halid Hacimuliç ve günümüzde ise Hafýz Mehmed Karahociç Mesnevîhan olarak görev yapmaktadýr. Kýsaca Bosna’da Mevlevîlik, törenlerinden ziyade Mesnevî’yi okuyup, anlayýp, yaþayarak özü ile devam etmekte.