Esad’a işkence yapmayı öğreten Nazi
ABONE OL

İşkence, altı yıldır süren ve yarım milyondan fazla insanın hayatını kaybetmesine neden olan Suriye iç savaşında -raporlara göre- yaygın olarak kullanıldı. 2014’ün Ocak ayında ilk, Esad rejimine bağlı askeri cezaevlerinde görev yapan ve muhaliflere yakın olan ‘Sezar’ kod adlı bir kişi, 11 bin kişinin ölümünü kayıt altında tutan 31 sayfalık bir rapor hazırlamış ve sızdırmıştı. Rapora yansıyan, 2011 Mart ile 2013 Ağustos ayları arasında çekilen fotoğraflarda; cesetlerin üzerinde belirgin işkence izleri görülüyor. Daha sonra Uluslararası Af Örgütü, 2015’in Kasım ayında, benzer bir raporla Esad rejiminin ‘65 bin kişinin ortadan kaybolmasından sorumlu olduğunu’ açıkladı. En son, 2016’ın Mayıs ayında, Londra Merkezli Suriye İnsan Hakları İzleme Örgütü, 60 binden fazla tutuklunun Esad rejimine bağlı hapishanelerde işkence nedeniyle hayatını kaybettiğini açıkladı. Hepsi direkt fiziksel müdahale ile ölmemişti: Açlık ve gerekli tıbbi malzemelerin sağlanmaması nedeniyle hayatını kaybedenler de vardı.

REJİMİN HAPİSHANELERİ TOPLAMA KAMPI GİBİ

Savaş artık öyle bir noktaya geldi ki, Suriye söz konusu olduğunda gördüklerimize ve öğrendiklerimize -ne yazık ki- şaşırmıyoruz. Şimdi ben size ‘Şu an 200 bin kişinin tutuklu bulunduğu Esad rejimine bağlı hapishaneler Nazi Almanyası’nın toplama kampları gibi’ desem, bunun akla ilk gelen, naif bir benzetme olduğunu düşünürsünüz. Fakat bu gerçek: Şam yönetiminin kontrolündeki hapishanelerde kullanılan korkunç yöntemlerin arkasında gerçekten de bir ‘Nazi aklı’ var.

YAŞAMIŞ EN KORKUNÇ NAZİ

Alois Brunner ismini hiç duydunuz mu? ‘Nazi Avcısı’ Simon Wiesenthal, Brunner için şu ifadeyi kullanıyor: Yaşayan en korkunç Naziydi. Yaşamını dünyaya dağılmış kaçak Nazileri bulmaya adamış olan Wiesenthal (2005’de öldü) devam ediyor: ‘Kumandan’ Brunner, Nazi Almanyası’nın Yahudilerle ilgili politikasını belirleyen isimlerden Adolf Eichmann’ın yardımcısıydı. Fransa’daki Yahudilerin Almanya ve Polonya’daki kamplara gönderildiği Paris’in kuzeyindeki Drancy kampından sorumluydu. Bir başka ‘Nazi Avcısı’ Efraim Zuroff da şöyle diyor: 128 bin Yahudiyi toplama kamplarını yollayan Brunner, 2010 yılında 98 yaşındayken Suriye Şam’da öldü. Evet, 98 yaşında, 2010’da, Şam’da.

YAHUDİ AİLENİN ODASINDA KALDI

Eichmann’ın yardımcısı ve ‘en iyi adamım’ dediği Brunner’in Sunday Express’e göre savaştan Suriye’ye uzanan yolu şu şekilde: Brunner, soyadı benzerliği nedeniyle yakalanan ve kendisi yerine idam edilen bir başka SS subayı Anton Brunner sayesinde yırtabildi. 1954’te sahte Kızılhaç pasaportu ile önce Roma’ya ardından da Mısır’a kaçtı. Mısır’da ‘gerçekten iyi insanlardı’ dediği Yahudi bir ailenin evinde oda kiraladı. Ardından Dr. Georg Fischer adı altında Suriye’ye geçti. Yıllar içerisinde gerçek ortaya çıktı tabii: Hakkında birçok gıyabında tutuklama kararı ve iade talebi olsa da, Hafız Esad Brunner’i teslim etmedi. 1961 ve 1980 yılında Mossad’ın kendisine gönderdiği mektup bombaları nedeniyle sırasıyla bir gözünü ve sol elinin üç parmağını kaybetti. 1996 yılında öldüğü ve Şam’da bir mezarlığa gömüldüğü söylentileri ortaya çıksa da bu tarihten sonra Suriye’yi ziyaret eden Alman gazeteciler Brunner’in Şam’da Meridian Oteli’nde yaşadığını tespit ettiler.

‘SAYIN BRUNNER TUTUKLANACaKSINIZ’

Fransız tarihçi ve Nazi avcısı Serge Klarsfeld de Alois Brunner konusunda şansını denemiş olanlardan: Klarsfeld ve eşi Beate, Brunner’in gerçekten Şam’da yaşayıp yaşamadığını öğrenmek için 1982’de özel bir dedektif tutuyorlar. Ellerine nihayetinde bir dosya ulaşıyor. Brunner’in eski bir Nazi dostunun oğlunun yanında çalışıyormuş gibi dosyada yer alan telefon numarasını arıyorlar. Beate karşı tarafa ‘Göz muayenesi için İsviçre’ye gitmekten vazgeçin, tutuklanabilirsiniz’ diyor. Karşı taraf ‘Zaten niyetim yok, ama yine de teşekkür ederim’ deyince, konuştukları kişinin Alois Brunner olduğunu anlıyorlar. Bundan sonrası ‘iade ediyor musun, etmiyor musun’ hikayesi. Hafız Esad Şam’a gelip iade talep edenleri tutukluyor, yine de Brunner’i teslim etmiyor. Bir Nazi kumandanına bu denli sadakatin ardında ne olabilir ki?

BODRUM KATINDA KİLİTLİ ÖLDÜ

Savaş suçlusu Nazi kumandanı Alois Brunner, Fransız Revue dergisine göre 2010’da Şam’da, pis bir bodrum katında ve kilit altında öldü. Brunner’in gardiyanlarından Ömer, dergiye, Brunner’in Ebu Hüseyin ismini kullandığını söylemiş. Savaş suçlusunun bodrum katına kilitlenme hikayesi de şu şekilde: 2000 yılında Beşar Esad görevi babasından devralıyor ve güvenlik gerekçesiyle Alois Brunner’i gözaltına aldırıyor. Güvenlik gerekçesinden kasıt nedir, bilemiyorum. Beşar, göreve gelir gelmez Avrupa’daki dostlarına mı şirinlik yapıyordu yoksa Brunner’le yıldızı mı barışmıyordu, kestirmek güç. Buradan da Brunner’in Hafız Esad’a yakın isimlerden biri olduğu sonucuna varabiliriz. İşte -tarihe yazılan- Hafız ile Alois yakınlığı: Ebu Hüseyin (Brunner), kaçtığı Suriye’de istihbarat uzmanlarının eğitiminde rol aldı ve Naziler tarafından geliştirilen sorgulama ve işkence tekniklerini rejimin adamlarına/kurumlarına aktardı. Evet, söz konusu Suriye olduğunda hiçbir şeye şaşırmamak gerekiyor.