Gen testine vereceğiniz parayla gidin spora yazılın
ABONE OL

Son birkaç yıldır genetik test yaptıranların sayısı o kadar arttı ki... İnsanlar bu testi yaptırıp ileride Alzheimer, kanser ya da başka herhangi bir hastalığa yakalanıp yakalanmayacağını öğrenmeye çalışıyor. Ancak uzmanlar genlerin tamamının çözülmediğini, dolasıyla bu testlerin çok da güvenilir olmadığı yönünde uyarılarda bulunuyor.

İstanbul’daki Bezmialem Vakıf Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Adnan Yüksel de aynı uyarıyı yapan uzmanlardan. Kendisi henüz 49 yaşında ama çocuk genetik, çocuk hastalıkları, çocuk nörolojosi ve genetik gibi dört ayrı konuda ihtisas sahibi bir isim. İşin bu kadar içinde, tüm bilimsel yayınları takip ediyor ama kendisi bile genetik test yaptırmadığını söylüyor. Peki neden yaptırmamış? Neden bu testin etik olmadığını düşünüyor? Gen testi yerine neler öneriyor? Prof. Dr. Yüksel’e sorduk, yanıtladı...

-Gen nedir?

Gen, kalıtsal özelliklerimizi taşıyan en küçük genetik unsurdur. Genler hücre çekirdeğinde yer alan DNA molekülerinden oluşur. İnsan gözünün gördüğü bir noktada yaklaşık 10 bin DNA var. Herbir DNA da 3 milyar 164 milyon 700 bin bazdan oluşuyor. Bunlar karşılıklı geliyor, 6 milyar ediyor. Adenin, guanin, sitozin ve timin’den oluşan DNA’nın herbir bazında yaklaşık 24 ile 36 atom var.

-Gen testi yaptıranların sayısı son yıllarda artıyor. Bu testle kişinin ileride yakalanabileceği hastalıkların hepsi tespit edilebiliyor mu?

İnsanda her bin bazdan biri değişik, ondan dolayı ben anneme benzemiyorum; annem kızkardeşine, kızkardeşi babasına benzemiyor. Bu bazlar tek yumurta ikizinde gen olarak aynı. Genlerimizin çalışmasını soluduğumuz hava, yediğimiz yemek, düşünce sistemimiz, stres ve havadaki nem gibi çevre faktörleri etkiliyor. Aynı anne ve babadan olmuşsunuz, aynı genleri taşıyorsunuz ama sizde bir hastalık var, kardeşinizde yok. Çift yumurta ikizisiniz, siz Trabzon’da yaşamışsınız kardeşiniz İstanbul’da. Tansiyon kardeşinizde 50 yaşında başlamış veya kalp hastası ama sizde yok. Ortaya kocaman bir çeşitlilik çıkıyor. Gen deyip geçmeyin, DNA’daki 3 milyar 164 milyon 700 bin bazdan yaklaşık yüzde bir buçuğu gen. Diğerleri genin tam çalışması için yardım ediyor. 21 bin gen bulunmuş, yaklaşık 25 bin gen olması bekleniyor, geriye kalan 4 bin geni bulmak zor çünkü çok karışık. Şu an 20 bin civarında bilinen hastalık var. Daha işin başındayız, bahçenin kapısından girdik, bahçenin içinde binlerce kapı var. Her kapının arkasında da bin tane değil 10 bin bilinmeyen kapı çıkıyor. Hastalıkların yüzde 4-5’ini tek gen hastalıkları oluşturuyor. Ama yüzde 90’dan fazlası kompleks genetik hastalık. Bir de bunlara çevre faktörleri ekleniyor. Mesela otizm son 10 yılda 10 kat arttı. 1943’te 10 binde bir kişide görülüyordu, şimdi Avrupa’da 80’de bir, ABD’de 120’de bir, Türkiye’de ise yüzde 1.

KUŞAK ATLAMASI VAR

-Otizm neden arttı? Hayatımızda ne değişti?

Çevre faktörümüz değişti. Belki yediğimiz gıdalar, içtiğimiz su, solduğumuz hava, stresimiz, poşetli gıdalar, kış aylarına yediğimiz yaz gıdaları ve yazın yediğimiz kış gıdaları, beklemiş sular, yağlar... Kanserin yüzde 35’inin nedeni nedir biliyor musunuz? Yediğimiz gıdalar. Az yemek ve ne yediğimizi bilmek çok önemli böylece daha çok sağlıklı oluruz. Biz önümüze geleni yiyoruz, hareket etmiyoruz. İnsan vücudu aldığı enerjiyi yakmaya göre programlanmış. Yürüyeceksin, spor yapacaksın.

-Genetik testlerin sonuçları ne kadar güvenilir?

Genetik test, genetik hastalık şüphelenilen insana yapılan testtir. Tek gen hastalığı için yapılır. Ama sağlıklısınız, ileride meme kanseri olur musun olmaz mısın? Anne ve babanızda parkinson var, 50 yaşında siz de olacak mısınız, olmayacak mısın? Ya da ileride şeker hastası olabilir misiniz? Piyasada böyle binlerce panel var. 21 bin hastalık var, geni tam bilinen ise 6 bin. Eğer toplumda bir özellik yüzde birden fazlaysa polimorfizm yani çeşitlilik demektir. Eğer bu çeşitlik sende var ve bu çeşitliliğe sahip kişilerde bir çeşit hastalık çok sık görülüyorsa kişiye ‘Hastalığa eğilimlisin’ diyebiliriz. Genetik testler hastalığa eğilimin olup olmadığını ortaya koyar ama sonuç mutlaka o hastalığa yakalanacaksın anlamına gelmez. Tek gen hastalığı için bile kesin bir şey diyemezsiniz, çünkü kuşak atlaması vardır. Örneğin dedenizde var, babanızda hiçbir bulgu yok ama gelip sende çıkabiliyor. Çıkar mı? Çıkar.

Bakkal gıdalarından uzak durun

Prof. Dr. Adnan Yüksel, sağlıklı yaşam için şu önerilerde bulunuyor:

- Az tuz tüketin.

- Bakkal gıdalarından uzak durun.

- Suyunuzun markasını altı ayda bir değiştirin. Çünkü içindeki elementler farklı.

- Hazır gıda tüketmeyin.

- Ayda bir ya da iki dışında restoranda yemek yememek lazım. İçinde hangi malzeme kullanılmış, hijyenik mi, beklemiş gıda mı? Az yiyin, tek çeşit yiyin ama mutlaka evde yapıp yiyin.

- Sebze ağırlıklı beslenin.

- Haftada bir kırmızı, haftada iki gün beyaz et yiyin.

Obezite ve diyabet arttı

- Dünyada en çok hangi hastalıklar arttı?

Eskiden bilemiyor muyduk veya bildiğimiz halde başka bir nedenden öldüğü için o hastalık ortaya çıkmıyor muydu? Dolayısıyla bu da komplike bir konu. Her doğru da yanlış olabilir, iki kere iki dört değil. Çok bildiğimiz ilaçların 40 yıl sonra yan etkileri çıkıyor. Ama diyabet, obezite kesinlikle arttı. Diyabet niye arttı? Bakkal ürünü yediğimiz, spor yapmadığımız için. Aldığımızı yakmıyoruz, depoluyoruz. Ama hücrenin belli bir kapasitesi var, o da yetmiyor. Yetmeyince insülin dereceniz yetmemeye başlıyor.

- O zaman çevresel faktörler hastalıklarda genlerden daha etkili.

Evet. Çoğu hastalık multifaktöriyel hastalık. Ama hiçbiri çevre faktörü olmadan ortaya çıkmıyor. Tuzlu yemeden, yağlı yemeden, çok stres yaşamadan hipertansiyon ortaya çıkmıyor. Yeme, içme ve spor yapmaya dikkat ederseniz hastalıkların yüzde 50’si azalır diyebiliriz. Mesela adam sürekli kabız, hiç meyve ve sebze yemiyor. Kolon kanseri kaçınılmaz.

- Gen testine verilecek parayla spor salonuna mı yazılalım?

Aynen öyle. Mutlaka spor yapılmalı. Haftada üç kez 20 dakikayı geçen egzersiz yaparsanız ve nabzı 140’a getirirseniz Alzheimer riski yüzde 50 azalıyor.

Ben de yaptırmadım çünkü her şey belli değil

-Siz gen testi yaptırdınız mı?

Yaptırmadım. Niye yaptırayım? Tamam benim ailemde de hastalık yükü var ama ben check-up’larımı yaptırıyorum.

-Neden yaptırmadınız?

Çünkü çok şey belli değil ki. Diyelim test sonucunda kişi pankreas kanseri risk faktörü diye çıktı. Ancak henüz bilinmeyen belki de şahıs bu hastalığa karşı koruyucu polimorfik dizilere de sahip. Niye moraliniz bozulsun ki? Çünkü vücudunda buna karşı koruyan gen olabilir. Henüz çoğu hastalıkta günümüze kadar yapılan bilimsel çalışmalarda kesin sonuç yok. Ne zamanki DNA’daki tüm genleri, diğer dizilerin fonksiyonunu tam biliriz ve de çevre faktörlerinin işini tam anlarız, o zaman net şeyler söyleriz. Fakat bu iş yakın zamanda olacak gibi gözükmüyor.

-Bazıları diyor ki ‘Genetik test yaptırdım, hangi hastalıktan öleceğimi biliyorum.’

İnsanlar da tip tip. Ondan mutlu oluyorsa... Yarın kaza olur, deprem olur, bilmediğimiz bir hastalık çıkar. Bilemiyoruz ki neden öleceğimizi? Einstein ‘İnsan zihni kainatı anlayacak güçte değil’ diyor. Ben de genetikçi olarak ‘İnsan zihni şu ana kadar yapılanlara bakarak daha DNA’yı tam çözecek kapasitede değil’ diyorum.

Genetik test insanların işe alımlarını bile etkileyecek

- Genetik test etik mi?

Şu an 5 bin dolara tüm genlere bakılıyor. Ama onun yorumu çok önemli. ‘Benim çocuğum sekiz yaşında şu hastalığa yakalanacak’, ‘Annem 60 yaşında parkinson olacak’ demek etik mi? Adam 20 yaşında işe başvuracak, işveren gencin genetik yapısına bakacak. ‘Kardeşim sen 60 yaşında kalp hastası olacaksın. Dolayısıyla ben seni işe alamam’ diyecek.

-Olacak mı bu?

Olacak tabii. Eğer genetik yapıyı biliyorsan, adamın genetiği böyleyse ne suçu var, vicdani bir şey. Veya belki adam 60 yaşına kadar mutlu yaşayacak ama ona 15 yaşında ‘Kardeşim sen 50 ya da 60 yaşında şu hastalığa yakalanacaksın’ dedin. Bilmemek bazen mutluluk demek ama bazen de önlem alınacak bir durumsa önemli. Olay çok kompleks, bazı testler kafa karıştırmaktan başka bir şey değil. Mesela biri geliyor ‘Hocam ben mide kanseri olacakmışım’ diyor. Belki mide kanserinden koruyan başka bir gen var. Onu bilmeden bunu böyle dememiz doğru mu? Her şeye temkinli yaklaşacağız. Bunlar biraz da para amaçlı olabiliyor.

-İnsanlar kandırılıyor mu?

Bazı testleri yaptırmak lazım. İnsan risk grubunda mı, değil mi öğrenebilir. Bunu kişiye özel diye düşünelim. Bir kadının anne ve teyzesinde meme kanseri varsa ‘Acaba ben de olacak mıyım?’ diye her gün kafaya takıyorsa yaptırsın. Belki çıkmayacak. Merak içindeyse baktırsın. Kafaya takıp düşüne düşüne kanser olur.