İstanbul’un dört manevi bekçisinden biri olarak bilinen Yahya Efendi Türbesi ve külliyesinin orijinal anahtarıyla açılışı yapıldı kısa bir süre önce. Aziz Mahmut Hüdayi Hazretleri, Yuşa Peygamber, Telli Baba ve Yahya Efendi Hazretleri’nin özellikle denizciler için önemi büyük.
Osmanlı’nın önemli alimlerinden olan Yahya Efendi, Kanuni’nin süt kardeşidir. Saygı üzerine kurulu ağabey-kardeş ilişkisi bu sebeptendir.
Yavuz Sultan Selim’in Trabzon görevi sırasında doğan Süleyman ile aynı tarihlerde, aynı yerde doğar Afife Hatun ve Ömer Efendi’nin oğulları Yahya. Bektaşi Müderris Yahya Efendi. İbn-i Ömer el Arabi, Yahya bin Ömer Bektaşi olarak da tanınır. Küçük yaşlarda başlar babasından ve devrin alimlerinden aldığı eğitimine. İstanbul’a geldiğinde ise Zenbilli Ali Cemali Efendi ile devam eder. Kanuni’nin her konuda danıştığı alimlerdendir. Canbaziye Medresesi’nde (Cerrahpaşa’da Fatih dönemi devlet adamlarından Canbaz Mustafa Efendi’nin yaptırdığı ve devrinin en önemli ilim merkezlerinden) müderris olan Yahya Efendi, görevine sahn-ı seman medreselerinde (İstanbul’un ilk yüksek öğretim kurumu. Fetihten sonra Fatih ve Ali Kuşçu birlikteliği ile yapılmış olup Fatih Külliyesi içindedir. Sekiz bölüm anlamındadır) devam ederek emekli olur.
Beşiktaş’ta bugünkü Çırağan Sarayı karşısındaki araziyi satın alır ve bir evle mescit yaptırır. Evin çevresine medrese, hamam, barınma odaları ve çeşme inşa ettirir. Marifetli olduğu, inşatta bizzat çalıştığı söylenir. Ölümüne dek burada yaşar. Dini ilimlerin yanı sıra tıp, geometri, fizik gibi alanlarda da bilgisi nedeniyle sık ziyaretçisi olduğu biliniyor. 1570’te vefat eden Yahya Efendi’nin cenaze namazını Şeyhülislam Ebussuud Efendi kıldırır, kalabalık cemaat katılır törene. Bahçesine, hazırladığı kabrine gömülür.
II. Selim, 1571’de Mimar Sinan’a kare planlı, tek kubbeli bir türbe yaptırır. Yahya Efendi adına yapılan dergah yapılarının ilkinin tevhidhane olduğu çeşitli kaynaklarda belirtilir. Bugün cami olan yerin tevhidhanenin esas kısmı, türbenin bulunduğu yerin de tevhidhanenin bir kısmı olduğu düşünülüyor. Velizade Ahmet Efendi’nin eklediği minberle camiye dönüştürülmüş olan yapı 1873’te Sultan Abdülaziz’in annesi Pertevniyal Valide Sultan’ın yaptırdığı kapsamlı onarımla bugünkü şeklini alır. II. Abdülhamid devrine dek onarım ve eklemeler devam eder, 1903’te tekke mensubu Hacı Mahmut Efendi tarafından cümle kapısına bitişik kütüphane yaptırılır (Tek katlı dikdörtgen planlı yapıya ait 4651 yazma ve 3000’e yakın basma eser Süleymaniye Kütüphanesi’nde). Yokuş başındaki çeşme elden geçirilir. Abdülhamid zamanında ‘Şehzadeler Türbesi’ yapılır. Hanedan mensubu pek çok kişi buradadır (Atatürk’ün annesi Zübeyde Hanım da buraya gömülmek istemişti).
KAPI ÜSTÜNDEKİ YAZI: EDEP YA HU
Külliye almaşık örgülü yüksek bir duvarla sokaktan ayrılır. Sağdaki yol tekkenin cümle kapısına uzanır. Ahşap kapıda 1873 tarihli onarım kitabesi bulunur. Beşik çatılı bir geçitten camiye ulaşılır. Camekanlı girişin solundaki çeşmede Abdülhamid’in tuğrası ve ‘Hamidiye Çeşmesi’ talik yazısı dikkati çeker. Kapı üzerinde ise ‘Edep Ya Hu-Eline, diline, nefsine dikkat et’ yazar. Girişi takip eden ve basit ahşapla örtülü koridorun sonunda 1812 tarihli ve II. Mahmud tuğralı, günümüzde kullanılmayan abdest yeri bulunur. Sağdaki ikinci koridorun solunda hazire, sağında ise Yahya Efendi’nin türbesi yer alır. Sonunda ise Güzelce Ali Türbesi ve hemen yanında haremlik-selamlık bölümü bulunur. Bu türbenin karşısında Cezayirli Gazi Hasan Paşa çeşmesi vardır. Çeşmenin Rüşti Ali Efendi imzalı kitabesi mevcut olsa da çeşmesi günümüze ulaşmamıştır.
MİNARESİ OLMAYAN CAMİ
Dikdörtgen planlı cami; kagir, ahşap çatı altına gizlenmiş bağdadi sıvalı, basık kubbeli ama minaresizdir. Kıble duvarının ortasında içten yarım daire dışardan yarım sekizgen mermer mihrabın iki yanında ikişer pencere bulunur. Ahşap minberi ve mahfiller güzeldir. Hünkar mahfilinin harim tarafındaki ahşap kafeslerin Yıldız Sarayı marangozhanesinde bizzat II. Abdülhamid tarafından yapıldığı biliniyor. Tarihi net olmayan bu cami-tevhidhane hem eşsiz konumu, hem de cami türbe birlikteliğiyle özel bir öneme sahiptir. Ancak Şeyh Yahya Efendi’nin yaptırdığı bilinen çeşmenin kitabesindeki beyitin ebced hesabıyla 1538 tarihini verdiği bilinir. Yahya Efendi’ye yakın olmak isteyenlerin mezarlarının arasında kalan caminin avlusu ve son cemaat yeri bulunmuyor.
KAYMA TEHLİKESİ GEÇİRDİ
Cami, tevhidhane, Güzelce Ali Türbesi, Yahya Efendi Türbesi’nin yenilendiği, Şehzadeler Türbesi ve kütüphanenin tamir edildiği restorasyon 5 milyon liraya mal oldu. Kayma tehlikesi geçiren cami ve türbe kazıklar çakılarak, perde betonlarla sabitlendi. Türbe duvarlarından çıkarılan ve gerek sanat tarihi gerekse sosyal tarih açısından çok önemli olan yazılar korunmaya alındı.
11 KİŞİNİN SANDUKASI VAR
Türbede Yahya Efendi’den başka 11 kişinin daha sandukası bulunuyor. Aralarında Yahya Efendi’nin manevi kızı Tasasız Raziye Sultan, II. Abdülhamid’in çocukları Hatice Sultan ile Bedrettin Efendi, Yahya Efendi’nin annesi Afife Hatun, eşi Şerife Hatun, oğulları İbrahim Efendi ve Şeyh Ali Efendi’nin de bulunduğu kabirlerin üstleri ahşap sanduka, etrafı ise İstanbul işi sedef kakmalı korkuluklarla çevrili. Türbenin demir cümle kapısının iki yanında da kabirler bulunur.