‘Kızlarımız geleceğimizin teminatı’
ABONE OL

 

Dört genç kızla tanıştım geçen gün. Işıl ışıl! Aydınlık. Çalışkan ve yetenekli, gayet de neşeli. Yetiştirme Yurtları’nda geçmiş çocukluk yıllarının önemli bir bölümü. Liseye başlamışlar ama çeşitli sebeplerle okul bitmemiş. Reşit olunca yurtta kalma imkanı da ortadan kalkacak. Pekiyi şimdi ne olacak? İş? Ev? Eğitim hayatı? ‘Geleceğe İşbaşı’ projesi işte tam bu kızlar için düşünülmüş. Kadın ve Demokrasi Derneği (KADEM) projeyi oluşturmuş, İşKur ile Aile Ve Sosyal Politikalar Bakanlığı İstanbul İl Müdürlüğü ortaklık kurmuş. Özel sektör de destek veriyor. Hem pratik hem duyarlı üstelik gayet sıkı bir kadın ortaklığı bu! Önce yurtlarda kalmaya devam eden 16-18 yaş arasındaki genç kızlara mesleki eğitim konusunda teklif sunuluyor. Kabul etmeleri halinde eğitim dönemi başlıyor. Bugüne kadar Bilişim Teknolojileri, Turizm-Otelcilik, Tıbbi Sekreterlik ve Bilgi Belge Yönetimi alanlarında eğitim almışlar. Proje ikinci dönemini tamamladı, üçüncü etaba hazırlanıyor. Eğitim ve istihdam için yüz ağartıcı bu işin sahibi olan KADEM adına Başkan Doç. Dr. E. Sare Aydın’la ve kimi stajını yapan, kimi çoktan kadrolu işine geçmiş olan genç kızlar; Yelcan, Kader, Fatma ve Afganistanlı Nagina ile konuştum. Çünkü bu başarı ve bu hayat onların ortak kaderi.

 

NEGİNA HABİBİ

ALLAH HER ÜLKEYE BÖYLE BİR LİDER VERSİN

İki sene önce Afganistan’dan geldik Türkiye’ye. Ülkemizde savaştan da beter bir durum var. Annem yok. Kardeşlerim ve babamla geldik. Ama babam hastalandı ve Allah’ın rahmetine yürüdü. Kardeşlerimden ikisi başka ülkede, ağabeyim ise İstanbul’da. Kendi ülkemde lise eğitimimi tamamladım, hatta üniversiteye gitmek üzere hazırlanıyor, bilgisayar mühendisi olmak istiyordum. Ama sonra kısmet bizi Türkiye’ye getirdi. Babam ölünce yurda gittim. Ben Afganistan’da evimde prensesler gibi bir hayat yaşıyordum. Sonra sıkıntılı bir hayata geçtik. Ama Allah beni tek bırakmadı. Çok şanslıyım, hayatta hep iyilerle karşılaşıyorum. Yurtta KADEM’in projesini duydum. Aslında üniversite okumak istediğim için çalışmayı düşünmüyordum. Ama reşit olmak üzereydim. Yetiştirme yurdundan çıkmam gerekecekti. Gerçek hayatın ne olduğunu da bilmiyordum. İşim yok, ailem yok, hayat nasıl devam edecek? Çalışmam gerektiğini fark ettim. Bu yüzden projeye müracaat ettim. Kabul edildiğimi öğrenince gece abdest aldım, dua ettim. Benim dilimde şiir söyleyen Mevlana’nın dediği gibi, tövbemizi bozsak da Allah bizi kendisine dönmeye çağırıyor. Şimdiki isteğim bir gün üniversiteye de gidebilmek. Şu anda bunun önündeki engel Türkçemin iyi olmaması, ama Allah büyük. İnternet sağ olsun, geceleri orada uğraşıyorum dilimi geliştirmek için. Artık özel bir firmanın insan kaynakları departmanında çalışıyorum. Bu ülkeden çok memnunum. Ben de bu yüzden hayatım boyunca burada hizmet etmek istiyorum. Cumhurbaşkanı Erdoğan bize çok yardım etti. Sadece kendi ülkesinde olanlara değil, bütün dünyaya çok yardım ediyor. Allah istediklerinizi nasip etsin. Her ülkeye de inşallah Türkiye’ninki gibi bir şah nasip etsin. Hep dua ediyorum, abad olsun, mutlu olsun, kimseye muhtaç olmasın. Afganistan bugün düzelse gitmek isterim. Herkes vatanını özler ama artık Türkiye de benim vatanım. Babam da burada yatıyor. Onun için artık buradayım. Bu projenin bütün dünyaya örnek olmasını istiyorum. Düşünün, Sümeyye Erdoğan, Cumhurbaşkanı’nın kızı, çok rahat bir hayat geçirebilir. Ama o geceleri uyumuyor, kızlar için, yurt kızları için ne yapabilirim diye düşünüyor. 

KADER ÇETİN

Özel bir hastanede hasta danışmanı olarak çalışıyorum. Lise üçe kadar okudum, dördüncü sınıf yarım kaldı, bıraktım. Ama şimdi açıktan bitireceğim. İnşallah üniversiteye de gideceğim. İnsanlarla temas kurma yeteneğim fazla iyi değildi. Çok konuşkan birisi de değilim zaten. Rahat konuşmam için karşımdaki insana alışmam lazım. Espri yapmaya, gülmeye başlamam biraz zaman alıyor. Hastalarla da işlerini halledebileceğim şekilde temas kuruyorum. Biraz zor bir iş. Bazen sıkıntı çıkabiliyor. Ama sorunları çözmeyi başarıyorum ve bunu seviyorum. Böylelikle hayata devam etme motivasyonunu da kazandım. Kendim çalışıyorum, kendim kazanıyorum ya; bu çok iyi bir şey. Ayaklarımızın üzerinde durabildiğimizi hissediyorum. 12 yaşımdan itibaren yetiştirme yurtlarında kaldım. Bu yüzden yeni hayata geçiş ilk başta zor geldi. Ama müdürümüz ve projedeki mentörümüz çok yardım etti. Hepimizin bir mentörü var. Onlardan her konuda yardım alabiliyoruz. Sadece çalıştığımız işle ilgili değil yani. Buluşuyoruz, konuşuyoruz, çay içiyoruz, dertleşiyoruz.

YELCAN YEŞİLYURT

Yetiştirme yurdu farklı bir dünya. İnsanlar yurtta kalıyorum denildiğinde “Ya canım, kıyamam, çok kötü şeyler yaşamışsındır” diye bakıyorlar. Tabii ki çok rahatlıktan gelmiyorum. Ama orayı da sonuçta güzelleştiren biz oluyoruz. Yurtta kalırken size yardımcı olmak için sizin adınıza işlerinizi hallediyorlar. En basiti okul kaydınızı danışmanınız yapıyor. Ama o zaman da siz hayata yabancı kalıyorsunuz. Yurttan çıktığımda “Nasıl yani” demiştim, şimdi her şeyi ben mi yapacağım? 18 yaş başkaları için özgürlük demek olabilir ama ben o aşamada hayatımın sorumluluğunu nasıl alacağım diye düşünüyordum. Ama oluyor, yapılıyor... Geçen yılın Mart ayında bu projeden haberdar oldum. İlk toplantıdan sonra dört aylık eğitim süreci başladı. Bitince de otelde üç aylık staj yaptım. Zamanın nasıl geçtiğini anlamadık. Bir gün bize stajımızın bittiğini söylediler. “Ne olacak şimdi, biz ne olacağız” dedik. İnsan kaynakları müdürümüz sırayla bizi çağırmaya başladı. “Stajınız bitti ama sen bizimle kalabilirsin eğer çalışmak istersen” deyince şoke oldum. Kadroya alındım. Eskiden eğitimim sebebiyle müzik öğretmeni olmak istiyordum. Biraz da kısa yoldan memur olabilmek için. Ama kontenjan bulamayınca olmadı. Hayallerim kısıtlıydı o zamanlar. Projeyle tanışınca farkındalığım arttı. Şimdi, “Bunu yapabiliyorsam daha fazlasını da yapabilirim” diyorum. Belki ileride kendi işimi kurarım... 

FATMA KARADUMAN

Projeden yurt müdürümüz haberdar etti. Başta listeye adımı koymak istediklerinde biraz korktum, altından kalkabilir miyim diye. Çünkü lise bitmemişti ve stajımı yapıyordum. Ayrıca bir eğitime, sonra da yeni bir staj dönemine girecek olmaktan çekindim. Zor gelebilirdi. Ama sağlık sektörüne yönlendirilebileceğimi öğrendim ve çok sevindim. Eğitim dönemi çok zengindi. İlkyardım, programlama, kodlama, sosyal hayatta ilişkiler, hatta diksiyon dersi bile aldık. Derslerin bitiminde özel bir hastaneye hasta danışmanı olarak yerleştirildim. Hastayı karşılama, hazırlama ve uğurlamadan sorumluyum. Aslında zor bir işim var. Başlarda hastanın odasına girip iletişim kurmaktan çekiniyordum. Bazen hastaların üzüntülerine, gerginliklerine de şahit oluyorum. Ama bundan şikayetim yok. Güler yüzlü davranıyorum. Bunun hasta için çok önemli olduğunu biliyorum. Stajımın bitmesine artık az bir zaman kaldı. Devamı gelir mi bilemiyorum. Bu arada artık reşit olduğum için yurttan ayrıldım, yurt arkadaşımla eve çıktım. Ekonomik olarak zor, ama yine de güzel. Eğitimimi tamamlamam gerekiyor. Şimdi hedef üniversite. 

Doç Dr. E.SARE AYDIN-KADEM BAŞKANI

Bir teşekkürleri dünyaya bedel

Kızlarımız bizim geleceğimizin teminatı ve bu toplumun da temel taşıyıcıları. Her ne şartta olursa olsun, kızlarımızın eğitim hakkı bakidir. Bu konuda önlerine çıkan engelleri kaldırmalıyız. Yola da böyle çıktık. Proje kapsamındaki genç kızların eğitim hayatlarını önceleyerek, açıktan lise okuyan genç kızlarımız için etütler ayarladık. Okul derslerini geçebilmeleri için uzman eğitimciler, KADEM gönüllü ekibi ve üyeleri eşliğinde temel dersler verdik. Aldıkları çeşitli eğitim ve destekle kızlarımız, uzaklaştıkları hayal ve hedeflerine tekrar yaklaştılar. Projeye katılmadan önce gelecek görmedikleri eğitim hayatlarına önem verip artık üniversite hayalleri kurmaya başladılar. KADEM Başkanı kimliğimden önce hem bir anne hem de bir akademisyen olarak bu projeyi hayata geçirmek, kızlarımızın gözündeki umudu görmek çok değerliydi. Onlarla birlikte olmak bizleri her zaman çok heyecanlandırdı. Bireysel ve mesleki gelişimlerine katkı sunmak için gerekli olan her türlü donanımı içeren maddi ve manevi konularda destek olabilmek mutluluk verici. “Hocam kendi paramı kazanıyorum. İyi ki varsınız” cümleleri her şeye değiyor.