Müslüman’ın baharı Ramazan
ABONE OL

Orucun hakikati günümüzün modern yaşamında  biraz kaybolmuş gibi. İnsanlar bu ayı yiyecek, içecek hesabı yaptıkları, uykusuz kaldıkları ve TV programları izleyerek geçirdikleri bir zahmet ayına dönüştürmüş durumda. Hatta bu ay içerisinde bazı gıdaların fiyatları yükselir endişesi ile stok yapmaya başlayanlarımız bile var. Ama Ramazan ayı sadece oruç değil, dua ve ibadet ayıdır da. İslam aleminin ilk orucunu tutacağı güne sayılı günler kalmışken biz de Ramazan ayına nasıl hazırlanmalıyızı sizler için derledik.

Nafile oruçları

Üç Aylar içerisindeyiz. Üç Aylar içinde nafile oruç tutmanız hem ibadetten alacağınız sevap açısından, hem de 30 gün sürecek Ramazan orucunu kolay geçirebilmek için yararlıdır. 

Yeme-içmeyi azaltın

Özellikle çok yemek yiyen birisi iseniz, Ramazan Ayı’nda birden bire aç kalmak sağlığınızı olumsuz etkileyebilir. Bu nedenle Ramazan’a az kalan şu günlerde yeme-içmenize dikkat etmeye başlamalısınız. 

Doktora gidin

Bazı sağlık sorunları oruç tutmanız önünde engel olabilir ve siz bunun farkında olmayabilirsiniz. İslamiyet kolaylık dinidir. Eğer doktorunuz sağlığınızda ciddi bir risk görürse oruç tutmanızı tavsiye etmeyebilir. Tersine oruç ibadetinin iyi geldiği belli hastalıklar da mevcuttur. Bu nedenle Ramazan öncesi bir doktora başvurmak en sağlıklısıdır.

Uykunuzu düzenleyin

Ramazan öncesinde uyku düzeninizi iftar ve sahur saatlerine göre ayarlayın. Orucu uykuya tutturmak ibadetten alacağınız şevki kıracaktır. Bu nedenle gün içinde fazla uyumamanız iyi olur.Bunun yerine iftar-sahur saatlerini göz önünde bulundurarak bir uyku takvimi çıkarabilirsiniz.

Sigarayı bırakın

Ramazan Ayı’nda oruç günleri sigara içememek pek çok tiryakiyi asabi, yorgun ve mutsuz biri yapıyor. Ramazan öncesi sigarayı bırakmak önemlidir. En iyisi tabii ki hiç içmemek!

Samimi tevbe

Samimi tevbe her zaman yapılması gerekiyor. Ancak mübarek bir ay olan Ramazan ayına az kaldığı için kendisi ile Rabbi arasındaki günahlar ile kendisi ile insanlar arasındaki haklardan dolayı Rabbine tevbe etmekte acele davranması, kul için daha uygun bir davranıştır. Böylelikle mübarek ay girdiğinde gönlünüz temiz ve kalbiniz huzurla dolu olduğunda salih amel ve ibâdetlerle daha iyi meşgul olabilirsiniz.

Duâ edin

Nitekim seleften bazı kimseler, kendilerini Ramazan ayına kavuşturması için Ramazan ayından altı ay önce ve bittikten sonra da beş ay amellerini kabul etmesi için Allah’a duâ ederlerdi. Bu sebeple Müslüman, kendisini dîni ve bedeninde hayır üzere Ramazan ayına kavuşturması için Rabbine duâ etmelidir. Ayrıca O’na itaatte kendisine yardım etmesi ve amelini kabul etmesi için de dua önemlidir. 

Çocuklarla mübarek aya merhaba

Bu mübarek ay bizi heyecanlandırdığı kadar çocukları da heyecanlandırıyor. Çünkü Ramazan, tüm Müslüman halkın birlik ve beraberliğini doğrudan yaşadığı bir süreç. Aynı anda kapanan ağızlar aynı anda açılır, aynı semaya dualar yükselir. Yani Allah kuluna inancının hazzını en yüksek seviyede hissetmesi ve kendini toparlaması için fırsat sunar. Ancak bu heyecan ve sevinci çocukların ne kadar hissedeceği büyüklerine bağlıdır. Çünkü çocuklar taklit ve model alma yolu ile öğrenir. Yani ev halkının bu hazzı dorukta yaşaması ve bunu yansıtması gerekir. Biz de çocuklarınıza bu hissiyatı verebilmeniz için Ramazan başlamadan yapabileceğiniz birkaç tavsiye derledik.

Anlatmak

Her şeyden önce çocuklara Ramazan, oruç, sahur, iftar gibi kavramları anlatmalısınız. Çünkü çocukların soyut düşünme becerileri yaşları ile orantılıdır. Çocuklarla Ramazan resimleri yapabilir birlikte dini kitaplar okuyabilirsiniz.

Deneme

Oruçlar başlamadan önce evde bir Ramazan denemesi yapabilirsiniz. Böylece çocukları ve evinizi bu aya hazırlamış olursunuz. Siz gerçek bir nafile orucu tutarken çocuklarınızın da sizi gözlemleme şansı olur.

Hazırlık

Çocuğunuz ile birlikte iftara evinize davet edeceğiniz misafirlerinizin listesini yapabilirsiniz. Camiye giderken giyeceğiniz yeni ve temiz kıyafetlerinizi belirleyebilirsiniz. Yakınlarınıza ufak tefek Ramazan hediyeleri hazırlayabilirsiniz. Okuma- yazma bilen çocuklarınız ile Ramazan Günlüğü tutabilirsiniz. Kur’an-ı Kerim ve rahleleri hazırlayabilir hatta müsaitse evinizin bir odasını Ramazan için ibadet odasına çevirebilirsiniz.

Camilerin gerdanlığı mahyalar

Ramazan deyince akla ilk gelenlerden biri de şüphesiz ki mahyalar… Ahmet Kutsi Tecer’in “Güzellik ve zevk bakımından emsalsiz bir buluş” olarak nitelendirdiği mahyalar, günümüze gelene kadar pek çok değişikliğe uğramış. Kanuni Sultan Süleyman devrinde İstanbul’a gelen ve tam 18 ay Çemberlitaş’ın karşısındaki Elçi Han’ında kalan Alman seyyah Hans Dernschwam, Ramazan’ın başlangıcını günlüğüne şu satırlarla kaydetmiş “30 Temmuz 1554’te Türkler İstanbul’da oruç tutmaya başladılar. Ramazanın başladığından herkesin haberi olsun diye diğer zamanlarda ezan okudukları cami ve mescit minarelerine kandiller astılar, yağmur ve rüzgâr zarar vermesin diye de üstlerini kapladılar. Bu kandilleri akşam olunca yakıyorlar. Bütün gece yanıyor.” Dernschwam’ın cami ve mescit minarelerindeki kandillerden kastı hiç şüphesiz mahyalardı. Bilhassa Ramazanda birden fazla minareli camilerin iki minaresi arasına kurulan ışıklı yazı veya resim panosu şeklinde tarif edebileceğimiz mahyalar Osmanlı İmparatorluğu’na özgü bir âdettir. Tarihçilere göre camileri kandillerle donatma geleneği İslam’ın ilk asırlarına kadar uzanıyor. 1578’de İstanbul’a gelen Alman seyyah Schweigger’in Seyahatnâme’sinde yer alan bir tasvirde, minareler arasında mahya görülüyor. 1588’de III. Murad Mevlid kandilinde, Regaib ve Berat gecelerinde minarelerin kandillerle donatılmasını emretmiş. II. Selim’in mübarek gecelerde camilerin kandillerle süslenip aydınlatılmasını istemesi, III. Murad’ın emri Schweigger’in çizimiyle birlikte ele alındığında cami ve minareleri kandillerle donatmanın mahya şeklinde olduğu düşünülüyor.

İlk mahya ustası

Sultan I. Ahmed zamanında minareler arasına ilk mahyayı kurduğu rivayet edilen Fatih Camii müezzinlerinden Hattat Hâfız Ahmed Kefevî’dir. Lâle Devri’nin ünlü sadrazamı Nevşehirli Damat İbrahim Paşa, 1722 yılında bütün selâtin camilerine mahya kurulmasını emretmiş. Böylece Süleymaniye, Sultanahmet, Yeni Cami, Anadolu yakasında ilk defa olmak üzere Üsküdar Valide Sultan camileriyle Ayasofya, Eyüp, Fatih, Bayezid, Şehzade ve Sultan Selim camilerinde mahya kurulmuştur.

Her gece beş okka yağ 

Önce kareli bir kâğıt üzerine iki minare arasına gerilecek ipi temsil eden yatay bir doğru çizilirdi. Altına istenilen yazı yazılarak veya tasviri yapılarak bir model hazırlanırdı. Mahyanın kurulması sırasında taşıyıcı ip minareler arasına gerildikten sonra birbirine olan mesafeleri ve uzunlukları belirlenirdi. Bir ucuna makara, diğer uçlarına kandil bağlanan düşey ipler uzun bir ipe tespit edilerek taşıyıcıya bindirilirdi. Kandillerin yağı her akşam tazelenir ve ortalama beş okka zeytinyağı tüketilirdi. Mahyalarda daha çok Fetih sûresinin ilk âyeti, Mâşallah, Tebârekellah, Bismillâh, Leyle-İ Kadir, Hoş Geldin Yâ Ramazan, On Bir Ayın Sultanı ve Ramazanın son günlerinde El-firâk veya Elveda gibi yazılar yer alırdı.

Sabit mahyalar dışında hareketli olanlar da vardı. Sultan Abdülaziz zamanında yaşayan ve mahyacılığı bir sanat haline getiren Süleymaniye Camii’nin mahyacısı Abdüllatif Efendi’nin kurduğu üç panodan oluşan mahya, hareketli olanların en ünlüsüydü. Unkapanı Köprüsü ile Azapkapı Camii’nin resmedildiği ortadaki sabit, arabaların yer aldığı üst ve balıklarla kayıkların yer aldığı alt panolar hareketliydi. Bunların ileri geri hareket ettirilmesiyle mahya adeta canlanıyordu.