Sosyal medyada mahremiyet perdesi, genç-yaþlý, zengin-fakir, tesettürlü-tesettürsüz, Beþiktaþlý-Fenerli, þeker hastasý-romatizmalý ayrýmý yapmadan, ardýna kadar açýldý. Saniye saniye, kim nereye gitti, nerede ne yedi, kaç dakikadýr hasta, çocuðun çorap teki hangi ara ortaya çýktý… öðreniyoruz. Evdeysek evde, iþteysek iþte, pazardaysak pazarda… Baðýmlýyýz zaten, o ayrý. Elimizden telefon düþmüyor. Sosyal medya takibinde, komþu teyzemizin bizi takip ediþinden daha iyiyiz. Komþu teyze kapýyý kapadýðýmýz an meraktan çatlamaya baþlýyor ama sanal hesaplarýmýzdaki arkadaþlarýmýz öyle mi? ‘Týkla’ gelsin, ‘beðen’ bildirimler aksýn, ‘yorum yaz’ muhabbet coþsun…
Herkes mutlu, herkes faal… Art arda üç ‘etkinlik’ paylaþsan, bütün yýl kültürel aktivite yapmýþ gibi algýlanýyorsun. Bu sebeple sýkça, “Alýrým Maþallah’ýnýzý” demeyi unutmamak gerek. Her an keyfinize, gülen yüzünüze, bebeðinizin zýbýnýna nazar deðebilir. Hatta, “hani þu geçen ay aldýðýn masa örtüsü var ya… iþte onu çocuklardan uzak tutmak gerek bence”. Elalemin yeni aldýðý masa örtüsünü nerden mi biliyorum? Bilmediðim yer mi kaldý aslaným. “Ýki kez art arda hapþýrdým, hasta mý olacaðým yoksa”yla baþlayýp, “Hadi bana iyi uykular”a kadar geçen sürede ne olup bittiyse sen yazýyorsun, ben okuyorum. Hatta geçen gün, “Çocuklarýn fotoðraflarýný paylaþmak, onlarýn hakkýný yemektir” konulu bir yazý paylaþtýn da çok güldüm. Çocuklarýn donu dumaný dahi benim bilgim dahilinde zira. Kime neyi öðretiyorsun? Her þeyini biliyorum farkýnda mýsýn? Her þeyini. (Geçen yaz ne yaptýðýný da)
Çok iyi hatýrlýyorum; gençtik, otobüse binerdik ve yan koltuktaki adamýn açtýðý gazeteye þöyle göz ucuyla bakardýk. Adam, sahibi olduðu medya grubuna kayyum atanmýþçasýna asabileþirdi. Mecbur, ‘Öhömm’ diye doðrulurduk. Þimdi? Þimdi de; sen açýyorsun cep telefonundan sosyal medya hesaplarýný. Yüklemiþsin elli bin tane foto, yazmýþsýn sayfalarca geyik… Yanýndaki adam göz ucuyla bakýnca atarlanýyorsun. Yahu sen zaten sosyal medyadan herkese açmadýn mý o hesabýný? Yanýndaki adam da ‘yeni aldýðýn ama bozuk çýkan vileda sapýný, deðiþtirmek için gittiðin marketten nasýl da elin boþ döndüðün’e dair yazdýklarýndan haberdar olmasýn mý? Kaç duraktýr beraber yolculuk ettiðin teyze de, evinin koltuklarýna bi’ bakmasýn mý? Neyi eksik sosyal medya üzerinde gerçek kiþi olup olmadýðýný bile bilmediðin insanlardan? Þu otobüsteki adam daha gerçek.
Mesele de bu olsa gerek zaten. ‘Gerçek’ sana göre deðil. Seni milyonlar beðensin, milyonlar sana övgüler dizsin, ama yolda yürürken biri bile karþýna çýkýp, “N’oldu o yoðurt, mayasýný tutturdun mu?” diye hesap sormasýn. Sanal ortamda zira, gerektiðinde görmezden gelebiliyor, engelleyip uçurabiliyorsun. Ama bu marketteki amcayý uçuramazsýn. Marketteki amcaya kapýný kaparkenki coþkun, ‘3 bin Followers’a karþý yok.
Böyle böyle derken, n’oluyor? Adamýn biri çýkýp, “Namaz kýlarken senin gamzelerinden huþu alýyorum” falan diyor. Daha çok beðenilmek için, münasip alanlar aranýyor. Deniz bitince de durum bu; ‘gamzeler=huþulu namaz’ falan. Hah, bunu da aradan çýkardým iyi oldu. Kalmýþtý öyle içimde ukde.