KADEM’in Aile, Çalýþma ve Sosyal Hizmetler Bakanlýðý ile birlikte düzenleyeceði III. Uluslararasý Kadýn ve Adalet Zirvesi bu yýl “Ailenin Güçlendirilmesi” ana temasýyla 23-24 Kasým 2018 tarihlerinde Ýstanbul’da toplanacak. Hazýrlýklar son halini almýþ durumda. Önceki yýllarýn tecrübesi baþarý hanesine yazýldý. Yine de dünyanýn derdiyle dertlenmek, bir de iþi orada býrakmayýp çözüm yollarý bulmaya çalýþmak heyecaný diri tutuyor. Çünkü uzatýlacak daha çok el var…
Geçen aylarda 1. Olaðanüstü Genel Kurulu’nda KADEM baþkanlýðýna seçilen Dr. Saliha Okur Gümrükçüoðlu’nu Star Gazetesi Yayýn Danýþmaný Halime Kökçe ile ziyaret ettik. Bu görevden önce bir dönem yönetim kurulu üyeliði yapmýþ, ayrýca kongre ve zirve kurullarýnda yer almýþ bir isim olan Gümrükçüoðlu hem kiþisel hem de kuþandýðý kurumsal sorumlulukla tarif ediyor mesuliyetini: “Müminler, bir vücut gibidir, vücudun bir yeri rahatsýz olunca, bütün vücut, rahatsýz olur.”
KADEM kendini hangi kadýna, neredeki kadýna karþý sorumlu hissediyor? Ýlgi alanýnda kimler var?
Sorumluluk hissettiðimiz alanlar çok geniþ. Türkiye’deki, dünyadaki tüm kadýnlar, genç kýzlar bizim ilgi alanýmýz. Anadolu kadýnýnýn yaþadýðý her sýkýntý bir baþlýk olarak gündemimizde. Türkiye’de üniversite eðitimine devam eden kýzlarýmýza yurt hizmeti veriyoruz. Ayrýca; iþ hayatýnda kadýnlarýn yaþadýðý sýkýntýlarý daha net bir þekilde okuyabilmek için yapmýþ olduðumuz araþtýrmalar, iþ hayatýnda yer alan kadýnlara yönelik giriþimci kadýnlarý destekleyen projelerimiz var. Ehemmiyetine binaen masamýzda sürekli olan bir konu da þiddet ve istismar. Bütün bunlarla beraber sýðýnmacý kadýnlar da çalýþma alanýmýzda.
‘Uluslararasý Kadýn Ve Adalet Zirvesi’nin üçüncüsünün arefesindeyiz. Bu yýlki temaya geçmeden evvel, önceki yýllarda hangi konular ele alýnmýþtý?
2014 yýlýnda gerçekleþtirdiðimiz ilk zirvemizde, “Kültürel Kodlar ve Ötekileþtirme Nedeni Olarak Cinsiyet”, “Medyada Kadýn Ýstismarý”, “Siyasette ve Karar Mekanizmalarýnda Kadýn” gibi konularý adalet çerçevesinde ele aldýk.
2016 yýlýnda ise, “Suriyeli Mülteci Kadýnlar ve Sorunlarý” ve “Barýþ Süreçlerinde Kadýn” konularý öncelikli temalar olarak ele alýndý.
Bu yýlýn temasý ‘Ailenin Güçlendirilmesi’ olarak belirlenmiþ. Neden bu konuya dikkat çekme ihtiyacý hissettiniz?
Öncelikle bizim aileye bakýþýmýz, onu tarifimiz nasýl, bunu anlatayým. Biz aile derken biyolojik olarak anne ve baba rollerinin net bir þekilde belirlendiði, maddi manevi anlamda birbirlerine karþý sorumluluk taþýyan bir yapýdan bahsediyoruz. Elbetteki aile birliðinin zayýf olduðu ve aile fertlerinin birbirlerine karþý sorumluluklarýný yerine getirmeyip söz konusu birlikteliði suiistimal eden aileler de mevcut. Bu aileler, aile baðlarýnýn güçlendirilmesi gereken aileler. Aslýnda biz de bu zirvede bu güçlendirmeyi konuþmak istiyoruz. Bir kadýn derneði olarak, çalýþtýðýmýz alan itibari ile aileden baðýmsýz bir þekilde kadýný ele aldýðýmýz zaman ne olursa olsun ortaya çýkan politikalarýn pratikte karþýlýðýnýn olmadýðýnýn farkýndayýz. Toplumda kadýnla ilgili bir duyarlýlýk, bir farkýndalýk oluþturmak istiyorsak bunu kadýn erkek beraber yapmalýyýz.
Bütün dünyada aileyi tehdit eden ortak þeyler var mý? Yoksa farklý tehdit unsurlarýndan mý söz ediyoruz?
Aile olmak ve bu sorumluluðu taþýmak kiþinin özgürlüðünü kýsýtlayan, sürekli baþýna dert açan ve toplumun geliþimini engelleyen bir tercih olarak sunuldu. Meseleye kadýn özelinde bakarsak anne veya ev hanýmý olmak buna baðlý olarak ev içi emek küçümsendi. Özellikle çocuklu kadýnlarýn hayatý bitmiþ gibi gösterildi. Aile kurumu üzerine yapýlan bu negatif algý kampanyasý elbette toplumlar için bir tehdit unsuru sayýlabilir. Þiddet ve istismar da aileyi tehdit eden unsurlar arasýnda. Hiçbir canlýya yönelik þiddet ve istismarý kabul etmiyoruz. Fakat söz konusu eylemler çocuklara yönelik olunca, kiþinin sabýr ve tahammül sýnýrlarý zorlanýyor.
Bilinçli bir þekilde yürütülen bir tehdit unsuru da; yaratýlýþa aykýrý iliþki biçimleridir. Biyolojik olarak anne ve baba rollerinin belirgin þekilde ayrýldýðý bir aile tanýmýnýn dýþýnda, þu anda dünyada çok farklý aile tipleri de özellikle medyada gösterilmekte. Kadýn ve erkek fizyolojik olarak birbirinden farklý iki cinstir. Bunun aksi düþünülemez. Kapital þartlarýn insanlara baþka seçenekleri dayattýðý tercihler, gelecek nesiller açýsýndan tehlike ve endiþe verici.
Bu sorunlara KADEM’in önerileri nedir?
Bildiðiniz gibi günümüzde toplumsal hayatta aileye açýlan alan çok dar. Þehir planlamasýnda mekânlarý kurgularken çocuklu bir hayatý düþünerek planlar yapmadýðýmýzý itiraf edelim. Bugün konuþmamýz gereken þehirleri, ailelerin var olmasýna izin verecek ve onlara güvenli bir ortam saðlayabilecek mekânlar haline dönüþtürmemiz olmalýdýr. Bir kadýnýn çocuðu ile birlikte toplumsallaþmasý normal karþýlanmalý, hayatý bu anlamda kolaylaþtýrýlmalý. Ben de çoðu zaman, hayatýn içine katýlýrken çocuklarýmla birlikte var olmaya çalýþtým. Çocuklu bir kadýnýn sosyal hayatýný çocuklarý ile birlikte sürdürmesinin yadýrganmasýný çok geride býrakmýþ olmalýyýz.
Çok fazla insan hikâyesi de birikiyordur. Ýnsana dokunuyorsunuz çünkü. Zor ama iyi ki yapýyorum dediði anlar olmalý insanýn. Bunu çok güçlü hissettiðiniz temaslar oldu mu? Unutamadýðýnýz bir yer, bir kiþi, bir aný?
Kendimi bildim bileli sivil toplum örgütlerinde çalýþýyorum. Dolayýsýyla yardýmlaþma, dayanýþma ve birbirine destek olmanýn güzelliklerini çok þükür ki her zaman hissedebilme imkânýna sahip oldum. KADEM’de de “Geleceðe Ýþbaþý” projemize dahil olan kýzlarýmýz, eðitim süreçlerini bitirip mesleklerini ellerine aldýklarýnda, bu bizler için çok gurur verici bir deneyim oluyor gerçekten. Çünkü pek çoðunun böyle bir hayali bile yok iken, bu projeyle biz onlarýn hayatýna ve hayallerine dokunduk. Bu deneyimi yaþayanlar hayatlarýný “KADEM’den önce ve KADEM’den sonra” olarak tarif ediyorlar. Hatta bir kýzýmýz gala gecesinde “Önceden kollarýma jilet atan biriydim, þimdi ise kendi iþi olan ve geleceðe umutla bakan bir insaným” demiþti. Bu duygu bizim için çok kýymetli.
"Türkiye’deki, dünyadaki tüm kadýnlar, genç kýzlar bizim ilgi alanýmýz. Anadolu kadýnýnýn yaþadýðý her sýkýntý bir baþlýk olarak gündemimizde. "
"Çalýþtýðýmýz alan itibari ile aileden baðýmsýz bir þekilde kadýný ele aldýðýmýz zaman ortaya çýkan politikalarýn pratikte karþýlýðýnýn olmadýðýnýn farkýndayýz."
“GEÇEN ZÝRVELERDEN BÝZE KALAN TECRÜBE…”
Savaþ ve çatýþmanýn doðurduðu sorunlar çok farklý boyutlarda karþýmýza çýkýyor; bu sorunlar göç, yoksulluk, parçalanmýþ aileler, þiddet, istismar ve daha pek çoðu. Bu süreçten en fazla etkilenen grup olmalarýna raðmen kadýnlarýn karar alma mekanizmalarýnda yeterli sayýda olmamalarý, söz konusu problemlerin etkili bir þekilde çözülememesine yol açan sebeplerden biri olduðunu gördük. Çünkü istiþareye kýymet veren bir medeniyetimiz var. Toplumun tümünü ilgilendiren meseleleri tartýþýrken, kararlar alýrken ve uygularken cinsiyete dayalý bir ayrýma gitmeden çözüme hep birlikte katký sunmanýn doðru olduðunu düþünüyorum.