‘Spor Gecesi’nde dostluk kazandı
ABONE OL

Haluk Yürekli ve Gökhan Dinç’in sunduğu ‘Spor Gecesi’ hafta içi her gece evlerinize konuk olmaya devam ediyor. Futbol dünyasından haberlerin, maçlardan kritik pozisyonların konuşulduğu, eğlenceli bir o kadar aksiyonu bol, programın mimarı muhteşem ikiliyle ekran serüvenini konuştuk.

‘Spor Gecesi’nin farkı nedir?

Haluk Yürekli: Geç saatte olması (Gülüyor) insanların katılımı ile yapılan sosyal medyanın çok aktif kullanıldığı, içinde tartışmanın, kahkahanın, hüznün olduğu bir iş. Dolayısıyla ilgi çekiyor.

Gökhan Dinç: Yaparken eğleniyoruz, bence en önemli kısmı bu. Bizim eğleniyor ve keyif alıyor olmamız izleyiciye de geçiyor. İzleyici kendisinden bir şeyler buluyor. Ayrıca üzerinde uzunca çalışılmış bir akış yapıyoruz elbette ama bazen izleyici attığı bir tweet ile tüm programın akışını değiştirebiliyor. Aksiyonu bol bir program, gerçekten zaman zaman aksiyon oluyor. Çünkü bir hayata tam manası ile birbirinden farklı bakan iki insanız. 

Spor programlarının bu kadar sevilerek takip ediliyor olmasını nasıl yorumluyorsunuz?

H. Y. : Türkiye’de spor programı yapılmıyor. Yapılan tüm programlar futbol programı. İzleyicinin talebi bu doğrultuda. Biz ayrıca Türkiye’de futboldan çok işin tartışılır kısmını seviyoruz. İnsanlar tartışma programı izler gibi spor programı izlemek istiyor. Çünkü ekran arkasındaki ekranın içinde de kendi tarafını görmek istiyor. Rakip çıkınca da kendi kendine evinde yükseliyor. 

G. D. : Ben spor programlarının sevilerek takip edildiğini düşünmüyorum.(Gülüyor) Rahatlamak, tüm hatalara rağmen kendi takımı ile ilgili olumlu şeyler duymak için izleniyor bence. Biz bunun biraz daha dışında bir şeyler yapıyoruz. Sipariş ile veya taraftarın hoşuna gitsin diye bu zaman kadar hiçbir şey söylemedim. 

SEVDİĞİMİZ İŞİ YAPIYORUZ

Spor Gecesi’ne nasıl hazırlanıyorsunuz?

H. Y. : Aslında ben 25 yıldır gündemle yaşıyorum. Bu artık benim için bir yaşam biçimi. Dünyadaki tüm futbol ve basketbol organizasyonlarını takip ediyorum. Hafta sonları benim için mesai öğlen saatlerinde başlayan ilk maçla başlayıp son maçla bitiyor. Bu anlamda şanslıyım sevdiğim işi yapıyorum.

G. D. : Bir gün Fatih Terim, bir gün TFF Başkanı Yıldırım Demirören, bir başka gün de Fenerbahçe kaptanı Volkan Demirel’in telefonu ile uyananınca zaten kendinizi hazır buluyorsunuz. (Gülüyor) Şaka bir tarafa kendimi ülkedeki ender insanlardan biri olarak hissediyorum. Çünkü 23 yıldır sevdiğim işi yapıyorum. 

Ekranın fenomen ikilisi olmanız nasıl bir sorumluluk katıyor?

H. Y. : Ekstra bir sorumluluğu yok. Ekran önünde olduğumuz için o sorumluluk otomatik olarak biniyor insanın omzuna. Çok sokakta olmamayı tercih ediyorum. Bu durum biraz sosyallikten uzaklaştırıyor ama ben memnunum. (Gülüyor) 

G. D. : Haluk sosyal olmamayı bir yaşam biçimi haline getirmiş bir insan. Ama ben sokakta yaşamayı çok seviyorum. İnsanların ilgisi beni çok memnun ediyor ve enerjimi   yükseltiyor. 

Seyirci profilinizi nasıl değerlendiriyorsunuz? Mesela kadın seyirciler sizi izliyor mu?

G. D. : Reyting ve sosyal medya etkileşimlerine baktığımızda kesinlikle rakamsal olarak bunu görüyorum. Mesela geçen gün bir genç kız izleyicimiz şöyle bir mesaj attı: “Annem dün geceki Spor Gecesi’ni izleyemedi. Kayıt yaptı ve biz kahvaltıda “Spor Gecesi” izliyoruz”

Gökhan Bey siz spor dışında neler yapıyorsunuz?

G. D. : Spor dışında kalan ender zamanımı yeni doğmuş oğlum Ozan ile birlikte zaman geçirerek değerlendiriyorum. TV, gazete ve radyo nedeniyle biraz yoğun geçiyor ama kalan süreleri en kaliteli şekilde yaşamaya çalışıyorum.

HAYATIMIN BİR PARÇASI

Haluk Bey bu mesleğe nasıl gönül verdiniz?

H. Y. : Bu iş benim hayatımın bir parçası. Sporu seyretmeyi seviyorum… Mesleğin neredeyse her noktasında bulundum. Kameramanlık, muhabirlik, yöneticilik, ekran önü. Bu da beni çok tecrübeli bir insan haline getirdi.

Spor Gecesi sosyal medyada nasıl tepkiler alıyor?

H. Y. : Sosyal medyayı çok önemsiyorum. O mecradan ‘Spor Gecesi’ nedeni ile tanıştığım çok değerli insanlar oldu. Ben onlara Spor Gecesi ailesi diyorum. Aile içinde ne yaşanıyorsa orada da o yaşanıyor. Bazen sinirlenen bazen takdir ediyor. Eleştiriye de çok açığım. Eleştiri yapan eleştirilirken de anlayışlı olmalı.

G. D. : Ben sosyal medyadan bizi takip eden insanlar için “Spor Gecesi Ailesi” diyorum. Bizim yayınımız sayesinde uykuya geçen çocuklar, evlenen çiftler, düğününde bizden istedikleri kravatları veya özellikle benden istedikleri bileklikleri takanlarla dolu kocaman bir aileyiz. Haluk’un da söylediği gibi birçok dostluk da kazandık o sayede.

Son dönem Türk futbolu için neler söylemek istersiniz?

H. Y. : Teknik olarak benim sevmediğim tarzda oynanıyor. Yeni nesil antrenörler oynamaktan çok oynatmamak üzerine bir oyun kurguluyorlar. Daha savunma futbolu oluyor. Ben hücum futbolunu seviyorum. Bu nedenle Fatih Terim ve Şenol Hoca’ya oynattıkları futbol nedeni ile hayranlık duyuyorum.

G. D. : Günü kurtarmaya çalışan ve taraftarlara hayal satarak kendi çıkarları doğrultusunda kulüpleri yöneten başkanlar olduğu sürece gerçek bir futbol izleyemeyeceğiz. Kulüplerimiz ekonomik olarak çok zor durumda bu da istenen ve hedefe götürecek oyuncu kalitesini düşürüyor. Umarın yakın zamanda futbolu futboldan gelen insanlar yönetir de bizler bu sorunlardan kurtuluruz.

"Türkiye’de spor programı yapılmıyor. Yapılan tüm programlar futbol programı. İzleyicinin talebi bu doğrultuda. Biz ayrıca Türkiye’de futboldan çok işin tartışılır kısmını seviyoruz."

"Türkiye’de futboldan çok işin tartışılır kısmını seviyoruz. İnsanlar tartışma programı izler gibi spor programı izliyor."