7.9'luk deprem iddiaları gerçekçi mi?
ABONE OL
Prof.Dr. Şener Üşümezsoy, Yard.Doç.Dr. Oğuz Gündoğdu, Prof.Dr. Şerif Barış, Prof.Dr. Şükrü Ersoy'un konuk olduğu programın başlangıcında İstanbul'da 7.9'luk bir deprem olacağı yönündeki iddiaları hatırlatan Yiğit Bulut, kentsel dönüşümün içerisinde yer almanın gerekliliğine dikkat çekti.



7.9'LUK DEPREM İDDİALARI GERÇEKÇİ Mİ?

Prof.Dr. Şener Üşümezsoy: İddianın sahibi bence 1509 depremini esas aldı ve 1509 depremi büyük felaket olarak 250 yıl doldu ve hemen 8.1'lik deprem geliyor dediler.

Burada ilk eleştiri şuydu, İstanbul'da 1509 depremi hiçbir zaman 7.9'luk veya 8.1'lik bir deprem olmadı. Tam tersi 7 civarında bir depremdi.Buna kanıt olarak ise 1509 depreminden etkilenmiş olan Karaköy'deki büyük kule ve Rumeli Hisarında böyle bir etkinin görülememesi gösterildi.

Şu an kırılmamış olan, güney kıyıda yani İmralı'nın güneyinden marmaranın riskli bölgesi olan Marmarayla Gemlik Körfesi arası bulunmaktadır. Buradaki 40-50 km'lik bir mesafe 7'ye yakın bir deprem oluşturabilir.



Prof.Dr. Şerif Barış: Şimdi, biz bir deprem tahmini yapıyorsak ve aletsel büyüklükten bahsediyorsak parametrelerden biri fay boyudur ancak depremi asıl fayın üzerinde biriken gerilme oluşturur. Bir fayın boyu ve üzerindeki gerilme fazlaysa orada oluşacak depremin şiddeti de doğru orantılı olarak artar. Şimdi biz fay boylarını tahminen bulabiliyoruz, daha önceki çalışmalarımızda da bunları elde ettik ama elde edemediğimiz en önemli parametre faylarda biriken gerilme miktarları. Bunları doğrudan ölçemiyoruz. Dolayısıyla siz bir fay üzerinde, sadece uzunluğuna, derinliğine bakarak bir tahmin yapıyorsanız yanılabilirsiniz.

Bunlara bakarak bir tahmin yapmak çok doğru değil. Gördüğünüz gibi 7.1'den, 7.0'dan, 7.6'ya kadar Marmara'da birçok büyük deprem olmuş ve bunların arasında bazen 250 yıl bazen 45 yıl var. İzmit depremi de bunlardan biridir.

Deprem tahminleri ve deprem haritalarında 1509 depreminin ölçü alınmasının sebebi, sismik çalışmalarda en son 500 yıl'ın depremlerinin ölçü alınmasıdır.

Bir bilim adamının 7.9 şiddetinde bir deprem bekliyorum diyebilmesi için oradaki gerilmeden doğacak deformasyonların da ölçülmesi lazım. Ben bu yorumların çok havada kaldığını düşünüyorum.

CELAL ŞENGÖR VE LE PİŞON'UN İDDİASI NEDEN ÖNEMLİ?

Yiğit Bulut: O dönemde ortaya çıkıp inanılmaz kötü senaryolar ortaya koydular Türkiye ile ilgili. Şimdi benim yabancı bir yatırımcı olduğumu düşünün. Türkiyeye yatırım yapacağım... Türkiye nereye gidiyor? 2001 krizine.. Türkiye 2000 Ocak-2001 şubat arasında 10 milyar dolar cari açık vermiş. Türkiye süratle krize giderken Le pişon başta olmak üzere -yabancı olması benim için soru işaretidir- sürekli İstanbulda inanılmaz bir deprem olacağını, İstanbulun çökeceğini, 150 bin kişinin öleceğini ve Türkiye'de 250 milyar dolara yakın hasar oluşacağını söylüyor. Şimdi yatırımcı olsanız böyle bir ortamda Türkiye'ye para sokar mısınız?

Prof.Dr. Şerif Barış: Kesinlikle sokmazsınız zaten sigorta primlerinin yükselmesinin nedenlerinden biri de bu. Risk varsa prim artar!

Yard.Doç.Dr. Oğuz Gündoğdu: Bizde 7'nin üzerinde bir deprem tahmini yapılıyorsa risk açısından baktığınızda bunun yıkıcı bir deprem olduğunu bileceksiniz bir kere.. Tedbirleri de ona göre alacaksınız.

1509,1766,1894 ve 1912 depremlerini bilimsel anlamda açıklayıp bunları doğrulamadan yapılacak yorumlar yetersizdir. Mesela bazıları 1509 depreminin Marmara'yı kırdığını söylüyor ama öyle bir sonuç yok.
Kırılmamış olan 70 kilometrelik bir hat var ve Marmara'da 7'nin üzerinde bir depreme yol açabilir. Biz vatandaşlarımıza bunu söylüyoruz.

Prof.Dr. Şükrü Ersoy: Bu görüşler kendi içinde tutarlı olabilir ama olaya biraz pratik yaklaşmak gerekiyor. Kayma hızlarını biz uydudan takip edebiliyoruz. Bu hız yılda 2.5 cm gibi batıya doğru bir hareket var. Yani Marmara Denizinde bir gerilim birikmesi için 100 yıl yeterli. 100 yılda 2.5 metrelik bir gerilim biriktirir. Ki 1999 depremindeki kırılmada gördük ki 3-3.5 metrelik bir yanal ötelenme söz konusuydu. Demek ki bu hesaptan yola çıkıldığında 150 yıl gibi bir sürede bunu biriktirebiliyor demektir.

Son iki büyük depreme baktığınızda birisi doğuda 1999 depremleri, diğeri de batıda 1912 depremleridir. Dolayısıyla ortada son 100 yılda kırılmayan bir bölge var ve minimuma alsanız bile 7 büyüklüğünde bir depremin Marmara içerisinde meydana gelebileceği potansiyel olarak görülüyor.