AK Parti Sözcüsü Çelik, Cumhurbaþkaný ve AK Parti Genel Baþkaný Recep Tayyip Erdoðan baþkanlýðýnda AK Parti Konferans Salonu'nda yapýlan Merkez Karar ve Yönetim Kurulu (MKYK) toplantýsýna iliþkin gazetecilere açýklamalarda bulundu.
AK Parti Teþkilattan Sorumlu Genel Baþkan Yardýmcýsý Erkan Kandemir tarafýndan partinin kongre süreciyle ilgili MKYK'ye kapsamlý bir sunum yapýldýðýný aktaran Çelik, "Bu çerçevede MKYK'mizin, Genel Baþkanýmýzýn, Cumhurbaþkanýmýzýn takdirine sunulan þöyle bir takvim söz konusu olacak. Ekim 2024 ile Ocak 2025 arasýnda belde ve ilçe kongrelerinin yapýlmasý, Aralýk 2024 ile Mart 2025 arasýnda il kongrelerinin yapýlmasý, bütün bu takvimin mart ayý sonuna doðru yetiþtirilmesi bekleniyor." ifadelerini kullandý.
Çelik, mart ayý sonundan itibaren ise gençlik kollarý ve kadýn kollarý ile büyük kongreyle ilgili takvimin netleþeceðini belirterek, þunlarý kaydetti:
"21 Eylül 2024 tarihi itibarýyla 2 gün sürecek þekilde delege seçimleri takvimiz söz konusu olacak. Yine 2 gün sürecek þekilde 12 Ekim 2024 tarihinde belde kongreleri söz konusu olacak. Ýlçe kongrelerimiz yine ayný tarihte, 12 Ekim 2024 tarihinde. Tabii bu uzun sürecek, 93 gün kadar sürmesi söz konusu olacak. Daha sonra 28 Aralýk 2024 tarihinde il kongrelerimizi baþlatacaðýz ve bunun da 79 gün kadar sürmesi bekleniyor. Bunlarýn hepsinin mart sonuna kadar yetiþmesi ve ondan sonrasýnda da büyük kongrenin gerçekleþmesi söz konusu olacak. Bir ilçede ana kademeyle ilgili ilçe kongresini yaptýðýmýzda hemen arkasýndan gençlik kollarý ve kadýn kollarýyla ilgili de kongreyi yapacaðýz. Dolayýsýyla o haftalar içinde, o ay içerisinde siyasi gündemimizi o ilçemizde tamamlamýþ olacaðýz. Belde için ayný þekilde, il için ayný þekilde olacak. Bütün bunlarý mart sonuna doðru yetiþtirmeyi planlýyoruz."
Çelik, bütün bu sürecin Cumhurbaþkaný Erdoðan'ýn takdirlerine maruz olduðunu ifade ederek, "Kendilerinin katýlmak istediði iller söz konusu olabilecektir. O sebeple takvimde bazý ileriye doðru sarkmalar söz konusu olabilir. Ama þimdiki planlama mart sonuna doðru bütün bu sürecin tamamlanmasý ve büyük kongre takviminin de ona göre belirlenmesi." dedi.
Meselenin sadece mekanik bir kongre süreci olarak deðerlendirilemeyeceðini, yeni dönemin, yeni ihtiyaçlarýn siyasi ritmine göre neler yapýlmasý gerektiðinin de bu sürecin içinde olduðunu dile getiren Çelik, Teþkilat Baþkanlýðý'nýn önemli çalýþmalarýnýn bulunduðunu, yeni dönemde klasik teþkilat yöntemlerinin yaný sýra yeni teþkilat yöntemlerinin de çalýþýldýðýný söyledi.
Orta Vadeli Program'ýn 5 Eylül'de açýklanacaðýný belirten Çelik, Cumhurbaþkaný Erdoðan'ýn desteðiyle programýn güçlü bir þekilde ilerlediðinin ve hedeflere ulaþmaya baþladýðýnýn görüldüðünü kaydetti.
Ekonomi yönetimine yönelik "istifa ve tartýþma" haberlerinin gerçeði yansýtmadýðýnýn altýný çizen Çelik, bunlarýn bir kýsmýnýn iç, bir kýsmýnýn dýþ kaynaklý olduðunu, spekülasyon amacý taþýdýðýný söyledi.
Çelik, elde edilen pozitif sonuçlardan rahatsýz olanlarýn bunlarý sabote etmek için bir propaganda faaliyeti içinde olduðuna dikkati çekerek, bu kara propaganda merkezlerinin faaliyet biçimlerini ve bunlarla mücadeleyi çok yakýndan bildiklerini vurguladý.
MKYK'de yeni dönemdeki Meclis çalýþmalarýyla siyasi faaliyetlerin de kapsamlý bir þekilde ele alýndýðýný aktaran Çelik, eylül ayý içerisinde genel baþkan yardýmcýlarý, MYK ve MKYK üyeleri ile milletvekillerinin illerde vatandaþlarla buluþacaðýný ifade etti.
Diyarbakýr Anneleri'nin eyleminin 6'ncý yýlýna girdiðini anýmsatan Çelik, AK Parti Genel Merkezi'nden, evlatlarýný terörden kurtarmak isteyen annelere sevgilerini yolladý.
Kürt çocuklarýný terörün emrinde, emperyalist projelerin lejyonerleri yapmaya çalýþanlara inat Türkiye'de Türk, Kürt herkesin birinci sýnýf vatandaþ olduðu bilinciyle bu çocuklarýn yetiþmiþ eleman olarak Türkiye'nin geleceðinde rol almasýný arzuladýklarýný dile getiren Çelik, evlatlarý için mücadele edenlerin son derece kýymetli bir iþ yaptýðýný vurguladý.
Bazý insan haklarý örgütlerinden ve Batýlý medya organlarýndan bu mücadeleye destek verilmemesinin dikkatle deðerlendirilmesi gereken bir husus olduðunu belirten Çelik, buradaki çifte standardýn herkesin dikkatini çektiðini söyledi.
Çelik, bunun "Demokrasiden yanayým, insan haklarýn savunuyorum" diyenlerin önünde somut bir sýnav olduðuna iþaret ederek, "Diyarbakýr Anneleri'nin bu eylemine destek vermiyorsanýz, söylediðiniz demokratik söylemler de bunun ötesindeki diðer konular da insan haklarýyla ilgili hassasiyet de havada kalmaya mahkumdur." diye konuþtu.
Aðustos ayýnda Malazgirt Zaferi'nin 953'üncü, 30 Aðustos Zaferi'nin ise 102'nci yýl dönümünün kutlandýðýný anýmsatan Çelik, bu zaferler ayýnda ayrýca AK Parti'nin kuruluþ yýl dönümünün de olduðunu hatýrlattý.
Çelik, Cumhurbaþkaný Erdoðan'ýn takdirleriyle Kabine Toplantýsý'nýn Ahlat'ta gerçekleþtirilmesinin tarihi bir mesaj olduðunu belirterek, þunlarý kaydetti:
"Maalesef Türkiye'yi birtakým kimlikçi tartýþmalarýn içinde boðmak isteyen, geçmiþimizle bugünümüzü kavga ettirmek isteyen, geçmiþte sahip olduðumuz siyasi birikim ve devletimizle göz bebeðimiz Türkiye Cumhuriyeti'ni birbirinin zýddýymýþ gibi kurgulamaya çalýþan, tarihteki sürekliliðimizi, siyasal hafýzamýzý bir yaralý bilinç haline getirmeye çalýþanlarýn böyle yine 30 Aðustos ile Malazgirt'i birbirine zýt kutlamalar gibi algýlamaya ve konumlandýrmaya çalýþtýklarýný gördük. Bu son derece yanlýþ bir þeydir. Biz, bu þekilde milletimizin hafýzasýnda, gelecek nesillerde yaralý, bölünmüþ bilinç yaratmaya çalýþan her türlü tavrýn karþýsýndayýz. Bugün uzun bir devlet geleneðine, uzun bir tarihe sahibiz. Ve bu tarihin içinden süzülerek gelmiþ gözbebeðimiz Türkiye Cumhuriyetimizle geleceðe yürüyoruz."
Her zaman iç cepheyi saðlam tutmak gerektiðini anlatan Çelik, siyasi rekabetin hiçbir zaman siyasi husumete dönüþmemesi gerektiðini söyledi.
Çelik, siyasi partilerin birbirleriyle rakip olduðunu ancak hasým olmadýðýný bildirerek, bugünün dünyasýnda Rusya-Ukrayna savaþý, Gazze'deki soykýrým, bölgede Lübnan'dan, Suriye'den, Ýran'a kadar olan geniþ bir coðrafyayý istikrarsýzlaþtýrmaya çalýþan Netanyahu hükümetinin saldýrganlýðý söz konusuyken bunun daha da önemli olduðunu ifade etti.
Ýç cepheye dönük saldýrýlarýn baþýnda nefret söylemlerinin yaygýnlaþtýrýlmasý ve nefret siyasetinin üretilmesinin geldiðine iþaret eden Çelik, bazýlarýnýn vatandaþlarýn siyasi partilere olan mensubiyetini rekabetten çýkarýp husumete dönüþtürmeye çalýþtýklarýný dile getirdi.
Çelik, bunun karþýsýnda olup buna karþý hassasiyet üretmeye çalýþacaklarýný belirterek, "Her zaman söylediðimiz þey þudur, adlarýmýz, meþreplerimiz, mezheplerimiz, aidiyetlerimiz, isimlerimiz farklý olabilir. Ama hepimizin soyadý, Türkiye Cumhuriyeti'dir. Herkes Türkiye Cumhuriyeti'nde birinci sýnýf vatandaþtýr. Türkiye'nin iç bünyesinde hastalýk, bölünme, herhangi bir þekilde virüs üretmeye çalýþanlara karþý bu hassasiyetimizi en yüksek þekilde tutacaðýz." diye konuþtu.
"Atatürkçülük yapýyorum" diyerek bir kýsým vatandaþlarýn deðerlerine saldýranlarýn, hem Atatürk'e hem de Cumhuriyetin deðerlerine saygýsýzlýk yaptýklarýný kaydeden Çelik, þöyle devam etti:
"Burada yaratýlmaya çalýþýlan bölünmenin ya da oluþturulmaya çalýþýlan fay hattýnýn Türkiye'nin geleceðinde yeri yoktur. Türkiye'nin bugününde de yeri yoktur. Ýlk Cumhurbaþkanýmýz, devletimizin kurucusu, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ten þimdiki Cumhurbaþkanýmýz Recep Tayyip Erdoðan'a kadar yürünen bu süreçte ülkemizin büyümesi, kalkýnmasý, meydan okumalar içerisinde yoluna doðru istikamette devam etmesi için büyük mücadeleler verilmiþtir ve bu mücadele bu þekilde devam edecektir. Dolayýsýyla herhangi bir þekilde Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e saygýsýzlýk ya da oraya dönük çirkin bir dil kullanma anlamýndaki bütün tavýrlara karþý olduðumuzu ifade etmek isterim. Ayný þekilde þimdiki Cumhurbaþkanýmýz, devletimizin baþý, Cumhurbaþkanýmýz Recep Tayyip Erdoðan'a dönük olarak da bu þekildeki tavýrlarýn hepsi mahkum edilmesi gereken tavýrlardýr."
Siyasi partilerin yöneticileri arasýndaki rekabetin bazen sertleþebileceðini ancak hiç kimsenin herhangi bir siyasi partiye oy verenlere hakaret etme hakkýnýn olmadýðýný vurgulayan Çelik, vatandaþlarýn kullandýðý demokratik iradenin, milli iradenin omurgasýný oluþturduðunu ve demokrasinin esasý olduðunu bildirdi.
Siyasi partilerin tabanlarýndaki vatandaþlara dönük saldýrýlarýn hepsine karþý olduklarýný kaydeden Çelik, "Son zamanlarda böyle bir iklim yaratýlmaya çalýþýlarak gerek AK Parti ve Cumhur Ýttifaký tabanýna gerekse muhalefet partilerinin tabanýna dönük olarak nereden gelirse gelsin, bu saldýrýlarýn karþýsýnda olduðumuzu, hangi partiye oy vermiþ olurlarsa olsunlar vatandaþlarýmýzýn iradesine yüksek bir saygýyla ve hürmetle yaklaþtýðýmýzý ifade etmek isterim." dedi.
Bu nefret söylemlerinin ve siyasetinin topluma yansýmalarýnýn da olduðuna iþaret eden Çelik, demokratik siyaset temelinde bütün bu yaklaþýmlara karþý olduklarýný ve bunlarla sonuna kadar en net þekilde mücadele edeceklerini söyledi.
Çelik, bu noktada siyasi partilere de görev düþtüðünü belirterek, þöyle devam etti:
"Bir siyasi partinin tabanýna, Cumhurbaþkanlýðý makamýna hakaret etmiþ bir kiþinin, Cumhuriyet Halk Partisi Genel Baþkaný tarafýndan çok matah bir iþ yapmýþ gibi protokolde aðýrlanmasý, taltif edilmesi, takdir edilmesi ve alkýþlanmasý, hakaretin alkýþlanmasýdýr, saygýsýzlýðýn taltif edilmesidir, çirkin dilin takdir edilmesidir. Ýþte bir siyasi partiye yakýþmayan þey budur. Ayrýca bu kapýyý açan kiþiler, aslýnda kendi siyasi parti tabanlarýna hadsizce saldýranlarýn da dolaylý yoldan himayesini gerçekleþtirmiþ olurlar. Halbuki bunlarýn hangi siyasi partinin tabanýna saldýrýrsa saldýrsýn topyekun reddedilmesi, mahkum edilmesi gerekir. Bu çerçeveden yaklaþýlmasý gerekir. Doðrusunu söylemek gerekirse bu þekilde hakaretlerde bulunan bir kiþinin, CHP Genel Baþkaný tarafýndan himaye edilmesi, bir partinin, siyasi parti yöneticilerinin bunun hamisi olarak konumlandýrýlmasý, son derece yanlýþ bir durum olmuþtur.
Yine geçmiþte CHP Genel Baþkan Yardýmcýlýðý yapmýþ ve þimdi de milletvekilliði yapan birisinin, Cumhurbaþkanýmýza karþý kullandýðý çirkin dil karþýsýnda buna verilecek tepki aslýnda Cumhuriyet Halk Partisi içerisindeki disiplin mekanizmasýnýn iþletilmesi olur. Birileri çýkmýþ, 'Ýþte biz sözlüðe baktýk. Kelime þu manaya geliyormuþ' gibisinden... Bu iþler sözlükle halledilecek iþler deðil. Dil, yaþayan ve canlý bir ifadedir. Ne için o kelimenin seçildiði, bununla ne yapýlmak istendiði net bir þekilde görülmüþtür. Bu mesele, 'Siz þunu yaptýnýz, biz bunu yaptýk' meselesi deðildir. Bu mesele, ilkeler meselesidir. Ama görülüyor ki Cumhuriyet Halk Partisi içindeki hizipler kavgasý, birtakým rekabetler, bu çerçevede örtbas edilmeye çalýþýlmaktadýr."
Geçtiðimiz günlerde Duhoklu Kürt iþ insaný Hakim Lokman'ýn Ýstanbul'da öldürülmesiyle ilgili muhalefetten bir baþka siyasi parti temsilcisinin provokatif açýklamalarda bulunduðunu belirten Çelik, þu ifadeleri kullandý:
"Duhoklu bir iþ adamý, bir mekanda bir asayiþ olayý sebebiyle maalesef hayatýný kaybetti. Bu siyasi parti tuttu, bunu 'Kürtçe konuþtuðu için öldürüldü' diyerek çok provokatif bir yere konumlandýrmaya çalýþtý. Yani sýrf Kürtçe konuþtuðu için bir insanýn katledildiðini söylemeye getirdi. Þimdi bakýn, bu bir asayiþ olayý. Mekanda insanlar arasýnda bir kavga çýkmýþ ve maalesef bu þekilde bir can kaybýyla sonuçlanmýþ. Hiçbir þekilde kabul edilemeyecek bir þey. Ama bir asayiþ olayýný, bir siyasi olaymýþ gibi ya da konuþtuðu dil yüzünden katledilmiþ gibi bir konuma sokmak da son derece provokatif bir yaklaþýmdýr. Bunu yapanlar hayatýný kaybeden Duhoklu kiþinin hakkýný korumuþ olmuyorlar. Tam tersine provokatif bir nefret siyasetine destek vermiþ oluyorlar. Herhangi bir vatandaþýmýzýn ya da misafirimizin konuþtuðu dilden dolayý hedef alýnmasý gibi bir þey söz konusu olursa bunun karþýsýnda yer alýrýz. Bu konudaki yasaklarý kaldýran, bu konuda TRT'de bir kanal açýlmasýna vesile olan, vatandaþlarýmýzýn hangi aidiyetleri ve kimlikleri olursa olsun, o kimliklerin geliþmesi için temel eserlerin basýlmasýna vesile olan biziz. Herhangi bir þekilde bu tip yaklaþýmlara hiçbir þekilde müsaade etmeyiz."
Ýsrail'in, Gazze'deki soykýrýma devam etmesi ve bunu Batý Þeria'ya taþýrmaya çalýþmasýnýn, Batý Þeria'dan Lübnan'a, Lübnan'dan Suriye'ye, Ýran'da olan gerilime kadar geniþ bir coðrafyayý egemenliði altýna almaya çalýþmasý olduðunu dile getiren Çelik, "Hiçbir savaþ hukuku, hiçbir uluslararasý hukuka dair umde gözetilmeden yapýlan bu faaliyet açýk bir soykýrýmdýr ve dünya buna sessiz kaldýkça da bu soykýrýmýn ortaðý olmaya devam etmektedirler." dedi.
Uluslararasý sistemin ve hukukun, Ýsrail söz konusu olduðunda iþletilmediðini belirten Çelik, "Yarýn bir gün uluslararasý kurumlarýn ve uluslararasý mekanizmalarýn katýlýmcýsý düþmeye baþlarsa, bunlar baþkalarý tarafýndan da artýk dikkate alýnmamaya baþlarsa, bugün bu kararlarý alanlar, bu sessizliðe gömülenler ya da Ýsrail'in Netanyahu hükümetinin bu katliamlarýna örtülü destek verenler bunun sorumlusu olacaklar." diye konuþtu.
Sadece Müslümanlara ve camilere dönük deðil, kiliselere dönük olarak da saldýrýlar yapýldýðýný belirten Çelik, þöyle devam etti:
"Burada yapýlmaya çalýþýlan þey, bir ýrkçýlýk ve soykýrýmcýlýk üzerinden ne Müslümanlara ne Hristiyanlara nefes aldýrmayan siyonist bir iþgal faaliyetinin oradan baþlayarak bütün bölgeye yaygýnlaþtýrýlmasýdýr. Burada durduruldu durduruldu, burada durdurulmazsa herkes bu bölge savaþýnýn sorumluluðunu paylaþmak durumunda kalýr. Bizim bununla mücadelemiz devam edecek. Cumhurbaþkanýmýzýn önümüzdeki dönemde New York'ta Birleþmiþ Milletler Zirvesi'nde ve diðer platformlarda güçlü mesajlarý ve temaslarý bu þekilde gerçekleþecek."
Gazetecilerin sorularýný da yanýtlayan Çelik, CHP Genel Baþkaný Özgür Özel'in 2026 baharýnda ya da gelecek yýl kasýmda erken seçim ve Cumhurbaþkaný Erdoðan'ýn tekrar aday olabilmesi için yaptýðý çaðrýya iliþkin, bir yarýþma olsa bu sözlerin "2024 yýlýnýn en kötü esprisi" olarak birinci seçileceðini söyledi. Çelik, "Cumhurbaþkanýmýzý herhangi bir seçimde yenebileceðini düþünmesi Özgür Özel'in, hiçbir þekilde bir siyasi deðerlendirme olarak ele alýnamaz. Bu kendileri açýsýndan kötü bir espri olmaktan öteye geçmez." dedi.
Özel'in, "Biz seçim falan istemiyoruz önce belediyelerde hizmet edeceðiz." þeklindeki sözlerini anýmsatan Çelik, belediyelerde ortaya koyulan bir hizmet olmadýðýný söyledi.
Aksine CHP'nin, belediyelerde sürekli olarak hizmetlerin aksamasý, sel felaketleri ve diðer konulardaki çaresizlikle ve daha çok da akraba atamalarýyla gündeme geldiðini ifade eden Çelik, "Bütün bu tartýþmanýn erken seçim tartýþmasýyla örtbas edildiðini deðerlendiriyoruz. Ýkinci bir konu da, CHP ile ilgili olarak gündeme gelen konu þu, CHP'deki aktörler arasýnda kimin liderlik yarýþýnda öne geçtiði, kimin niyetinin ne olduðu, kimin kimi ziyaret ettiði. Eskiden bu seçimden önce altýlý masa çerçevesinde bu ziyaret trafiði sürekli olarak konuþuluyordu, þimdi CHP'deki siyaset trafiði altýlý masanýn bir küçük prototipi haline dönüþtü." deðerlendirmesini yaptý.
Bu çerçevede erken seçim tartýþmasýnýn gündeme getirildiðini ifade eden Çelik, "Herhangi bir þekilde erken seçim yok. Önümüzdeki 3,5 yýl milletimize hizmet noktasýnda etrafýmýzdaki istikrarsýzlýklarý çok dikkatli takip ederek, Türkiye'nin istikrarlý ilerleyiþini koruyarak, etrafýmýzdaki güvenlik problemlerine karþý müteyakkýz bir þekilde davranarak,Türkiye'nin güvenli bir ülke olma vasfýný koruyarak ve yine hizmet siyasetinde, eser siyasetinde daha ileri adýmlar atarak yolumuza devam edeceðiz. Bizim için bu 3,5 yýl, Türkiye Yüzyýlý çerçevesinde atacaðýmýz adýmlar için son derece kritiktir, o þekilde deðerlendirmek lazým. Ben þöyle bir öneride bulunabilirim, þu anda sadece erken seçimle ilgili konuþulacak konu, tüzük kurultayý söz konusu olduðunda CHP'nin içinde bir erken seçim var, onun o þekilde deðerlendirilmesi lazým." diye konuþtu.
Ömer Çelik, Kara Harp Okulunun mezuniyet töreninde bir grup yeni mezun teðmenin kýlýçlarýný çekerek and içtiði görüntülere iliþin AK Parti'nin görüþlerinin sorulmasý üzerine, ülkenin tarihinde ve dünya tarihinde ilk defa kara, hava ve deniz kuvvetlerinde 3 kýz öðrencinin birinci olduðuna dikkati çekerek, "Biz, 'Türkiye Yüzyýlý kadýnlarýn da yüzyýl olacak', 'Türkiye Yüzyýlý bir bakýma da kadýnlarýn yüzyýlý' diyorduk. Bu mottomuzun altýný dolduran yaklaþýmlardan, sonuçlardan bir tanesi oldu." dedi.
"Türk Silahlý Kuvvetleri göz bebeðimizdir." diyen Çelik, Türk Silahlý Kuvvetlerinin her zaman için vatan görevini yüksek bir þuurla ve disiplin anlayýþýyla yapmasýnýn esas olduðunu dile getirdi.
Geçmiþte ordunun üzerinden, askeri vesayet üretilmesinin birtakým yabancý projeler çerçevesinde en çok Türk Silahlý Kuvvetlerine zarar verdiðine iþaret eden Çelik, gençlerin mezuniyet sevincini vatandaþlarýn paylaþmasý ve takdir etmesinin önemli olduðunu vurguladý.
Çelik, bu görüntüler neticesinde birilerinin yaptýðý açýklamalara bakarak, geçmiþte yaþanmýþ birtakým kötü tecrübelerin anýmsatýlmasý, demokratik hafýzada iz ve yara býrakmýþ birtakým olaylarýn gündeme gelmesi konusunda da demokratik hakkýný kullanan vatandaþlarýn eleþtirinin de takdirle ve saygýyla karþýlanmasý gerektiðini söyledi.
Burada, "kötü niyetli bir konu" olduðuna dikkati çeken Çelik, sözlerini þöyle sürdürdü:
"Birtakým siyasetçi, aydýn, emekli asker bu görüntülerden iþte 'Cumhurbaþkaný Erdoðan'a bir mesaj verildi' ve 'Bu görüntülerden iþte hükümete karþý bir mesaj verildi'. Ýþte 'Hükümet Türkiye'yi þöyle þöyle kapatmaya çalýþýyordu, AK Parti'ye buna karþý bir direniþ kýlýcý çekildi' gibisinden üslupla konuþmalarý, asýl bunlarýn yaptýðý þey iþte o eski vesayet anlayýþýnýn diriltilmeye çalýþýlmasý meselesidir. Bir de bunlara cevap vereyim derken, milletin imkanlarýyla göz bebeði gibi baktýðý Türk Silahlý Kuvvetlerinin geleceði için yetiþtirilmiþ bu teðmenlere hakaret edilmesi de kabul edilemez. Bunlar milletin evlatlarýdýr."
Çelik, geçmiþteki askeri vesayet sorunlarýný anýmsatarak, bunlarýn orduyu yýprattýðýný anlattý.
Herhangi bir þekilde silahlý kuvvetlerin içerisine vesayet sokulmasý konusundaki hassasiyetlerinin son derece yüksek olduðunu vurgulayan Çelik, "Burada da þu kavramýn altýný sýk sýk çizdik, hukuk dýþý vatanseverlik olmaz. Vatanseverlik hukukun içinde kalarak olur." ifadelerini kullandý.
Geçmiþte hükümete muhtýra verildiðini de anýmsatan Çelik, "Bütün bunlarý yaþamýþ olarak, tecrübemiz ortadadýr. Burada dikkatimiz yüksektir. Demokratik denetleme mekanizmalarý en güçlü þekilde çalýþtýrýlmaktadýr. Herhangi bir vesayete, herhangi bir yanlýþ uygulamaya herhangi bir þekilde müsaade edilmez." dedi.
Çelik, yemin töreni üzerinden birtakým haddini aþan kiþilerin, "hükümete kýlýç çekti" dediklerinde, onlarýn kafasýndakinin eski Türkiye'yi, eski Türkiye'deki vesayet unsurlarýný tekrar diriltmek olduðunu, vatanseverlik olmadýðýný, milletin seçtiði hükümete kýlýç çekmek ya da namlu doðrultmayý marifet zannettiklerini net bir þekilde gördüklerini aktardý.
Birinci olan teðmenlerin, Türkiye'nin güvenliði için gerekeni yapacaklarýný vurguladýðý konuþmalarýna dikkati çeken Çelik, þunlarý kaydetti:
"Bu yemin namus ve þeref üzerine yapýldý. Silahlý kuvvetlerin yeni mezunlarý ülkenin geleceði içindir ve burada etrafýmýzdaki coðrafyadaki istikrarsýzlýk söz konusu olduðunda göz bebeðimiz silahlý kuvvetlerin asýl iþine, ülke güvenliðiyle ilgili iþine odaklanmasý konusundaki hassasiyetimiz yüksektir. Her þey incelenir, deðerlendirilir, bir disiplinsizlik varsa bu disiplinsizliðe ya da bakýlýr ama burada dýþarýdan söz söyleyerek, hem bu görüntü üzerinden bir vesayet hortlatmaya çalýþan birtakým emekli askerlerin, siyasetçilerin, birtakým yazarlarýn tutumu da yanlýþtýr. Bu genç arkadaþlarýmýza dönük birtakým hakareten söylemler de kullanýlmasý yanlýþtýr. Yanlýþ, gereken mekanizmalar içerisinde tespit edilecek þekilde bir tecrübe vardýr, yanlýþ yapýlýrsa bunun gereði yapýlýr."
Çelik, esas vatanseverliðin "anayasal düzene sadakat", esas askerlik görevinin "anayasal düzene sadakat içerisinde bu yolda millete hizmet etmek" olduðunu belirterek, sözlerini þöyle sürdürdü:
"Bir de þöyle bir þey yapýlýyor, birtakým çevreler tarafýndan. Silahlý kuvvetlerin, ebedi baþkomutaný Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e saygý gösterdiði zaman 'bu Cumhurbaþkaný Erdoðan'a ya da hükümete mesajdýr' gibisinden maalesef son derece saðlýksýz ve çarpýk bir zihniyetle bu konularý ele alanlar var. O zaman silahlý kuvvetlerin ebedi baþkomutaný Atatürk'e gösterilen saygýyý, silahlý kuvvetlerin þimdiki komutaný devletimizin baþý Cumhurbaþkanýmýz Recep Tayyip Erdoðan'a dönük bir þey olarak konumlandýrmaya çalýþmak da son derece saðlýksýzdýr. Bunu yapan varsa bunun da gereði yapýlýr. Ama Cumhurbaþkanýmýz bugün devletin baþý olarak ve Cumhurbaþkanýmýz olarak ayný zamanda ordularýmýzýn baþkomutanýdýr. Bu devlet bilinciyle, siyaset bilinciyle, demokratik bilinçle bu anayasal düzen bilinciyle hareket etmek gerekir. Bu çocuklarýn sevincine iyi niyetle katýlan vatandaþlarýmýzýn bu sevince katýlmalarý da çok saygýdeðerdir."
"Birtakým eski Türkiye'deki hareketlilikler mi oluyor?" diyerek demokratik uyarýda bulunan, meþru hükümete dönük birtakým hassasiyetleri hatýrlatan vatandaþlarýn bu yaptýklarýnýn da saygýdeðer olduðunu aktaran Çelik, silahlý kuvvetlerin genç mensuplarý üzerinden bir vesayet üretmeye çalýþanlarýn yaptýklarýnýn kabul edilebilir olmadýðýný kaydetti.
Çelik, milli iradeyi koruma, her türlü vesayete karþý durma konusunda ilk günkü kararlýlýklarýndan daha fazla kararlý olduklarýný vurguladý.
"Türkiye'nin BRICS'e resmi üyelik baþvurusunda bulunduðu iddiasý var. Bu iddia doðru mu?" sorusuna Çelik, "BRICS'e üye olmak istediðimizi zaten Sayýn Cumhurbaþkaný'mýz çeþitli defalarda ifade etti. Bu konudaki talebimiz açýktýr, bu süreç iþlemektedir. Ama bununla ilgili somut bir geliþme yoktur. BRICS'e üyelikle ilgili somut bir geliþme olursa biz onu sizle paylaþýrýz. Ama Türkiye'nin BRICS dahil bütün bu önemli platformlarda yer almak istediðini Sayýn Cumhurbaþkaný'mýz net bir þekilde ifade etmiþtir." yanýtýný verdi.
Çelik, "CHP Ýstanbul Milletvekili Namýk Tan geçen haftalarda 'Mavi Vatan yalaný' diye bir ifade kullandý. Dün yine 8 maddelik sosyal medya paylaþýmý yaptý. AK Parti'ye yönelik çeþitli iddialarda bulundu. Deðerlendirmeniz nedir?" þeklindeki soru üzerine þunlarý söyledi:
"Namýk Tan Bey'in açýklamasý, aslýnda tartýþmayý biz orada bitirmiþtik. Fakat Namýk Bey bu tartýþmayý anladýðým kadarýyla devam ettirmek istiyor. Fakat burada anlaþýlmasý gereken þey þu; bu açýklamasýndaki ifadeler, bize dönük bir yalanlamayý içermiyor. Orada iki kiþiyi yalanlamýþ Sayýn Namýk Tan. Birincisi, CHP Genel Baþkan Yardýmcýsý Sayýn Yanký Baðcýoðlu'nu yalanlamýþ. Ýkincisi de CHP Sözcüsü arkadaþýmýz Sayýn Deniz Yücel'i yalanlamýþ. Niçin? Namýk Tan, Meclis'te bu konuþmayý yaptýðý zaman orada açýk bir þekilde Mavi Vatan'a 'masal' dediði zaman buna ilk tepki CHP Genel Baþkan Yardýmcýsý Sayýn Baðcýoðlu'ndan, Yanký Bey'den geldi. Yanký Bey'in orada Sayýn Namýk Tan'ýn açýklamalarýna cevap verirkenki argümanlarýnýn çoðu doðruydu. Mavi Vatan meselesini doðru bir þekilde ele almýþtý ve son derece de saðlam argümanlar sunmuþtu. Dolayýsýyla bir CHP Genel Baþkan Yardýmcýsý, o CHP milletvekilini yalanlamýþtý."
CHP Sözcüsü Deniz Yücel baþkanlýðýnda basýn toplantýsý yapýldýðýný, Mavi Vatan meselesinde Tan'ýn söylediklerinin CHP tarafýndan reddedildiðini ve konunun kapandýðýný ifade eden Çelik, Tan'ýn yine Mavi Vatan'a "masal" demeye devam ettiðini söyledi.
Çelik, "Kendisinin bir büyükelçi olarak çok iyi bilmesi gerekir ki Türkiye'nin NATO konusundaki mükellefiyetleri, Doðu Akdeniz'deki geçiþ eðitimleri ve benzeri hususlar söz konusu olduðunda Türk Silahlý Kuvvetleri zaten buna katýlmakta ve bu faaliyetler içinde Türk bayraðýný göstermektedir. Ama onlarýn bahsettiði gibi Ýsrail'i korumak üzere gönderilmiþ gemilerle ve Ýsrail'i korumak üzere yapýlmýþ bir tatbikata Türk Silahlý Kuvvetlerinin deniz kuvvetleri unsurlarý katýldý demek, bu yalandýr. Zaten rutin faaliyetler, yani NATO ile ilgili rutin faaliyetler ya da geçiþ eðitimleriyle ilgili rutin faaliyetler zaten yürümektedir." dedi.
Ömer Çelik, Tan'ýn yaptýðý açýklamayla Yunanistan'ýn Mavi Vatan konusundaki karþý tezlerini kendi tezleri olarak dillendirdiðini, bunun çok vahim bir durum olduðunu ifade etti.
Tan'ýn, ifadelerinde sýnýr ötesi harekatlara da karþý çýktýðýný, maceracýlýk olarak nitelendirdiðini dile getiren Çelik, "Eðer o sýnýr ötesi harekatlar olmasa ne olurdu? Türkiye'nin sýnýrlarýnýn dibinde DEAÞ'tan PYD'sine kadar terör devletçikleri kurulurdu. Fýrat Kalkaný'ndan Zeytin Dalý'na kadar bütün bunlar oradaki terör devletçikleri kurma faaliyetini darmadaðýn etmiþtir ve son derece meþru harekatlardýr. Biz bu harekatlarýn hepsini Birleþmiþ Milletler çerçevesinde, Birleþmiþ Milletler Þartý'nýn 51. maddesinin, uluslararasý hukukun bize verdiði yetkiyle yapýyoruz. Dolayýsýyla buradaki yanlýþ þu, bu bildiride bizim isimlerimizin geçmesi yanlýþ. CHP Milletvekili Namýk Tan, CHP Genel Baþkan Yardýmcýsý Yanký Baðcýoðlu'nu ve CHP Sözcüsü Deniz Yücel'i yalanlamýþ." diye konuþtu.
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, Þanlýurfa Büyükþehir Belediye Baþkaný Mehmet Kasým Gülpýnar'ýn Yeniden Refah Partisinden istifasý ve Yeniden Refah Partisi Genel Baþkaný Fatih Erbakan'ýn bu konuyla ilgili açýklamalarýna iliþkin deðerlendirmesinin sorulmasý üzerine, siyasi partilerin iddia için kurulduðunu belirterek þunlarý ifade etti:
"Fakat Sayýn Erbakan'ýn açýklamalarý, sadece partinin, AK Parti karþýtlýðý üzerine kurulduðu gibi bir izlenim yaratmaya baþladý. Sadece bir siyasi partiye karþýtlýk üzerinden siyasi faaliyet yürütülmez. Adeta AK Parti'ye kaybettirmek, CHP'ye kazandýrmak gibi sanki bilmediðimiz bir parti programlarý ya da tüzükleri varmýþ gibi davranýyorlar. Geçmiþte söylenen sözleri açmak istiyorlarsa þöyle bir þey yapabilirler; son yerel seçimlerde AK Parti'de siyaset yapmýþ pek çok arkadaþýmýzý aday yaptýlar. Bu arkadaþlarýn geçmiþte kendileriyle ilgili neler söylediðine bir baksýnlar. Onlarý nasýl deðerlendirdiklerini kamuoyuyla paylaþsýnlar."
Gülpýnar ile ilgili Çelik, "Beraber uzun yýllar siyaset yaptýðýmýz, gerçekten de siyaset yaptýðýmýz yýllarda kendisiyle iyi bir dostluðumuzun, arkadaþlýðýmýzýn olduðu, çok saygýdeðer anýlarýmýzýn olduðu, beraber yol yürüdüðümüz nezih bir arkadaþýmýz. Bugün kendi takdirini bu þekilde kullanmýþ. Partimizle ilgili bir husus olursa onu o zaman deðerlendiririz." dedi.
Cumhurbaþkaný Recep Tayyip Erdoðan ile Suriye Devlet Baþkaný Beþþar Esed arasýnda yapýlmasý beklenen görüþmeye iliþkin soruya karþýlýk Çelik, þunlarý kaydetti:
"Ýstihbarat teþkilatlarý düzeyindeki çalýþma devam ediyor, bakanlarýn görüþeceði düzeyde bir olgunlaþma noktasýna henüz gelmedik. Bizim þartlarýmýz, onlarýn þartlarý karþýlýklý olarak net bir þekilde ortaya konuldu. Bu da masada tartýþýlacak. Onlar net bir pozisyon belirlediler, biz de net bir pozisyon belirledik. Masada bunlarý görüþeceðiz. Liderler görüþmesi takvimi biraz bu olgunlaþmaya baðlý olarak gerçekleþecek."