Bakan Güler, Suriye'deki gelişmeler ve yeni hükümete ilişkin "Esed'i deviren yeni yönetim; ilk açıklamasında tüm hükümet kurumlarına, Birleşmiş Milletler ve diğer uluslararası kuruluşlara saygı göstereceğini açıkladı. Ayrıca, kimyasal silah tespit etmeleri hâlinde elde edecekleri bilgileri şeffaf şekilde Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütüne bildireceklerini özellikle ifade ettiler. Yeni yönetimin yapacaklarını görmek ve onlara bir şans vermek gerektiğini düşünüyoruz" ifadelerini kullandı.
Suriye'deki yeni yönetimle askeri işbirliği olur mu? sorusuna ise Güler, "Hâlihazırda birçok ülke ile Askerî Eğitim ve İş Birliği Anlaşmamız bulunuyor. Yeni yönetimin talep etmesi durumunda gerekli desteği sağlamaya hazırız" yanıtını verdi.
SURİYE'DE YENİ DÖNEM VE TERÖR ÖRGÜTÜ PKK/YPG'NİN DURUMU
"ABD'nin Suriye'de bugüne kadar belli bir tutumu vardı ancak ortam değişti" diyen Bakan Güler, "Artık herkes istese de istemese de ortaya çıkan gerçekliği kabullenmek zorunda. Nitekim, PKK/YPG'nin ana gelir kaynaklarından biri olan ve petrolün ana bölgesi Deyrizor muhaliflerin kontrolüne geçti. Şu anda PKK/YPG terör örgütü bu gelir kaynağından mahrum kaldı. Zaten TUSAŞ saldırısı sonrası düzenlenen operasyonlarla Suriye'nin kuzeyindeki teröristlere kaynak sağlayan tesisler vurulmuştu. Örgüt şu anda parasal konuda çok ciddi sıkıntıya girdi. Ayrıca Esad'ı deviren yeni yönetimin vermiş olduğu mesajlara dikkat edersek ülkede kapsayıcı rol oynayacaklarını açık açık ifade ettiler" dedi.
Suriye'deki terör örgütünün elebaşı Ferhat Abdi Şahin'in "Biz yeni yönetimle anlaşıyoruz. Suriye'de bulunduğumuz alanlarda yeni Suriye bayrağından başka bayrak dalgalandırılmayacak" sözlerine ilişkin ise Güler, "Bu mesaj, terör örgütünün yeni dönemde kendini kurtarmaya yönelik bir arayış içerisinde olduğunu gösteriyor" açıklamasında bulundu.
Güler ayrıca, "PKK/YPG terör örgütünün artık tek başına hareket etmesine ve kendisine alan açmasına ne Suriye halkının, ne yeni yönetimin ne de bizim müsaade etmemiz söz konusu değildir. Öncelikli konumuz PKK/YPG terör örgütünün tasfiyesidir. Bunu ABD'li dostlarımıza da açık ve net şekilde ifade ettik. Onların da pozisyonlarını tekrar değerlendirmelerini bekliyoruz" ifadelerini kullandı.
PKK/YPG TERÖR ÖRGÜTÜNÜN TASFİYESİ
Suriye'de yeni dönemde terör örgütü PKK/YPG'nin er ya da geç tasfiye edileceğini söyleyen Bakan Güler, "Bunu hem Suriye'deki yeni yönetim hem de biz istiyoruz. Suriye dışından gelen örgüt mensupları Suriye'yi terk edecek. Suriye'li olanlar silahlarını bırakacak. Bizim ne Irak'ta ne de Suriye'de yaşayan Kürt kardeşlerimizle hiçbir sorunumuz yok. Bizim problemimiz sadece ve sadece teröristlerle. Suriye'de yaşayan Kürt kardeşlerimiz de terör örgütü PKK/YPG'nin baskı ve zulmüne maruz kaldı. PKK/YPG'li teröristler orada yaşayan Kürt kardeşlerimizin çocuklarını zorla kaçırıyor ve çocuk yaşta silahaltına alıyor. Aileler de bu durumdan rahatsız olduklarından çocuklarını örgütün elinden kurtarmak için başka ülkelere göndermeye çalışıyor. İşte bizim sorunumuz Kürt kardeşlerimize de zulmeden PKK/YPG terör örgütüyledir" dedi.
TERÖR ÖRGÜTÜ PKK/YPG'NİN ELİNDEKİ SİLAHLAR
Suriye'de yapılan mutabakatlara uyduklarını, muhataplara da uyması ve terör örgütünün elindeki ağır silahların toplanması gerektiğini defaatle söylediklerini belirten Güler, "Ayrıca ABD tarafından verilen bu silahların birçoğu çatışmalarda kullanıldı veya farklı grupların eline geçti, bir kısmı da terör örgütü tarafından Irak'ın kuzeyine aktarıldı. Irak'ın kuzeyine eleman temininde zorlanan terör örgütü, Suriye'den örgüt elemanı ve malzeme aktarmaya çalışıyor. Ancak Irak'ın kuzeyine gönderilenler bölgeyi bilmedikleri ve zorlandıkları için ya teslim oluyor ya da çok kısa zamanda örgütten kaçıyorlar" açıklamasında bulundu.
YENİ DÖNEMDE DEAŞ İLE MÜCADELE
Suriye'deki yeni dönemde DEAŞ örgütü ile mücadele konusuna da değinen Güler, "ABD'ye "Terör örgütü PKK/YPG ile hareket etmeyi bırakın. Görevlendireceğimiz 3 komando tugayı ile DEAŞ'a karşı birlikte mücadele edelim" dedik. Hatta onlara binlerce DEAŞ'lı teröristin ve ailelerinin tutulduğu El-Hol kampının kontrolünü sağlayabileceğimizi ilettik. Buna rağmen ABD'li dostlarımız buna sessiz kaldılar ve DEAŞ ile mücadele adı altında PKK/YPG terör örgütü ile iş birliği yaptılar. Bir terör örgütü kullanılarak başka bir terör örgütü ile mücadele edilmeyeceğini her zaman vurguladık. Yani, terörle mücadele teröristlerle yapılamaz. Ayrıca son 3 yıldır Suriye'de DEAŞ'lı teröristlerin saldırı yaptığını duyan var mı? Şu an DEAŞ ile ilgili bir şey duymuyoruz, görmüyoruz" dedi.
RUSYA'NIN SURİYE'DEKİ DURUMU
Esed rejiminin düşmesinin ardından Suriye'deki Rus birlikleri hakkında ise Güler, "Rusya'nın Suriye'deki birliklerini tam anlamıyla çektiğine yönelik kesin bir emare yok. Bazı gemileri bakım ve değişim kapsamında Rusya'ya götürebilirler. Şu anda oradan ayrılacaklarını sanmıyorum. Kalmak için ellerinden gelen her şeyi yapacaklardır. Hatta bir Rus yetkili, Suriye'de kalmaya devam edeceklerini ve yeni yönetimle de bu konuda görüştüklerini açıkladı" dedi.
"Rusya, Suriye içerisinde farklı yerlerde bulunan değişik büyüklükteki birliklerini Tartus ve Lazkiye'ye topladı. Bu süreçte onlara gerekli desteği sağlayabileceğimizi söyledik. Ancak bu konuda bizden bir talepleri olmadı" diyen Güler ayrıca, "Bölgedeki son gelişmelerden sonra her ülkenin bir oyun planı var. Biz savunma ve güvenlikle ilgili tüm gelişmeleri yakından takip ediyor ve alınması gereken tüm tedbirleri alıyoruz. Ayrıca, Suriye'den kaçan Beşar Esad'ın hava sahamızı kullandığı iddiaları da doğru değildir" değerlendirmesinde bulundu.
YABANCI SAVUNMA BAKANLARI İLE GÖRÜŞMELER
Rejim sonrası Türkiye'nin diplomasi trafiğine ilişkin açıklamalarda bulunan Güler, "Suriye'de meydana gelen yeni gelişmeler ışığında muhataplarımızla görüşmeler gerçekleştirdik. Suriye başta olmak üzere ikili ve bölgesel savunma ve güvenlik konularında görüş alışverişinde bulunduk. Bu görüşmelerde Suriye'nin birliği ve toprak bütünlüğünü desteklediğimizi, terörle mücadeledeki tutumuzun net olduğunu bir kez daha ifade ettik. Suriye'deki siyasi geçişin; güvenli, sorunsuz ve mevcut problemleri çözecek şekilde olması için aktif çabalarımızı ve girişimlerimizi sürdüreceğiz" dedi.
YENİ DÖNEMDE SURİYE'DEKİ BİRLİKLERİMİZİN DURUMU
Türkiye'nin Suriye'deki mevcudiyetinin Suriye topraklarının bölünmesine ve orada bir terör koridorunun oluşturulmasına engel olmak yönünde olduğunu belirten Güler, Suriye'nin toprak bütünlüğünün ve birliğinin korunması, siyasi sürecin barışçıl şekilde tamamlanması ve Türkiye'nin sınırlarının terör unsurlarından arındırılmasının temel amaçları olduğunu söyledi.
Güler, "Gerekli şartlar oluştuğunda Suriye'nin yeni yönetimiyle bu konular görüşülüp tekrar değerlendirilebilir" dedi.
SÜLEYMAN ŞAH TÜRBESİNİN DURUMU
Süleyman Şah Türbesi hakkında ise Güler, "Karakozak köyündeki yerinden şu anda bulunduğu Suriye Eşmesi köyüne geçici olarak taşıdığımızı daha önce ifade etmiştik. Türbenin Karakozak köyündeki eski yerine taşınıp taşınmaması konusu sahadaki duruma göre daha sonra değerlendirilir" açıklamasında bulundu.
F-16 / EUROFIGHTER, F-35 / S-400
F-35, F-16 ve Eurofighter savaş uçakları alımına ilişkin olarak ise Güler, "40 adet F-16 alımı ile ilgili süreç ve teknik görüşmeler devam ediyor. Eurofighter konusunda da görüşmeler olumlu şekilde sürüyor. Katar'da tatbikata katılan Birleşik Krallığa ait 2 adet Eurofighter,
18 Aralık'ta Ankara'ya gelecek ve uçakları görme fırsatı bulacağız. F-35 konusunda da almak istediğimizi daha önce söylemiştik. F-16 alım sürecindeki olumlu havanın F-35 sürecine de yansıyacağını düşünüyoruz. ABD'de görevi devralacak yeni yönetimle de müttefiklik ruhuna aykırı CAATSA yaptırımlarının kaldırılmasını konuşacağız. S-400 ile ilgili tutumumuzda ise bir değişiklik yoktur" dedi.
TEĞMENLER HAKKINDA YÜKSEK DİSİPLİN KURULU SÜRECİ
Teğmenlerin korsan yemini hakkında ise Türk Silahlı Kuvvetlerinde müesses disiplinin muhafazası ve idamesinin olmazsa olmaz olduğunu belirten Güler, "Biz olaya en başından itibaren disiplin açısından baktığımızı defalarca ifade ettik. Konu yürürlükten kaldırılan andı okumak veya "Mustafa Kemal'in Askerleriyiz" demek değil, amirlerin ikazlarına rağmen kasıtlı, organize ve planlı bir disiplinsizlik yapmaktır. Olaya ilişkin yapılan inceleme ve soruşturmanın okunan metinle veya içeriğiyle bir ilgisi yoktur" açıklamasında bulundu.
Disiplin soruşturmasında hiçbir teğmene okunan metnin içeriği veya neden "Mustafa Kemal'in Askerleriyiz" dedin, diye soru sorulmadığını ifade eden Güler, burada önemli olanın, içerik ne olursa olsun disiplin sürecinin her zaman aynı şekilde işletilecek ve disiplinden asla taviz verilmeyecek olması olduğunu dile getirdi.
Güler son olarak, "Yüksek Disiplin Kurulu süreci devam etmektedir. Kurul kararını henüz vermedi. Bu aşamada kesin kanaat belirtmek uygun değil. Hep birlikte sonucu bekleyelim" değerlendirmesinde bulundu.