Kacır, Edirne Valiliği ev sahipliğinde, Ticaret Bakanlığı ile Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı himayelerinde, Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) ve Türkiye İhracatçılar Meclisinin (TİM) destekleriyle bir otelde gerçekleştirilen Balkanlar İş ve Yatırım Forumu'nda yaptığı konuşmada, sözlerine Türkiye'nin Avrupa'ya açılan kapısı, Trakya'nın göz bebeği, her yanı tarih kokan kadim bir Balkan başkenti Edirne'de düzenlenen etkinliğin tüm katılımcılara, iş insanları ve yatırımcılar için bereketli ortaklıklara, yatırımlara vesile olmasını temenni ederek başladı.
Dünyada küresel ve bölgesel tektonik hareketlerin yaşandığı, politik, askeri, ekonomik ve sosyal pek çok sınamayla karşı karşıya olunan zor bir dönemden geçildiğini belirten Kacır, "Soğuk Savaş izlerini halen üzerinde taşıyan uluslararası sistem, istikrar ve güven iklimi tesis etmek bir yana, adaletsizliği ve güvenlik sorunlarını giderek ağırlaştırıyor, üst üste ekonomik türbülanslar toplumların refahını tehdit ediyor." dedi.
Bakan Kacır, Balkanlar'ın bitişiğindeki Rusya-Ukrayna Savaşı ve Balkanların yakın komşusu Orta Doğu'daki İsrail mezalimi başta olmak üzere yükselen jeopolitik gerilimlerin küresel ekonomide ve coğrafyada belirsizlikleri artırdığına işaret etti.
Balkan toplumları olarak yüz yüze olunan sınamaların sadece jeopolitik gerilimler olmadığını vurgulayan Kacır, şunları kaydetti:
"Pandemi sonrası küresel tedarik zincirlerinin yeniden şekillenmesi ile ticaret ve teknolojide korumacılık dalgasının yükseldiği bir tabloyla karşı karşıyayız. Avrupa ekonomisinin son yıllarda dünyanın geri kalanından negatif ayrışması, Avrupa ile entegrasyonu sıkılaştıran bölge ekonomisinin sürdürülebilir büyümesi karşısında bir risk faktörü olarak önümüzde duruyor.
Dijital ve yeşil dönüşümü yakalayamayan ekonomilerin kalkınma yolculuklarında ciddi yapısal zorluklarla karşılaşması ve sürdürülebilir büyümeden uzaklaşması ise kaçınılmaz bir sonu işaret ediyor. Hızlı bir ilerleme gösteren yapay zeka teknolojisi geleneksel teknolojileri ve geleneksel meslekleri tehdit altında bırakıyor. Peki önümüzde duran sadece sınamalar mı? Elbette hayır."
Kacır, sınamaların beraberinde önemli fırsatları da beraberinde getirdiğini ifade etti.
Sınamalara karşı en önemli adımın ortak faydayı esas alan, çok boyutlu ve çok katmanlı somut işbirliklerini hayata geçirmek olduğuna inandığının altını çizen Bakan Kacır, şöyle devam etti:
"Türkiye olarak bu anlayışla son yıllarda Balkan coğrafyasında pek çok yeni işbirliği mekanizması tesis ettik. Diyalogu ve ortak faydayı önceleyen bir duruş sergiledik. Balkanlar'ın en büyük ekonomisi olarak, güçlü üretim ve teknoloji geliştirme altyapımızı inşa sürecinde elde ettiğimiz deneyim ve birikimi de her daim paylaşmaya hazır olduk.
Çünkü ekonomide elde edilen kazanımların, tecrübenin, kapasitenin ancak işbirlikleri ile gelişeceğine inanıyoruz. Şu an buradaki mevkidaşlarım ve iş insanları, Balkanlar'daki dostlarımız, son 22 yılda Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde Türkiye'nin kalkınma yolcuğunda katettiği mesafenin en yakın şahitleri arasında yer alıyor."
Konuşmasında yatırımlardan örnekler veren ve yatırımların devam edeceğine işaret eden Kacır, şöyle devam etti:
"Dünyada belki en iyi birkaç uygulayıcısından biri olduğumuz organize sanayi bölgelerimizin sayısını bu dönemde 191'den 362'ye çıkardık. Bugün 2,7 milyonu OSB'lerimizde olmak üzere 6,7 milyon vatandaşımız sanayi sektöründe istihdam ediliyor. Etkin bir AR-GE teşvik mekanizması kurduk. Neredeyse sıfırdan dev bir AR-GE ve inovasyon ekosistemi inşa ettik. Türkiye'yi baştanbaşa 104 teknoparkla, 1600'den fazla AR-GE ve tasarım merkeziyle donattık. Teknoloji geliştirme ve üretmede çok önemli kazanımlar elde ettik.
Türkiye'nin otomobili Togg'la milletimizin 60 yıllık yerli ve milli otomobil hayalini gerçeğe dönüştürdük. Ülkemizi kendi haberleşme uydusunu geliştirebilen ve üretebilen 11 ülke arasına taşıdık. Tüm dünyada yatırım iştahının azaldığı pandemi sonrası dönemde Türkiye, jeostratejik konumu, nitelikli insan kaynağı, güçlü lojistik ve ticaret altyapısıyla yatırımcılar için verimli ve güvenilir bir liman oldu. Türkiye bugün beyaz eşya üretiminde düz cam üretiminde, güneş paneli, ticari araç üretiminde çimentoda, demir çelikte pek çok alanda Avrupa'nın lideridir.
2003 öncesi yıllık ortalama 1 milyar dolar ile küresel doğrudan yatırımların ortalama yüzde 0,2'sini çekebilen Türkiye, 2003 sonrası dönemde küresel yatırımın ortalama yüzde 1'lik kısmını çekmeyi başardı. Son 22 ülkemize yaklaşık 270 milyar dolar uluslararası doğrudan yatırım gerçekleşti. Bunu 'ortağına kazandırmayan, kendisi kazanamaz' diyerek başardık."
Bakan Kacır, Türkiye'de pek çok uluslararası şirketin bölgesel yönetim merkezine ev sahipliği yaptığına dikkat çekti.
Dünyanın önde gelen firmaların, üretimlerini ve Ar-Ge çalışmalarını Türkiye'de gerçekleştirdiğinin altını çizen Kacır, "Daha geçtiğimiz aylarda dünyanın en büyük elektrikli otomotiv üreticisi BYD, yıllık 150 bin elektrikli araç üretecek tesisini ve yenilikçi yeşil teknolojilere yönelik Ar-Ge merkezini ülkemizde kuracağını ilan etti.Küresel firmalarla gerçekleştirdiğimiz görüşmeler benzer ölçek ve nitelikte yatırımların devamının geleceğine işaret ediyor. Bunun ardında, az önce de ifade ettiğim gibi, beraber kazanma ilkesi yatıyor, dürüst ve adil ortaklık yatıyor." diye konuştu.
Fatih Kacır, yakın coğrafyada yüksek ekonomik entegrasyonu, Türkiye'nin kalkınma yolculuğu ile elde edilen kazanımların taşıyıcı sütunu olarak değerlendirdiklerini ifade etti.
Türk yatırımcıların ve girişimcilerin, bölgenin her ülkesinde oluşturduğu istihdam ve katma değer üretimini memnuniyetle takip edildiğine vurgu yapan Kacır, "Bugün saygın temsilcileri aramızda olan Arnavutluk, Bosna-Hersek, Bulgaristan, Kosova ve Kuzey Makedonya'da toplam Türk yatırımları 8 milyar dolar seviyesindedir." dedi.
Bakan Kacır, mevcut düzeyin gerçek potansiyeli yansıtmadığını belirtti.
Dünyanın en güzide coğrafyasında, sahip olunan avantajları ve yüksek potansiyeli harekete geçirmek için ekonomik ilişkileri karşılıklı derinleştirecek ve daha ileriye taşıyacak adımları atmaya mecbur olunduğuna dikkati çeken Kacır, şunları kaydetti:
"Hemen birkaç yüz kilometre ötedeki Kıta Avrupa'sında kişi başı milli gelirler 50 bin dolarlar seviyesindeyken yanı başındaki Balkanların 15 bin dolar civarında kalmasını kabul etmiyoruz, etmemeliyiz. Gümrük Birliği ile on yıllardır Avrupa'nın önemli bir ticari ortağı olan Türkiye, tüm Balkan ülkeleri ile işbirliğine hazır. Örneğin Edirne'nin, Tekirdağ'ın, Kırklareli'nin, tüm şehirlerimizin OSB'leri tüm Balkan firmaları için önemli bir fırsat sunuyor. Beraber üreteceğimiz ürünleri Gümrük Birliği ile Avrupa'ya olduğu kadar, Uzak Doğu'dan Orta Doğu ve Afrika'ya uzanan geniş bir coğrafyaya gönderme kapasitemiz var. 85 milyon nüfuslu Türkiye başlı başına bir pazar, dünyanın en çok noktasına uçulan şehri İstanbul ise sizi dünyaya bağlayacak bir bağlantı noktasıdır.
Gelin birlikte üretelim, birlikte kazanalım. Keza, coğrafya ve hudut tanımayan yeni teknolojiler ve startup evreni hepimiz için paha biçilmez fırsatlarla dolu. Türkiye olarak şu an milyar dolar değerlemeyi geçmiş 7 startup'ımız, bizim tabirimizle Turcorn'umuz var. Bunların yanına yenilerini ekleminin yolunun da startup ekosistemlerini birbirine entegre etmekten, sınır ötesi ortaklıklardan geçtiğini biliyoruz. Bu sebeple teknoloji ekosistemimizin Balkanlarla entegrasyonunun gayreti içindeyiz. Tarih ve coğrafya bizi buna zorluyor.İnanıyorum ki bugün Balkan ülkeleri olarak hepimizde sınamaları birlikte aşma iradesi, ortaya çıkan fırsatları birlikte değerlendirmenin gayreti olduğu için bir aradayız."
Konuşmasının ardından Bakan Kacır'a Vali Yunus Sezer tarafından Selimiye Camisi hünkar mahfilinde yer alan elma ağacı motifinin işlendiği Edirnekari tekniğiyle yapılmış tablo armağan edildi.