Bakan Kurum katıldığı bir televizyon programında gündeme ilişkin çok önemli açıklamalarda bulundu.
Bakan Kurum'un açıklamalarından satır başları:
Bu bayramı hepimiz buruk giriyoruz. Çünkü 11 ilimizde 14 milyon vatandaşımızı etkileyen, 50 bin 399 kardeşimizi yitirdiğimiz maalesef Kahramanmaraş Pazarcık merkezli deprem sebebiyle tüm Türkiye bu bayrama buruk girdi. Bu bayramda aklımız, fikrimiz, gönlümüz hep deprem bölgesinde oldu. Oradaki kardeşlerimizin acılarını dindirebilmek için bir nebze de olsa o hüzünlerine ortak olabilmek içi devletimiz, 85 milyon vatandaşımız ilk andan itibaren afet bölgesinde kardeşlerimizle beraberdik. Tek yürek, tek yumruk olduk. Orada acılar dinene kadar da içimiz rahat etmeyecek. Elimizi de gönlümüzü de deprem bölgesinden çekmeyeceğiz. Tekrar hayatını kaybeden tüm kardeşlerimize Allah'tan rahmet diliyorum. Yakınlarına başsağlığı diliyorum.
"Nüfusumuzun yüzde 70'ten fazlası deprem bölgelerinde yaşıyor"
Biz deprem bölgesinde nüfusumuzun, topraklarımızın yüzde 70'i deprem bölgesi ki, derecesine baktığımızda deprem riski altındaki bölgelerde yaşayan bir ülkeyiz. Nüfusumuzun yüzde 70'ten fazlası deprem bölgelerinde yaşıyor. Bugüne kadar baktığınızda, yaşadığımız depremler sebebiyle 130 bin canımızı, kardeşimizi bu depremlerde yitirdik. Biz aynı acıları bir daha yaşamak istemiyoruz. Emin olun o kadar zor ki. Göreve geldiğimiz andan itibaren nerede bir afet olsa hep vatandaşımızın yanında olduk. Elazığ'da bir deprem oldu oradaydık, 2 saat sonra gittik ilgili bakan arkadaşlarımızla, kurumlarımızla birlikte. Hızlı bir şekilde vatandaşlarımızın yaralarını sarmak için mücadele verdik. En son 11 ilimiz Kahramanmaraş merkezli depremde enkazların yanında yavrusunu, eşini, kocasını bekleyen vatandaşlarımızın acısı çok zor, inanın anlatılamaz. Biz bu acıları bir daha yaşamak istemiyoruz.
"Temelini attığımız konut rakamımız 106 bine geldi"
Depremi engelleyemeyiz ama depremle mücadele edebiliriz. Depremle mücadele etmek için de sağlam, güvenli binalarda oturmak zorundayız. Yitirdiğimiz canları geri getiremeyiz, Allah'ın takdiri. Böyle bir deprem yaşadık. Ama inşallah onlara en iyisini, en güzelini, daha önce Elazığ'da, Malatya'da olduğu gibi, Antalya, Muğla'daki yangınlarda olduğu gibi, Karadeniz'deki sellerde olduğu gibi hızlı bir şekilde yapacağız. 15'inci günde temellerini attık. 40'ıncı günde temellerini attık ve bugün temelini attığımız konut rakamımız 106 bine geldi.
"Mayıs ayı sonuna kadar 319 bin konutumuzu başlatacağız"
Biz bu acılar bir daha yaşanmasın istiyoruz. O yüzden İstanbul'umuz da bu manada bizim için çok ok kıymetli. Bizim birinci önceliğimiz deprem bölgesi. İnşallah mayıs ayı sonuna kadar 319 bin konutumuzu başlatacağız. Ardından 650 bin konutumuzun inşasını hem yerinde hem rezerv alanlarda başlatacağız. Şu an hasar tespitleri çerçevesinde, tabii hak sahipliği süreçleri de yürütülüyor, 750-800 bin bir ihtiyaç olacak gibi gözüküyor. Biz netleşmiş gibi 650 bin konut ihtiyacı varmış gibi hareket ediyoruz.
"İlk köy konutlarımızın anahtarlarını vereceğiz"
Birinci önceliğimizi yoluna koyduktan sonra etap etap, inşallah yarın da Sayın Cumhurbaşkanımızla ilk köy konutlarımızın anahtarını vereceğiz. Deprem 6 Şubat'ta oldu, 15 gün sonra sözleşmelerini yaptık. 2 ayda tamamladık. Burada 145 bin tane köy evi yapılacak. Onların ilk teslimlerini yapacağız. Hem onlara örneklerini göstermiş olacağız hem de onların bayramda mutluluklarına bir nebze de olsa şahitlik etmiş olacağız. Bu motivasyonla da hızlı bir şekilde konutlarımızı vatandaşımıza inşallah teslim edeceğiz. Tabii birinci önceliğimiz bu.
İkinci önceliğimiz ise, hani diyoruz ya işte 'ocaklara ateş düşmesin, annelerimiz, babalarımız ağlamasın, çocuklarımız annesiz, babasız kalmasın." Binalarımızı güçlü hale getirmek, depreme dayanıklı hale getirmek durumundayız. Bununla ilgili de sayın Cumhurbaşkanımız aslında töreni yaptığımız yer de çok önemli. Çünkü 2012'de kentsel dönüşümü bir seferberlik anlayışıyla Sayın Cumhurbaşkanımız İstanbul'da Gaziosmanpaşa'da başlattı. Orada çok riskli binalar vardı. O riskli konutları yıkıp topyekûn bir kentsel dönüşüm seferberliğinin adımlarını oradan attık. Gelinen süreçte bugüne kadar 3,3 milyon konutun dönüşümünü tamamladık. Sadece İstanbul'da 700 bin konutun dönüşümü tamamlandı. Fiilen şu an sahada 98 bin konutun inşası devam ediyor.
İstanbul'un özeline baktığımızda bunlar yaptıklarımız. Ama biz deprem riskini bertaraf etmiş durumda değiliz. İstanbul'umuzun öyle sokakları var ki Allah göstermesin, herhangi bir yangında, herhangi bir afette o sokaklara yardım götürmek bile sorun olacak. Tek aracın girip çıkabildiği, belki itfaiye aracının bile girerken zorlandığı sokaklarımız var. Yeşil alan eksiklerimiz var, trafik sorunu var. Trafik sorununa baktığımızda aslında yerleşimin bir yerde yoğunlaşmasından kaynaklı.
Yeşil alan yetersizliği, yol yetersizliği, trafik, otopark probleminden dolayı biz İstanbul'umuzu detaylı bir şekilde inceledik. İstanbul'da 1,5 milyon riskli konutun olduğu tespitini yaptık. Bir kısmı acil öncelikli dönüştürülmesi gerekenler. Bir kısmı yeterli mühendislik hizmeti almamış, bir kısmı zemin sıvılaşması sebebiyle riskli, dolgu alanına yapılmış. 1,5 milyon riskli konutu biz şehrin iki yakasında olmak üzere "100 yılın dönüşümü" dediğimiz tarihi bir dönüşümü bugün başlattık. Bu çerçevede 500 bini Anadolu Yakası'nda, 500 bini Avrupa Yakası'nda rezerv konutlar üreteceğiz.
Rezerv konutlar derken, İstanbul'a ilave nüfus getirmeden bizim boş herhangi bir yapılaşma olmamış alanlara belli uydu kentler kuracağız. Bu uydu kentler nedir? Mesela, Ataşehir'de biliyorsunuz bir uydu kentimiz var. Karşıya gittiğinizde Halkalı'da, Başakşehir'de, Bahçeşehir'de, Ankara'ya gittiğinizde, Eryaman'da, Elvankent'te uydu kentler var. Orada 8-10 bin konutlu, altyapısı olan, sosyal donatı olan, vatandaşımızın her türlü ihtiyacını giderebilecek kompakt kent. Bu uydu kentleri Anadolu ve Avrupa yakasında belli losyonlarda inşasını gerçekleştireceğiz. 1 milyon konutumuzu bu rezerv alanlara yapacağız. Kalan konutları da vatandaşlarımızın talepleri doğrultusunda yerinde dönüşüm yapacağız. Hem rezervde konut üreteceğiz hem de yerinde dönüşüm yapacağız. Kampanyamızın adı "Yarısı Bizden."
26 Nisan'da e-Devlet üzerinden bütün mülkiyet sahibi vatandaşlarımız başvurabilecekler. 29 Mayıs tarihine kadar. Bu başvuru çerçevesinde biz bakanlığımızın ekipleri ön incelemeye gidecekler, bir rapor tutacaklar. bin konutluk yerinde dönüşüme başlatıyoruz bugün. Rezervde 100 bin konutluk rezervin 2041 konutun temelini attık. 4 bin konutu da teslim ettik bugün. 10,5 milyar liralık 6500 konutluk bir kentsel dönüşüm inşası ve teslimi yapılmıştır bugün.
Diyeceğiz ki vatandaşımıza, evet sizin binanızın tespitini yaptık. Binanın 3'te iki çoğunluğu dönüşüme girmek istiyor, rezerv alandan veya yerinden hangisini istiyorsanız bize başvuru yapacaksınız. Öncelikle yerindekine odaklanacağız, ön görüşme, ön protokoller yapacağız. Dönüşüme girecek konutlarımız 200 bini aşarsa kura çekeceğiz. Vatandaşlarımız da o görüşmede yerinde istiyorlarsa yerinde, yerindeki değerini düşeceğiz, kalan bir tutar varsa onun da yarısını devletimiz karşılayacak, eğer bir tutar varsa da onu da ister 10 yılda TÜFE'ye endeksli veya memur maaş katsayısı, hangisi düşükse onu alacağız. İsterse 0,79 vade farkıyla 10 yıla kadar sabit kredi kullanıp vatandaşımız borcunu ödeyebilecek.
2+1 konutlarımızın maliyetinin 1,5 milyon olduğunu görüyoruz. Maliyetinin yarısını, yani 750 bin lirasını devletimiz karşılayacak, vatandaşımız burada 75 bin lira peşin ödeyecek, kalan tutarını başlangıç taksiti 5625 liradan 10 yıl vadede ödeyebilecek. 3+1 konutlarımız maliyeti 1 milyon 800 bin lira. Yarısını, 900 bin lirasını devletimiz karşılıyor. 900 bin lirayı da vatandaşımız yine 10 yılda ödediğinde 6 bin 750 lira başlangıç taksitiyle bu dönüşüme dahil olabilecek.
Vatandaşımız buraya girdi, kuramızı çektik, anlaştık. Bir sözleşme yapacağız. Evinizi en geç 2 yıl içerisinde size teslim edeceğiz diyeceğiz. 1 yılda bitenler, 16 ayda bitenler olacak. 2 yıl içinde biz vatandaşlarımıza 10 bin 500 lira taşınma yardımı yapacağız. Aylık da 5 bin 250 lira taksitle kira yardımı yapacağız.
Onu da artık 6 ayda bir bakıyoruz, artış söz konusuysa biz de vatandaşımıza desteklerimizi artırarak devam ediyoruz. Gönüllü yapmak zorundayız. İnsanları evinden barkından zorla alıkoyamayız. Dolayısıyla gönüllü ve yerinde dönüşüm bu noktada önemli. Yıkımla ilgili aslında oradaki oturan herhangi kardeşimiz binanın risk durumuna ilişkin analiz isteyebilir. Bina ilgili bakanlığımızın yetkilendirdiği kuruluşlarca gelip incelenir, eğer bina riskliyse de o bina en geç 1 ay içerisinde yıkımı gerçekleştirilir. Bu binanın risk analizini ve raporunu yapmak kaydıyla.
Biz ön inceleme yapacağız. Orada 3'te 2 çoğunluk ciddi bir çoğunluk. O çoğunluğun daha bir altında hocalarımızla, bilim insanlarımızla çalışıyoruz. Bu kampanya dahilinde başvuru yapan vatandaşımızın binasını inceleyeceğiz, ön etüdünü yapacağız. En geç 6 ay içinde bu şartlarda dönüşmek istiyorsanız 3'te 2 çoğunlukla bize gelin diyeceğiz. Biz bu açıklamış olduğumuz kampanyasını TOKİ Başkanlığımızla yapacağız. Gerekirse tek tek apartman yapacağız.
200 bin yerinde yapılacak konutla ilgili her daire başına 750 bin lira diyoruz ama işte o geri kalan tutarın ödeme şekli, TÜFE'ye endeksli veya memur maaş artış katsayısı endeksli olması aslında yüzde 50'nin de üzerinde bir destek.
İstanbul'un silueti de değişecek, insanlarımızın talepleri doğrultusundaki ihtiyaçlar giderilecek, çocuklarımıza yeni yeşil alanlar kazandırılacak. Bu gerçekten 100 yılın dönüşümü diyeceğimiz, İstanbul'umuzu, kültürüyle, sanatıyla, o kadim değerleriyle, miraslarıyla inşallah geleceğe taşıyacağımız bir proje olacak.
İlk defa ev sahibi olacak vatandaşlarımız için zaten sosyal konut yapıyoruz, onları yapmaya devam edeceğiz. Şu an 1 milyon 200 bin rakamına geldik. En son Cumhuriyet Tarihi'nin En Büyük Sosyal Konut Projesi'ne 5 milyon başvuru oldu. Başvurular çerçevesinde talebe göre yeni sosyal konutlarımızı da yapmaya devam edeceğiz.
Siz dertli olursanız he sorun çözülüyor. Yeter ki dertlenin, onu çözmek için de bir uğraş sarf edin. Devletimiz güçlü. Yatırımcı güven ister. Bir fabrika açacaksa eğer ülkede istikrar ister. İstikrarı da 21 yıldır sayın Cumhurbaşkanımız hemen her alanda devrim niteliğindeki projelerle gösterdi. Dolayısıyla eğer o istikrar olursa sizin malınız da para ediyor. Biz güçlü bir devletiz. Biz şu an 106 bin konutun şantiyesini 2 buçuk ayda başlattık. Elazığ'da, Malatya'da, İzmir'de depremler oldu. Salgın süreciydi, tüm dünya enflasyon sorunuyla uğraşıyordu. Biz konutlarımız bitirip teslim ettik. Dolayısıyla bu anlayışla siz motive olursanız, işinize odaklanırsanız her sorunu çözersiniz.
Hep söylüyorum Devlet yönetmek ayrı bir beceri ister, bilgi ister, tecrübe ister, liyakat ister. Sayın Kılıçdaroğlu devlet yönetmediği için devlet nasıl yönetilir tam anlamıyla bilmiyorlar. Seçim meydanları boş vaatlerle, milletimizi yanlış yönlendirerek, bedava yapacağız diyorlar. Bugün sayın Kılıçdaroğlu Adıyaman'a gitti. Orada da diyordu ki, biz afet konutlarını bitirmedik, vatandaşlar konteynerde yaşıyor. Üzerine basa basa dedik ki biz Samsat'ta bundan 7 yıl önce deprem oldu. 360 konut hasar gördü. Bir yıl içerisinde teslim ettik, 6 yıldır vatandaşımız orada oturuyor. Gidin bakın diyoruz. Tamamen algı.
Kendisinin ziyarete gittiği küllüye. O külliyeyi rahmetli Kadir Topbaş başkanımız İBB Başkanı olduğu dönemde başlattı. Kaba inşaatı bitmiş. Ondan sonra 2019 yerel seçimlerinde CHP İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ni aldı, şantiyeyi, o külliyeyi yarım bıraktılar. Sonra biz Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı olarak o yarım bıraktıkları külliyeyi tamamladık, bitirdik. Şimdi de kendisi oraya ziyarete gidiyor.
100 bin konut yapacağız dediler 5 yılda. 4 yıl geçti 1500 günde 1500 konutun anahtarını teslim edemediler. Bizim bugün 10,5 milyar liralık kentsel dönüşüm başlattık. 4 bin konutun temelleri atıldı, 2 bin konutun anahtarları teslim edildi. Sadece bugün.
Müsilajda biz geldik 7/24 çalıştık. 10 bin metreküpün üzerindeki müsilajı Marmara'dan temizledik. Bütün belediyelerimizi seferber ettik. Deprem bölgesinde bizim bütün belediyelerimiz orada. Çalışmak isteyenle yapıyoruz, iş yapmak isteyenle yapıyoruz. 4 öncesinde de şöyle demişlerdi. "Bahar gelecek" dediler. Seçim kampanyası böyleydi. Şimdi de aynısını söylüyorlar.
Projemiz 200 bin konutluk yerinde dönüşüm projesi, rezervde 100 bin konut olarak başlatıyoruz, 300 bin konut. Hedefimiz önümüzdeki 5 yıllık süreçte bu iradeyi ortaya koyarak gerçekleştirmek. 200 bin yerinde dönüşüme talep toplayacağız. Vatandaşlarımızdan başvuruları alacağız. 200 binden fazla başvuru olursa kura sistemi. Biz 200 binin üzerinde bir başvuru olacağını düşünüyorum, olması gerektiğini düşünüyorum. Bu gerçekten tarihi bir kampanya. Bu vizyonu ortaya koyan Cumhurbaşkanımızdır. Sizin de anlattığınız gibi 94'te o kısıtlı imkanlarla tarihe baktığınızda da hala efsane belediye başkanıdır. Aynı anlayışla çalışacağız.
Şimdi biz tutamayacağımız vaatleri hiçbir zaman vermedik. Hep tutacağımız tarafta durduk. Üretmekten, çalışmaktan da hiçbir zaman geri durmadık. Bu manada bu ilk etabımız. Daha sonra etap etap sosyal konutun bir benzerini de burada yapacağız. Mesela 250 bin sosyal konut açıkladık. Bir taraftan sosyal konut yapacağız, diğer taraftan da dönüşümle birlikte ama yerinde ama rezerv alanında dönüşüm konutlarını yapacağız. Böylelikle yapı stokumuzu yenilemiş olacağız, yeşil alanlarımızı artırmış olacağız.
150'yi aşkın bilim insanımız, hepsi de kendi alanında en iyiler. Zeminle ilgili, statikle ilgili, yeni teknolojilerle alakalı, çevresel etkilerle alakalı, mikro bölgelerle ilgili, zemin iyileştirmeyle alakalı hepsi kendi alanında en iyi hocalarımız. Onların görüşleri ve fikirleri doğrultusunda ülkemizi olası risklere karşı da hem öncesinde erken tedbir alabilmek hem afetin öncesi hem afet esnası hem afet sonrasında koordinasyonlu bir şekilde daha hızlı ve verimli şekilde çalışabilmek adına ve bu risklerden ülkemizi korumak adına ilgili tüm kuruluşlarımızla birlikte bir çalışsam yürütüyoruz. Oradaki veriler çok kıymetli. Yeni yapılacak binalardaki deprem yönetmeliğinden tutun yeni teknolojileri de uygulayacağımız tüm çalışmalarda kuruluşlarımız hocalarımızla iç içe çalışıyor. Önümüzdeki süreci hesaplamak zorundasınız. Bu anlayışla yapıyoruz, yapacağız.