Bakan Tunç, Antalya'da Adalet Teþkilatýný Güçlendirme Vakfý (ATGV) Antalya Eðitim ve Sosyal Tesisi'nde düzenlenen 19. Uluslararasý Adli Týp Günleri Toplantýsý'na katýldý.
Tunç, toplantýnýn ardýndan gazetecilere yaptýðý açýklamada, Narin'in hunharca bir cinayete kurban gitmesinin herkesi çok yaraladýðýný ve üzdüðünü söyledi.
Ülkece Narin'in katillerinin tespiti ve hak ettikleri en aðýr cezaya çarptýrýlmasý noktasýnda büyük bir beklentinin olduðunu dile getiren Tunç, bu beklentinin yargý tarafýndan karþýlanacaðýný vurguladý.
Tunç, karanlýkta hiçbir þeyin kalmayacaðýný, þu anda elde edilen deliller, veriler, ifadeler olduðunu, ancak ifadelerde çeliþkilerin bulunduðunu anlattý. Bakan Tunç, sözlerini þöyle sürdürdü:
"Yeniden ifadeler alýnabiliyor. Bu anlamda soruþturma aþamasýnda þu anda 12 þüpheli tutuklu, 3 adli kontrol kararý verilen kiþi var. 27'si þüpheli, 241'i tanýk olmak üzere bu soruþturma kapsamýnda 268 kiþinin ifadesi alýndý. Birtakým DNA tespitleri var. Tespit edilen araçlar üzerinde kriminal incelemeler var. Gerek jandarma kriminal laboratuvarlarý gerekse Diyarbakýr ve Ýstanbul Adli Týp Kurumu Baþkanlýðýmýzýn elde ettiði veriler var. HTS kayýtlarý var. Geriye dönük HTS kayýtlarý inceleniyor. Kim kiminle yoðun görüþmüþ ve bunun yaný sýra baz çakýþmalar tespit ediliyor. O cinayet mahallinde kimlerin olduðuna yönelik baz istasyonu tespitleri ve baz çakýþmalarýyla ilgili þu anda çalýþmalar devam ediyor. Birtakým tespit edilen kamera görüntüleri var. Bu kamera görüntüleri dün TÜBÝTAK'a gönderildi. TÜBÝTAK tarafýndan bir inceleme yapýlýyor. Hem ses hem görüntü anlamýnda tespit edilen, bazý evlerden elde edilen kameralarla ilgili TÜBÝTAK'ta da bir çalýþma yapýlýyor."
- "MÝLLET HUZURUNDA HESAP VERECEKLER"
Soruþturmanýn gizli yürütüldüðüne dikkati çeken Tunç, "Soruþturma kapsamýnda, gizlilik kapsamýnda, özellikle teknik veriler ve delillerle ilgili kamuoyuna yansýmayan bazý hususlar da söz konusu. Tabii ifadeler, avukatlar tarafýndan kamuoyuyla paylaþýldýðýnda o ifadelerden yola çýkarak birtakým yorumlar, tespitler yapýlabiliyor. Tabii burada soruþturma gizli, soruþturmanýn selameti açýsýndan özellikle farklý yorumlara neden olacak hususlardan da kaçýnmak gerekiyor. Dolayýsýyla burada Narin kýzýmýzýn, Narin evladýmýzýn katilleri mutlaka bu soruþturma kapsamýnda tespit edilecek. Ve yargý huzuruna çýkarýlacak. Çok uzun sürmez. Açýlacak davada yargýlama neticesinde onun katil ya da katilleri yargý huzurunda, millet huzurunda hesap verecekler. Bunun sonuna kadar takipçisi olacaðýmýzý hep söyledik." ifadelerini kullandý.
- "HER TÜRLÜ DESTEÐÝ ÖZELLÝKLE SORUÞTURMA MAKAMLARINA VERÝYORUZ"
Tunç, Cumhurbaþkaný Recep Tayyip Erdoðan'ýn Narin'in kaybolduðu günden itibaren bu iþin üzerinde hassasiyetle durduðunun altýný çizerek, "Bir an önce bulunmasý ve bulunduktan sonra da yine özellikle soruþturma aþamasýný çok yakýndan takip etti. Gerek Sayýn Cumhurbaþkaný'mýzýn gerekse Hanýmefendi'nin bu hususta gerçekten hassas olduklarýný, sürekli geliþmeleri yakýndan takip ettiklerini de ifade etmek istiyorum. Konunun sonuna kadar takipçisiyiz, Adalet Bakanlýðý olarak, teknik olarak her türlü desteði özellikle soruþturma makamlarýna veriyoruz." dedi.
Soruþturmanýn akabinde dava açýldýðýnda kimler bu konudan sorumluysa yargý huzuruna çýkarýldýðýnda, millet vicdanýnýn da rahatlatýlacaðýný dile getiren Tunç, "Tabii ki gideni geri getirmemiz mümkün deðil. Çok üzüldük. Bir daha bu tür elim olaylarýn ülkemizde olmamasý, meydana gelmemesi için gayret göstermeliyiz. Toplum olarak özellikle çocuklarýn korunmasý konusunda aileler olarak, devlet olarak hepimize düþen görevler var. Çocuk istismarýnýn önlenmesi konusunda çok çalýþmalýyýz." deðerlendirmesinde bulundu.
Tunç, toplantýnýn ardýndan gazetecilere yaptýðý açýklamada, Ayþenur Ezgi Eygi'nin Ýsrailli askerler tarafýndan hunharca þehit edildiðini hatýrlattý.
Eygi'nin oradaki soykýrýmý kýnamak, teröristleri kýnamak, Filistinli mazlumlarýn hakkýný savunmak amacý taþýdýðýný vurgulayan Tunç, "Ýnsan haklarýný savunmak için barýþçýl bir gösteriye katýldý. Bir insan haklarý savunucusu, insan haklarý aktivisti. Amerika Birleþik Devletleri'nde üniversiteyi bitirdi. Bu sene haziran ayýnda mezun olmuþtu. Mezuniyet töreninde Amerika'da Filistin bayraðý açarak 'Filistin'e Özgürlük' diye haykýrdý. Oradaki katliamýn durmasýný istedi ve Filistin'e geldi. Filistin'de mazlumlarýn hakkýný savunurken oradaki barýþçýl bir gösteride Ýsrailli teröristler tarafýndan, askerler tarafýndan hunharca katledildi, þehit edildi." diye konuþtu.
Tunç, Eygi'nin yabancý bir ülkede þehit edilmesi konusunu duyar duymaz Ankara Cumhuriyet Baþsavcýlýðýnýn hemen soruþturma baþlattýðýný dile getirdi.
Eygi'nin otopsi iþlemlerinin önce Filistin'de yapýldýðýný, sonrasýnda naaþýnýn Türkiye'ye getirildiðini anlatan Tunç, sözlerini þöyle sürdürdü:
"Ýzmir Adli Týp Kurumu Baþkanlýðýnda da Minnesota Protokolü'ne uygun bir otopsi iþlemi yapýldý. Tam detaylý bir otopsi. Bu otopsi uluslararasý standartlarda bir otopsi ve uluslararasý mahkemelerde geçerliliði olacak bir çalýþma yapýldý. Geçen hafta da Ayþenur Ezgi kardeþimizi Ýzmir Dikili'den ebediyete uðurladýk. Ailesine bir kez daha baþsaðlýðý diliyorum. Milletimize baþsaðlýðý diliyorum. Onun hakkýný, hukukunu hem iç hukukta koruyacaðýz hem de Birleþmiþ Milletler Genel Kurulunda Sayýn Cumhurbaþkaný'mýz konuþma yapacak yarýn. Mutlaka konuya da deðinecektir. Hem Birleþmiþ Milletler Güvenlik Konseyinin gündemine Ayþenur'un raporlarýný intikal ettireceðiz. Soykýrým davasý þu anda devam ediyor. Türkiye'nin katýlma talebi de söz konusu oldu. Uluslararasý Adalet Divanýna da Ayþenur kardeþimizin raporunu takdim edeceðiz ve delilleri sunacaðýz. Yine Uluslararasý Ceza Mahkemesinde devam eden Ýsrailli saldýrganlarla ilgili soruþturmaya da yine Ayþenur'un delillerini takdim edeceðiz."
Bakan Tunç, önceki gün Filistin'in Ankara Büyükelçisinin Adalet Bakanlýðýna geldiðini, adli yardýmlaþma kapsamýnda Ayþenur'un Filistin'deki soruþturma dosyasýný tüm ekleriyle beraber takdim ettiðini kaydetti.
- "TÜRKÝYE BU AKAN KANIN DURDURULMASI NOKTASINDAKÝ DÝPLOMATÝK ÇALIÞMALARINI SÜRDÜRÜYOR"
Ayþenur Ezgi Eygi'nin hakkýný hukukunu koruma gayreti içerisinde çalýþmalarýn süreceðini vurgulayan Tunç, þöyle devam etti:
"7 Ekim'den bu yana 41 binden fazla mazlum Filistin'de þehit edildi. Bunun yüzde 80'i kadýn ve çocuklardan oluþuyor. Maalesef çocuk, kadýn haklarý diye uluslararasý kuruluþlarýn hiç sesinin çýkmadýðýný, nasýl bir çifte standart içerisinde olduklarýný hep beraber görüyoruz. Uluslararasý kuruluþlarýn, uluslararasý mahkemelerin kararlarýnýn bir sonuç vermediðini üzülerek görüyoruz. Sayýn Cumhurbaþkaný'mýz 'Dünya beþten büyüktür' derken hep buna iþaret ediyor. Uluslararasý mahkemelerin kararlarýný tanýmayan yaklaþýk bir asýrdan bu yana Birleþmiþ Milletlerin sayýsýz kararlarýný, güvenlik konseyinin sayýsýz kararlarýný hiçe sayan, uymayan bir yapý var. Yani buna devlet demek de mümkün deðil. Ýþte 7 Ekim'den bu yana dünyanýn en büyük soykýrýmý, bütün insanlýðýn gözü önünde gerçekleþtirilirken uluslararasý kuruluþlarýn tedbir kararlarýna, Uluslararasý Adalet Divanýnýn tedbir kararlarýna da uymayan bir yapý, adeta bir terör örgütü, bir terör devleti karþýmýzda maalesef var. Türkiye bu akan kanýn durdurulmasý noktasýndaki diplomatik çalýþmalarýný sürdürüyor. Bu anlamda oradaki iþgalin sona erdirilmesi ve özgür bir Filistin'in olmasý ve 1967 sýnýrlarýna, Ýsrail'in iþgal ettiði topraklardan çekilerek baþkenti Doðu Kudüs olan bir Filistin baðýmsýz devleti kurulmadan, buradaki kanayan yaranýn tedavi edilemeyeceðine yönelik görüþümüzü de her platformda söylemeye devam ediyoruz."
- "ANAYASALAR, TOPLUM SÖZLEÞMESÝDÝR"
Bakan Tunç, yeni anayasa çalýþmalarýyla ilgili soru üzerine, bu konudaki tavýrlarýnýn net olduðunu belirtti.
Türkiye'nin darbe anayasasýndan kurtulmasý noktasýnda aslýnda herkesin mutabýk olduðunu dile getiren Tunç, þu deðerlendirmelerde bulundu:
"Siyasi düþünceler çok farklý da olsa evet bu bir darbe anayasasýdýr. Türkiye'nin demokratik, sivil, katýlýmcý bir anayasaya kavuþmasý noktasýnda milletçe hemfikiriz. Tabii burada önemli olan bir uzlaþmanýn saðlanabilmesi. Anayasalar, toplum sözleþmesidir. Anayasamýz 1982 anayasasý. 1980 darbesi sonrasý darbeciler tarafýndan yazdýrýlan bir anayasa. Dolayýsýyla Cumhuriyetimizin ikinci yüzyýlýna baþladýðýmýz þu dönemde, yeni bir baþlangýç yaptýðýmýz bu dönemde, darbe anayasasýyla deðil de milletimizin her bir ferdinin kendini içinde gördüðü, temel hak ve özgürlükleri tahkim eden, demokratik hukuk devleti niteliðini daha da güçlendiren yeni bir anayasayla yola devam etmemiz konusunda aslýnda mutabýk olmadýðýmýz kimse yok. Tabii detaylar konusunda uzlaþmak lazým."
Tunç, Türkiye Büyük Millet Meclisi Meclis Baþkaný Numan Kurtulmuþ'un 28. dönemin baþýndan itibaren siyasi partilerin genel baþkanlarýyla yeni anayasa konusunda görüþmeler yaptýðýný anýmsattý.
Bu görüþmelerin bir baþlangýç olduðunun, derinleþtirilerek devam etmesini dilediklerinin altýný çizen Tunç, "Anayasamýzda vesayetçi ruhu ortadan kaldýrmaya yönelik gerek yargý alanýnda gerek yönetim sistemi alanýnda gerek temel haklarýn güçlendirilmesi anlamýnda çok önemli reformlar da yapýldý. Ama bu reformlarýn anayasadaki vesayetçi ruhu tamamen ortadan kaldýrdýðýný söyleyemeyiz. O nedenle Cumhuriyetimizin ikinci yüzyýlýna adým atarken yeni demokratik, sivil bir anayasada toplum olarak, tüm siyasi partiler olarak uzlaþýrsak, millete karþý görevimizi de yapmýþ oluruz. Ýnþallah o noktaya geliriz." ifadelerini kullandý.