Tunç, Adalet Bakanlýðý ve Cumhurbaþkanlýðý Ýletiþim Baþkanlýðý iþbirliðinde Bahçeþehir Üniversitesi Beþiktaþ Kampüsü'nde düzenlenen Adalet ve Medya Ýliþkisi Paneli'nde yaptýðý konuþmada, Filistin'de 7 Ekim 2023'ten bu yana dünyanýn gözü önünde soykýrým iþlendiðini, 50 bine yakýn insanýn þehit edildiðini söyledi.
Bunlarýn yüzde 80'inin kadýn ve çocuklardan oluþtuðunu kaydeden Tunç, uluslararasý medyanýn katledilen çocuklarýn hakkýný koruyamadýðýný ve savunamadýðýný ifade etti.
Tunç, uluslararasý medyanýn, Filistin'de katliam yapanlarý adeta destekleyen bir dezenformasyon yaptýðýný belirterek, "Ama bunun yanýnda Türk medyasýna baktýðýmýz zaman, Anadolu Ajansýna baktýðýmýz zaman, önümüzde þu anda Anadolu Ajansýnýn Filistin'le ilgili yayýnlarý var masalarýn üzerinde. TRT'ye baktýðýmýz zaman, diðer özel televizyon kuruluþlarýna baktýðýmýz zaman her birinin muhabirleri, Filistin'den, Gazze'den, Ýsrail'den, Lübnan'dan oralarda insanlýk suçunun iþlendiði bölgelerden hayatlarý pahasýna yayýnlar yapýyor ve toplumu aydýnlatýyor. Hem milletimizi aydýnlatýyor hem de dünyaya mesaj veriyor." ifadelerini kullandý.
- "FÝLÝSTÝN'DE ÞEHÝT OLAN TÜM MAZLUMLARI RAHMETLE ANIYORUM"
Bakan Tunç, þunlarý kaydetti:
"Türk medyasý Filistin konusunda da gerçekten önemli bir sýnav vermiþtir ve takdire þayandýr bu konuda. Özellikle Anadolu Ajansýnýn topladýðý deliller, TRT'nin kaydettiði görüntüler, özel televizyonlarýmýzýn kaydettiði görüntüler, bunlar hepsi birer kanýt. Hem Uluslararasý Adalet Divanýnda Güney Afrika'nýn baþlatmýþ olduðu ve Türkiye'nin de müdahillik talebinde bulunduðu soykýrým davasýnda delil olarak dosyamýza ilave ettiðimiz çok önemli kanýtlar var Anadolu Ajansýndan elde ettiðimiz, hem de Uluslararasý Ceza Mahkemesine sivil toplum kuruluþlarýmýzýn yapmýþ olduklarý baþvuruda da bu kanýtlar, bu deliller gerçekten çok önemli. Türkiye olarak, Türk medyasý olarak bu anlamda Filistin'deki mazlumlarýn hakkýnýn korunmasý ve uluslararasý hukuk anlamýnda o dosyalara delil teþkil edecek, tarihe not düþecek çok önemli belgeleri Türk medyasý saðladý ve bu anlamda TRT, Anadolu Ajansý þehit verdi, kameramaný orada þehit edildi. Canlarý pahasýna mücadele ettiler ve etmeye devam ediyorlar. Ben buradan Filistin'de þehit olan tüm mazlumlarý rahmetle anýyorum."
Tunç, Yargý Reformu Strateji Belgesi hazýrlýðýnýn son aþamasýnda olduklarýný ve bu aþamada bu panelde konuþma yapacak medya mensuplarýnýn katkýlar sunacaðýný belirtti.
Bahçeþehir Üniversitesi'nin bulunduðu mekanda 25 yýl önce yargýlandýðýný aktaran Tunç, þunlarý paylaþtý:
"Burasý Devlet Güvenlik Mahkemesi'ydi. Nereden nereye geldiðimizin, ülkemizin yüksek standartlý bir demokrasiye kavuþmasý konusunda nasýl mesafe aldýðýmýzýn bir göstergesi. Devlet Güvenlik Mahkemeleri vardý bundan 25 yýl önce. Baþörtüsüne özgürlüðü savunduðumuz için genç bir avukat olarak hakkýmýzda iddianame düzenlenmiþti. Baþörtüsüne özgürlük diye bir imzadan dolayý bir iddianameyle karþý karþýya kalmýþtýk ve burada yargýlanmýþtýk. Burada, duruþmada karþýmýzda bir askeri hakim ve 2-3 üyeyle beraber ifademizi almýþlardý. Bugün o mekanda bir eðitim yuvasý olarak ülkemizin geleceðine imza atacak, Türkiye Yüzyýlý'ný inþa edecek gençlerin eðitim gördüðü bir yuvada bu sefer sanýk olarak deðil, Türkiye Cumhuriyeti'nin Adalet Bakaný olarak, sizlerle beraber olmaktan duyduðum memnuniyeti belirtmek istiyorum."
Yargýnýn ve medyanýn geçmiþ dönemlere göre çok yol aldýðýný kaydeden Tunç, geçmiþte 12 Eylül'de, 28 Þubat gibi dönemlerde Türk yargýsýnýn adaletten yana deðil de darbecilerden yana olduðunu anýmsattý.
Ancak artýk Türk yargýsýnýn milletin yanýnda olduðunu 15 Temmuz Darbe giriþimindeki kahramanlýkla gösterdiðini dile getiren Tunç, "Türk yargýsý, maalesef vesayetçi anlayýþýn arka bahçesi olarak görev yaptýðý yýllarda maalesef hukuk sistemimize çok zararlar vermiþti. Ama onlar artýk geride kaldý. 15 Temmuz'da verdiði sýnav gerçekten takdire þayandý ve vesayetçi anlayýþla milletiyle beraber mücadele etmeyi baþardý. Büyük bir sýnav verdi. Yine Türk medyasý da ayný þekilde." ifadesini kullandý.
- "YAPAY ZEKANIN HER ALANDA KULLANILDIÐI GÝBÝ YARGI ALANINDA DA KULLANILABÝLMESÝNÝN ÝMKANLARI VAR"
Tunç, teknolojinin ilerlediðini ve yapay zekanýn çok fazla konuþulduðunu belirterek, yapay zekanýn her alanda kullanýldýðý gibi yargý alanýnda da kullanýlabilmesinin imkanlarýnýn bulunduðunu söyledi.
Bu konuda hazýrlýklarýnýn olduðunu belirten Tunç, sözlerini þöyle sürdürdü:
"UYAP sistemimizin dünyadaki en geliþmiþ yargý aðý projesi ve birçok Avrupa ülkesi de 'Bunu nasýl baþardýnýz?' diye zaman zaman gelip bize ziyaretlerde bulunuyorlar. O bizim bir avantajýmýz. Onu daha da geliþtiriyoruz þimdi. Elektronik duruþmanýn, görüntülü duruþmanýn hem ceza davalarýnda hem hukuk davalarýnda daha da yaygýnlaþtýrýlmasý, adalete eriþimi daha kolaylaþtýrmak, mevzuatý daha da sadeleþtirmek, uzun süren yargýlamalarýn önüne geçebilmek için, özellikle uzun süreli aralýklý duruþmalarýn önüne geçebilmek için birtakým tedbirlerimiz var. Yargý Reformu Strateji Belgemizde de bunlarý tek tek Cumhurbaþkanýmýz kamuoyuyla paylaþtýktan sonra o hedefler doðrultusunda da mevzuatýmýzý geliþtirmek için çaba göstermeye devam edeceðiz."
- "HABER DEÐERÝNÝ AÞMAYAN DÜÞÜNCE AÇIKLAMALARININ SUÇ TEÞKÝL ETMEYECEÐÝNÝ MEVZUATIMIZDA DÜZENLEDÝK"
Tunç, basýnla ilgili anayasada önemli düzenlemeler yaptýklarýný anýmsatarak, basýn araçlarýna el konulamayacaðýna yönelik düzenlemenin, 2004 yýlýnda yapýlan deðiþiklikle anayasada yerini aldýðýný vurguladý.
Düþünce ve ifade özgürlüðünün kapsamýný daha da geniþleten düzenlemeleri anayasal düzeyde hayata geçirdiklerini anlatan Tunç, "Özellikle basýn özgürlüðü, düþünce ve ifade özgürlüðü konusundaki çabalarý küçümsememek lazým. Hem Türk Ceza Kanunu'nda hem Terörle Mücadele Kanunumuzda hem de Basýn Kanunu'nda eleþtiri sýnýrýný aþmayan, haber deðerini aþmayan düþünce açýklamalarýnýn suç teþkil etmeyeceðini mevzuatýmýzda düzenledik. Tüm bunlar ülkemizin demokratik hukuk devleti ilkesini daha da tahkim etmeye yönelik düzenlemelerdi." diye konuþtu.
Bunlarý yeterli görmediklerini söyleyen Tunç, þöyle devam etti:
"Türkiye Yüzyýlý'nýn eþiðindeyiz. Cumhuriyetimizin ikinci yüzyýlýna adým attýðýmýz bu anlamlý günlerde, Türkiye'nin demokratik, sivil, katýlýmcý bir anayasayla yoluna devam etmesi lazým. Ýnþallah bunu baþarýrýz. Darbelere geçit vermeyen, 10 yýlda bir muhtýrayla, darbeyle önü kesilmeyen, demokrasimizi daha güçlü yapan, yüksek standartlý bir demokrasi yolunda emin adýmlarla ilerlememizi saðlayacak olan yeni bir anayasaya bu ülkenin ihtiyacý var. Ýnþallah parlamentoda bu uzlaþma gerçekleþir ve 28. dönem parlamentosu da bu anlamda, bu uzlaþmayla tarihe geçer. Tabii bu uzlaþmaya yanaþan siyasi partiler, milletvekilleri elbette ki milletimizden büyük bir takdir toplayacaktýr. Ama aksi durumda milletimiz tabii ki bunun cevabýný yeri geldiðinde de verecektir."
Bakan Tunç, medya ve adalet iliþkisinin çok önemli olduðunu, son dönemlerde görülen davalarla ilgili sosyal medyada yorumlar yapýldýðýný, yargý kararýný verdikten sonra eleþtirilebilir olduðunu, bu eleþtirilerin de yargýnýn kalitesini artýrmaya vesile olabileceðini aktardý.
Dava ve soruþturma devam ederken, soruþturmanýn gizliliðinin esas olduðuna dikkati çeken Tunç, "Çünkü oradaki toplanacak delillerin karartýlmamasý lazým. Bu anlamda özellikle dosyanýn içeriðiyle ilgili bilgi sahibi olmadan, dosyadaki delillerle ilgili henüz daha hiç kimsenin bilmediði, henüz daha araþtýrma, soruþturma aþamasýndayken 'acaba böyle mi olmuþtur, þöyle mi olmuþtur' þeklinde bir takým haberler, maalesef sonrasýnda iddianame ortaya çýktýðýnda 'Ya bu çok tartýþýlmýþtý. Bu niye iddianamede yok? Bu söylenmiþti, bu niye yok?' þeklindeki yorumlara neden oluyor. Bu da tabii ki yargýya güveni zedeleyen bir durum." deðerlendirmesinde bulundu.
- "KÝÞÝLÝK HAKLARINI KORUMAK HUKUKUN EN ÖNEMLÝ GÖREVÝDÝR"
Düþünce ve ifade özgürlüðünün sonuna kadar arkasýnda olduklarýný dile getiren Tunç, þunlarý kaydetti:
"Ancak özellikle sosyal medya bir suç iþleme özgürlüðü alaný deðildir. Gerçek hayatta eðer bir fiil, bir hareket suçsa bu sosyal medyada gerçekleþtirilmiþse bunu düþünce ve ifade özgürlüðü olarak kabul etmek mümkün deðildir. Çünkü eðer siz bir kiþiye karþý, yüzüne karþý hakaret etmiþseniz bu bir suç. Bunu sosyal medyada yaptýðýmýz zaman bu basýn özgürlüðü, düþünce ve ifade özgürlüðü anlamýna gelmez. Ýþte orada þikayet vuku bulduðunda ya da resen kovuþturmaya tabiyse yargý sisteminin el atmaktan baþka bir çaresi yoktur. Çünkü kiþilik haklarýný korumak hukukun en önemli görevidir. Ýnsan onurunu korumak adaletin en önemli unsurudur. O nedenle adalet insan onurunu korumaktýr diyoruz."
- "YARGI MENSUPLARIMIZ DA MEDYA MENSUPLARIMIZ DA ÇOK BÜYÜK KRÝTÝK GÖREV ÝFA EDÝYORLAR"
Sosyal medya aracýlýðýyla dezenformasyonun daha da arttýðýný, paylaþýlan yalan haberin milyonlarca kiþiye ulaþtýðýný vurgulayan Tunç, Ordu'da balerin Ceren Özdemir'i öldüren sanýðýn aðýrlaþtýrýlmýþ müebbet hapis cezasý alarak yüksek güvenlikli cezaevine gönderildiðini, ancak bir gazetecinin sanýðýn bir süre sonra açýk cezaevine çýktýðý yönündeki paylaþýmýnýn, sosyal medyada adalete karþý olumsuz bir algý oluþmasýna neden olduðunu hatýrlattý.
Tunç, Özdemir'i öldüren sanýðýn hala yüksek güvenlikli cezaevinde cezasýný çektiðini belirten bir açýklama yayýmladýklarýný, ancak bunun sosyal medyada sýnýrlý derecede görüldüðünü, dezenformasyonla mücadelede Ýletiþim Baþkanlýðýnýn çok büyük katkýlarýnýn olduðunu anlattý.
Yýlda 12 milyon karar verildiðini ifade eden Tunç, "Bu 12 milyon karardan milyonlarcasý doðru karar, ama içlerinde birkaç tane olumsuz karar maalesef 25 bin hakimimizin görev yaptýðý bir sistemin tamamýnýn eleþtirilmesine de yol açýyor. Doðru bilgiyse, gerçekten haklý bir eleþtiriyse baþýmýzýn üstünde yeri var." dedi.
Yýlmaz Tunç, ama bu bir dezenformasyona yönelikse o zaman adaletin yýprandýðýný kaydederek, "Vatandaþlarýmýzýn yargýya güveninin zedelenmesi, devlete olan inancýnýn da yitirilmesine neden oluyor. O nedenle hep beraber bir kamu hizmeti yapýyoruz. Hep birlikte yargý mensuplarýmýz da medya mensuplarýmýz da çok büyük kritik görev ifa ediyorlar. Bu kritik görevi ifa ederken de adaletle medya iliþkisini zaman zaman masaya yatýrmamýz gerekiyor. Ýþte bu toplantý bunun en güzel örneklerinden biri." sözlerini sarf etti.
Programa, Adalet Bakan Yardýmcýsý Mehmet Yýlmaz, Ýstanbul Cumhuriyet Baþsavcýsý Akýn Gürlek, baþsavcývekilleri, Bahçeþehir Üniversitesi Mütevelli Heyeti Baþkaný Enver Yücel, Bahçeþehir Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Esra Hatipoðlu, gazeteciler ve üniversitenin öðretim görevlileri ile öðrenciler katýldý.