Erdoðan, Birleþmiþ Milletler (BM) Genel Kurul Salonu'nda BM'nin 76'ncý Genel Kurulu görüþmelerinde katýlýmcýlara hitap etti.
Konuþmasýna, Genel Kurul'a katýlanlarý selamlayarak baþlayan Erdoðan, Birleþmiþ Milletler 76'ncý Genel Kurulu'nun ülkeler ve tüm insanlýk için hayýrlara vesile olmasýný diledi.
Erdoðan, 2 yýl sonra tekrar Genel Kurul'da bulunmaktan ve burada hitap etmekten büyük memnuniyet duyduðunu belirterek, geride býrakýlan yaklaþýk 2 yýlda tüm insanlýðýn sancýlý günler geçirdiðini anýmsattý.
"Son asrýn en büyük saðlýk krizi olarak nitelenen Kovid-19 salgýnýnda, aralarýnda dostlarýmýzýn, yakýnlarýmýzýn, sevdiklerimizin de olduðu 4,6 milyon insaný kaybettik." diyen Erdoðan, gösterilen onca çabaya ve aþýlamada alýnan mesafeye raðmen salgýnýn olumsuz etkilerinin halen devam ettiðine dikkati çekti.
Birleþmiþ Milletler 76'ncý Genel Kurulu'nun da iþte böyle bir atmosferde gerçekleþtiðini ifade eden Erdoðan, þunlarý kaydetti:
"Burada vereceðimiz dayanýþma ve iþ birliði mesajlarýnýn, salgýnla mücadeleyi desteklemenin yaný sýra, zor günler yaþayan milyarlarca insanýn umutlarýný artýracaðýna da inanýyorum. Genel Kurulumuzun, uluslararasý toplumun meselelerinde çözümüne daha etkin katký saðlamasý için güçlendirilmesi gerekiyor. Bu doðrultuda verimli çalýþmalar yapan 75'inci Genel Kurul Baþkaný Sayýn Volkan Bozkýr'a þükranlarýmý sunuyorum. 76'ncý Genel Kurul Baþkanlýðýný üstlenen Sayýn Abdullah Þehid'in devraldýðý bayraðý çok daha yukarýlara taþýyacaðýna inanýyorum. Türkiye olarak, Genel Kurul'un faaliyetlerini en verimli þekilde icra etmesi için üzerimize düþen sorumluluklarý yerine getirmeyi sürdüreceðiz. Bu vesileyle, Birleþmiþ Milletler Genel Sekreterliði görevini bir kez daha üstlenen Sayýn Guterres'i tebrik ediyor, baþarýlarýnýn devamýný diliyorum."
Bu yýlki Genel Kurul'un "Umutla Dayanaklýlýðý Ýnþa Etmek" temasýyla düzenlenmesinin fevkalade isabetli olduðunun altýný çizen Erdoðan, "Öncelikle, acý da olsa, bir gerçeði ifade etmek istiyorum. Ýnsanlýk olarak bize büyük bir aile olduðumuzu tekrar hatýrlatan bu salgýnda, ne yazýk ki, küresel dayanýþma açýsýndan iyi bir imtihan verilemedi. Bilhassa az geliþmiþ ülkeler ve yoksul toplum kesimleri, salgýn karþýsýnda adeta kaderlerine terk edildi." dedi.
- "TURKOVAC'ý tüm insanlýðýn istifadesine sunacaðýz"
Dünya genelindeki can kaybýnýn yüksekliðinde, küresel sistemin artýk çözüm yerine sorun çýkaran, sorunlarý derinleþtiren, sorunlarý çözümsüzlüðe mahkum eden çarpýk yapýsýnýn da payýnýn bulunduðuna iþaret eden Erdoðan, þöyle konuþtu:
"Milyonlarca insanýn hayatýný kaybettiði, 10 milyonlarca insanýn virüsün pençesinde kývrandýðý bir dönemde, aþý milliyetçiliðinin farklý yöntemlerle halen sürdürülüyor olmasý, insanlýk adýna yüz kýzartýcýdýr. Kovid-19 salgýný gibi küresel bir felaketin üstesinden, ancak uluslararasý iþ birliði ve dayanýþmayla gelinebileceði açýktýr. Tüm ülkeler bu salgýndan kurtulmadan, herhangi bir ülkenin tek baþýna güvenle hayatýný sürdürmesi mümkün deðildir. Genel Kurul'da ortaya konacak iradenin, bu hakikatin anlaþýlmasý bakýmýndan bir dönüm noktasý olmasýný temenni ediyoruz. Salgýn döneminde küresel iþ birliðinin önemi yanýnda týp biliminin ulaþtýðý yüksek seviyeyi de görme imkaný bulduk. Dünya Saðlýk Örgütü tarafýndan onaylanan ilk aþýnýn Almanya'da yaþayan Türk kökenli iki bilim insaný tarafýndan geliþtirilmesinden gurur duyduk."
Cumhurbaþkaný Erdoðan, Türkiye olarak "Ýnsaný yaþat ki devlet yaþasýn" inancýyla ilk günden itibaren eldeki imkanlarý dost ve kardeþ ülkelerle paylaþmaya çalýþtýklarýný belirterek, Türkiye'nin bir taraftan vatandaþlarýna en iyi saðlýk hizmetini sunarken, diðer taraftan da 159 ülke ve 12 uluslararasý kuruluþa týbbi yardým gönderdiðini anýmsattý.
"Yerli aþýmýz TURKOVAC'ý yakýn zamanda milletimizle birlikte tüm insanlýðýn istifadesine sunacaðýmýzý ifade etmek istiyorum." diyen Erdoðan, Dünya Saðlýk Örgütünün güçlendirilmesi ve salgýnlara karþý sözleþme hazýrlanmasý giriþimlerini desteklediklerini vurguladý.
- "Afgan halkýnýn huzura kavuþmasýný temenni ediyoruz"
Kamu saðlýðýnýn korunmasý ile sosyal ve ekonomik hayatýn devamý arasýnda makul bir denge kurulmasý gerektiðine iþaret eden Erdoðan, "Yaþadýðýmýz hadiseler bize bazý gerçekleri tekrar hatýrlatmaktadýr. Sevinçlerimiz gibi hüzünlerimiz, acýlarýmýz gibi baþarýlarýmýz, sorunlarýmýz gibi çözümlerimiz de ortaktýr." dedi.
"Ben yaptým oldu" mantýðýyla hareket edildiðinde, bunun faturasýný sadece belli baþlý ülkelerin deðil, tüm insanlýðýn ödediðini dile getiren Erdoðan, þunlarý kaydetti:
"Sahadaki gerçekleri ve sosyal dokuyu dikkate almayan dayatmacý yöntemlerle meselelere çözüm üretilemeyeceði, en son Afganistan'da, hem de çok acý bir þekilde görülmüþtür. Afganistan halký, 40 seneden fazladýr süren istikrarsýzlýk ve çatýþmalarýn sonuçlarýyla baþ baþa býrakýlmýþtýr. Siyasi süreçten baðýmsýz olarak Afganistan'ýn uluslararasý camianýn yardýmýna ve dayanýþmasýna ihtiyacý bulunuyor. Ülkede bir an önce barýþ, istikrar ve güvenliðin tesis edilerek, Afgan halkýnýn huzura kavuþmasýný temenni ediyoruz. Türkiye olarak, bu zor günlerinde Afgan halkýna karþý kardeþlik görevimizi yerine getirmeyi sürdüreceðiz."
Cumhurbaþkaný Erdoðan, Suriye'de tüm dünyanýn gözlerinin önünde yüz binlerce kiþinin ölümüne, milyonlarca kiþinin yerlerinden edilmesine neden olan insani dramýn 10'uncu yýlýný geride býraktýðýna dikkati çekerek, Türkiye'nin bir yandan 4 milyona yakýn Suriyeliye kucak açarken, bölgeyi kana ve gözyaþýna boðan terör örgütlerine karþý da sahada mücadele ettiðini hatýrlattý.
- "Suriye krizinin devam etmesine izin veremez"
DEAÞ'la göðüs göðüse çarpýþan ve bu terör örgütünü hezimete uðratan tek NATO müttefikinin Türkiye olduðunu anýmsatan Erdoðan, Türkiye'nin sahadaki varlýðýyla, PKK terör örgütünün Suriye'deki uzantýlarýnýn iþlediði katliam ve etnik temizlik faaliyetlerinin de önüne geçtiðini söyledi.
Türkiye'nin þehitler verme pahasýna yürüttüðü çabalar sonucunda güvenli hale getirdiði bölgelere, þu ana kadar 462 bin Suriyelinin gönüllü olarak geri dönüþünü saðladýklarýný belirten Erdoðan, ayný þekilde, Ýdlib'deki Türkiye varlýðý sayesinde, milyonlarca insanýn hem canýnýn kurtulduðunu hem yerinden edilmesinin önlendiðini vurguladý.
"Uluslararasý toplum, bir 10 yýl daha Suriye krizinin devam etmesine izin veremez." ifadesini kullanan Erdoðan, soruna, Suriye halkýnýn beklentilerini karþýlayacak þekilde, Birleþmiþ Milletler Güvenlik Konseyi'nin 2254 sayýlý kararý temelinde siyasi bir çözüm bulunmasý için daha güçlü bir irade ortaya konulmasý gerektiðinin altýný çizdi.
Suriye'nin kuzeybatýsýna Türkiye üzerinden ulaþtýrýlan BM insani yardým mekanizmasýnýn 12 ay süreyle uzatýlmasýný memnuniyetle karþýladýklarýný belirten Erdoðan, "Bu konuda sergilenen uzlaþmacý yaklaþýmýn, siyasi sürecin ilerletilmesi ve sýðýnmacýlarýn gönüllü, güvenli ve onurlu þekilde geri dönüþlerinin saðlanmasý için de ortaya konulmasýný temenni ediyoruz. Bölgedeki terör örgütleri arasýnda ayrým yapýlmasýnýn, bunlarýn taþeron olarak kullanýlmasýnýn kabul edilemez olduðunu, huzurlarýnýzda tekrar ifade etmek istiyorum." diye konuþtu.
Son 10 yýlda dünyanýn farklý ülkelerinde yaþanan terör eylemlerinin, terörün sadece Türkiye'nin deðil tüm insanlýðýn ortak düþmaný olduðunu gösterdiðini kaydeden Cumhurbaþkaný Erdoðan, "Suriye'nin toprak bütünlüðünü ve milli güvenliðimizi tehdit eden terör örgütleriyle mücadelemiz kararlýlýkla sürecektir. Ülkemizde, Suriyeliler dýþýnda da sayýlarý 1 milyonu aþan çeþitli statülerde göçmen vardýr." bilgisini verdi.
Afganistan'daki geliþmeler sebebiyle son dönemde, bu ülkeden de göç akýný ihtimaliyle karþý karþýya olunduðunu kaydeden Erdoðan, "Suriye krizinde insanlýk onurunu kurtaran bir ülke olarak, artýk yeni göç dalgalarýný karþýlamaya ne imkanýmýz ne de tahammülümüz vardýr. Adil yük ve sorumluluk paylaþýmý temelinde, tüm paydaþlarýn bu konuda üzerine düþeni yapmasýnýn vakti çoktan gelmiþtir. Artýk 1951 Cenevre Sözleþmesini ve uluslararasý insani hukuku aþýndýranlara karþý somut bir tavýr ortaya konulmalýdýr." ifadelerini kullandý.
- "Meþru hükümetin yanýnda durulmasý çaðrýmý tekrarlýyorum"
Libya'da uluslararasý meþruiyete verilen güçlü destek sayesinde ateþkesin tesis edildiðini ve ardýndan da Baþkanlýk Konseyi ve Milli Birlik Hükümeti kurulduðunu hatýrlatan Cumhurbaþkaný Erdoðan, þöyle devam etti:
"Milli Birlik Hükümetinin, kamu hizmetlerinin saðlanmasý, tüm kurumlarýn birleþtirilmesi ve seçimlerin zamanlýca düzenlenmesi çabalarýna destek vermeye devam edeceðiz. Uluslararasý topluma Libya'nýn tüm bölgelerini temsil eden meþru hükümetin yanýnda durulmasý çaðrýmý tekrarlýyorum. Bölgemizde istikrarsýzlýðý körükleyen, barýþ ve güvenliði tehdit eden en önemli sorunlardan biri de Ýsrail-Filistin ihtilafýdýr. Filistin halkýna yönelik zulüm sürdükçe, Orta Doðu'nun kalýcý barýþ ve istikrara kavuþmasý mümkün deðildir. Bunun için iþgal, ilhak ve yasa dýþý yerleþim politikalarýna mutlaka ve derhal son verilmelidir. Kudüs'ün 1947 tarihli Birleþmiþ Milletler kararýna dayanan uluslararasý statüsüne, Harem-i Þerif'in mahremiyetine ve Filistin halkýnýn haklarýna yönelik ihlallere karþý durmayý sürdüreceðiz. Barýþ süreci ve iki devletli çözüm vizyonu, daha fazla gecikmeksizin yeniden canlandýrýlmalýdýr."
Cumhurbaþkaný Erdoðan, 1967 sýnýrlarý temelinde, özellikle baþkenti Kudüs olan, baðýmsýz ve coðrafi bütünlüðe sahip bir Filistin Devleti'nin kurulmasýnýn, öncelikli hedefleri arasýndaki yerini koruduðunu belirtti.
- "Azerbaycan, öz topraklarýndaki iþgali sona erdirmiþtir"
Kafkasya'daki istikrar bakýmýndan yakýn dönemde önemli adýmlarýn atýldýðýný hatýrlatan Erdoðan, "Azerbaycan, meþru müdafaa hakkýný kullanarak, Güvenlik Konseyi'nin yýllardýr uygulanmayan kararlarýna konu olan öz topraklarýndaki iþgali sona erdirmiþtir. Bu geliþme, bölgede, kalýcý barýþ adýna yeni fýrsat pencerelerinin açýlmasýna da imkan saðlamýþtýr.
Taraflarýn atacaðý her olumlu adýmý desteklemek kararýndayýz. Ýlhakýný tanýmadýðýmýz Kýrým dahil, Ukrayna'nýn toprak bütünlüðünün ve egemenliðinin korunmasýna önem veriyoruz." ifadelerini kullandý.
Çin'in toprak bütünlüðü perspektifinde Müslüman Uygur Türklerinin temel haklarýnýn korunmasý hususunda daha çok çaba gösterilmesi gerektiðine inandýklarýný belirten Cumhurbaþkaný Erdoðan, Keþmir'de 74 yýldýr süregelen sorunun, taraflar arasýnda diyalog yoluyla ve ilgili BM kararlarý çerçevesinde çözülmesinden yana olan tavýrlarýn sürdüðünü ifade etti.
Bangladeþ ve Myanmar'daki kamplarda zor þartlarda yaþayan Rohingya Müslümanlarýnýn anavatanlarýna güvenli, gönüllü, onurlu ve kalýcý þekilde geri dönüþlerinin saðlanmasýna da destek verdiklerini bildiren Erdoðan, þunlarý kaydetti:
"Kýbrýs meselesinde adil, kalýcý ve sürdürülebilir çözüm, ancak sonuç odaklý, gerçekçi bir yaklaþýmla mümkündür. BM'nin eþit olarak kabul ettiði Ada'daki iki halktan birinin lideri sizlere hitap edebilirken, diðer liderin bu platformda sesini duyuramamasý adil deðildir. Çözüm için Ada'nýn asli unsuru olan Kýbrýs Türk halkýnýn egemen eþitliðinin ve eþit uluslararasý statüsünün tescil edilmesi gerekiyor. Kýbrýs Türk halkýnýn ortaya koyduðu yeni çözüm vizyonunu destekliyoruz. Buradan, uluslararasý topluma Kýbrýs Türklerinin görüþlerini açýk fikirlilikle ve önyargýsýz bir þekilde deðerlendirme çaðrýsýnda bulunuyorum. Doðu Akdeniz'deki sükunet ortamýnýn devamý ortak çýkarýmýzadýr. Deniz yetki alanlarýnýn paylaþýmýna iliþkin sorunlarýn uluslararasý hukuk ve iyi komþuluk iliþkileri çerçevesinde çözülmesini temenni ediyoruz. Bunun için öncelikle Doðu Akdeniz'de en uzun kýyýya sahip Türkiye'yi bölgede yok sayan anlayýþtan vazgeçilmesi þarttýr. Diyalog ve iþ birliði için bölgedeki tüm aktörlerin yer alacaðý 'Doðu Akdeniz Konferansý' düzenlenmesi önerimiz hala masadadýr."
- "Türkiye, hakkaniyetli bir dünya yolunda atýlan her adýmýn yanýnda olmuþtur"
Benzer þekilde Ege Denizi'ndeki sorunlarýn da yine ikili diyalogla çözülmesi gerektiðine inandýklarýný belirten Cumhurbaþkaný Erdoðan, "Avrupa Birliði'ne üyelik sürecindeki kararlýlýðýmýzý da sürdürüyoruz. Afrika ile yüzyýllara dayanan köklü baðlarýmýzdan aldýðýmýz güçle bugün de kýtayla ve Afrika Birliði ile dayanýþma içindeyiz." dedi.
Bu anlayýþla Üçüncü Türkiye-Afrika Ortaklýk Zirvesinin gelecek dönemde Türkiye'de yapýlmasý için gerekli çalýþmalarý sürdürdüklerini ifade eden Erdoðan, "Yeniden Asya giriþimimizle de Türkiye'nin Avrupa ile Asya arasýndaki birleþtirici konumunu pekiþtiriyoruz. Ayný þekilde Latin Amerika ve Karayipler bölgesiyle ikili ve çok taraflý platformlarda iliþkilerimizi geliþtirmeye büyük önem veriyoruz. Türkiye, herkes için daha güvenli, huzurlu, müreffeh, hakkaniyetli bir dünya yolunda atýlan her adýmýn yanýnda olmuþtur, bundan sonra da olmaya devam edecektir." diye konuþtu.
Erdoðan, dünyanýn, üzerindeki milyonlarca canlý türüne kucak açarken bu cömertliðinin karþýlýðýnda, sadece tabiatýn dengesine saygý duyulmasýný istediðini belirterek, insanoðlunun tarih boyunca sürdürdüðü geliþme ve kalkýnma arayýþýnda dünyanýn sunduðu kaynaklarý hoyratça kullandýðýný söyledi.
Asýrlardýr devam eden bu sürecin sonunda tabiatýn kendi dengesi dýþýnda, tamamen insanoðlunun yol açtýðý tehditlerle karþý karþýya bulunduðuna iþaret eden Erdoðan, þöyle konuþtu:
"Ýklim deðiþikliði, hava kirliliði, su ve gýda güvenliði, biyoçeþitliliðin kaybý gibi baþlýklar altýnda toplayabileceðimiz sorunlar, insanlýðýn geleceðini belirsizliðe atacak boyuta ulaþmýþtýr. Bu baþlýklardan iklim deðiþikliði, çevre sorunu olmanýn ötesinde telafisi imkansýz sonuçlara yol açmasý bakýmýndan, üzerinde özellikle durulmasý gereken bir konudur. Sanayi öncesi döneme kýyasla yüzde 50 artýþ gösteren karbondioksit, metan, azot oksit gibi sera gazlarý, dünyamýzýn adeta ateþini yükseltiyor. Nitekim bir süredir dünyanýn her tarafýnda, sanayi öncesi döneme göre 1,1 santigrat derece artýþ gösteren sýcaklýðýn yol açtýðý afetler yaþanýyor. Asya ve Avrupa'da seller, Amerika'da kasýrgalar, Afrika'da kuraklýk, Akdeniz çanaðýnda yangýnlar, Grönland'ýn zirvesine yaðmur, çöllere kar yaðmasý gibi alýþýk olmadýðýmýz hadiselerle karþýlaþýyoruz. Bu afetler, çevreye ve ekosisteme verdiði zararlar yanýnda, insanlarýn can ve mal güvenliðini de tehdit ediyor."
- "Ýklim deðiþikliðinin en büyük etkisi büyük þehirlerin merkezinde yaþayan nüfuslar üzerinde görülecektir"
Cumhurbaþkaný Erdoðan, pek çok yerde insanlarýn toplu olarak baþka yerlere gitmeye, göç etmeye hazýrlandýðýna dikkati çekerek, "Halbuki dünya henüz Suriye ve Afganistan gibi çatýþma kaynaklý kriz bölgelerinin yol açtýðý mülteci meselesine çözüm bulamadý. Böyle bir dönemde, kuraklýk, gýda sýkýntýsý, hava olaylarý gibi sebeplere dayalý yüzlerce milyonluk göçlerle nasýl baþ edileceði meçhuldür. Ýklim deðiþikliðinin en büyük etkisi büyük þehirlerin merkezinde yaþayan nüfuslar üzerinde görülecektir. Mesela içinde bulunduðumuz New York þehri, sadece iki hafta arayla maruz kaldýðý dev kasýrgalarýn yol açtýðý ve her biri ancak 500 yýlda bir görülebilen yaðýþlar yüzünden zor günler geçirmiþtir. Avrupa'nýn batýsýný etkileyen yaðýþlarýn sebep olduðu yýkýmlar, hala onarýlamamýþtýr." ifadelerini kullandý.
Türkiye olarak bu konuda en hýzlý ve etkin çözümler üreten ülke olunmasýna raðmen, oldukça sýkýntýlý günler yaþandýðýný vurgulayan Erdoðan, "Dünyadaki altyapýnýn önemli bir bölümü son iki asrýn ürünüdür. Ýklim deðiþikliðinin yol açtýðý deðiþimleri bu altyapýyla karþýlayabilmek mümkün deðildir. Küresel sýcaklýk artýþýnýn devam etmesi, dolayýsýyla daha yoðun yaðýþlarýn gelecek olmasý hepimizi yeni arayýþlara yöneltmelidir. Mesela, þehir planlamalarýnýn artýk iklim deðiþiklinin yol açtýðý sonuçlar göz önünde bulundurularak yapýlmasý zorunlu hale gelmiþtir. En önemli karbon yutak alanlarý arasýnda yer alan ormanlarýn, bir yandan arazi kullanýmýyla, diðer yandan yangýnlarla yok olmaya yüz tutmasý, dünyamýzý bekleyen bir diðer tehlikedir." deðerlendirmesini yaptý.
Erdoðan, sýcaklýk artýþýnýn etkilediði bir diðer alanýn da denizler olduðuna iþaret ederek, genleþen su ve eriyen buzullarýn, deniz seviyelerini son bir asýrda 20 santimetre yükselttiðini vurguladý.
Bu rakamýn, "dünyanýn son 3 bin yýlýndaki en hýzlý artýþý" ifade ettiðini aktaran Erdoðan, "Þayet etkin önlemler alýnmaz ve sera gazý emisyonlarý artmayý sürdürürse, yüzyýlýmýzýn sonunda deniz seviyelerinin 1 metreden fazla yükselmesi bekleniyor. Böyle bir yükseliþ, kýyý þehirlerinin ve ada devletlerinin önemli bölümünün haritalardan silinmesi demektir. Tabii bu durum beraberinde yeni ve devasa kitlelerden oluþan göç dalgalarýný da getirecektir. Dikkatinizi çekmek istiyorum, saydýðým tüm bu sorunlar sadece sýcaklýktaki 1,1 santigratlýk artýþla ortaya çýkmýþtýr. Bu artýþ 1,5 santigrata, 2 santigrata ve daha fazlasýna yükseldiðinde nelerle karþýlaþabileceðimizin takdirini sizlere býrakýyorum." diye konuþtu.
- "Ülkelerin elini taþýn altýna koymasý þarttýr"
Cumhurbaþkaný Erdoðan, tüm bu geliþmeler üzerine, dünya devletleri olarak, iklim deðiþikliðiyle mücadele için 2015'te bir araya gelerek, Paris Ýklim Anlaþmasýnda mutabýk kalýndýðýný anýmsattý.
Anlaþmanýn, yüzyýlýn ortasýna kadar küresel sýcaklýk artýþýný 1,5 derece ile sýnýrlý tutulmasýný hedeflediðine iþaret eden Erdoðan, "Ancak gidiþat, tedbir alýnmadýðý takdirde, bunun çok da mümkün olmadýðýna iþaret ediyor. Bunun için öncelikle ve en çok da iklim deðiþikliðine yol açan sorunlarýn ortaya çýkmasýnda tarihi sorumluluðu olan ülkelerin elini taþýn altýna koymasý þarttýr." ifadelerini kullandý.
- "Bu defa kimsenin, 'ben güçlüyüm, fatura ödemem' deme hakký yoktur"
Cumhurbaþkaný Erdoðan, sözlerini þöyle sürdürdü:
"Koronavirüs salgýnýnýn önüne, geliþtirilen aþýlarla geçmek belki mümkün olabilecek. Ama iklim deðiþikliði konusunda böyle bir laboratuvar çözümü bulunabilmesi söz konusu deðildir. Ýþte bunun için her fýrsatta dile getirdiðimiz 'Dünya 5'ten büyüktür' tespitini, iklim deðiþikliði hususunda da tekrarlýyoruz. Tabiata, havamýza, suyumuza, topraðýmýza, yeryüzüne kim en çok zararý verdiyse, doðal kaynaklarý kim vahþice sömürdüyse, iklim deðiþikliðiyle mücadeleye en büyük katkýyý da onlar yapmalýdýr. Geçmiþten farklý olarak bu defa kimsenin, 'Ben güçlüyüm, fatura ödemem' deme hakký yoktur. Çünkü iklim deðiþikliði, insanoðluna oldukça adil davranýyor. Avrupalý-Asyalý, Amerikalý-Afrikalý, zengin-fakir farký dinlemeden herkese ayný muameleyi yapýyor."
- "Paris Ýklim Anlaþmasý'ný önümüzdeki ay Meclisimizin onayýna sunmayý planlýyoruz"
Cumhurbaþkaný Erdoðan, "Hepimize düþen görev, bu tehdit karþýsýnda, hakkaniyete dayalý bir yük paylaþýmýyla tedbirlerimizi almak, yükümlülüklerimizi süratle yerine getirmektir." diye konuþtu.
Türkiye olarak bu anlayýþla hareket ettiklerini vurgulayan Erdoðan, þunlarý kaydetti:
"Paris Ýklim Anlaþmasýna ilk imza atan ülkelerden biriyiz. Ancak, yükümlülüklerle ilgili adaletsizlikler sebebiyle henüz bu anlaþmayý yürürlüðe koymamýþtýk. Son dönemde bu çerçevede kaydedilen mesafenin ardýndan aldýðýmýz kararý, buradan, Birleþmiþ Milletler Genel Kurulundan tüm dünyaya duyurmak istiyorum. Paris Ýklim Anlaþmasý'ný, atýlacak yapýcý adýmlara uygun þekilde ve ulusal katký beyanýmýz çerçevesinde, önümüzdeki ay Meclisimizin onayýna sunmayý planlýyoruz. Glasgow'da yapýlacak Birleþmiþ Milletler Ýklim Deðiþikliði Konferansýndan önce, 'karbon nötr' hedefli anlaþmanýn onay aþamasýný tamamlamayý düþünüyoruz. Yatýrým, üretim, istihdam politikalarýmýzda köklü deðiþikliðe yol açacak bu süreci, 2053 vizyonumuzun ana unsurlarýndan biri olarak kabul ediyoruz."
- "Türkiye, iklim deðiþikliði ve çevrenin korunmasý hususlarýnda da üzerine düþenleri yapacaktýr"
Cumhurbaþkaný Erdoðan, Türkiye'de iklim deðiþikliðiyle ilgili atýlan diðer adýmlara da iþaret ederek, Avrupa Birliði Yeþil Mutabakatýna uyum için gereken eylem planýnýn hazýrlanýp, geçen aylarda devreye alýndýðýný belirtti.
Eþi Emine Erdoðan öncülüðünde yürütülen "sýfýr atýk" projesiyle, geri kazaným oranýný 3 yýlda 9 puan artýrdýklarýna dikkati çeken Erdoðan, "Orman varlýðýmýzý 20,8 milyon hektardan yaklaþýk 23 milyon hektara yükselterek yutak alanlarýmýzý çoðalttýk. Yenilenebilir enerji kaynaklarýnýn elektrik üretiminde kurulu gücümüz içindeki payýný yüzde 53'e çýkardýk." bilgisini paylaþtý.
Erdoðan, sanayiyi temiz üretim faaliyetlerine uygun þekilde yapýlandýracak adýmlarýn uzunca bir süredir teþvik edildiðini anýmsatarak, bu çalýþmalarý, gereken finansman desteðini alarak daha ileriye taþýma konusunda kararlý olduklarýnýn altýný çizdi.
"Küresel hiçbir soruna, krize, çaðrýya kayýtsýz kalmayan Türkiye, iklim deðiþikliði ve çevrenin korunmasý hususlarýnda da üzerine düþenleri yapacaktýr." diyen Erdoðan, karþý karþýya kalýnan tüm zorluklara raðmen daha adil bir dünyanýn mümkün olduðu inancýný taþýdýklarýný vurguladý.
Erdoðan, Birleþmiþ Milletleri, bu doðrultuda tüm insanlýðý ilgilendiren meselelerin çözümü için yegane platform olarak görmeyi sürdürdüklerinin altýný çizerek, BM binasýnýn hemen karþýsýnda yer alan ve açýlýþý dün yapýlan yeni Türkevi'nin de Birleþmiþ Milletler sistemine olan güvenin bir ifadesi olduðunu dile getirdi.
- "Barýþ, istikrar, refah ve mutluluk içinde bir dünyayý beraberce inþa edebiliriz"
Cumhurbaþkaný Erdoðan, "Dünyadaki en büyük beþ diplomatik aðdan birine sahip bir ülke olarak, geniþ bir coðrafyada, vicdanlý ve adil çözümler için sahada ve masada güçlü þekilde varlýk gösteriyoruz. Barýþ, istikrar, refah ve mutluluk içinde bir dünyayý beraberce inþa edebiliriz." diye konuþtu.
Erdoðan, BM'nin 76'ncý Genel Kurul çalýþmalarýnýn baþarýyla geçmesi temennisinde bulundu.