BM’de beş kıta ve her inanç grubunun temsili sağlanmalı
ABONE OL

BAŞBAKAN ERDOĞAN KAFASINDAKİ BİRLEŞMİŞ MİLLETLER MODELİNİ AÇIKLADI

BAŞBAKAN Recep Tayyip Erdoğan’ın Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde adil temsil için verdiği mesajlar dünyada yankı bulmaya devam ediyor. Erdoğan, Endonezya’da yapılan Bali Demokrasi Forumu’nda konuyu dile getirerek tartışmayı devam ettirdi. BMGK’nın veto hakkına sahip beş daimi üyesi ABD, Çin, Rusya, İnglitere ve Fransa’nın yanısıra yeni daimi üyeler önerisinde bulunan Erdoğan, “Sistemin felsefesi değişmeli” dedi.

Üyelerin hepsi ‘daimi’ olmalı

Dün ilk olarak Bali’deki Demokrasi Forumu’nda konuşan Erdoğan, BM’de yapılması gerekn reformla ilgili, “BM Güvenlik Konseyi’nde ‘daimi’ ve ‘geçici üyelik’ gibi bir ayrıma karşıyım. Olacaksa tamamıyla bütün üyelerin hepsinin BMGK’nın veya BM’nin kurucu şartında olduğu gibi büyük uluslar ile küçük uluslar hak eşitliğine eğer sahipse üyelerin tamamının da daimi üye olması lazım. Daimi, geçici üye olamaz. Burada dönüşümlü bir değişim yapılabilir, bu değişim sürekli de olabilir, bir yıl da olabilir. Bir yılda bu üyeler değişebilir ve gelen üyelerin hepsi de aynı haklara sahip olarak dünyanın yönetimini sağlayabilir” dedi.

Ne dünya ne de inanç temsili var

Şu anda daimi üyeler içinde sadece 3 kıtanın olduğunu vurgulayan Erdoğan, “Amerika, Avrupa ve bir de Asya var. Dünyadaki diğer kıtalar temsil ediliyor mu? Hayır. İnanç gruplarına baktığımız zaman tüm inanç grupları bu daimi üyeler içinde temsil ediliyor mu? Hayır, bu da yok. O zaman buradan bizim adalet beklememiz zaten mümkün değil. Çünkü kararlarının çoğu zaman ideolojik bir yaklaşım içinde verildiğini görüyoruz. Bu da BM’nin kuruluş kararlarına ters” diye konuştu.

Tek daimi veto sistemi tıkıyor

Başbakan, Bali’den Brunei Sultanlığı-Daru’s Selam’ın başkenti Bandar Seri Regowan’a geçerken uçakta gazetecilerle yaptığı sohbette konuyu yeniden gündeme getirdi. Mesajlarının tartışıldığını belirten Erdoğan bu konudaki modelini de açıkladı. Erdoğan şöyle konuştu: “BMGK’da bir üyenin vetosuyla herşey tıkanıyor. Bu da adil temsili önlüyor. 5 daimi üyenin yanı sıra geçici 10 üye olmasına rağmen sistem iyi çalışmıyor. Bu modelin her kıtadan birer temsilci ile yapılandırılması lazım. Bununla birlikte, dünya barışı için BMGK’da üye ülkeler belirlenirken Müslümanlık, Hristiyanlık, Budistlik ve benzeri dini inanç grupları da gözetilmeli.”

Üyeler seçimle karar çoğunlukla

Üye ülkelerin bu mantıkla ve bunun yanında seçimle belirlenmesi gerektiğini ifade eden Başbakan Erdoğan, “Kararlar çoğunlukla alınmalı, bir veto ile sistem tıkanmamalı. Benzer sorunu AB de yaşıyor. Küçük bir ülke koskoca birliği tıkıyor. BMGK’da dönem başkanlıkları şimdiki gibi bir ay değil bir yıl olmalı. Böylelikle dünyanın ağırlığı sisteme dahil edilmiş olur. Biz Türkiye olarak bu yaklaşımımızı ilgili ülkelere anlatıyoruz. Bizim gibi sistemin adil olmadığını düşünen ülke çok. Ama bazıları da sadece kendilerini mevcut sisteme eklemek peşinde. Oysa, sistemin felsefesi değişmeli” diye konuştu.  

133 ÜLKE ‘EVET’ DEDİ İŞE YARAMADI

-Erdoğan, Bali’de yaptığı konuşmada, “BM Güvenlik Konseyi’nin 5 daimi üyesinin dışında etkinliği nedir? Bunun ele alınması lazım. Bu 5 daimi üyenin iki dudağının arasında her şey. Bunun bir tanesi, bir olaya ‘ret’ dediği zaman, ‘veto’ dediği zaman oradan sizin bir netice çıkarmanız mümkün değil. Yıllar yılı yaşadığımız bir İsrail-Filistin olayını halen BM çözememiştir, son dönemlerdeki İsrail-Gazze olayını BM çözememiştir, Somali’de, Myanmar’da acziyet içindedir. BM bunları çözmek için var. Ne zaman devreye girecek, ne yapacak? BMGK ve BM’nin, İsrail’le ilgili vermiş olduğu kararların hiçbiri İsrail tarafından uygulanmadı. Bunun karşılığında İsrail’e bir yaptırım da uygulanmadı. 133 ülke Filistin’in devlet olmasını kabul etti, ancak BM’nin bir daimi üyesinin vetosuyla bu gerçekleştirilemedi. 133 devlet diyor ki ‘önümüzdeki yıl BM’de Filistin’i biz devlet olarak göreceğiz’. Önümüzdeki yıl geliyoruz BM çatısı altına ama bakıyorsunuz ki yine orada biri çıkıp diyor ki ‘hayır, şu anda bu erken, bunu biraz daha ertelememiz lazım’. Peki 133 ülke buna ‘evet’ diyor da sadece daimi üyelerden bir tanesi ‘hayır’ diyor diye bunu niçin erteliyoruz? İster 133 değil, 186 tane olsun bu orada kalır. Böyle bir adalet olmaz” diye konuştu.

77 KİŞİNİN KATİLİ NASIL 21 YIL YATAR

-TERÖR konusunda da halen uluslararası bir platform oluşturulamadığını ifade eden Erdoğan şunları söyledi: “Afganistan bunun içinde, Pakistan bunun içinde, Türkiye bunun içinde. Terörle mücadelede ciddi sıkıntılar yaşıyoruz ama bakıyorsunuz terörle mücadelede ‘benim teröristim iyi, seninki kötü mantığı’ hala bu işe hakim durumda. Çok ilginçtir şu anda, Suriye’de mevcut bir vahşet var, bu vahşeti yöneten de orada bir devlet başkanı. Buna karşı sessiz kalan BM var.” Norveç’te yaşanan ve 1 kişinin 77 kişiyi silahla öldüren kişinin 21 yıl sonra hapisten çıkacak olmasına anlam veremediğini belirten Erdoğan, “Ben sordum. Nasıl oluyor da 77 insanı öldüren bir insan 21 yıla mahkum oluyor? Cevap şu; ‘çıkmaz. 21 yıl sonra bir şey uydurulur tekrar 21 yıl verilir’. Ben buna nereden inanacağım, bunu çözmemiz lazım. Şu anda Avrupa’da idam kalktı ama Amerika’da kalktı mı, Japonya’da kalktı mı, Çin’de kalktı mı? Demek ki yeri geldiği zaman idamın bir haklılık sebebi de var. Çünkü, 77 kişiyi öldüren bir insan eğer elini, kolunu sallaya sallaya dolaşabiliyorsa o 77 insanın ailesinin vicdanının, gönlünün rahat olduğuna ben inanmıyorum. Kendimizi check etmemiz lazım, kendimizi tekrar adalet terazisine yatırmamız lazım” dedi.