AK Parti Sözcüsü Çelik sert çýktý: Hiçbir þey olmamýþ gibi devam ediyorlar
ABONE OL

Çelik, Cumhurbaþkaný ve AK Parti Genel Baþkaný Recep Tayyip Erdoðan baþkanlýðýndaki AK Parti Merkez Yürütme Kurulu (MYK) Toplantýsý devam ederken parti genel merkezinde basýn toplantýsý düzenledi.

Marmaris'te ve Bingöl'de çýkan orman yangýnlarýný yakýndan takip ettiklerini belirten Çelik, Muðla'nýn Marmaris ilçesinde orman yangýnýný söndürme çalýþmalarý sýrasýnda hayatýný kaybeden orman iþçisi Görkem Hasdemir'e Allah'tan rahmet diledi.

Çelik, Diyarbakýr annelerinin vicdan nöbetinin 665'inci gününe girdiðini anýmsatarak, "Anneler, evlatlarýna kavuþmaya devam ediyor. Hepsine buradan bir kere daha sevgilerimizi, saygýlarýmýzý, yüreðimizin onlarla olduðunu, her türlü desteðimizin onlarla olduðunu ifade ediyoruz." diye konuþtu.

Marmara Denizi'ndeki müsilaj gündemini yakýndan takip ettiklerini vurgulayan Çelik, 20. gününde 425 bölgede çalýþmalarýn devam ettiðini, 7 bin metreküpten fazla müsilajýn Marmara'dan temizlendiðini söyledi.

Çelik, müsilaj denetimlerine iliþkin, "Bu çerçevede 6 bin 738 denetim, Çevre ve Þehircilik Bakanlýðýmýz tarafýndan gerçekleþtirilmiþtir. Yapýlan denetimler sonucunda kurallara uymayan 26 iþletmeye faaliyetten men cezasý verilmiþtir. 14 milyon lira civarýnda da para cezasý uygulanmýþtýr. Marmara Denizi için ortaya çýkan bu tablo hepimiz için üzüntü ve kaygý vericidir. Sayýn Cumhurbaþkanýmýz konuyu yakýndan takip etmektedir. Çevre ve Þehircilik Bakanlýðýmýza da verdiði talimatlar, Bakanlýðýmýz tarafýndan titizlikle uygulanmaktadýr. Ýnþallah Marmara Denizi'ni en kýsa zamanda bu büyük felaketten kurtaracaðýz, bu müsilaj belasýndan kurtaracaðýz." þeklinde konuþtu.

- "Büyük bir vatanseverlik örneði gösteriyorlar"

Ýçiþleri Bakanlýðýnýn Kovid-19'la mücadelede 1 Temmuz'da baþlayacak kademeli normalleþmenin 3'üncü etabýna iliþkin yayýmlandýðý genelgeye yönelik Çelik, þu görüþleri paylaþtý:

"Bu çerçevede normalleþmenin hýzlanmasý ama hýzlandýktan sonra da kalýcý olmasý için aþý programýnýn güçlü bir þekilde uygulanmasý... Bütün saðlýk çalýþanlarýmýz büyük bir seferberlik içerisinde, neredeyse günde 1 milyondan fazla vatandaþýmýzý aþýlayacak bir kapasite ortaya koyuyorlar. Bütün saðlýk çalýþanlarýmýza buradan bir kere daha teþekkürlerimizi sunuyoruz. Bu fedakarlýklarýnýn hiçbir þekilde ödenmesi mümkün deðildir. Büyük bir vatanseverlik örneði gösteriyorlar, insanüstü bir çabayla en ücra yerdeki vatandaþlarýmýza ve yaþlý insanlarýmýza giderek bu faaliyeti gerçekleþtiriyorlar.

Aþý yaþý artýk 18 yaþ sýnýrýna indi. Tabii biz siyasiler söylemiyoruz bunu, Saðlýk Bakanýmýz da bunu kendiliðinden bir siyasi olarak söylemiyor, Bilim Kurulunun tavsiyelerine uyuyoruz. Hem Türkiye'deki bilim adamlarýnýn hem dünyadaki bilim adamlarýnýn tavsiyesi bu aþýlamanýn, aþýnýn hayata geçmesinin, herkesin aþýlanmasýnýn pandemi ile mücadele için olmazsa olmaz bir koþul olduðudur. O sebeple bütün vatandaþlarýmýzýn gerçekten normale dönmek için aldýklarý aþý randevularýna titizlikle riayet etmeleri ve saðlýklarýný bu þekilde korumalarý son derece önemlidir."

Çelik, Türkiye'nin pandemi ile mücadele eden ülkeler içerisinde gerek vatandaþlarýnýn saðlýðýný korumak gerekse pandeminin siyasal ve ekonomik etkilerini küçültme, yönetilebilir halde tutma konusundaki pozitif ayrýþmasýný sürdürmeye devam edeceðini söyledi.

Yerli aþý çalýþmalarýna iliþkin Çelik, "Yerli aþý inþallah hayata geçtiði zaman bu, Cumhurbaþkanýmýzýn dediði gibi bunu hem milletimiz için hem tüm insanlýk için bir müjde olarak ortaya koyacaðýz. Hiçbir þekilde bu, herhangi bir yerden esirgenmeyecek. Aþý konusunda asabiyet üretenlere, ýrkçýlýk üretenlere karþý Türkiye, burada bir vicdan devleti olduðunu, bir vicdan ülkesi olduðunu, bütün insanlýðýn vicdanýna hitap eden bir ülke olduðunu bir kere daha gösterecek." diye konuþtu.

- "Güçlü bir þekilde takip ediyoruz"

Çelik, Cumhurbaþkaný Recep Tayyip Erdoðan'ýn katýldýðý NATO Devlet ve Hükümet Baþkanlarý Zirvesi'nin yankýlarýnýn devam ettiðini anýmsatarak, þunlarý kaydetti:

"Orada Cumhurbaþkanýmýzýn yaptýðý görüþmeler neticesinde ortaya çýkan sonuçlarý güçlü bir þekilde takip ediyoruz. Partimizde de ilgili birimlerimiz takip ediyor. Biliyorsunuz orada Alman Þansölyesi Merkel, Fransa Cumhurbaþkaný Macron, Ýngiliz Baþbakaný Johnson, Yunan Baþbakaný Miçotakis ve Amerikan Baþkaný Biden baþta olmak üzere önemli görüþmeler gerçekleþtirdi Cumhurbaþkanýmýz. Burada tabii verilen mesajlarýn merkezini NATO zirvesi olduðu için özellikle Türkiye'nin NATO güvenlik konseptine dönük beklentileri ve bu vizyona dönük deðerlendirmeleri oluþturdu.

Cumhurbaþkanýmýz NATO güvenlik konseptine dönük deðerlendirmelerini ve Türkiye'nin vizyonunu kapsamlý bir þekilde paylaþtý. Tabii Türkiye'nin Suriye'de, Libya'da ve Doðu Akdeniz'de yürüttüðü faaliyetler var. Ayný þekilde Karabað'ýn kurtarýlmasýnda Türkiye'nin verdiði destek söz konusu. Bununla ilgili olarak kendisine sorulan sorulara da Cumhurbaþkanýmýz muhataplarýyla görüþmelerinde ayrýntýlý bir þekilde cevap verdi."

Türkiye ve Yunanistan arasýnda 1988'de imzalanan Atina Mutabakatý'na göre turizm sezonunun yoðun olduðu 15 Haziran ile 15 Eylül arasýnda Ege'de herhangi bir askeri aktivite yapýlmamasý gerektiðini belirten Çelik, buna raðmen Yunanistan'ýn mutabakata uymayarak Ege'de belirli bir alaný askeri eðitim sahasý ilan ettiðini söyledi.

Yunanistan'ýn ortaya koyduðu bu yaklaþýmýn hem Yunanistan Baþbakaný Miçotakis'in Cumhurbaþkaný Recep Tayyip Erdoðan ile görüþmesinde ortaya koyduðu yaklaþýma hem de Atina Mutabakatý'na aykýrý olduðunu vurgulayan Çelik, þöyle konuþtu:

"Türkiye, bu mutabakata uyarak herhangi bir askeri aktivite planlamamýþtýr ama Yunanistan'ýn bu gerginlik politikasýný sürdürme eðilimi neticesinde ortaya çýkan bu tablo karþýsýnda Türkiye de navtex ilan etmiþtir. Burada herkesin görmesi gereken þey þudur; ortada bir mutabakat var, bu mutabakatýn yaný sýra Cumhurbaþkanýmýz ile Yunanistan Baþbakaný Miçotakis arasýnda Atina'da gerçekleþmiþ bir görüþme var. Bu görüþmenin neticesinde sorunlarýn çözümüne odaklý bir yaklaþýmýn ortaya konulmasý ifade edilmiþ ama hemen arkasýnda Yunanistan tutuyor, Atina Mutabakatý'nýn hükümlerine karþý çýkarak, asgari eðitim sahasý ilan ediyor. Bunun karþýsýnda Türkiye'nin navtex ilan etmekten baþka çaresi yoktur. Bütün dünyanýn görmesi gereken þey þudur, gerginlikler Yunanistan'dan kaynaklanmaktadýr. AB liderleri, Sayýn Cumhurbaþkanýmýz ile konuþtuklarýnda Ege ve Akdeniz'de gerginliklerin azaltýlmasýndan bahsediyor. Cumhurbaþkanýmýz da onlara bu sözleri Yunanistan'a söylemeleri gerektiðini hatýrlatýyor. AB içerisinde bir ülkenin bütün bir AB politikasýný kendi peþinden sürüklemesi gibi yanlýþ bir tabloyla karþý karþýyayýz."

- "Türkiye, diyalog için üzerine düþeni fazlasýyla ortaya koydu"

Önceki günlerde AB Devlet ve Hükümet Baþkanlarý Zirvesinin düzenlendiðini ve zirvenin ardýndan bir bildiri yayýmlandýðýný anýmsatan Çelik, þunlarý kaydetti:

"Burada Türkiye ile Doðu Akdeniz'de iþ birliði yapmanýn önemi, Türkiye ile iþ birliðinin çýkarlarýna olduðuna dair vurgular var. Bu vurgular ilk baþta olumlu gibi gözükse de raporun diðer kýsýmlarý dikkate alýndýðýnda yeterince olumlu bir tablo ortaya çýkartmýyor. Özellikle Türkiye baþlýðý altýnda kabul edilen kararlarýn ve ortaya konulan yaklaþýmý son derece yetersiz bulduðumuzu ifade etmek isterim. Türkiye, Cumhurbaþkanýmýzýn temaslarýyla da görüldüðü gibi bir diyalog baþlatýlmasý, olumlu aþamada ilerlenmesi için üzerine düþeni fazlasýyla ortaya koydu. Ancak AB, Gümrük Birliði'nin güncellenmesi gibi olumlu bir gündemi hayata geçirme konusunda bu belgede bir irade ortaya koymadý. Esasýnda söylenen þey çok nettir. Eðer olumlu bir ajanda ortaya koyacaksak, bunun her iki taraf için de kazan kazan formülünü ortaya çýkaracak maddelerinin en baþýnda Gümrük Birliði'nin güncellenmesi gelmektedir. Ayný þekilde, 18 Mart Mutabakatýnýn güncellenmesi var, vize meselesi var. Ekonomik açýdan bakýldýðýnda, Gümrük Birliði'nin güncellenmesi konusunda iki taraf hazýr. Ama burada bile somut bir karar alýnamadýðýný görüyoruz. Bu konuda somut karar almayý erteleyen bir tablo var. Bunun içerisinde bazý ülkeleri oyalama taktiði var, bazý ülkelerin samimiyetine karþýn irade eksikliði var. Bir iki tane çok iyi bildiðimiz üye ülke de AB üyeliðini istismar ederek, Türkiye'yi ikili meselelerde bu þekilde tavize zorlayabileceklerini zannediyorlar. Bu baþtan aþaðý yanlýþ ve AB'yi son derece dar bir alana sýkýþtýran bir yaklaþým."

- "Türkiye'nin bu yükü çekmesinin de bir sýnýrý var"

Çelik, AB'nin ilk defa tarihinde hiçbir þekilde vizyon üretemeyen, krizi fýrsata çeviremeyen bir köþeye kendisini hapsetmiþ durumda kaldýðýný belirterek, þu ifadeleri kullandý:

"Bildiride, Türkiye'nin adaylýk statüsüne atýfta bulunulmamasý da bu vizyon eksikliðinin bir tanesi. Türkiye'nin adaylýk meselesine atýfta bulunmuyorlar ama hukukun üstünlüðü ve temel haklar alanlarýnda diyalog öneriyorlar. Biz de onlara diyoruz ki; bu konularda bir diyalog öneriyorsanýz, diyalog mekanizmasý bellidir. Türkiye, bu konularýndan kaçmýyor. Bunu yolu þudur; bu alanlarý içeren 23. ve 24. fasýllarý açarsýnýz. Bunlarý açtýðýnýzda zaten diyalog mekanizmasý hayata geçmiþ olur. 23. ve 24. fasýllarý açmadan bu konularda diyalog üretelim demek, aslýnda hukukun üstünlüðü ve temel haklar konularýný tartýþmak yerine, bahane olarak kullanmak anlamýna geliyor. Fasýllar diyalog için var. Siz, fasýllarý açmak için bile þart koþarsanýz kendi koyduðunuz prensipleri maalesef çiðnemiþ olursunuz. Türkiye, 'Temel haklarý konuþmayalým, hukukun üstünlüðünü konuþmayalým, onlarý erteleyelim' demiyor. Tam tersine 'Gelin bunlarý hemen konuþalým' diyor. O zaman 23. ve 24. fasýllarý açarsýnýz, bunlar rahatlýkla konuþulabilir."

AB'nin Türkiye için yeni bir mali yardým paketi önerdiðini de belirten Çelik, "Þunu unutmamalarý gerekir, Türkiye ile AB arasýndaki göç meselesi sadece mali yardým meselesine indirgenemez. Bu bir vizyonsuzluk olarak ortaya çýkar, uzun vadede de sürdürülebilir bir durum deðildir, bu vahim bir hatadýr. Zaten, yeni mali yardým paketini Türkiye'ye vermiþ olmuyorsunuz, Suriyeli sýðýnmacýlar için veriyorsunuz. Böylece, Avrupa'yý göçten ve göçün olumsuz etkilerinden korumuþ oluyorsunuz. Doðrudan kendinizi ilgilendiren bir konuda bile bu kadar geç karar almanýz ve bu kadar düþük limitli bir vizyonla hareket etmeniz son derece yanlýþtýr, vahim bir hatadýr. Türkiye bu yükü çekiyor ama Türkiye'nin bu yükü çekmesinin de bir sýnýrý var. Dolayýsýyla yakýn iþ birliðinin belirlenmesi sadece mali meselelere indirgenmemelidir, daha geniþ bir çerçeveden bakýlmalýdýr." dedi.

- "AB, Kýbrýs adasýndaki gerçekleri görmemiþtir"

AB zirvesinde, Kýbrýs'a iliþkin alýnan kararlarýn hakkaniyetli bir yaklaþým içermediðini vurgulayan Çelik, þunlarý söyledi:

"Yine KKTC'ye karþý, Türkiye Cumhuriyeti'ne karþý dengeli bir yaklaþým yerine, Rum ve Yunan tezlerinin bire bir ifadesinden baþka bir þey deðil. Dolayýsýyla AB adadaki gerçekleri bu zirve kararlarýyla bir kez daha görmemiþtir. AB'nin adadaki gerçeði görmesi gerektiðinin ve orada KKTC diye Rumlarla eþit statüyü paylaþan bir devlet ve toplum olduðunun altýný bir kez daha çiziyoruz. Ayrýca, 18 Mart Mutabakatýnýn da tüm yönleriyle ele alýnmasý gerekir, herhangi bir þekilde parçalý bir yaklaþým ortaya konulmamasý gerekir."

Çelik, BM Irk Ayrýmcýlýðýnýn Ortadan Kaldýrýlmasý Komitesi üyeliðine Türkiye'nin adayý olan Doç. Dr. Gün Kut'un tekrar seçildiðini anýmsatarak, Kut'un 145 oy almasýnýn Türkiye'nin ýrk ayrýmcýlýðý konusundaki duruþunun itibarý açýsýnda son derce önemli olduðunu dile getirdi.

Afganistan'da Kabil Havalimaný misyonuna dair Türkiye'nin yürüttüðü müzakerelerin çok istismar edilen bir konu olduðunu ifade eden Çelik, birçok muhalefet partisinde geçmiþte diplomatlýk görevi yapmýþ kiþiler olduðunu hatýrlattý.

Türkiye'nin geçmiþten bugüne NATO bünyesinde Afganistan'da muharip olmayan bir unsur olarak faaliyetlerinin devam ettiðini dile getiren Çelik, bu çerçevede Kabil Havaalaný'nýn güvenliði ve iþletilmesinin NATO Kararlý Destek Misyonu kapsamýnda 2013'ten beri Türkiye tarafýndan yürütüldüðünü, bunun yeni bir durum olmadýðýný kaydetti.

NATO'nun Afganistan'dan geri çekilmesiyle bunun gündeme geldiðini belirten Çelik, "Türkiye burada sanki bir güvenlik açýsýndan taþeronluk yapacakmýþ gibisinden yanlýþ, yakýþýksýz ve uygunsuz ifadeler de kullanýlýyor." dedi.

Bu konuda kararýn verilmediðini, istiþarelerin devam ettiðini aktaran Çelik, Türkiye'nin bu konuda misyon üstlenmesi halinde finans, lojistik ve güvenlik konularýnda uluslararasý toplumun güçlü ve güvenli desteðine ihtiyacý olduðunu vurguladý. Çelik, Cumhurbaþkaný Recep Tayyip Erdoðan'ýn NATO zirvesi baðlamýnda yaptýðý görüþmelerde bunu söylediðini ve ABD ile 24-25 Haziran'da en son görüþmenin yapýldýðýný, konuya iliþkin deðerlendirmenin devam ettiðini bildirdi.

Afgan hükümetiyle bir yasal zeminin oluþturulmasý, hukuki düzenlemelerin yapýlmasý gerektiðini ifade eden Çelik, bunun Türkiye'nin çok yönlü deðerlendirdiði bir konu olduðunu söyledi. Çelik, Türkiye'nin Afgan halkýna öteden beri destek verdiðini belirtti.

O bölgenin hassasiyetlerini, oradaki kardeþlik havasýný koklayan tek askeri unsurun Türk askeri olduðunu dile getiren Çelik, þöyle devam etti:

"Bu bizim Afganistan'ýn birliðinin tesisine, Afgan halkýnýn onurlu, hür bir geleceðe kavuþmasýna dönük olarak desteðimizin de ifadesidir. Bunlar milli güvenliðimiz açýsýndan önemlidir dediðimizde birileri sadece haritada gördüðü birtakým mesafelere bakarak analizler yapýyor. Halbuki Türkiye'ye kuzey ve doðudan gelen göç tehdidine karþý Afganistan'ýn istikrarlý olmasý bizim için çok önemlidir. Çünkü Türkiye Afganistan üzerinden gelen kanun dýþý göçle hem kuzeyinden hem de doðusundan bir tehditle karþý karþýya kalýyor. Afganistan'daki istikrarsýzlýk uyuþturucu tacirleri açýsýndan maalesef elveriþli bir ortam oluþturuyor. O elveriþli ortam üzerinden Türkiye yine kuzeyinden ve doðusundan bu uyuþturucu ticaretiyle ilgili tehditle karþý karþýya kalýyor. Bunlarýn hepsi milli güvenliðimiz açýsýndan önemli unsurlar. Afgan halkýna olan desteðimizin ayný güçle sürmesi tarihten gelen iliþkilerimiz açýsýndan son derece önemlidir."

- "CHP'de özür dileyebilen öz güvenli kimseler vardý"

Çelik, açýklamasýnýn ardýndan basýn mensuplarýnýn sorularýný yanýtladý.

"Katarlý gençlere Türkiye'de sýnavsýz týp eðitimi hakký verildiði" iddiasýna iliþkin CHP Genel Baþkaný Kemal Kýlýçdaroðlu'nun paylaþýmýyla ilgili soruya Çelik, þu yanýtý verdi:

"Yakýn zamana kadar, 2-3 yýl öncesine kadar bile bu tip bir þey söz konusu olduðunda, CHP'de bir yanlýþlýk yapýldýðýnda ya da CHP'den bir arkadaþýmýz bu þekilde bir gerçek olmayan bir haberin peþine takýlýp da karþý tarafla ilgili bir yargýlamada bulunduðunda ve bunun gerçek olmadýðý söylendiðinde geçen dönemlerde CHP'de özür dileyebilen, bununla açýk þekilde yüzleþebilen öz güvenli kimseler vardý. Daha demokrat kimseler zaman zaman olabiliyordu. Fakat bir þey söyleniyor, bunun yalan olduðu ortaya çýkýyor, önüne koyuluyor, hiçbir þey olmamýþ gibi devam ediyorlar. Birilerinin dediði gibi sürekli bu yalaný tekrarlayarak bir sonuç alabileceklerine dair bir yaklaþým içinde olduklarýný görüyorum. Bunu son derece tehlikeli buluyorum.

Bu kadar yaþý olan bir parti, bu kadar deneyimli siyasetçiler yetiþtirmiþ bir parti Türkiye'de de sayýsal olarak ana muhalefeti temsil eden bir parti. Bu haber yalan bir haberdir. Türkiye Cumhuriyeti devletinin sadece Katar'a özgü yaptýðý bir anlaþma deðildir. Bu haberin yalan olduðu ilgili site tarafýndan ortaya koyulduktan sonra 'Özür diliyoruz, haberimizi çekiyoruz.' dendikten sonra ki bu da tebrik edilmesi gereken bir þeydir, yalan haber olduktan sonra bir yayýn organýnýn bunu geri çekmesi onun güvenilirliðini artýrýr."

- "Bir de iþin psikopolitik bir tarafý da var"

Çelik, haberi yapan siteden alýntýlanarak söylenen bilginin yalan olduðunun ortaya çýktýðýný, buna raðmen yalan söylenmeye devam edildiðini kaydetti.

Siyasetçinin en önemli görevinin topluma doðruyu söylemek olduðunun altýný çizen Çelik, muhalefetin en önemli görevinin de denetim görevi yapmak olduðunu söyledi.

Denetim görevi yapýlýrken doðru bilgilere dayanarak yapmak gerektiðini ifade eden Çelik, Türkiye'nin 1984'ten beri birçok ülkeyle yaptýðý protokollerin hepsinde ayný unsurlarýn olduðunu belirtti.

Çelik, bir ülkeyle karþýlýklý yapýlan anlaþmalarda ortaya konulan iþbirliklerinin hepsinin yargýlanmasý halinde Türkiye Cumhuriyeti devletinin kimseyle iþbirliði yapamayacaðýný kaydetti.

AK Parti Sözcüsü Çelik, "Siz baþka ülkelerden ne alýyorsanýz baþka ülkelere de onu veriyorsunuz. Karþýlýklý olarak iliþkiler bu þekilde gerçekleþiyor. Bu devletler arasýnda son derece olaðan bir þeydir. Bu, yýllardan beri Türkiye Cumhuriyeti devletinin pek çok devletle gerçekleþtirdiði protokollerin benzeridir. Bir bu tarafý var bir de iþin psikopolitik bir tarafý da var. Anladýðým kadarýyla seçmece davranmak istiyorlar. Örneðin ne kadar zulüm yaparsa yapsýn Esed rejimiyle muhabbetli bir iliþki gerçekleþtirmek istiyorlar ama Türkiye'ye yatýrým yapsa bile Katar'a karþý husumet politikasý ortaya koymak istiyorlar." deðerlendirmesinde bulundu.

- "Türkiye'ye birisi yatýrým yapmaya kalktýðýnda propagandaya baþlýyorsunuz"

Türkiye Cumhuriyeti devletinin çýkarlarýnýn düþünülmesi gerektiðini vurgulayan Çelik, Esed rejimi Türkiye'ye karþý zarar verici, tehdit oluþturan aktiviteler ortaya koyuyorsa Türkiye devletinin yanýnda olan birinin Esed rejimine karþý olmasý gerektiðini belirtti.

Çelik, sözlerini þöyle sürdürdü:

"Bunlar söz konusu olduðunda bile ne diyorlar? 'Esed rejimiyle oturmak, konuþmak lazým bu meseleleri, çözmek lazým.' diyorlar. Peki Katar bizim ülkemize yatýrým yapýyor, Katar her uluslararasý planda zor durumda kaldýðýnda Türkiye'nin lehine oy kullanan ülkelerden bir tanesi. Buradaki seçmece mantýk. Belli bir politik-psikoloji açýsýndan deðerlendirilmesi gereken bir mantýk, bu vahim bir mantýk. Biz þuna bakarýz, Türkiye Cumhuriyeti'ne dost olanla dost oluruz, Türkiye Cumhuriyeti'ne yatýrým yapana kolaylýk saðlarýz. Türkiye Cumhuriyeti'ne düþmanlýk edene düþman oluruz. Türkiye Cumhuriyeti'nin yatýrým ortamýný zedelemeye karþý olanlara da karþý bir duruþ gerçekleþtiririz. Bizim baktýðýmýz yer Türkiye Cumhuriyeti'nin çýkarlarý, hak ve menfaatleri olmalýdýr. Türkiye'nin hak ve menfaatlerini tehdit edene karþý muhabbetli bir iliþki geliþtirmeye çalýþýyorsunuz, Türkiye Cumhuriyeti'ne birisi yatýrým yapmaya kalktýðý zaman hemen propagandaya baþlýyorsunuz."

- "Bunlar vahim sonuçlar doðurabilecek sýkýntýlý yaklaþýmlar"

"Öðrenci yurdundan çýkan silahlar" baþlýklý habere iliþkin soru üzerine Çelik, Suriye'ye, Libya'ya yapýlan yardýmlar meselesinde de benzer kara propagandalarla karþýlaþtýklarýný belirtti.

Çelik, "Bunlar çok hassas meseleler. Geçmiþ zamanlarda Türkiye'de büyük krizler çýkarýldý bu tip yanlýþlar üzerinden. Burada yapýlmasý gereken bir, her zaman denir 'Basýn demokrasinin dördüncü kuvvetidir.' Basýn demokrasinin dördüncü kuvveti olmakla vesayetin birinci kuvveti olmak arasýnda çok gidip gelmiþtir Türkiye'de. Bir zamanlar Türkiye'deki vesayetin birinci kuvveti basýndý." diye konuþtu.

Çelik, "Birincisi, bu kadar kolay, suçlayýcý haber nasýl yapýlýyor? Ýkincisi, özür dilenmesi lazým. Üçüncüsü de bir daha bunlarýn yapýlmamasý için ne tür tedbirlerin alýndýðýnýn açýk þekilde paylaþýlmasý lazým. Bunlar vahim sonuçlar doðurabilecek son derece sýkýntýlý yaklaþýmlar. Eðer Kadýn ve Demokrasi Derneði güçlü bir açýklama yapmasa sesini duyuramasa bugün sosyal medya olmasa yapýlan haber kiþileri ne kadar zor duruma düþürecek." dedi.

Çelik, geçen gün iki milletvekilinin ve birkaç gazetecinin Twitter'dan "Siz bir açýklamanýzda her Türkiye Cumhuriyeti vatandaþýna 5 bin lira verildi demiþsiniz. Bana gelmedi. Bunlar nerede?" ifadesini kullandýðýný anlatan Çelik, bu yalanlar üzerine bir açýklama yaptýðýný söyledi.

Kesinlikle böyle bir ifadelerinin olmadýðýný dile getiren Çelik, salgýn döneminde vatandaþlara ve sektörlere verilen yardýmlarý da paylaþtýklarýný kaydetti.

Fatýma Gülhan Kavakcý'nýn, Cumhurbaþkaný Erdoðan'a, ABD Baþkaný Joe Biden ile görüþmesinde tercümanlýk yapmasý konusuna getirilen eleþtirilere yönelik soru üzerine Çelik, bunun Türkiye'nin üzücü meselelerinden olduðunu söyledi.

Kavakcý'nýn yaptýðý iþ için eðitimi ve kiþisel nitelikleri açýsýndan son derece yeterli olduðunu, iþini de baþarýyla yaptýðýný aktaran Çelik, "Cumhurbaþkanýmýz da açýkladý, yaptýðý iþe hakimiyeti yabancý devlet baþkanlarý tarafýndan da takdir gören bir arkadaþýmýz." diye konuþtu.

- "Nesiller deðiþiyor, bunlarýn nefret duygusu bir türlü deðiþmiyor"

Fatýma Gülhan Kavakcý ve kardeþinin çocukluklarýndan beri linç kampanyasýna uðradýðýný dile getiren Çelik, "Bu linç kampanyasýný yapanlarýn, bu çocuklara annelerinin kýlýk kýyafeti, kendilerinin kýlýk kýyafeti üzerinden linç yapma konusunda ne büyük bir iþtahlarý varmýþ, bu nasýl bir nefretmiþ ki yani nesiller deðiþiyor, bunlarýn nefret duygusu bir türlü deðiþmiyor. Ýnsanda biraz vicdan olsa, biraz izan olsa, genç bir kýzý yaptýðý iþin niteliðini bilmeden, onun eðitimini bilmeden, üstelik de büyükelçi sýfatýný geçmiþte taþýyan bir milletvekili yapýyor bunu, bu iþlerin nasýl olduðunu bilen, yani onlar o iþler orada o görevi yapacak kiþinin nitelikleri kolay belirlenmiyor, nihayetinde devlet görüþmesidir." deðerlendirmesinde bulundu.

Çelik, Kavakcý'nýn yaptýðý iþin niteliklerine haiz ve devlete hakkýyla hizmet eden biri olduðuna iþaret ederek, "Linç kampanyasýna nesilden nesile, anneden kýzlarýna doymayanlarýn vicdansýzlýðý artýk kendilerinin etiketi olarak kendilerine aittir deyip onlarý kendi hallerine býrakýyoruz." dedi.

"Sadece tercüman biliyor Cumhurbaþkanýnýn ne konuþtuðunu. Bunlar devlet meselesidir, devlet sýrrýdýr." denildiðini söyleyen Çelik, "Halbuki bilinir bunlar. Bazen biz isteriz, bazen karþý taraf ister, liderler baþ baþa görüþürler. Mesela bu görüþmelerin zannediyorum hemen hemen hepsinde karþý taraf Cumhurbaþkanýmýzdan istemiþtir, yani Miçotakis görüþmesi, Macron görüþmesi... Bazen de biz isteriz. Belli meselelerin liderler arasýnda konuþulmasý ve daha sonra heyetler arasý görüþmeye geçerken liderlerin belli mesafeler kat etmiþ olmalarý önemlidir. Bu görüþmelerin birçoðunda da öyle olmuþtur." diye konuþtu.

Cumhurbaþkaný Erdoðan ile ABD Baþkaný Joe Biden'ýn görüþmelerini hatýrlatan Çelik, önce baþ baþa görüþmenin olduðunu daha sonra heyetler arasý görüþmeye geçildiðini, bu görüþmede her iki tarafýn konuþmak istediði bütün konularýn tek tek üzerinden geçildiðini ifade etti.

Çelik, "Bunlarýn hepsi devletin kayýtlarýna girer. Cumhurbaþkanýmýz zaten bu konularda çok hassastýr. Devlet kaydýna girmeyen herhangi bir þey olmaz. Burada büyükelçilik yapmýþ, geçmiþte diplomatik görev almýþ kiþiler de bu iþlerin formatýnýn nasýl olduðunu bilirler. Sadece tercüman biliyormuþ, devlet bilmiyormuþ, devletten saklanýyormuþ... Hayatýnda bir kere bir müzakereye girmiþ olan, bir kere yabancý devlet görüþmesine girmiþ olan bir kiþi bu cümlenin altýnýn boþ olduðunu bilir." deðerlendirmesinde bulundu.

- "Bilgisizlikle ilgili bir þey"

Bu tür görüþmelerin Milli Savunma Bakanlýðý, Dýþiþleri Bakanlýðý ve benzeri ilgili birimlerin hepsine kendi görev alanlarýna giren konularý tespit edip onlarý takip etmesi için daðýtýldýðýný dile getiren Çelik, "Bunlar çok bilinen þeyler ama maalesef bu kadar berrak þeyler konusunda bile sanki ilk defa yapýlýyormuþ, sanki çok gizemli bir þey yapýlýyormuþ gibisinden bir hava oluþturulduðunu gördük. Maalesef o da üzüntü vericidir. Bilgisizlikle ilgili bir þey." dedi.

CHP Genel Baþkaný Kemal Kýlýçdaroðlu'nun Cumhurbaþkaný Erdoðan için "Milli güvenlik sorunu" ifadesini kullandýðý hatýrlatýlarak, "Bu açýklamadan birkaç gün sonra da Amerika'da Türk Demokrasi Projesi adý altýnda bir dernek kuruldu. Bu derneðin kuruluþ bildirgesinde de hem Cumhurbaþkaný Erdoðan hem de Türkiye hedef alýndý. Bu geliþmeleri nasýl deðerlendirirsiniz?" þeklindeki soru üzerine Çelik, þunlarý söyledi:

"Türkiye'deki bir siyasi partinin, devletin Cumhurbaþkaný'na karþý 'Milli güvenlik sorunudur' ifadesi kullanmasý þuursuz bir ifadedir, yakýþýksýz bir ifadedir. Ýster beðenin ister beðenmeyin, ister benimseyin ister benimsemeyin, ister siyasi ve ideolojik görüþünüze yakýn bulun ister bulmayýn, bahsettiðiniz makam Türkiye Cumhuriyeti'nin devlet baþkanlýðýdýr, Türkiye Cumhuriyeti'nin ordularýnýn Baþkomutanýdýr. Onu 'Milli güvenlik sorunu' olarak nitelediðiniz andan itibaren aslýnda kendi görev yaptýðýnýz zemindeki meþruiyet alanýna da zarar vermiþ olursunuz."

Siyasi mücadeleyi siyasi rekabet düzeyinde ele almak gerektiðine vurgu yapan Çelik, þöyle devam etti:

"Bunu siyasi rekabetten çýkarýp da siyasi husumet düzeyine getirdiðiniz andan itibaren kim bunu siyasi husumet düzeyine getiriyorsa aslýnda kendi meþruiyet alanýný zedeler, birincisi bu. Dolayýsýyla Türkiye Cumhuriyeti'nin devlet baþkanýna ister benimse ister benimseme, istediðin siyasi eleþtiriyi getir, ahlaki olarak yoldan çýkmadýðý müddetçe, hakaret olmadýðý müddetçe, ama tutup da 'O bir milli güvenlik sorunudur' dediðinizde bu izansýz ve yakýþýksýz bir ifade olur, hiçbir gerçeðe de uymaz. Cumhurbaþkanýmýzýn, Türkiye'nin hak ve menfaatlerini korumak, Türkiye'nin milli güvenliðini muhafaza etmek, Türkiye Cumhuriyeti'nin þan ve þerefini korumak konusunda gecesini gündüzüne katan nasýl bir mücadele verdiðini, ona alenen dýþarýda, dýþ dünyada düþmanlýk yapanlar bile teslim etmektedir. Dolayýsýyla kendilerinin 6 aylýk mesaisi Cumhurbaþkanýmýzýn 1 günlük mesaisi olmayanlar bu çalýþmayý ölçebilecek durumda deðiller."

"Think tank" kuruluþlarýnýn araþtýrma yapmak üzere kurulduklarýný anýmsatan Çelik, "Fakat bunun bir 'think tank' olmadýðý, bunun güdümlü bir oluþum olduðu þuradan belli, daha ilk maddesinde diyor ki 'Türkiye'deki otoriterlikle ve Türkiye'deki diktatörlükle mücadele etmek'. Demek ki bu bir 'think tank' deðil, bu baþka bir organizasyon." dedi.

Kuruluþun içinde eski ABD Baþkaný George Bush'un kardeþi Jeb Bush ve eski Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danýþmaný John Bolton gibi isimlerin bulunduðuna iþaret eden Çelik, "Bolton'ýn yazdýklarýndan da Türkiye'ye karþý iyi duygular beslemediðini biliyoruz. Fakat bu iþin diðer yarýsýnda Fetullahçý Terör Örgütüne yakýn kimseler var, onun da oradan mensubu olan kimseler var." diye konuþtu.

Jeb Bush'un ABD'de önemli görevlerde bulunduðunu anýmsatan Çelik, þöyle devam etti:

"(Bush'un) Amerika Birleþik Devletleri'nde bulunduðu görevler ayný þekilde Bolton'ýn Ulusal Güvenlik Danýþmaný olarak yaptýðý görevler onlarýn böylesi bir organizasyondan uzak durmak konusunda hassas olmalarýný gerektiriyor. Onlar baþka bir 'think tank' kurabilirler, baþka þey yapabilirler, Türkiye'ye karþý bir þey söyleyeceklerse biz de cevabýný veririz ama bu kiþilerin Amerika Birleþik Devletleri'nin çeþitli makamlarýnda görev yapmýþ, önemli görevlerde bulunmuþ bu kiþilerin Fetullahçý Terör Örgütünün mensuplarýyla Türkiye karþýtý bir organizasyonda yan yana gelmesini son derece yadýrgatýcý buluruz. Kendilerine tavsiyemiz, kendilerini Fetullahçýlarýn içinde bulunduðu bu organizasyondan ayrýþtýrmalarýdýr. Bu çünkü kesinlikle bir 'think tank' kuruluþu olmayacaktýr bir kara propaganda merkezi olacaktýr. O görevleri yapmýþ kiþilerin de bu kara propaganda merkezinin içerisinde bulunmasýný biz kesinlikle arzu etmeyiz."

Çelik, normalleþme sürerken tedbirlere uyulmasý tavsiyesinde bulunarak, "Aþý randevularýna da zamanýnda gitme konusunda bakanlýk, Bakanýmýz sýk sýk açýklama yapýyor. Aþýlarýn heba olmamasý lazým, aþý zor bulunuyor, her bir aþýnýn heba olmasý baþkalarýnýn hakkýnýn yenmesi anlamýna geliyor. Ýnþallah bu süreci hep beraber birlik, bütünlük içerisinde saðlýkla atlatalým diyoruz." ifadelerini kullandý.